Şimdi sıra, gördüğümüz daha yumuşak ve feminen parçalarda. Chloé’nin koleksiyonu uçuşan kumaşlar, beyaz tonlar, dantel ve işlemeler, kelebek kollar ve tüm bu romantic havaya tam bir tezat yakalayan gladyatör sandaletleriyle oldukça etkileyiciydi. Dior’un her zamanki yine feminen kesimler, çiçek desenleri, pilili eteklerle öne çıkıyordu ve özellikle işlemeli ceketler ve paltolar, parlak renkleri ve zengin kumaşlarıyla dikkat çekiyorlardı.
Şeytan detaylarda gizli! İlkbahar/Yaz 2015 sezonunda da minimal çizgilerle tanıdığımız tasarımcılar koleksiyonlarına şaşırtıcı detaylar yansıtmışlardı. Céline’in yanları düğmeli elbiseleri, Lanvin’in dantel ve tülü bir araya getiren parçaları, Isabel Marant’ın püskülleri, kemerleri, pileleri, fırfırları ve niceleri… Tüm bu detaylar minimal çizgilerle buluştuğunda nefes kesici bir contrast yaratıyorlar.
Son olarak, Chanel’den bahsetmeden Paris Moda Haftası konusu kapatılmaz. Chanel defilesi adeta bir renk ve baskı cümbüşüydü ve ilhamını 70’li yılların sokak hareketlerinden alıyordu. Tüvit ceketler geniş yakalar ve paçalarla tamamlanırken, vahşi baskılar mavi ve grinin ağırbaşlı tonlarıyla dengeleniyordı. Ve konu Chanel ise yalnızca koleksiyonun değil, defile prodüksiyonunun da yine büyük ses getirdiğini söylemeliyiz. Oh la la!
alıntıdır