- 2 Ocak 2019
- 4
- 16
- 6
- 47
- Konu Sahibi gurbetkusu
- #21
Öncelikle bir hasta burun içinin basit şekilde nelerden oluştuğunu bilmelidir. Bir Amerikalı, İngiliz ameliyat oluyorsa bu bilgiler doktorlar tarafından verilir. Burun neden oluşur. Burun kemikleri, burun yan kemikleri, burun yan kemiklerinin bağlandığı gözümüzden üst çenemize kadar olan maksilla kemiği, orta kısımda lateral kıkırdaklar, uç kısmında ise burun kanatları ve bu kanatları ayakta tutan alar kıkırdaklar. Bir de burnun her iki deliğini birbirinden ayıran kolumela bölümü vardır. Bu bilgiler tıp bilgileri değildir. Hastaya söylenmesi gereken burun anotomisidir. Zira burada bu saydıklarımın tamamına estetik operasyonda müdahale olmaktadır. Kemik üzerinde kemik zarı, yağ ve deriden oluşan cilt vardır...
Bir kız burun ucunu kaldırmak istediği zaman kolumeladan yani bıyık bölgesi ile burunun kolumelasının buluştuğu yerden hafifçe yukarı ittirir. Bunu yaptığı zaman bu kalkıklık hoşuna gider. Ama ameliyat olduğunda farklı bir şey çıkar ve mutsuz olur. Neden?
Çünkü burnu hastanın ameliyat olmadan önce yaptığı şekilde kolumeladan kaldırılmamıştır. Türkiye'de burun kaldırma; burun ucu kıkırdaklarının arka kısmının ve yanakla birleştiği kesimlerinin kesilmesi ve burun ucunun geriye çekilmesi olarak tanımlanmaktadır. Halbuki bu işleme burun kaldırma değil "burun dönderme" adı verilir. Burun ucu kıkırdakları (alar kıkırdaklar) ne kadar çok kesilirse burun ucu o kadar çok geriye döner. Bu dönüş yavaş yavaş yukarıya çıkar en sonunda burun ucu tavana bakar pozisyona gelir. Bir burun anatomisi resmine bakarsanız söylediğim şeyi hayal edebilirsiniz. Çünkü bu kıkırdakların yanaklarla birleştiği yer kesildikçe burun kanatları kıkırdaksız kalır. Dolayısıyla burun kanatları için burun döndürülür. De bunun adı burun kaldırma değil, burun döndermedir. Bunu artık biliniz... Siz aynaya bakıp burnunuzu kolemeladan kaldırırken döndürmüden kaldırıyorsunuz. Bu tüm estetik ameliyatlarda hastanın karşılaştığı ilk sürpriz oluyor.
Bir de burun açısı var. Makale yazmaya geldi mi 90-95 derece deniliyor fakat bugün instagramdaki ameliyat sonrası resimlere bakın burunların derecesi 120-130 dereceye kadar bile çıkıyor. Neden?
Çünkü, burun döndürüldükten sonra kolumela hattı ileride ve tuhaf bir görüntü oluşturuyor. Burun ucu artık ileriye değil de tavana baktığı ve geri çekildiği için kolumela ile uç arasında bir genişleme meydana geliyor. Burun uç bölgesi kolumeladan itibaren geriye doğru yuvarlaklaşıyor. Yani o şekilde bıraksalar uç sanki hiç yokmuş gibi bir görüntü oluşacak. Bundan dolayı kolumelayı olabildiğince burnunuzun içine gömüyorlarki kaybolan ucu algısal olarak oluşturmaya çalışıyorlar. Uç ne kadar döndürülürse kolumela o kadar içeriye sokulur. Böylece kolumelasız bir burun ortaya çıkar. Halbuki normal bir insan burnunda bu hat birkaç milim de olsa dışarıda olması gerekir.
Hem burun döndürülüyor, hem de kolumela içeriye sokulduğunda otomatik kısa bir burun ortaya çıkıyor. Burun ucu kolumelasız olduğu için yandan görünüşü artık Afganistan'da burun ucu kesilen kızlar gibi bir kesik bir görüntüye sebep oluyor. Önden ise geriye çivilenmiş yapışmış uçsuz bir burun.
