Rehabilitasyon Merkezi’ndeki çocuklardan ’kurtarın bizi’ çığlıkları

kito_

Gülümse ! ne düşündüğünü bilmesinler..
Kayıtlı Üye
24 Haziran 2013
3.033
4.653
198

Rehabilitasyon Merkezi'nde 'Kurtarın Bizi' Çığlıkları Sosyal Medyayı Salladı
30 Mart 2016 Çarşamba 09:47
İzmit'te istismara uğrayan çocukların bulunduğu Rehabilitasyon Merkezi'nden bu sabah 'Kurtarın bizi' çığlıkları yükselmesi, ortalığı karıştırdı.



İki gencin çektiği görüntüler sosyal medyada geniş yankı buldu. Şimdi herkes aynı şeyi soruyor: Rehabilitasyon merkezinde neler oluyor?

Dün sabah Kocaeli'de "rehabilitasyon merkezi olduğu" bildirilen bir binanın önünde çekilen görüntüler sosyal medyada geniş yankı buldu. İki genç tarafından çekildiği belirtilen görüntülerde bir binadan gelen ve kız çocuklarına ait olduğu anlaşılan "imdat" çığlıkları net bir şekilde duyuluyor.

TABELA VE ADRESİ NEDEN YOK?

Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Bekir Yümnü yaptığı açıklamada, istismara uğrayan çocukların kaldığı Rehabilitasyon Merkezi'nin tabelasının bulunmadığını ve adresinin de belli olmasın diye verilmediğini söyledi. Yümnü, "Burada istismara uğramış çocuklar bulunur. Önlem amaçlı kurum içi arama yapıldığı sırada çocuklar pencerelere çıkıp bağırmışlar. Olay bundan ibaret" dedi.

OLAYIN TANIĞI GENÇ, YAŞANANLARI ANLATTI

Görüntüleri çeken gençlerden birisi yaşadıklarını ekşisözlük'ten duyurdu. Gencin iddiasına göre söz konusu görüntüler dün sabah saatlerinde kaydedildi. Genç yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

"Bu (dün) sabah ev arkadaşımla okula giderken etrafı çitlerle çevrili bi tesisten imdat çığlıkları yükseldiğini duyduk. Arabayı tesisin önüne çekip güvenlik görevlisine ne olduğunu sorduğumda önemli bir şey olmadığını ve gitmemiz gerektiğini söyledi. Adamın tavırları garip geldiği için "burası nedir?" diye sordum. Özel bir tesis olduğunu ve yine gitmemiz gerektiğini söyledi, fakat ne binanın üzerinde, ne de kapı girişinde tesisin ne olduğuna dair en ufak bir tabela yoktu. Durumdan iyice şüphelenip polisi çağıracağımı söyledim ve bana zaten bilgileri olduğunu ve birazdan geleceklerini söyledi. Bu esnada kızlar sürekli pencereden çığlık atmaya devam ediyordu. Ben yine de arayacağımı söyleyip 155′i aradım. Çıkan memura olaydan bahsedip bi ekip göndermelerini istedim. konuştuğum yetkili kişi ekip gelene kadar orada beklememizi rica etti. Polis ekibi gelene kadar içerideki kişiler sert bir şekilde gitmemizi söylüyordu. Beş dakika kadar sonra sivil bir araç gelip kapıdan içeri girdi. Aracın plakasını alıp bir kez daha polisi aradık ve gelen kişilerin sivil polis olduğunu teyit ettik, fakat içeride bulundukları on dakika boyunca binaya girmek dışında hiçbir şey yapmadılar. Kızlar hala çığlık çığlığa yardım istiyorlardı. Kapıyı üstlerine kilitlemişler ve 'soyunma odalarında kamera olduğunu, kendilerine işkence edildiğini ve aileleriyle görüşmelerine izin verilmediğini' bağırarak söylüyorlardı. Bu esnada farklı ve diğerlerine nazaran daha ılımlı görünen bir güvenlik görevlisine çitlere yaklaşıp ne olduğunu sorduk. Adam gizli bi rehabilitasyon merkezi olduğunu ve yine gitmemiz gerektiğini söyledi. On dakika kadar sonra sivil polisler binadan çıktı fakat değişen hiçbir şey olmadı. Kızlar hala bağırmaya devam ediyordu. olayların iyice kontrolden çıkacağını fark edip orayı terk ettik."

