Östrojen ve Testosteron

yaren_76

mareşal
Kayıtlı Üye
12 Temmuz 2006
2.066
65
Testosteron erkeklik hormonu, östrojen ise kadınlık hormonudur.

Östrojen ve testosteron steroid grubu hormonlardır. Vücutta ön maddeleri kolesteroldür. Yumurtalıklar ve böbrek üstü bezleri kolesterolü enzimlerle dönüştürerek testosteron ve östrojeni üretirler. Testosteron ve östrojen insan vücudu tarafından üretilebileceği gibi laboratuar koşullarında sentetik olarak da üretilebilinir.

Doğada hiçbir şey siyah ve beyaz kadar net ayrılmadığı gibi cinsiyet hormonları da birbirlerinin tam zıttı değildirler. Testosteron ve östrojen sex hormonları dediğimiz geniş bir hormon grubu içerisinde yer alırlar. Erkek tipi yani androjen hormonları testosteron, dihidrotestosteron, androstenedion, 17 alfahidroksiprogesteron ve dehidroepiandrosteronu (kısaltılmışı DHEA) kapsar. Kadın tipi yani östrojen hormonları estradiol, estriol, estron ve türevlerini kapsar. Hem androjenler hemde östrojenler hem erkeklerin hem de kadınların vücudunda bulunurlar ve bunlara sex hormonları denilir. Ancak erkek ve kadınlarda gerek östrojenlerin gerekse androjenlerin miktarları birbirlerinden çok farklıdır.

Erkeklik hormonu testosteron erkeklerde yüksek miktarlarda kadınlarda ise düşük miktarlarda salgılanır. Tam tersi olarak erkeklerde de kadınlık hormonu östrojen çok düşük düzeylerde salgılanır. Bu normalde görülen düşük salgılanma düzeylerinde bir hastalık neticesinde artma gerçekleşirse ortaya hormon dengesizlikleri çıkar. Sex hormonlarının %80’i yumurtalıklardan, %20’si ise böbrek üstü bezlerinden salgılanır. Sex hormonları bireyin penis veya vaginasının görüntü, renk ve büyüklüğü gibi cinsel organların şeklini, meme gelişimi gibi ikincil seks karakterlerini; boy büyümesi ve vücutta yağ miktarı ve yağın kalçalara dağılıp dağılmaması gibi cinsellik dışı etkileri gerçekleştirirler. Cinsel organların dış görünüşü yanında testosteron ve östrojenler daha biz dünyaya gelmeden anne karnında beyin üzerine çalışarak iz bırakırlar, böylece bebek ve çocukların ileri yaşamlarında cinsel kimliklerinin gelişmesinde rol oynarlar. Cinsel kimlik erkek çocuğunun daha bebek ve çocukken kendisini erkek olarak tanımlayıp, erkek oyuncakları ile oynaması, erkek arkadaşları tercih etmesi, kız çocuklarından farklı olduğunu bilmesidir. Kız çocukları da östrojenin anne karnında ve erken çocukluk döneminde yaptığı etki ile kendilerinin kız olduklarını çocukluktan itibaren bilmektedirler. Testosteron veya östrojende yani seks hormonlarında gerek doğuştan gelebilecek gerekse sonradan başlayacak bir problem bireyin ileri hayatını yönlendirerek, karşı cinsle ilişkilerini çıkmaza sokabilecek aksaklıklara ve kendisini hiç yaşamak istemediği duyguların içinde bulmasına yol açar. Testosteron ve östrojende bir sorun varsa bundan beyniniz yani içinde bulunduğunuz ruh hali ve zekanız direk olarak etkilenir.

Östrojen ve testosteron kadın sağlığı açısından neden önemli?

