Önceki başarısız tüp bebek uygulamaları başarıya dönüşebilir mi ?

isabel

Kuzey Ege
Yönetici
Super Moderator
Anneler Kulübü
6 Mart 2012
17.731
27.749
48
tup_bebek.jpg



Daha önce iki veya daha fazla tüp bebek uygulamasından başarılı sonuç almamış hastaları sonraki tedaviye almadan önce, hastanın daha önceki denemeleri göz önüne alınarak mutlaka hastaya farklılaşmış bir tedavi protokolü planlanmalıdır.

1- Elde edilen embriyo kalitesi iyi veya çok iyi olmasına rağmen gebelik elde edilmemişse uygulanması gereken yöntemler:

A- Ofis Histereskopi: En az iki tane iyi embriyo verilmesine rağmen gebelik olmadığı durumlarda, %20 oranında rahim içinden polip, yapışıklık, miyom ve rahim içi bölümler gibi embriyonun tutulmasını engelleyen hastalıklara tanı koyup aynı işlem esnasında tedavisi yapılıp ortadan kaldırabilmektedir. Türkiye’de bu işlemi ilk defa uygulayanlardan biri ve birçok hekime eğitimini veren Prof. Dr. Recai PABUÇCU ve ekibi ile hastalarımıza kliniğimizde bu işlemi anesteziye bile gerek kalmadan, ağrısız bir şekilde başarıyla uygulamaktadır.


B- Hastalıklı Tüplerin (Kanalların) Laparoskopi Yöntemiyle Açılması veya Çıkarılması:

Eğer tüplerde yapışıklık, tıkanıklık veya tüplerin ağzının tıkanıklığa bağlı olarak tüplerin içinde sıvı toplanmışsa (hidrosalpinks) rahim içine embriyo yerleştirildiğinde bu tıkanıklık yapışıklık ve hidrosalpinks sonucu oluşan bu sıvının rahim içine kaçak vermesi sonucu embriyoların tutulmasını kesin olarak engellediği ispatlanmıştır. Bu hastaların tüplerinin laparoskopik (kapalı) yöntem ile açılması, çıkarılması veya tüplerin rahimden çıktığı bölgeye tıkama işlemi yapılması sonucu embriyonun düşmesine neden olan bu sorun ortadan kaldırılmış olur.


C- PGD (Preimplantasyon Genetik Tanı) (Embriyoların Genetik İncelenmesi):

8 Hücreli embriyonun bir blastomeri (hücresi) alınarak biyopsi yapılabilmekte ve anne rahmine yerleştirilmeden önce embriyonun, kromozom yapısı ve bazı gen defektleri belirlenebilmektedir. Son yıllarda gen teknolojilerindeki gelişmeye paralel olarak daha önce sadece araştırma merkezlerinde çok kısıtlı olarak kullanılan bu teknikler şimdi daha yaygın ve pratik olarak kullanılabilmektedir. Konu son derece hızlı gelişmekle birlikte klinikte sınırlı bir grup hastada kullanılmalıdır (cinsiyete bağlı geçişli hastalık riski – kas distofileri, hemofili vb. translokasyonlar, kromozom sayı bozuklukları, bazı bilinen gen defektleri gibi).

Bu teknikler hiçbir zaman %100 sağlam çocuk iddiası taşımamaktadır. Hatta çoğu tecrübeli merkez bu yöntemleri kullandıktan sonra elde edilen gebeliklerde yine de klasik antenatal tanı yöntemleri olan amniyosentez ve koryon villus biopsisini önermektedirler. Preimplantasyon genetik tanı yöntemi merkezimizde de başarı ile uygulanmakta olup, özellikle 38 yaş üstü üçten fazla embriyo oluşmuş hanımlarda, genetik tanı sonrası embriyo transferleri yapıldığında genç yaş grubuna yakın gebelik elde edilmektedir. Ayrıca ikiden fazla başarısız tüp bebek olmuş ise yapılmasında fayda vardır. Sperm sayısı bozuk olan erkeklerde döllenme sonucu genetik problemli embriyo olabileceğinden sağlıklı embriyoları seçmek içinde kullanılmalıdır.


D- I.M.S. I (Mikroskobik Büyütme İle Seçilmiş Sperm Mikroenjeksiyonu):

Özellikle sperm sayısı ve hareketleri düşük olan erkeklerde başarıyı oldukça arttıran bir yöntemdir. Bu uygulama için ileri teknoloji ile donatılmış çok özel mikroskoplar kullanılmaktadır. IMSI tekniği kullanılarak yapılan işlemlerde normal bir mikroskoptan 16.000 kat daha fazla büyütülen spermlerin hücre içi yapıları, hücre çekirdekleri detaylı bir şekilde incelenmekte ve bu sayede en kaliteli spermler, dejenere olmadan seçilebilmektedir. Daha sonra bu spermler ile yapılan mikroenjeksiyon işlemi ile başarı artmaktadır.