SAVCILIĞA SUÇ DUYURUSU

Olay yerinden ayrıldıktan sonra adliyeye giderek savcılığa suç duyurusu başvurusu yapmaya çalıştıklarını anlatan genç, birkaç savcı ile yaptıkları görüşmenin ardından kendilerine "durumun yargıya intikal ettirildiği, suç duyusu yapmalarına gerek olmadığı"nın söylendiğini iddia etti.

Görüntü çektikleri için polis ekiplerinin de kendileri hakkında suç duyurusunda bulunduğunu anlatan genç "Bütün bunlar yaşanırken gerek benim, gerekse ev arkadaşımın kafasında bir takım şüpheli sorular belirdi" diye de şu soruları sordu;

- Eğer burası bir devlet kurumuysa neden herhangi bir tabela yoktu?

- Bu tesis bahsedildiği gibi legal olsa dahi yönetimdeki belli kişiler bu çocukları istismar ediyor olabilirler mi?

- Yukarıda bahsettiğim c kişisi neden durduk yere savcıyı arayıp bilgilendirme yaptı?

- Savcı neden bu kadar agresif ve kesinlikle aydınlatıcı olmayan bi tutum sergiledi?

- Eğer bu yaşananlarda herhangi bir anormallik yoksa neden bizden şikayetçi olundu?

- Kurumun bizden şikayetçi olması bir tür sindirme politikası mı? (Kaynak: Vatan)

http://www.haberler.com/rehabilitasyon-merkezi-nde-kurtarin-bizi-8307613-haberi/


Rehabilitasyon Merkezi’ndeki çocuklardan ’kurtarın bizi’ çığlıkları

Mesut ÇATAK/İZMİT (Kocaeli)
30 Mart 2016 - 0900


İzmit’te istismara uğrayan çocukların bulunduğu Rehabilitasyon Merkezi’nden bu sabah ’Kurtarın bizi’ çığlıkları yükselmesi, ortalığı karıştırdı.
Sosyal medyada ’taciz’ iddialarına neden olan olayın, bu sabah kurum için yapılan aramaya çocukların tepki göstermesinden kaynaklandığı ortaya çıktı. Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Bekir Yümnü yaptığı açıklamada, istismara uğrayan çocukların kaldığı Rehabilitasyon Merkezi’nin tabelasının bulunmadığını ve adresinin de belli olmasın diye verilmediğini söyledi.

'ARAMA YAPILIRKEN BAĞIRMIŞLAR'

Yümnü, "Burada istismara uğramış çocuklar bulunur. Önlem amaçlı kurum içi arama yapıldığı sırada çocuklar pencerelere çıkıp bağırmışlar. Olay bundan ibaret" dedi.


http://www.hurriyet.com.tr/rehabili...plumsalolaylar_kriminal/adliolaylar_sirketler
 
Son düzenleme:
Umarım olay bundan ibaret bırakılmaz ve araştırılır.
 
haberin devamı üstte....yeniledim
kesinlikle arkasından bir sürü pis koku çıkacak yeni bir olay ama örtbas ediiyor gibi.....
 
Bunlar Sevgi Evleri sanırım.

Bu evlerde anne olarak çalışan tanıdıklarım var. Hem de çok yakınım hepsi. Kimisi yurt diye geçiyor, sırf bu çocuklara ait, kimisi de sitelerin içine yerleştiriliyor, dairelere 4-5 çocuk yerleştirilip başlarına anne diye tabir edilen 2-3 kadın vardiyalı olarak veriliyor.

Burada çalışan kadınlar genelde bu çocukların sürekli kaçmasından, kendilerine zarar vermesinden ve daha anlatamayacağım şeyden şikayetçi. Çocuklar maalesef inanılmaz iğrenç şeylere maruz kalmış ve psikolojileri iyi değil. Hepsi psikoloğa gönderiliyor, okullarda okutuluyor, meslek edindirme kurslarına yollanıyor. Birçoğu okuldan kaçıyor, kursa gitmiyor, gece gelmiyor falan. Bu tarz olaylar da yaşanıyormuş, durduk yere bağırmalar, birbirleriyle kavga etmeler ve daha yine anlatamayacağım şeyler.