Burun ucu düşmesi dedikleri ise kolumelanın sahte yerinde kalamayıp aşağıya gitmesi. Bu da garip bir görüntüye sebep oluyor. Çünkü burun ucu döndürülüp tavana baktığı ve kısalttığı için böyle oluyor. Dikkat et! Buna burun ucu düşmesi deniliyor da aslında burnun ucu düşmüyor, kolumela düşüyor. O halde;
1-Burun kaldırmayı
2-Burun döndürmeyi
3-Burun açısını
4-Kolumela yerini
Birbirinden ayırınız. Bunların hepsini hastalara burun kaldırma olarak yutturuyorlar. Halbuki yapmadıkları tek şey burun kaldırma... Hafif kalkık olsun diyene daha döndürülmüş burun yapıyorlar. Hasta kalkık bir burun beklerken kısa uçsuz bir burun ile karşılaşıyor.
Burun ucu revizyonunda birçok alternatif greft (kıkırdak) vardır. Burun ucu için en uygun olan kulak kıkardağıdır. Çünkü esnektir ve dayanaklılık olarak diğer burun dışı kıkırdakların hepsinden daha sağlamdır. Kaburga kıkırdağından daha dayanaklıdır. Eğer burun dışı kıkırdak lazım olursa burun ucu için ilk tercih edilen kulak kıkırdağı olmalıdır.
Doktorlar bir şey anlatmıyorlar. Çünkü cahil görüyorlar veya zaman kaybetmek istemiyorlar. Halbuki doktorlara ameliyat ücretini ödeyen, bunun için emek sarfeden ve çalışan, birikim yapan insana bu haksızlıktır.
Daha çok burnunuzu yormayınız. Burun kemiği pürüzsüz ve camsı bir yapıdadır. Bu bile mükemmel bir yaratılış. Sizin karşıdan çektiğiniz sokaktaki fotoğrafa iyi bakın. Burun cildinizin ipeksi ve canlı olmasının sebebi sadece cilt sağlığınız değil, altındaki yapının da iyi olmasından kaynaklanıyor. Burun açıldıkça yağ bölgesi bozuluyor. Kıkırdaklar su kaybedip esnekliğini yitiriyor. Cilt inceliyor. Sonradan aşılanan kıkırdaklar pürüzlü, pürüzsüz olsun diye konulan fasya su toplayıp uzun süre şişiyor. İndiğinde altı yine sorunlu. Şiştiğinde lastiğimsi bir hissiyat veriyor. Lütfen şekil vermek için burun sırtınıza dokundurmayın. Hatta burun ucunuza bile nazlanarak bir operasyon arayın.
(Bu bilgileri genel olarak yabancı sitelerdeki arkadaşlıklarından, doktorlardan yakınım öğrenmiştir. Orada doktorlar anlatıyorlar. Dünyanın her yerinde bazı doktorlar tecrübe kazanırken birilerinin burnunu mahvediyor, birileri de tecrübe kazanmış olanlara ameliyat oluyor. Aslında bir müddet top oynuyorlar gibi hissediyorsunuz. Salih abi, Salih abi ben ameliyat yaptım sıra sende der gibi bir mantık işliyor. Böyle bir döngü var. Fakat her ameliyat hastanın kendinizin veya yakınının en az üç-dört yıl köle gibi çalışarak biriktirdiği emeği oluyor.)
Bir kız burun ucunu kaldırmak istediği zaman kolumeladan yani bıyık bölgesi ile burunun kolumelasının buluştuğu yerden hafifçe yukarı ittirir. Bunu yaptığı zaman bu kalkıklık hoşuna gider. Ama ameliyat olduğunda farklı bir şey çıkar ve mutsuz olur. Neden?
Çünkü burnu hastanın ameliyat olmadan önce yaptığı şekilde kolumeladan kaldırılmamıştır. Türkiye'de burun kaldırma; burun ucu kıkırdaklarının arka kısmının ve yanakla birleştiği kesimlerinin kesilmesi ve burun ucunun geriye çekilmesi olarak tanımlanmaktadır. Halbuki bu işleme burun kaldırma değil "burun dönderme" adı verilir. Burun ucu kıkırdakları (alar kıkırdaklar) ne kadar çok kesilirse burun ucu o kadar çok geriye döner. Bu dönüş yavaş yavaş yukarıya çıkar en sonunda burun ucu tavana bakar pozisyona gelir. Bir burun anatomisi resmine bakarsanız söylediğim şeyi hayal edebilirsiniz. Çünkü bu kıkırdakların yanaklarla birleştiği yer kesildikçe burun kanatları kıkırdaksız kalır. Dolayısıyla burun kanatları için burun döndürülür. De bunun adı burun kaldırma değil, burun döndermedir. Bunu artık biliniz... Siz aynaya bakıp burnunuzu kolemeladan kaldırırken döndürmüden kaldırıyorsunuz. Bu tüm estetik ameliyatlarda hastanın karşılaştığı ilk sürpriz oluyor.