Vücutta hormonlar ahenk içinde çalışır. Kadınlarda cinsel hormonların salgısı oldukça karışıktır. Bebeklik ve çocukluk çağında östrojenin fizyolojik bir rolü yoktur. Salgılanıp salgılanmaması çocukluk çağında sağlık için önemli değildir. Yani çocuğunuzda doğuştan gelen bir östrojen sorunu varsa bunu anlamanız imkansız gibidir. Tek anormal durum boy kısalığı olabilir. Ergenlik çağında vücudun orkestra şefi dediğimiz hipofiz bezinden salgılanan FSH ve LH hormonları genç kızlarda yumurtalıkları uyararak östrojen salgısını başlatır. Genç kızlarda boy büyümesi erkeklere nazaran ergenliğin başında başlar, hızlı olur ve daha çabuk biter. Östrojenin etkisi ile genital bölgede kıllanma, kalça bölgesinde yağlanma, memelerde büyüme, meme başının renginde koyulaşma ve gelişme görülür. Vücut hatları yuvarlaklaşır, meme ve kalçalar dolgunlaşır. Yumurtalıkların hacmi artar, rahim iç ve dıştan kalınlaşır, vagina boy olarak uzar ve içindeki hücreler kayganlığı sağlayan mukus maddesini salgılar. Kadınlarda ergenliğin son noktası olarak adet kanaması gerçekleşir ve bununla beraber boy büyümesi durur. Genital organlar çocuk formundan çıkar, cinsel birleşmeye uygun hale gelir. Östrojen kadın psikolojisi üzerine son derece etkilidir. Beyine etki ederek özellikle geometrik zekanın gelişimine, aşk tutkunluğunun, sevecen duyguların ve ana rolunün gelişmine katkıda bulunur. Östrojen sayesinde kadınlar sevgiyi önemserler, agresif davranışlar sergilemezler, içgüdüsel olarak sakin ve huzurlu hayatı ararlar. Östrojen progesteron dediğimiz diğer bir hormonla harmoni içinde çalışır. Adetin ilk iki haftasında östrojen salgılanıp, rahmi büyütür ve yumurtanın rahme düşmesinde rol oynar. Adet döneminin son iki haftasında progesteron salgılanarak rahim salgılarını arttırır, eğer bu dönemde hamilelik gerçekleşirse progesteron rahmi hamileliğe hazırlar, gebelik oluşmaz ise progesteron adet kanaması oluşmasına yol açar. Kadınlığın vazgeçilmez hormonu östrojen yanında erkeklik hormonu testosteron da kadın sağlığında önemlidir. Genç kızlarda testosteron böbrek üstü bezinden salgılanarak ergenlik döneminde koltuk altı bölgesi ve apış arasında kıllanma olayını başlatır. Boy büyümesinin tamamalanmasına yardımcı olur. Kadınlarda düşük oranda salgılanan testosteron kadınlarda şehvet duygusunun oluşmasında, kadının cinsel isteğinin artışında rol oynar. Testosteronun kadında normal seviyelerde olması kadınların sekste doyuma ulaşması için önemlidir.