E- HLA-G5: Tutunma yeteneği en yüksek olan embriyoların ürettiği HLAG5 proteininin saptanarak embriyo seçiminde kullanılması gebelik oranını artıracaktır. Bu yöntem kliniğimizde de kullanılmaktadır.

F- P.I.C.S.I: Mikroenjeksiyon sırasında olgun spermlerin seçimi, genetik kusurlu olanların ayrıştırılması amacıyla kullanılan bir metoddur. Genetik olarak normal olan spermlerde hücre zarında bulunan özel bir protein bu spermler labaratuvarda önceden hazırlanmış plaklara yapışmasını sağlar. Bu proteine sahip olmayan spermler ise plaka engelini aşamaz ve dışarıda kullanılmasını sağlayan bu teknikle başarı artırılmış olur.


G-Assisted Hatching (Traşlama Yöntemi – AHA):

Embriyoların rahme tutunma oranlarını arttırmak için geliştirilmiş bir tekniktir. Bu teknikte, embriyonun etrafını saran kılıf (zona pellucida) lazerle, asitle ya da mekanik yöntemlerle inceltilir. Bu yöntemlerin birbirine herhangi bir üstünlükleri olmayıp merkezin deneyimine göre herhangi biri kullanılabilir. Transfer günü embriyolar, hastanın yaşı ve öyküsü ile beraber değerlendirilerek bu işlemin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilir. Bu işlem dondurularak saklanmış embriyoların transferinde de kullanılabilir. Döllenmiş hücrelerde bu yöntemle gebelik oranı artabilmektedir. Ancak bu konu tam aydınlığa kavuşmuş değildir.


H- CGH – Komparatif Genomik Hibridizasyon Yöntemi :

İstenilen bir gebeliğin sağlanması ve sağlıklı bir bebeğin dünyaya gelmesi, embriyonun sağlıklı kromozom yapısına sahip olup olmasına bağlıdır. Kromozom yapısının sağlıklı olmaması halinde çoğu zaman vücut gebeliği gerçekleştiremez ya da gebelik düşükle sonlanır. Tekrarlayan tüp bebek yöntemi sonrasında gebelik sağlanamaması ya da gebeliklerin düşükle sonuçlanması; ayrıca normal yollarla sağlanan gebeliklerde düşük görülmesi durumunda mutlaka sebebini araştırmak gerekir. Bu gibi durumlarda ilk önce genetik bozukluk olup olmadığı araştırılmalıdır.

Yaşı 38 ve üstünde olan anne adayları, herhangi bir problem tespit edilemediği halde embriyo transferi yapılmış ve en az 2 kez başarısız tüp bebek tedavisi geçirmiş olanlar, daha önceden PGD yapılarak en az 1 tane normal embriyosu belirlenerek transferi yapılmış ama gebe kalamamış olanlar, tekrarlayan düşükleri nedeniyle kromozomal bozukluk tespit edilmiş olan hastalara CGH başarıyla uygulanmaktadır.

Tüp bebek tedavisi için merkeze gelen anne adayının yumurtaları, uygulanan ilaç tedavisi sonrasında toplanır. Erkeğin spermi ile laboratuar ortamında mikroenjeksiyon (ICSI) işlemiyle döllendirilerek büyümesi ve gelişmesi sağlanır. Gelişimin 3. gününde 6,7 ve 8 hücreli olan embriyolardan mikroskop altında laser yardımıyla embriyonun zarına birkaç atışla delik açılarak birer hücre alınır. Tecrübeli kişiler ve gelişmiş ekipmanlarla yapılan bu işlemin embriyoya hiç bir zararı yoktur. Kalan embriyolar bölünüp gelişimlerine devam ederler. Herbir embriyodan alınan birer hücre Mikroarray tabanlı Karşılaştırmalı Genomik Hibridizasyon (CGH) yöntemi ile incelenir. Bu yöntemle, daha önceden uygulanan PGD (preimplantation genetic diagnosis) metodundan farklı olarak tüm kromozomlar incelenmektedir. 24 saat sonra elde edilen sonuçlara göre sağlıklı olan embriyo anne rahmine transfer edilir. Tüp Bebek yöntemiyle % 45–55 olan gebelik oranları %70–75’ lere yükselmektedir. Bu yöntem ile canlı doğum oranlarında artış gözlenirken, gebelik kayıplarındaki oran düşmüştür. 38 yaş üstü hastalarda CGH yöntemi uygulanarak gebelik oranları %30-40’lara ulaşmaktadır. Daha önce 4–5 defa tekrarlayan düşüğü olan hastalarda ise CGH yöntemi uygulandığında canlı doğum %60–70 oranında artmıştır.


