- 23 Ağustos 2011
- 5.411
- 9.343
- 148
Medyamız da pek tarafsız pek güzel mesajlar veriyor.
Haberlerde yapılacak eylemden bahsedildi ve haberin sonunda "hayvanseverler ayakta fakat saldırılar da ortada!" dedi ve bitirdi.
Yazık diyorum.
Benim burada söylemek istediklerim var. Daha önce de yazdım zira ama toplamak istiyorum.
Evet bir köpek saldırgan olabilir. Bunu illa sahibi de yapmayabilir. Ama ırkla sınırlamak çok yanlış.
Bunu neden söylüyorum? Saldırgan bir köpeğe sahibim!
Oğlum evde doğmuş. 2 aylıkken sahibi tarafından sokağa bırakılmış. Benim sahiplendiğim kadının komşusu bu kişi. Oradan biliyoruz hikayesini. Sahiplendiğim kadın tarafından bir ay sokakta bakılmaya çalışılmış. Zira bu bayanın evindeki köpekleri kabul etmemiş benim oğlumu. Sokakta dayak yemiş, tekmeler atılmış... Sonra barınağa götürmüşler oğlumu. En azından şansı olsun diye. Tam 3 ay bir kafesin içinde birilerinin onu sahiplenmesini beklemiş. Dişlerini döktüğü zaman kemirecek bir oyuncak bile bulamamış. Yavru köpecik enerjisini atamamış, oyun oynayamamış.
Ben oğlumu aldığımda bunları biliyordum. Sorunları aşacağımızı da.
Dün tam 1 ay oldu onu alalı. Bu arada hiç aşı yaptıramadım, zira ağızlık takılıyken bile zarar verebiliyor. 4 kez geri döndüm o klinikten. Ki taksiye binemezsin (saldırgandır, havlasa hırlasa şoför panik yapsa...) otobüs zaten almaz, minibüs durmaz bile. Gidiş dönüşümüz tam 3 saat sürüyor kliniğe. Zira oğlum sürükleme konusunda da oldukça ileri seviyede itaatsiz.
Ben her sabah altıda köpeğimle yürüyüşe çıktım. O saatte insanlar olmaz parklarda malum. Anca sevişgen ergenler olur nadiren. Bir de sokak köpekleri. Gece de çıkaramam zira kuyruğu yok, kuyrukları olmadan yön duyguları iyi gelişmiyormuş ve deliriyor. İlla hava aydınlık olacak. Neden yaptım ben bunu? Sırf çevresini de tanısın ama kimseye zarar veremesin diye. Yirmi günün sonunda yavaş yavaş insanların olduğu saatlerde de çıkardım.
Evde olduğumuz saatlerde insan sesi, tramvay sesi, çocuk ağlaması sesleri dinlettim devamlı. Belki alışır diye. Dün ilk kez onu sevmek isteyen yabancı birine kendini sevdirdi. Önceki gün ilk kez yolda karşıdan karşıya geçerken "bekle" komutumu algıladı. Bugün artık o tasması eskisi gibi çekiştirmez oldu.
Ben bugün ilk kez aşısını yaptırabildim. Ağızlık dahi olmadan. Aşı yaptırdığım kliniğin yanında rehabilitasyon merkezi var, oranın bahçesine bağlı rottweilerın yanına gidebildik. Zira o da saldırgan, hatta o kadar saldırgan ki merkezdeki diğer hayvanlara zarar verdiğinden içeri bile alınmıyor. Daha da garibi ne biliyor musunuz? Ben bugün veterineri adam gibi inceleyince köpeğimin ırkının cocker spaniel değil de setter-golden kırması olduğunu öğrenebildim.
Ben onunla bir aycık da olsa gece gündüz ilgilenince o hayvan bile duruşunu, huyunu değiştiriyorsa neden diğerlerini öldürüyoruz? Öldürmeyelim! Sevelim, ilgilenelim. Bak o zaman pitbull saldırısıymış, dogo ısırmasıymış kalacak mı?
Lütfen Pazar günkü eyleme biraz da olsa oğlumla benim için, daha da önemlisi çabamız için gelin. Hiçbir şey imkansız değil. Öldürmek çözüm değil.