Testosteron ve östrojen erkek sağlığı açısından neden önemli?
Testosterone erkeklerde testis dediğimiz yumurtalıklardan salgılanır. Erkeklerde 46XY kromozom tipi vardır. Erkekteki Y kromozomu testislerin gelişimini sağlar. Y kromozomunda genetik bir bozukluk varsa testis doğal olarak gelişemez, erkeklik hormonu salgılanamaz ve doğacak çocuk çift cinsiyetli olur. Y kromozomu, testis ve testosteron üçgeni erkek cinsel kimliği ve rolünün temelini oluşturur. Testislerin bebeklik çağında bir önemi yoktur, o dönemde uykudadırlar ve faaliyet göstermezler. Ancak bebeklerin testislerine dıştan kaza sonucu bir darbe gelmesi veya ateşli hastalık sonucu tahribat olması ileride kısırlığa sebep olabilir. Ergenlik çağında beynin altındaki hipofiz bezinden salgılanan FSH ve LH hormonlarının uyarması ile genç erkeğin testisleri uyanır, toy delikanlı erkekleşmeye başlar. Cinsel belirtilerin gelişmesi ile beraber testosteron kemik dokuya etki ederek boy uzamasına neden olur. Alından saç dökülmesi başlar. Ses kalınlaşır. Yüzde sivilceler çıkmaya başlar. Kemikler enine kalınlaşır, boyuna büyür. Cilt kalınlaşır ve yağlanır. Önce genital bölge, ardından koltuk altları ve sonra tüm vücutta kıllanmalar olur. Sakal ve bıyıklar çıkmaya başlar, ter bezleri sayı ve hacimce büyür. Tesislerin rengi koyulaşır, boyu büyür. Penis boyu artar ve sertleşme fonksiyonu kazanır. Testislerde meni oluşmaya başlar. Genç delikanlı cinsel doyuma ulaşma ve cinsel birlikteliği gerçekleştirme kapasitesini kazanır. Sperm sayısı artar, sperm en kaliteli halini alır. Testosteron kasları geliştirir, fiziksel gücü maksimuma ulaştırır. Artık toy delikanlı büyümüş bir kadını hamile bırakma kapasitesine ulaşmıştır. Bu ergenlik çağının sonudur. Testosteron erkeklerde matematik zekanın ilerlemesinde rol oynar, beyne etki ederek erkeklerde rekabet ve yarışma duygusunu arttırır. Testosteron erkekleri daha agresif hale sokar. Burada kasıt edilen agresivite ile sadece kavga dövüşe yatkınlık değil; başarı, para, ün kazanma hırsı ve işkolik halde yaşamadır. Erkeklerde östrojenin bu noktada kader vtayin ettirici rolu vardır. Erkeklerde östrojen kişinin daha sakin ve toplumsal yaşama daha uyumlu olmasını sağlar. Östrojen düzeyi yeterli ise erkeklerde doğal olarak bulunan matematik zeka östrojenin etkilediği geometrik ve duygusal zeka ile birleşerek erkeğin iş hayatında veya akademik hayatta üstün başarı sağlamasına neden olur.


Östrojen ve testosteronun eksikliği ve fazlalığı, her iki cinsiyet üzerinde ne tür sorunlara yol açıyor?

Kadınlarda östrojen fazlalığı en sık yumurtalık faaliyetlerinin bozulması sonucu gelişir. Polikistik over hastalığı dediğimiz sendromda düzenli aylık yumurtlama yoktur ve kısırlık vardır. Overler östrojeni fazla salgılarsa armut tipi şişmanlık başlar, yani kalçalarda yağ birikir, sellülitlerde patlama olur. Kalça ve bacakları kalın orantısız bir vücut açığa çıkar. Fazla östrojenin en kötü sonucu kanser hücrelerini uyarmasıdır. Östrojen hap olarak alınsa da vücut kendi kendine aşırı salgılama yapsa da fazlası kanseri tetikleyebilir. Östrojen dğzeyinin kanda yüksek olması rahim ve meme kanseri için direk bir risk faktörüdür. Burada püf noktası yağ dokusunun erkeklik hormonlarını kadınlık hormonlarına çevirme kapasitesine sahip olmasıdır. Östrojen fazlalığı yağ dokusunun miktarını arttırır. Artan yağ dokusunda daha fazla testosteron östrojene çevrilir, bu da yağ dokusu miktarını daha da artırır. Sonuçta bir kısır döngü oluşur. Daha fazla östrojen daha fazla yağ; bu da yine daha fazla östrojen demektir. Sonuçta hücreler uyarılır ve vücutta kadınlık organlarında kanser gelişimi başlayabilir. Östrojen fazlalığı vücudun su ve tuz tutmasına neden olur. Yüz yuvarlaklaşır, el ve ayaklarda şişlik ve ödem gelişir. Östrojen fazlalığı bacak damarlarının tıkanmasına, akciğere pıhtı kaçmasına, safra kesesinde taş oluşmasına ve tansiyonda bir iki puanlık artışa sebep olabilir. Ergenlik çağında hormonlar yerine otururken testosteronun dengesizliği fizyolojik olarak görülen doğal bir olaydır. Ancak 20’li yaşlardan itibaren testosteron fazlalığı bir endokrinoloji ve metabolizma uzmanının muayenesini gerektirecek anormalliklere neden olur. Testosteron fazlalığının ilk belirtileri yüzde sivilceler çıkması, her iki meme arasında, göbekte, kalça üzerinde ve bacakların üst kısmında sert, siyah ve kalın kılların çıkmasıdır. Hormon problemleri nedeni ile gelişen kıllarda devamlı hormon uyarısı olduğundan epilasyon iyi sonuç vermez. Epilasyon devamlı hormon uyarısı devam ettiği için başarısız olur. Öncelikle testosteron artışının bir endokrinoloji uzmanınca tedavisi gereklidir. Testosteron fazlalığı adet düzensizliğine, kısırlığa ve adetten aşırı kan kaybına neden olur. Testosteronun ileri derecede yükselmesi kadınlarda sesin kalınlaşmasına, vücudun kaslı, yüz hatlarının sert görünmesine neden olur. Testosteron daha da artarsa kadınların saçı dökülür, klitoriste büyüme ve vaginada daralma meydana gelir. Testosteronun yüksek olması bir kadını lezbiyen yapmaz, homoseksüellik bir psikolojik sapmadır.