2-Kötü Embriyo Elde Edilmiş Olgularda Başarıyı Artıracak Yöntemler:

A- I.V.M. (İn Vitro Maturasyon):

İlaçsız tüp bebek tadavisi olarak da bilinen bu yöntemin deneneceği gruplar; ilaç olarak uyarılmaya rağmen olgun yumurta elde edilmeyen hastalar, embriyo kalitesi kötü olan ve herhangi sebeple açıklanamayan hastalar, polikistik över hastalığı olup, karnında su toplanması riski olan ve olgun yumurta alınamayan hastalar ve kemoterapi alacak veya kısırlaştırılacak hastalardır. Çoğu zaman ilaç bile gerekmeden yumurtalar erkenden toplanır. Labaratuvar ortamında özel yöntemlerle büyütülür, olgunlaştırılır daha sonra mikroenjeksiyon yapılır. Bu metod ile yukarıda sayılan hasta gruplarında daha kaliteli embriyo elde edileceği gibi aşırı uyarılma riski ortadan kalkacaktır. Ancak yine de unutulmamalıdır ki bu yöntem tüm IUF olgularının sadece % 5 -% 15’ine uygundur.


B-(Embriyodaki Zararlı Parçacıkların Temizlenmesi):

Bazı embriyolar gelişirken normal hücre bölünmesinin yanı sıra istenmeyen bazı parçacıklar oluşur. Fragman denen bu parçacıklar aynı zamanda tedavinin başarısını azaltır. Bu yüzden çok deneyimli ekipler, defragmantasyon denilen, mikroskop altında özel teknikler ve özel mikro pipetler ile bu parçacıkları temizleyip verilen parçasız embriyo ile gebelik oranlarını artırırlar.


C- Endometrial Ko-KDItür (Yapay Rahim):

Tekrarlayan başarısız tüp bebek deneyimli hastalarda ve kötü kalite embriyo elde edilenlerde kullanılan bir yöntemdir. Bu hastaların rahim içi dokusundan (endometrium) alınan küçük bir parça, anne serumu ve bazı özel maddeler ile birleştirilerek yeni bir ortam hazırlanır. Alınan yumurtalar, mikroenjeksiyon işlemi sonrası bu ortamda büyütülerek daha kaliteli embriyolar elde edilmektedir. Bu yöntem kliniğimizde, uygun görülen hastalara, başarıyla uygulanmaktadır.


D- Başarı Elde Etmek İçin İlaç Tedavisinin Farklılaştırılması:

Çok deneyimli jinekolojik endokrin (hormon uzman) uzmanları hastalara uygulanan yumurtalama programlarını değiştirerek daha kaliteli yumurta elde edebilirler ve bu hastaya göre ayrı ayrı düzenlenerek tedavi başarısı artırılmış olur. Örneğin PCO’lu hastalarda daha kaliteli yumurta elde edebilmek için hasta dostu denen çok özel programlar uygulanarak daha kaliteli embriyolar yapılır ve başarı arttırılmış olur. Kliniğimizde de Prof. Dr. Recai PABUÇCU bu konuda oldukça deneyimli bir hekimimizdir.


E-EMBRYOSCOPE Tekniği ile doğru zamanda doğru embryo seçimi: (Embriyolar gece gündüz gözlem altında):

EmbryoScope-Dinamik Embriyo İzleme; IVF tedavilerini iyileştirmek için geliştirilen hızlandırılmış bir çekim tekniğine dayanarak düzenlenmiş bir embriyo izleme sistemidir. Bu sistem, yaklaşık 7 yıl süreyle araştırmalar sonucu ilk defa 2009 da Avrupa’da kullanılmaya başlanmıştır. EmbryoScope hızlandırılmış çekim tekniğine dayanarak inkübatörün içine yerleştirilen bir kamera ile döllenmeden transfer anına kadar embriyoyu izlememize olanak vermektedir.

Bu sistem sayesinde, embriyo istediğimiz her saat dilimde kayıt altına alındığından rahatlıkla her gelişim aşamasını gözlemlemeye yardımcı olur. Embriyoyu dış ortama maruz bırakmadan, kendi ortamında izleyip gelişimini takip edebilmekteyiz. Embriyo gelişiminde en önemli unsurlardan olan hücre bölünmesi aşamasını böylece kaçıncı saatte olduğuna kadar görebilip en sağlıklı embriyoyu seçmek ve sonucunda anne adayına en sağlıklı tek embriyoyu transfer ederek gebelik şansını artırmak mümkündür.

Avrupa ve Amerikada yaygın bir şekilde kullanılmakta olan EmbryoScope ile artık biz de hastalarımızın tüm embriyolarını an ve an izleyip en sağlıklılarını seçebilmekteyiz. EmbryoScope, Dinamik Embriyo İzleme Sistemi ile güvenli ve kontrollü bir kültür ortamı sağlanırken tek seferde 72 adet embriyo sürekli gözlem altında tutulabilmektedir. Yapılan gözlemler 4 boyutlu belgelendirme teknikleri sayesinde uzmanlara istenilen süreç ve zamanlamayı değerlendirme imkânı sağlayarak, gelecekte yapılacak embriyo puanlamaları için benzersiz yeni parametreler geliştirme imkanı sağlamaktadır.
 
X