Yani denildiği gibi sadece kurum içi arama yapılırken, sakladıkları birşey bulunmasın diye yapmış olabilirler. Çünkü tanıdıklarımdan odalarında neler sakladıklarını, annelere neler dediklerini duymuştum. 10 yaşından büyüklerle cidden başedemiyorlar.
 
konunun orjinali ekşisözlükte okudum.

ZeyMurEl in dediği de doğru.

ama olaya savcı karışıp, gizli polis karışıp, bu şekilde sonuçlanması insanı tereddütte bırakıyor.
ayrıca videoları izlediyseniz, bekçilerin davranışları da çok değişik, bu iki gencin tehdit edilmesi vs de olayın boyutunu değiştiriyor maalesef.
 
Olayı ekşi sözlükten okumanızı videoları da izlemenizi rica edeceğim ..
Video ve savcılığın tavrı çok şey anlatıyor ..
 
okula giderken tanık olduğum ve kayda aldığım olaylardır. videoyu entrynin sonunda paylaşacağım. kurumun ismi bambaşka bir şey de olabilir, zira tesisin üzerinde en ufak bir tabela dahi yoktu. birazdan değineceğim.

bu sabah ev arkadaşımla okula giderken etrafı çitlerle çevrili bi tesisten imdat çığlıkları yükseldiğini duyduk. arabayı tesisin önüne çekip güvenlik görevlisine ne olduğunu sorduğumda önemli bir şey olmadığını ve gitmemiz gerektiğini söyledi. adamın tavırları garip geldiği için "burası nedir?" diye sordum. özel bi tesis olduğunu ve yine gitmemiz gerektiğini söyledi, fakat ne binanın üzerinde, ne de kapı girişinde tesisin ne olduğuna dair en ufak bir tabela yoktu. durumdan iyice şüphelenip polisi çağıracağımı söyledim ve bana zaten bilgileri olduğunu ve birazdan geleceklerini söyledi. bu esnada kızlar sürekli pencereden çığlık atmaya devam ediyordu. ben yine de arayacağımı söyleyip 155i aradım. çıkan memura olaydan bahsedip bi ekip göndermelerini istedim. konuştuğum yetkili kişi ekip gelene kadar orada beklememizi rica etti. polis ekibi gelene kadar içerideki kişiler sert bir şekilde gitmemizi söylüyordu. beş dakika kadar sonra sivil bi araç gelip kapıdan içeri girdi. aracın plakasını alıp bi daha polisi aradık ve gelen kişilerin sivil polis olduğunu teyit ettik, fakat içeride bulundukları on dakika boyunca binaya girmek dışında hiçbir şey yapmadılar. kızlar hala çığlık çığlığa yardım istiyorlardı. kapıyı üstlerine kilitlemişler ve `soyunma odalarında kamera olduğunu, kendilerine işkence edildiğini ve aileleriyle görüşmelerine izin verilmediğini` bağırarak söylüyorlardı. bu esnada farklı ve diğerlerine nazaran daha ılımlı görünen bi güvenlik görevlisine çitlere yaklaşıp ne olduğunu sorduk. adam gizli bi rehabilitasyon merkezi olduğunu ve yine gitmemiz gerektiğini söyledi. on dakika kadar sonra sivil polisler binadan çıktı fakat değişen hiçbir şey olmadı. kızlar hala bağırmaya devam ediyordu. olayların iyice kontrolden çıkacağını fark edip orayı terk ettik.

ardından hukuki konularda yetkin bi arkadaşıma durumu anlattım ve bunu savcılığa taşımamı önerdi. bulunduğumuz yerden ayrılıp kocaeli adliyesine, savcılığa suç duyurusunda bulunmaya gittik. bu kısımdan sonra işler biraz daha şüpheli bi hal almaya başladı.