Kadınlarda östrojen azlığı memelerde küçülme, vaginada kuruluk, cinsel ilişki esnasında ağrı, cillte kırışıklık, saç dökülmesi, vaginada sarkma, cinsel isteksizlik ve cinsel ilişkiden zevk almama sonuçlarını doğurur. Östrojen azalırsa kadın erken menopoza girebilir, bu durumda sıcak basmaları, terleme atakları ve psikolojik dengesizlikler görülür.

Erkeklerde östrojen fazlalığı kas kitlesinin azalmasına, vucüt konturlarının deforme olmasına, memelerin büyümesine, vücut kıllarının incelip azalmasına, sesin incelmesine, testislerin küçülmesine, cinsel isteksizlik ve iktidarsızlığın başlamasına neden olur. Östrojenin fazlalığı erkeklerde göbek ve kalçanın büyümesine, bacakların bir kütük gibi genişlemesine ve lenfödem gelişimine neden olur. Östrojeni fazla olan erkekler daha sevecen, sakin ve anlayışlı olur. Östrojeni yüksek olan olan erkeklerin cilt rengi bembeyaz olabilir. Transseksüeller kadın görünümüne sahip olabilmek için östrojeni kokteyl halinde hem hap hem de iğne yoluyla belli bir şemaya göre yaptırmaktadırlar ve bu durum erkekte östrojenin neleri değiştirebileceğinin en uç noktasını oluşturur.

Erkeklerde testosteron fazlalığı erkeği aşırı agresif, seks düşkünü, kavgacı, hırçın ve uyumsuz yapar. Bazı antisosyal kişilik bozukluğu olan yani şiddetten zevk alan, kavga çıkarmaya meyilli, gerek potansiyel gerekse sabıkalı suçlularda testosteron düzeyinin yüksek olduğu görülmüştür. Testosteron yüksekliği erkeklerde kellik yapar. Testosteronun yükselmesi kanda kötü kolesterolü yükseltir, koruyucu kolesterol HDL’yi düşürür, kalp büyümesine neden olarak hem kalp damarlarında tıkanma ve infarktüse hem de kalp yetmezliğne neden olur. Testosteron yükselmesi damar sertliğini arttırır. Felç, bacak damarlarında tıkanma ve kalp krizine zemin hazırlar. Testosteron fazlalığı yaşlı erkeklerde prostatın büyümesine neden olur, bu da idrar yaparken mesanenin tam boşalamamasına, zor idrar yapmaya, idrar yaparken yanmaya neden olur. Testosteron yükselmesi devam ederse prostat kanseri de gelişebilir.

