Pardon
şu tuzluğu uzatır mısınız tadı tuzu kalmadı hayatımın!
Pardon
çokyoksulum
isminizi bağışlar mısınız!
Pardon
şu narin varlığınızı şu ezilmiş ayağımın üstünden kaldırır mısınız?
Pardon
şu sahipsiz güfteye giydirir misiniz şarkılarınızdan birini!
Pardon
yana çekilir misiniz
hafızamı toplayacağım!
Pardon
biraz kendinize geldiyseniz
ben de size gelebilir miyim?
Pardon
gözlerinizi dikip durduğunuz o yer hayatımın boydan boya sökülmesine neden oluyor!
Pardon
bu soru işareti sizin sorunuzdan düştü sanırım!
Pardon
ben alt katta oturuyorum
ayak seslerinizi getirdim!
Pardon
bende hiç kalmamış
sizde varsa birkaç dolaylı tümleç verebilir misiniz?
Pardon
şu sıcak tebessümünüzü çerçeveletmemin bir sakıncası var mı acaba?
Pardon
burada bu kadar oturacağınızı bilsem
size gölge olsun diye bir ağaç dikerdim ön-ceden!
Pardon
siz ne zaman konuşmaya başlasanız
ben kendi kulaklarımın farkına varıyorum!
Pardon
bu uzak limanı bu küçük şişenin içine nasıl soktunuz?
Pardon
şu ışıltılı gözlerinizi bir daha kapatmayın ..
dünya karanlıkta kalıyor!
Pardon
isminizin bu yalın halini seviyorum
bir ek almasanız iyi olur!
Pardon
sizinle geçen eylül bir romanın 254. sayfasında karşılaşmıştık
hatırladınız mı?
Pardon
sanırım şu arkadaşa dublaj yaptırmayı unutmuşsunuz .
biraz önce dili tutuldu!
Pardon
nefes alacaksanız lütfen beklemeyin.
ben daha sonra da alırım!
Pardon
aklımdaki bu şifrenin neyi açtığını siz hatırlıyor olabilir misiniz?
Pardon
ben saraydan geliyorum
dün gece ayakkabınızın tekini düşürmüşsünüz!
Pardon
tabağınızdaki günbatımının hepsini yemeyi düşünüyor musunuz?

Pardon


Pardon

Pardon

Pardon


Pardon


Pardon

Pardon

Pardon


Pardon


Pardon

Pardon


Pardon


Pardon

Pardon


Pardon


Pardon


Pardon


Pardon


Pardon

Pardon


Pardon
