Öyle Bir Geçer Zaman Ki Kanal D

Başrollerinde Erkan Petekkaya ve Ayça Bingöl'ün rol aldığı dizinin yapımcılığını D Yapım üstlendi.

"Öyle Bir Geçer Zaman ki" 1967 yılıyla perdelerini açıyor. İlk başlarda nostaljik görüntülerin hakim olacağı dizi için hummalı bir ön çalışma gerçekleşti.

ZEYREK'İN ÇEHRESİ DEĞİŞTİ

Çekim mekanı olarak İstanbul’da 200’ü aşkın semt ve bölge gezildikten sonra hikayenin örgüsüne en uygun yer olarak Unkapanı’nın Zeyrek bölgesi seçildi.

60’lı yıllara geri dönmek için çekimlere başlamadan 1 ay önce 2 dekor 1 kostüm atölyesi kuruldu. Dört dikiş makinesi, sanayi tipi 3 adet ütünün yer aldığı kostüm atölyesinde 4 kişi görev aldı. Kostüm atölyesinde 487 adet kıyafet dikildi, 2054 adet kıyafet satın alındı, 2400 metreyi aşkın kumaş kullanıldı. Biri KUDEB diğeri tamamen yapım ekibi tarafından kurulan 2 dekor atölyesinde 24 kişi görev aldı. Halen 7 kişi aktif olarak çalışmaktadır.

Unkapanı’nın Zeyrek bölgesinde 51 ev boyandı, 9 ev tamamen restore edildi. KUDEB iş birliği ile yapılan çalışmalarda 2 ton boya kullanıldı, 24 usta görev aldı. Zeyrek’teki çerçeveleri pimapen olan evler tek tek ahşap çerçevelerle değiştirildi. Geçmiş zamanı yakalamak için ayrıca 16 adet özel tente kullanıldı. Öyle Bir Geçer Zaman Ki’nin Zeyrek’e ve çehresine olan katkılarından dolayı Fatih Belediyesi mekanı kullanıma açtı ve hiç bir destekten kaçınmadı. Belediye, Salihpaşa Cd. ve çekim yapılacak civar sokakların kaldırım taşlarını değiştirerek döneme uygun hale getirdi.

SARAYBURNU'NA YÜK GEMİSİ

Çukurcuma, Horhor gibi mekanlardan 2. el ve 60’lı yıllara ait objeler toplandı. Döneme uygun yük gemisi bulabilmek için uzun araştırmalar yapıldı. Yük gemisi yanaştırılamayan Sarayburnu Limanı’na, liman çekimleri için özel izinler alınarak, ilk kez bir yük gemisi yanaştırıldı.
 
dönem dizilerini çok severim :asigim:oyuncu kızdan elektrik almadım :delphin:
özge özberk daha çok yakışırıdı bu diziye boshayallersmile
 
14 Eylül Salı başlıyor :dance:

1. Bölüm

Yıl 1967; Ali Akarsu uzun yol gemilerinde ikinci kaptanlık yapmaktadır ve zamanın çoğunu ailesinden uzaklarda gemilerde geçirmektedir. Ailenin reisi geçim derdi için okyanus ötelerinde giderken aileyi bir arada tutan dört çocuğuna hem annelik hem de babalık yapan ise eşi Cemile’dir. Uzun bir seferin ardından Ali evine dönmektedir. Evin ahalisi özellikle de Cemile tatlı bir telaş içindedir. Mete, Berrin Aylin ama en çok da dört çocuğun en küçüğü olan Osman babasının dönüşünü pencerede beklemektedir. Ali her ne kadar ailesine kavuştuğu için mutlu görünse de halinde bir gariplik vardır. Üstelik daha ilk günden Mete’nin okuldaki haytalıkları ortaya çıkınca Ali, sinirlerine hakim olamaz. Evde büyük bir tartışma patlak verir. Ali’nin kızı Berrin ile de aralarında aşamadığı bir soğukluk vardır. Ancak Akarsu ailesinin hayatı Cemile’nin kocasının ceketinde bulduğu mektup ile tamamen değişecektir.