ilk önce a isimli savcının odasına giderek durumu izah ettik. bu savcı kişisi tarif ettiğimiz yeri tam olarak bilmediğini, b isimli savcının daha iyi yardımcı olabileceğini söyleyerek b savcısına gitmemizi söyledi. tamam deyip b isimli savcının odasına gittik ve durumu yine izah ettik. ardından b savcısı a savcısını telefonla arayarak neden bizi kendisine gönderdiğini sordu. kısa bi konuşmanın ardından cep telefonu çaldı ve c isimli ünvanını bilmediğim birisi b savcısına bi şeyler anlatmaya başladı. bu esnada b savcısı telefonu hoparlöre alarak bize dinletmeye başladı. telefondaki adam çocukların ifadelerinin alındığını ve bi sorun olmadığını söyleyip telefonu kapattı. `peki bu c kişisi hiçbir şey yokken bir anda konuştuğumuz savcıyı arayıp neden bilgi verdi? biz savcıyla görüşürken arka planda ne dönüyordu ve adam neden arayıp brifing verme ihtiyacı hissetti?`
savcı telefonu kapattıktan sonra bize dönüp tesisin mağdur ve istismara uğramış çocuklar için yapıldığını, gizli olması gerektiğini ve soruşturmanın devam ettiğini söyledi. ben de ilk önce soruşturma ne kadar sürecek dedim. bir hafta da sürebilir, bir ay da sürebilir, üç yıl da sürebilir dedi. soruşturmanın takipçisi olmak istediğimi söyleyince gizli yürütüldüğü için bunun mümkün olmadığını söyledi. ardından duruşmalara katılmak istediğimi ve bu tür olaylarda soruşturma sürecinin bir aciliyeti olduğu için aslında söylediği kadar uzun sürmediğinden bahsettim. bu söylediklerimden sonra sert bi ses tonuyla altı ay da sürebilir üç sene de, duruşmalara katılmak istiyorsan medyadan takip edip katılabilirsin dedi. bütün bu süreçte okul servisinin en arkasında koltuğa yayılmış bir dördüncü sınıf öğrencisi oturuşuyla konuşuyordu. pekala deyip odadan çıktık.

bütün bunlar yaşandıktan bir-iki saat kadar sonra ev arkadaşımın kullandığı aracın plakasını alıp babasına ulaşmışlar. arayan polis çekim yaptığımız için bizden şikayetçi olunduğunu söylemiş, fakat böyle bir durumu kayıt altına almak herhangi bir suç teşkil etmiyor.

bütün bunlar yaşanırken gerek benim, gerekse ev arkadaşımın kafasında bir takım şüpheli sorular belirdi;

- eğer burası bir devlet kurumuysa neden herhangi bir tabela yoktu?
- bu tesis bahsedildiği gibi legal olsa dahi yönetimdeki belli kişiler bu çocukları istismar ediyor olabilirler mi?
- yukarıda bahsettiğim c kişisi neden durduk yere savcıyı arayıp bilgilendirme yaptı?
- b savcısı neden bu kadar agresif ve kesinlikle aydınlatıcı olmayan bi tutum sergiledi?
- eğer bu yaşananlarda herhangi bir anormallik yoksa neden bizden şikayetçi olundu?
- kurumun bizden şikayetçi olması bi tür sindirme politikası mı?
 


bende bunu okuyup haberi üstte yeniledim ama başlığı değişemedim.
çocukları koruma adına tabela vs asmamış olabilirler .Her ne olursa olsun sıkıntılı bir durum olduğu gerçek.
 

bende bunu okuyup haberi üstte yeniledim ama başlığı değişemedim.
çocukları koruma adına tabela vs asmamış olabilirler .Her ne olursa olsun sıkıntılı bir durum olduğu gerçek.


Anlatılanlar mantıksız değil ama tavırlar çok kuşkulandırıcı ..
Belki Yetkililer doğru söylüyorlar ama devlete güven sıfır olduğundan inanamıyoruz, elle tutulur kanıt istiyoruz ..
 
Ay nasil bagiriyorlar ya, bence aci çektikleri belli. Bi sey oluyor icerde. Yoksa insan boyle icten çığlık atmaz.
Bi de neden sivil polis geliyor? Neden her sey gizli hallediliyor?

Ayrica ZeyMurEl sevgi evlerinin de tabelalari var. Yani benim hep gördüklerim tabelaliydi.