Testosteron eksikliği erkek dış genital organlarının yani penis ve testisin boyunun küçülmesine, peniste cinsel ilişki esnasında sertleşme sorunu olmasına, sperm sayısının azalmasına ve kısırlığa neden olur. Testosteron eksikliği ergenlik çağında başlarsa boy kısalığı gelişir. Testosteron eksikliği olan erkekler kadınlarla sevişme isteği duymazlar, cinsel ilişkiye başlamada zorluk çekerler. Ancak testosteronun düşmesi erkeği eşcinsel yapmaz.

Bu hormonların değerleri, doğuştan ya da sonradan neden azalıyor ya da yükseliyor? Hangi faktörler etkili oluyor.

Kadınlarda doğuştan östrojen azlığı Turner Sendromu adı verilen boy kısalığı, kısırlık, adet görememe ve bazende zeka geriliği ile seyreden hastalıkta görülür. Bu nadir doğumsal bir hastalıktır. Kadında doğuştan östrojen fazlalığı olan bir hastalık yoktur. Kadında doğuştan erkeklik hormonunun fazla olması konjenital adrenal hiperplazi denilen durumda olur. Kız bebeğinde daha d oğumda klitoris büyümüştür ve penis şeklini almıştır, vagina dardır ve çift cinsiyetlilik bulunur. Akraba evliliği neticesinde ülkemizde bu nadir hastalık sıklıkla görülebilmektedir.

Erkeklerde doğuştan testosteron azalması Klinefelter sendromu adı verilen kromozom bozukluğunda ve Kallman Sendromu adı verilen hormonların orkestra şefi hipofiz bezinin tam çalışamadığı durumlarda görülür. Bu hastalıkların kesin nedeni tam bilinememektedir. Doğuştan testosteron fazlalığı Y kromozom fazlalığında görülebilinir. Örneğin normal bir erkeğin kromozom yapısı 46 XY’dir. Doğuştan gelen ve nedeni tam çözülemeyen bir anormallik neticesinde bebeğin kromozomları 47 XYY olursa yani iki erkeklik kromozomu YY bulunursa ilerki yaşlarda testosteron fazlalığı ve antisosyal kişilik bozukluğu gelişebilir. Erkek çocuklarında doğuştan östrojen fazlalığı çift cinsiyetlilik durumunda görülür, burada testosteron sentez ve metabolizmasında görev alan enzimlerde doğuştan bir eksiklik söz konusudur.

Doğuştan gelen hormon dengesizlikleri nadir görülen hastalıklardır, sık olanlar yetişkin çağında görülen hormon dengesizlikleridir. Bunların binbir çeşidi vardır ve hepsini anlatmak için yüzlerce sayfalık kitap yazmak gerekir. Ancak bir endokrinoloji uzmanı olarak her gün karşımıza çıkanlardan bahsetmekte fayda var. Yağ dokusu fazlalığı vücutta hormon dengesizliği yapan baş sebeplerdendir. Yağ dokusu erkeklik hormonu testosteronu kadınlık hormonu östojene dönüştüren aromataz hormon sistemine sahiptir. Şişman kadınlarda fazla östrojen adet düzenini bozar, yumurtlamayı engeller ve kısırlığa neden olur. Östogen daha fazla yağ dokusu sentezine sebep olarak obeziteyi daha da arttırır. Şişman erkeklerde de kadınlık hormonu düzeyi artar. Morbid obez dediğimiz ileri derecede kilolu erkeklerde kadınlık hormonu artışına bağlı memelerde büyüme, iktidarsızlık ve kısırlık gelişir. Erkek psikolojisi olumsuz etkilenir. Kadınlık hormonu yüksek erkeklerde dış olaylardan çabuk etkilenme ve en ufak problem karşısında çözüm üretememe sonucunda obsesyon veya depresyon sorunlarına rastlanılır.