60’lı yılların sonuna 1967 yılına geri dönüyoruz. O dönemin siyasi, ekonomik, ve sosyal öğeleri ile harmanlanan hikayemizde hem Akarsu ailesinin hayatına misafir olacağız hem de onlarla birlikte acı tatlı nostaljik bir yolculuğa çıkacağız.
 
Tanıtım resimleri : (Alıntıdır)

23082010044601.jpg


103wa.jpg


104ye.jpg


23082010044520.jpg


634179183508929140.jpg


23082010044552.jpg


23082010044638.jpg
 
güzel dizi olacağa benziyor merakla bekliyorum acaba ne zaman yayınlancak umarım sevdiğim diziyle çakışmaz
 
güzel dizi olacağa benziyor merakla bekliyorum acaba ne zaman yayınlancak umarım sevdiğim diziyle çakışmaz

14 Eylül Salı 20:00 denilmişti değişmezse eğer.
Merkala beklediğim diziler arasında, başlasın artık. olumunekankayizsmile
 
Demek ki Kanal d geniş ailenin gününü değiştiriyor. Bakalım bakalım kanal d nasıl bir haftayla gelcek bu sene.
 
Mete Horozoğlu, "Öyle Bir geçer Zaman Ki" hakkında konuştu...
31.08.2010 12:13:59

“Öyle Bir Geçer Zaman ki”de rol alan Mete Horozoğlu, Hürriyet'in sorularını yanıtladı. Horozoğlu, “Hep 66 model bir Lincoln’e binmeyi isterdim, onu verdiler altıma. Ama sürdürmüyorlar, sanırım kaçıracağım!” dedi.

Okuduğum en iyi senaryo

“Nefes: Vatan Sağolsun” filminde Mete Yüzbaşı’yı canlandıran Mete Horozoğlu, yeni sezonda Kanal D’nin flaş yapımlarından “Öyle Bir Geçer Zaman ki” ile izleyici karşısına çıkacak. Ünlü oyuncuyla “Bugüne kadar okuduğum en iyi senaryoya sahip” dediği dizinin detaylarını konuştuk.

Yeni sezonda “Öyle Bir Geçer Zaman ki” dizisiyle karşımıza çıkacaksınız. Öncelikle bu diziden gelen teklifi kabul etmenizi sağlayan unsurları sormak istiyorum...
- Bana teklif geldiğinde senaryonun büyük kısmı yazılmıştı. Okudum ve çok sağlam bir hikâyesi olduğunu gördüm. Açıkçası bugüne kadar okuduğum en iyi senaryoydu. Bir de dizide hikâye 1967 yılında başlıyor. Ben eski zaman hikâyelerinin daha bir oturaklı olduğunu düşünüyorum. Senaryoyu okur okumaz bir çalışma isteği oluştu bende.

Peki bu diziyi diğerlerinden farklı kılan ne sizce?
- Dediğim gibi hikâyede her şey oturaklı ve planlanmış. Adeta yaşanmış bir olayın senaryosu yazılmış. Beni en çok etkileyen, canlandıracağım karakterden ziyade dizideki aile oldu. Ailenin bir oğlunun adının Mete olması mı yoksa o dönemin atmosferi mi beni aileye bu kadar bağladı, bilmiyorum. Ama geçiş döneminin sıkıntısı, çatışmaların karakterlere yansımasının çok samimi ve gerçekçi işlendiğini gördüm. Bu nedenle senaryo benden artı iki puan aldı.

AMERİKAN VE TÜRK FİLMLERİNİ İZLEDİK

Soner rolüne nasıl hazırladınız? Özel çalışmalarınız oldu mu?
- Yönetmenimiz Zeynep Günay Tan’la çok uzun süre oturup konuşarak hazırlandım rolüme. Benim canlandırdığım karakterin Akarsu ailesinden bağımsız bir
hikâyesi de var. Statüsü de farklı bir karakter. Konuşma, vücut hareketleri, davranış biçimi nasıl olmalı, ona biraz kafa yorduk. Bir sürü şey denedik.