Bence burda baska isler dönüyor. .
 


Belki başka bir durum vardır ama dediğim gibi burada çalışan annelerden duyduğum kadarıyla bu tür şeyler oluyor. Kızlar çok kavga ediyor, kaçan kızlar çok var. Yani civar polis, savcı bu tür olaylardan ötürü zaten tanıyordur bu kurumları. Kaçan kızları çünkü yine polis bulup getiriyor. Zaten bu kızlara kuruma da polis getiriyor, savcıda da çoğunun dosyası olduğu için biliyorlardır. Bu kızlar dede, amca, dayı, komşu, baba taciz tecavüzüne uğramış kızlar, o yüzden bu sevgi evleri bazen site içinde olabiliyor, üzerinde tabela olmuyor. Gizlilikte söz konusu, çoğununda davası sürüyor.

Yani bu kurumları bilmediğiniz için size çok anormal geliyor anlıyorum ama hani benim duyduğum olayları (ki burada anlatamam) duysanız buna şaşırmazdınız. Bu kızların çoğu okutulup memur olarak atanıyor, meslek edindiriliyor. Ama çok kötü şeyler yaşadıkları için yardım istemeyen, ailelerinden alınmalarına karşın yurttan kaçıp (yani okula gidiyorum diye kaçıyorlar) yine ailelerine giden, ısrarla yapmamaları gereken şeyler yapanlar var. Buradaki annelere ne küfürler ediyorlarmış. Hani yurtta zaptetsen bile dışarı çıkınca istediğini yapıyorlar, hepsine de koruma dikmek mümkün değil.

Tanıdıklarım da kocaelide ama bu kurum değil, ama inanamayacağınız kadar zor bu kurumlarda çalışmak, hepsi kafayı yemek üzere, hem gelen çocukların öyküsü psikolojik çöküntü yaşatıyor hem de olaylı olmaları. İnterhar edenler, kendini jiletleyenler neler neler. Burada anlatmam mümkün değil bazılarının yaşadıklarını.
 
ZeyMurEl benim de aklıma ilk okuduğumda aynı düşünce geldi ama tabi belli de olmaz. İstismara uğrayan çocukların, istismarı uygulayanlar tarafından bulunmasını engellemek için tabela, adres belirtilmemiş olabilir. Zaten çocukların psikolojilerini düşünemiyorum. Her hareketten sözden korkuyorlardır.
 

Kocaelide bildiğin toplu konutların içinde bile bakılan çocuklar var, mesela binada normal vatandaşta var, bazı dairelerde de çocuklar var. Bunu yapma amaçları ne bilmiyorum. Ama çok fazla yerde var bunlar artık, çocuk esirgeme yerine bu evlere yöneldi devlet.
 
Öyle iğrenç bir zamandayız ki acaba rehabilitasyon merkezinde tedavi olanlara da mı istismarda bulunuyorlar diye geçiyor aklımızdan. İnşallah altında pis şeyler yoktur. Rabbim yardımcıları olsun
 
Yanlış bilmiyorsam kadın sığınma evleride böyle tabelasız. Sanırım güvenlik amaçlı yapıyorlar..
Yani kadınları döven koca yada akrabadan korumak için nasıl saklıyorlarsa acaba çocuklar içinde mi böyle bir şey yapılıyor?
Ama bu çocukların güvenliği oralarda sağlammı.. İşte sorun bu..
 

Ben de bu evlere gittim, gittiğim yer tabelalı çocuk köyü diye geçiyor. Öyle bişeyler alıp götürmüştük kızlara tanıdığımız kişiler vasıtasıyla. O gittiğim yer güzeldi, çoğu da birbirine benzer, sıkça denetim oluyormuş zaten. Hayırseverler yardım ediyor, valilik bir anda gece baskın falan yapıyor kontrol ediyor uygunsuz birşey var mı, anneler çalışıyor mu. Burada anneler gece uyumuyor, çocuklara bişey olmasın diye, hep tetikteler. Çocuklardan çok zeki olan, piyano çalan, ünv okuyan, sözlü olan, evlenen her türlü var. Diğer yandan aşırı sorunlularda var, hem kendilerine hem diğer kızlara zarar verebiliyorlar, ne yaparsan yap mümkün değil engel olmak, çünkü bu kızlar okula gidiyor, ya da dışarı çıkıyor, hapis gibi değil sosyal hayatları var, ee dışarda da bekçilik yapılamazki. Çok çeşitli suçlara bulaşanlar var, anneleri tehdit eden, diğer kızlara bulaşan. Yani denetimli yerler buralar, gizliden başka şeyler yapılır mı bilemem.