Hormon dengesizliğinde en sık ikinci neden yanlış veya bilinçsiz tedavilerdir. Zayıflıktan şikayet eden kadınlara verilen kilo arttırıcı anabolizan ilaç ve iğneler erkeklik hormonu içermektedirler ve hiçbir şekilde kullanılmamalıdırlar. İçeriği bilinmeyen ve Tarım Bakanlığından onaylı vitaminler veya katkı maddeleri erkeklik hormonu testosteron içerebilirler ve kullanılmamalıdırlar. Bazı eski model doğum kontrol haplarında bulunan bileşimler testosteron etkisi yaratabilerek kıllanmaya neden olabilirler, günümüzde bunları hastalarına yazan hekim neredeyse kalmamıştır. Ancak bilinçsiz bir doğum kontrol hapı tavsiyesi hayatınızı alt üst edebilir. Kadınların başına gelebilecek en kötü olay erkeklik hormonu testosteronu bilinçsiz veya yanlış tedavi sonucu almaktır. Meme kanseri ve endometriosis hastalıklarında kadınlarda erkeklik hormonu onkolog veya jinekolog tarafından kontrollü bir şekilde verilebilinir.

Polikistik over hastalığı denilen adet düzensizliği, kıllanma, kilo artışı ve diyabete yatkınlık ile seyreden hastalıkta östrojen hormonu fazla salgılanır. Kadın sağlığı için östrojen ve progesteronun bir harmoni içinde salgılanması gerekir. Östrojenin fazla salgılanması kadını daha da kadınlaştırmaz, tam tersi yumurtlama için gereken ahenk bozulduğundan kısırlık ve beraberindeki sorunlar açığa çıkar. Polikistik over hastalığında yumurtalıklar üzerinde toplu iğne başından 1 santimetreye kadar büyüklükte birçok kist gelişir. Pankreastan salgılanan insülin hormonuna yağ hücrelerinde direnç vardır ve kan şekeri bir inip çıkarak dengesiz seyerder. Kan şekerini dengelemek isteyen hasta daha fazla kilo alarak metabolizmasını ve hormon dengesini iyice bozar. Erken menopoz veya ameliyat ile yumurtalıkların alınması östrojenin ani azalmasına en iyi örnekleri teşkil ederler.

Yetişkin erkeklerde testosteron seviyesinin düşmesi en sık testis travması, testislerin virütik infeksiyonu, testis iltahabı ve testis kanseri sonucu testislerin ameliyatla çıkarılması sonucu gelişir. Hastalarda iktidarsızlık, kısırlık, kendini miskin, tembel ve işe yaramaz hissetme görülür. Prostat kanseri vakalarında onkologlar kanser hücrelerinin yayılmasını önlemek için bilinçli olarak testosteron düzeyini düşürürler. Yetişkin erkeklerde testosteron fazlalığı en sık doping yapan sporcularda görülür. Anti-aging uygulamalarında yaşlı erkeklere testosteron takviyesi yapılabilmektedir. Erkeklerde kadınlık hormonunun azaldığı ve bunun önemli belirtilere sebep olduğu sık görülen bir hastalık yoktur. Erkeklerde kadınlık hormonu fazlalığı böbrek üstü bezi kanseri veya yumurtalık kanseri gibi ciddi hastalıkların habercisi olabilir. Ancak sıklıkla görülen sebep ilaç yan etkileridir. Mide ilaçları, tansiyon ilaçları, kolesterol düşürücü ilaçlar ve bazı kalp ilaçları bazı erkeklerde ters tepkimeye girerek kadınlık hormonunu arttırır, bu da memelerde büyümeye neden olur. Bu gibi durumlarda hormon hastalıkları konusunda uzmanlaşmış bir endokrinoloji doktoruna başvurarak probleminizi çözmeniz mümkün olacaktır. Hormonlar erkeklere hiç farkında olmadan bulaşabilir. Örneğin menopozdaki kadınlar cinsel organlarındaki kuruluğu gidermek için östrojen içeren kremler kullanırlar. Bu tür kremleri kullanan kadınlarla cinsel temasa giren erkeklerin gerek penisine gerek sürtünme nedeni ile vücutlarına östrojen kremi bulaşır. Bu durum süreklilik arz ederse bu erkeklerde temas nedeniyle östrojen düzeyleri artar. Karı ve kocanın ilaçlarını dikkatsizlikle yanlış kutulara koymaları sonucunda birbirlerinin hormon takviyelerini kullandıkları da tıp literatürüne geçmiştir.


