ben kendi ailemden bir örnek daha vermek istiyorum.
dayımın oğlu ilk okulda ve orta okulda çok başarısız bir öğrenciydi ve bu nedenle çok zayıf bir liseyi zar zor kazandı.meslek lisesini, kaynakçı bölümünü kazanmıştı. kaynakçı olacaktı yani, inşaatlarda.
lise 2 ye başladığında annem onu karşısına aldı ve konuştu, bundan sonraki hayatının nasıl olacağını, daha doğrusu tahminlerini söyledi.devamlı efor harcayacağını, inşaatlarda çalışacağını, belkide hiç bir zaman maddi olarak kalkınmayacağını söyledi ona. o anda kendisi anneme sordu : peki hala, sence ne yapmalıyım ben böyle bir hayat istemiyorum, annemde doktor olmasını önerdi. bunu duyan herkes gülmeye başladı, herkes onunla dalga geçmeye başladı.o kim, doktorluk kim. hemde çok kötü bir lisede okuyordu ve öğretmenlerde hem ilgisiz hem bilgisizdi. kendi kendine ders çalışmaya başladı. azimle. ilk sınava girdiği zaman kılpayı kaçırdı, sınavı kazanamadı. herkes zaten o puanı alabildiğine şaşırmıştı çünkü hiç kimse beklemiyordu ondan, herkes rezil olacağını düşünmüştü. o puanla kimya öğretmenliğini kazandı. 2 hafta okula gitti sonra okulu bıraktı. o zaman dedem dahi herkes çok kızdı ona. affedersiniz senden bir b*k olmaz dediler, zaten hiç bir zaman doktor olmayacaksın, bari öğretmen olsaydında hayatını kurtarırdın şimdi kaynakçı olacaksın dediler. 1 sene boyunca evden dışarı çıkmadı, sadece geceleri hava almak için çıkıyordu, hiç kimseyle göz göze gelmek istemiyordu, evde tek başına ders çalıştı ve bi sonraki sene tekrar tıp için sınava girdi.
şu anda, yurtdışında yaşadığı şehrin en büyük hastanesinde dahiliye uzmanı. çok ders çalıştığı için gözleri bozuldu, gözlük takıyor yoksa onun hayali cerrah olmaktı. bu gözlerle olamadı ama