Ben sanmıyorum cinsel istismar olduğunu, kızlarla uğraşmak zor, fiske bile atamazsın, bir anda gözleri döndü mü zapt edemediklerini söylüyor çalışanlar. Deli gömleği giydirip içeri tıkma, ya da başına koruma dikme şansın yok ki? Kız çıktı bağırdı ne yapabilirsin, kaba kuvvetle içeri soksan bu defa kıza dayak attılar derler. Güzel dilden de anlamıyorlar. İllaki yozlaşmış kurumlar var ama bir kız bağırdı diye de bu kadar yaygara koparılması, açıklama yapılmasına rağmen kesin bit yeniği var bu kızlar boşuna bağırmış olamaz denmesi de hoş değil. Orada çalışanları dinlemeniz gerek, en idealisti, çocuk gelişimi eğitimi alanı, psikoloğu hepsi zorlanıyor, çok uzun süre kalmak bile zor burada. Ortamı bilmeyip, zorluğunu görmeyip konuşmak kolay. Gidip çalışsınlar kolay geliyorsa.
 
Dediğin gibi Zeymurcuğum, görmek lazım..
Artık bu olaylarda çok kötü şeyler duyunca hep bir acaba oluşuyor..
Kadın sığınma evlerinin çok güvenli olduğunu duymuştum, ama toplum olarak bir şeyler olunca, yetimhanelerde olan olaylar ile ilgili şiddet olayları, istismar olayları duyunca, belki insanlar paranoya yapıyor diye düşünmek istiyorum.
Umarım o çocuklara iyi bakılıyordur, elbette yaşadıkları şiddetin yada istismarın boyutunu kaldıramayan çocuklar vardır..
İnşallah bir şekilde topluma kazandırılmaları başarılır.
 

Yani çocuk esirgeme kurumlarında ve bu çocuk evlerinde iyi olan da vardır, kötü de. Sanırım biraz müdüre de bağlı. Müdür pislikse herşey olabilir, görmezden gelir, kendi istediğini yapar. Herşey mümkün. Ama özellikle sadece sorunlu çocukların olduğu kurumlar da olay eksik olmuyor, müdür isterse mükemmel olsun. Her gün polis git gel yapabiliyor. Artık kızların psikolojisi berbat hani umutsuz olanlar da var sonuçta, psikolog falan kar etmiyor. Ne yapabilirsin ki buna, ana babalar kendi evindeki evlatları istemedikleri neler yapıyor da engel olamıyor. Kurum çalışanın da gücü bir yere kadar.
 
Sonda yazacagımı başta yazıyorum. Kendimi bi an o kızların yerine koymayı denedim.

Baba/Amca/Dayı dedigim adam tüm pisligiyle ruhumu bedenimi paramparça etmiş. Anne dedigim kadın bunları görmezden gelmis. Koca dünyada sırtımı yaslayacagım, kol kanat gerecek hani derler ya bi Allahın kulu yokmuş. Aile, es, dost, akraba kimse almamış beni yanına... Sıgamamısım hicbi yere.

Elimi uzattıgım her dal kırıldıktan sonra tutunmaya calısmaktan vazgecmisim ben de. Ben diye bi sey de kalmamıs ya zaten.

Yurtta kalmayı bile çok görmüsler bana ya da ben cok görmüsüm kendime bunca olandan sonra bir gram normalligi. Adım uyumsuz, arızalı, deliye çıkmış. Adı Sevgi Evi olan, içi benden bin beter bi sürü kızın arasına götürmüsler. Böyle bi ortamda ne kadar "sevgi" görülürse iste.