Her iki hormonun eksikliği ya da fazlalığı, kadın ile erkek üzerinde ne tür belirtiler veriyor?

Kadında erkeklik hormonu testosteron fazlalığı


a) Adet düzensizliği
b) İstenmeyen bölgelerde kıllanma
c) Sivilce
d) Saç dökülmesi
e) Ciltte yağlanma
f) Ses kalınlaşması
g) Göbek bölgesinde yağlanma
h) Kısırlık
i) Takıntılı, hırçın ruh hali

Kadında erkeklik hormonu testosteron azlığı

a) Koltuk altı ve genital bölge kıllarında dökülme
b) Cinsel isteksizlik
c) Cinsel ilişkiden zevk almama
d) Kasların hacim ve güç olarak azalması
e) Ciltte erken yaşlanma belirtileri

Erkekte kadınlık hormonu östrojen fazlalığı
a) Memelerde büyüme
b) Kalçada yağ toplanması ve kilo artışı
c) Sperm sayısının azalması ve kısırlık
d) Meme kanserine meyil
e) Kadınlarla cinsel ilişki kurmada zorluk
f) Bacaklarda kalınlaşma

Erkekte kadınlık hormonu östrojen azlığı

a) Prostat problemleri
b) Geometrik zekada azalma
c) Ciltte kırışıklıklar ve erken yaşlanma
d) İyi kolesterol HDL düşüklüğü
e) Kötü kolesterol LDL yükselmesi

Hormonların normal seviyelerine ulaşması için ne tür bir tedavi yöntemi izleniyor? Tedaviden başarılı sonuç alınabiliyor mu?

Hormon dengesizliği doğuştan geliyorsa çift cinsiyetlilik hastalığı vardır. Bunun düzeltilmesi öncelikle cerrahi ve kozmetik girişimleri, psikolojik terapiyi, aile terapisini ve hormon tedavisini gerektirir.

Erişkin çağda ortaya çıkan durumlarda öncelikle durumun bilinçsiz bir şekilde yapılan hormon tedavisinden veya yanlış ilaç kullanımı neticesinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Böyle bir durumda sebep olan ilaç kesilir. Ancak anabolik steroidler ve doping ilaçları kesildikten sonra dahi vücutta kalıcı değişiklikler yapabilmekte, psikolojik rahatsızlıklar, kalıcı kıllanma ve kalıcı şişmanlığa sebep olabilmektedirler. İkinci nokta hormon dengesizliğinin obeziteden kaynaklanıp kaynaklanmadığının tesbitidir. Kilo verme tedavisi bu durumda işe yarar, obezite ve şeker ilaçları faydalı olur. Bu basit sorunlar yoksa daha karmaşık problemler bulunabilir. Bu noktada zincir bir yerden kırılmalıdır. Değerlendirme bir endokrinoloji uzmanı tarafından veya hasta kadınsa jinekoloji uzmanı tarafından yapılmalıdır. Son yıllarda cinsel isteksizliği olan kadınlara düşük doz testosteron tedavisi yapılması gündeme gelmiştir. Ayrıca anti-aging uygulamalarında azalan böbrek üstü bezi ve sex hormonlarının takviyesi yapılmaktadır. Her iki metodda doğru ellerde yapıldığında başarılı sonuç vermektedir. Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Doç. Dr. Selçuk Can “Başarıyı sadece hastanın bazı laboratuar değerlerinde düzelme olarak değil hastamızın kilo verdiğini görmek ve psikolojisinin düzelerek hayata tekrar pozitif baktığını sağlamak ile tesbit ediyoruz” dedi.

Endokrinoloji Uzmanı Dr. Selçuk CAN
 
X