Bu denemeler sırasında 60, 70’li yıllara ait filmleri de izlediniz mi peki?
- Bütün bir filmi oturup izlemekten ziyade, o zamana ait Amerikan ve Türk filmlerinden parçalar seyrettik. Özellikle 50 ve 60’lı yılların filmlerini tercih ettik, çünkü benim canlandırdığım karakter 35 yaşında. Ve yapısında da bir dinginlik var. O dinginlik temel alınarak Soner’in iskeleti oluşturuldu.

Başka ne gibi özellikler öne çıkıyor Soner’in karakterinde?
- Çok fevri çıkışları, uç noktaları olan bir karakter değil. İyi bir işadamı. Aslında o dönemde iyi bir işadamı olması ve siyasilerle arasını iyi tutması için yırtıcı bir adam olması gerekiyor. Ama onun geçmişten gelen bir birikimi var. Topraktan gelen parasını sanayiye yatırmış ve işini iyi bilen bir adam. İnsanlarla nasıl iletişim kuracağını bilen, patronlarla olduğu kadar 17-18 yaşlarındaki gençlerle de anlaşabilen biri. Oturaklı, sakin ve kontrollü...

METE YÜZBAŞI’DAN SONRA SONER ROLÜ ÇOK İYİ GELDİ

“Nefes: Vatan Sağolsun” filmindeki Mete Yüzbaşı rolünden sonra böyle
bir karakteri canlandırmak size neler hissettirdi?
- Vallahi bana çok iyi geldi Mete Yüzbaşı’dan sonra bu karakter. Mete Yüzbaşı dertlerle yoğrulmuş bir karakterdi. Sorunlarının en yükseğe çıktığı noktada gördünüz siz onu. En yakın arkadaşını kaybetmişti. İç ritmi oldukça yüksek bir karakterdi ve çok yorucu bir hayatı vardı. O rolü oynamak da doğal olarak yorucu olmuştu. Bu karakter ise daha sakin, hayatı rahat olan bir adam. O yüzden bana gerçekten iyi geldi...

Rolleriniz gerçek hayatınıza da etki ediyor yani?
- Tabii ki... Soner çok sakin ve durağan bir karakter olduğu için, sakin geçiyor benim çekimlerim. Hakikaten çok iyi koşullarda çalışıyorum...

İzleyici nasıl bulur sizce bu diziyi?
- Senaryo gerçekten çok başarılı. Hikâye, karakterler, kostümler, dekor her şey yerli yerinde. Dizi o zamanın ruhunu hissettiriyor, oyuncular elinden geleni yapıyor. Genç oyuncu kadrosu da çok iyi. Keyif verici bir iş olacak. İzlenirken de çalışıldığı zamanki kadar zevk verecek diye umuyorum.

Peki, yeni sezonda başka projeleriniz olacak mı?
- Bu dönem bir de tiyatro olacak. Sağ olsunlar, dizideki çalışma günlerimizi çok iyi ayarladılar. Çekimlerden arta kalan günlerimi tiyatroya ayırabileceğim. Levent Kazak’ın yazdığı bir oyunu sahnelemeye karar verdik, bir aksilik olmazsa aralık, ocak gibi o oyunu çıkarmayı düşünüyoruz.

HEP 66 MODEL BİR LINCOLN’E BİNMEYİ İSTEMİŞTİM

1967 yılından günümüze uzanan dizide her detay düşünülmüş. Tarih uzmanlarına danışılmış, uzun süren bir arşiv çalışması yapılmış. Bunlar bile prodüksiyonun büyüklüğü hakkında ipuçları veriyor aslında, değil mi?
- Evet, en ince detaylar bile düşünüldü. Mesela dizinin çekildiği sokaktaki evlerin camları pvc’ydi. Marangozlar tarafından yenilenerek o zamana uygun hale getirildi. Birçok yere Arnavut kaldırımı döşendi. Kıyafetler büyük incelikle hazırlanıyor, o zamanın araçları kullanılıyor. Dizilerin bu yönünü seviyorum. Ben hep 66 model bir Lincoln’e binmeyi isterdim mesela, onu verdiler altıma. Ama şimdilik sürdürmüyorlar, sanırım kaçıracağım! (Gülüyor)