Tüm bunların sonunda, daha 18 yaşını bile görmeden, kaç defa yerden yere vuruldugunu saymayı bırakmış bi kız çocugu olarak bi de ite kaka gönderildigi son kurumda da tacize ugrayan bi çocuk olarak düsündüm kendimi. Soyunma odama kamera koyan hasta ruhlu insanlarla bi arada yasamaya mahkum oldugumu düsündüm. Sabrı taşan hademelerin, ögretmenlerin bana işkence ettigini düsündüm.

Ve bunlara kimseyi inandıramadıgımı düsündüm... Yardım istemek için arayacagım tek bi numara, kapısını calacagım tek bi insan olmadıgını düsündüm... Yoldan gecenlerden medet umdugumu, pencereden son avaz bagırısımın "deli bunlar nasıl olsa" diye gormezden gelindigini hayal etmeye calıstım... Benimle alakası bile olmayan siyasi imaj kaygıları yüzünden sesimi duyacak ne bi vali ne bi devlet görevlisi varmıs... "olay bundan ibaret" diye geçip gitmişler üstümden...

Nefes alamadım.

Sizi niye alıntıladıgıma gelince.

"Ortamı bilmeyip, zorluğunu görmeyip konuşmak kolay. Gidip çalışsınlar kolay geliyorsa"

Belli noktalarda haklılık payınız olabilir ancak yazınızın şu kısmıyla beni dehşete düşürdünüz. Çok yanlış ve tehlikeli oldugunu düşündügüm sözler bunlar.

Siz sıradan bir vatandaş olarak patronunuza veya müşterinize bile "Adım Hıdır elimden gelen budur daha iyi biliyosan sen yap" diyemezken Devletin herhangi bir kurumu hele ki bu kadar hassas bi hizmet sunan bi kurumu "Kolaysa sen yap" deyip işin içinden çıkamaz.

Ne siz ne ben ne de bi başkası bu yetersizligin, denetimsizligin ve acizligin üstünün örtülmesine "onların da işi zor canım" diye çanak tutamayız.

Aynı soruları herkes sormuş zaten tekrarlamak istemiyorum. Güvenligin, polisin, savcının tutumundan başlayarak pek çok şaibeli durum var anlatılan olayda. Bu kurumları denetlemek, ortada kanuna, vicdana, insanlıga aykırı bi durum varsa sorumluları yargı önüne cıkarmak, yeni istismarların önüne geçmek, gelen ihbarları şeffaflıkla degerlendirip kamuoyunun vicdanını rahatlatmak devletin görevidir.

Ki çocukların işkence, taciz ve istismar iddiaları gerçek dışı olsa bile kurumun yönetilişinde, güvenliginde ve izlenen bakım ve tedavide sorunlar oldugu anlasılıyor. Bu şekilde hizmet veren tek kuruluş bizim ülkemizde degil, dünya capında pek cok klinik var ve bu sekilde orta çag engizisyon mahkemelerinde cadı diye yakılan zavallı kadınlar gibi bagırmalarına sebep olmadan da muamele edebiliyorlar bu zor durumdaki insanlara.

Siz çalışanları dinleye dinleye onların penceresini benimsemişsiniz. Ki teyzesi uzun yıllar akıl hastanesinde çalışmış bi insan olarak kastettiginiz mental problemleri ve yol acabilecegi davranısları ben de fazlasıyla dinledim. Zorlukları konusunda hemfikirim ancak yine de size anlatılan üslupla anlatılmadı bana, sizin dinlediginiz kisi ile benim dinledigim kisinin egitim ve idealistlik anlayısı son derece farklıymıs diyebilirim.

Kızlara bi yandan üzülüyorsunuz ama bi yandan da bi rahatsız olma, acıma, tiksinme, görmezden gelme var yazdıklarınızda. Nasıl anlatsam, kötü niyetli bi yaklaşımdan söz etmiyorum ama sanki "artık iflah olmaz nasıl olsa bunlar, gösterilen çabayla idare edecekler" gibi çaresizligin getirdigi bi boşvermişlikle yazıyorsunuz gibi geldi.

Basta söyledigimi yenileyeyim, bi an kendinizi o kızların yerine koyun. Sonra yazdıgınız son cümleyi bi daha kurun.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…