HÜRRİYET /KELEBEK
 
Öyle Bir Geçer Zaman ki' bir çok ilki bir araya getirdi...
31.08.2010 10:43:47

“Öyle Bir Geçer Zaman ki” dizisinin birçok ilki bir araya getirdiğini herkes bilmeyebilir. Daha detaylı haberler çıkmadı dizi hakkında... Malum Kanal D’nin bu yılın en güvendiği işlerinden biri olacak. Peki bu güven nereden geliyor biliyor musunuz?.. Türkiye’de ilk kez yayına girmeden 16 bölümü yazılmış bir diziyle karşı karşıyayız. Ankara Devlet Tiyatrosu’ndan Coşkun Irmak’ın kaleminden çıkmış... Tanıtımından anladığımız kadarıyla Erkan Petekkaya hikayenin öznesiymiş havası da verse aslında dört kardeşin çocukluklarında başlayan yaşam mücadelesinin hikayesi anlatılan. Dolayısıyla roller gençlerin üstünde adaletli dağılmış... Bir başka ilginç detay da Erkan’ın başrole seçilmesiyle ilgili. İlk kez ismi geçtiğinde Coşkun Irmak çok genç bulduğu için muhalefette kalmış. Ama sonra Erkan’ın olgun halini görünce; “Sen tam bizim Ali Kaptan’sın” diyerek büyük destek vermiş Erkan Petekkaya’ya... Asıl ilginç olanı Coşkun Bey aslında yıllar önce konservatuvar seçmelerinde Erkan’ı seçen jürinin içindeymiş. Yıllar küçük bir oyunla birleştirmiş hocayla öğrencisini... Dizide zaman öyle bir geçecek ki, anlatıcı rolündeki çocuğun büyümesine de gerçek zamanlı tanıklık edeceğiz gibi. Eğer tutarsa, Türk ekranları en uzun soluklu işlerinden biriyle tanışmış olacak... Temennim de öyle olması yönünde. Bu yüzden ilklerini benden duyun istedim!
Mesut Yar / Posta
 
'Öyle Bir Geçer Zaman Ki' dizisinde ilginç ayrıntı...
27.08.2010 10:00:38

Kanal D’nin yeni sezonda en iddialı dizisi ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’ Ali (Erkan Petekkaya) 45 yaşlarında. Denizci. İkinci kaptan. Cemile’nin kocası. Cemile’den dört çocuk sahibi. Ali’nin çocukluğu ve gençliği dar bir çevrede geçmiş. Genç yaşta Cemile’yi sevmiş ve evlenmiş. Uzak yol kaptanı olarak gemilerde çalışmaya başlamış. Özellikle Avrupa ülkelerini gördükten sonra Ali, aile hayatından giderek kopmuş, Hollanda’ya yaptığı seferler sırasında tanıştığı Carolin’le ilişkisi var.


İşte Carolin rolünde Wilma Elles oynuyor. 2008’de Mehmet Güneş’in yönettiği ‘Türk Usulü’ filminde başrolü oynamıştı. Bu dizinin de flaş oyuncularından biri olacak. Birçok film ve tiyatro oyununda oynamış, deneyimli bir isim. Bu rol için bir ay Türkçe öğrendi ve seslendirmesini kendi yapıyor. Babası sürekli yurt dışında görevli olduğu için çok gezmiş ve tam altı dil biliyor. Yani bu dizinin çok konuşulacak isimlerinden biri olmaya aday Alman oyuncu.
Sina Koloğlu / Milliyet
 
Yaa başlasın ya artık. Çok merak ediyorum bu diziyi. Fragmanlar döndükçe de merakım artmaya devam ediyor. Kaliteli bir yapım olcağı aşikar.

Yanlız o küçük çocuk var ya Osman karakteri. Bayıldım ona bayıldımm. Ne tatlı bişey o öyle. Kanal d tanıtımında da çok sempatikti. nerden hatırlıyorum o çocuğu ben
 
fragmanı ilgimi çekti
oyuncular soğuk ama güzel diziye benziyorrrrrrrsengözlerimebaksanab
 
Merakla bekliyorum ben, oyuncular senaryo gereği öyle duruyorlar,
malum Erkan Petekkaya Serseri dizisinde bambaşka bir hallede karşımıza çıktı,
ne diyordu hani.. Ulaaaaa :roflol:
 
Back
X