Bir de burun açısı var. Makale yazmaya geldi mi 90-95 derece deniliyor fakat bugün instagramdaki ameliyat sonrası resimlere bakın burunların derecesi 120-130 dereceye kadar bile çıkıyor. Neden?
Çünkü, burun döndürüldükten sonra kolumela hattı ileride ve tuhaf bir görüntü oluşturuyor. Burun ucu artık ileriye değil de tavana baktığı ve geri çekildiği için kolumela ile uç arasında bir genişleme meydana geliyor. Burun uç bölgesi kolumeladan itibaren geriye doğru yuvarlaklaşıyor. Yani o şekilde bıraksalar uç sanki hiç yokmuş gibi bir görüntü oluşacak. Bundan dolayı kolumelayı olabildiğince burnunuzun içine gömüyorlarki kaybolan ucu algısal olarak oluşturmaya çalışıyorlar. Uç ne kadar döndürülürse kolumela o kadar içeriye sokulur. Böylece kolumelasız bir burun ortaya çıkar. Halbuki normal bir insan burnunda bu hat birkaç milim de olsa dışarıda olması gerekir.
Hem burun döndürülüyor, hem de kolumela içeriye sokulduğunda otomatik kısa bir burun ortaya çıkıyor. Burun ucu kolumelasız olduğu için yandan görünüşü artık Afganistan'da burun ucu kesilen kızlar gibi bir kesik bir görüntüye sebep oluyor. Önden ise geriye çivilenmiş yapışmış uçsuz bir burun.
Burun ucu düşmesi dedikleri ise kolumelanın sahte yerinde kalamayıp aşağıya gitmesi. Bu da garip bir görüntüye sebep oluyor. Çünkü burun ucu döndürülüp tavana baktığı ve kısalttığı için böyle oluyor. Dikkat et! Buna burun ucu düşmesi deniliyor da aslında burnun ucu düşmüyor, kolumela düşüyor. O halde;
1-Burun kaldırmayı
2-Burun döndürmeyi
3-Burun açısını
4-Kolumela yerini
Birbirinden ayırınız. Bunların hepsini hastalara burun kaldırma olarak yutturuyorlar. Halbuki yapmadıkları tek şey burun kaldırma... Hafif kalkık olsun diyene daha döndürülmüş burun yapıyorlar. Hasta kalkık bir burun beklerken kısa uçsuz bir burun ile karşılaşıyor.
Burun ucu revizyonunda birçok alternatif greft (kıkırdak) vardır. Burun ucu için en uygun olan kulak kıkardağıdır. Çünkü esnektir ve dayanaklılık olarak diğer burun dışı kıkırdakların hepsinden daha sağlamdır. Kaburga kıkırdağından daha dayanaklıdır. Eğer burun dışı kıkırdak lazım olursa burun ucu için ilk tercih edilen kulak kıkırdağı olmalıdır.
Doktorlar bir şey anlatmıyorlar. Çünkü cahil görüyorlar veya zaman kaybetmek istemiyorlar. Halbuki doktorlara ameliyat ücretini ödeyen, bunun için emek sarfeden ve çalışan, birikim yapan insana bu haksızlıktır.
Daha çok burnunuzu yormayınız. Burun kemiği pürüzsüz ve camsı bir yapıdadır. Bu bile mükemmel bir yaratılış. Sizin karşıdan çektiğiniz sokaktaki fotoğrafa iyi bakın. Burun cildinizin ipeksi ve canlı olmasının sebebi sadece cilt sağlığınız değil, altındaki yapının da iyi olmasından kaynaklanıyor. Burun açıldıkça yağ bölgesi bozuluyor. Kıkırdaklar su kaybedip esnekliğini yitiriyor. Cilt inceliyor. Sonradan aşılanan kıkırdaklar pürüzlü, pürüzsüz olsun diye konulan fasya su toplayıp uzun süre şişiyor. İndiğinde altı yine sorunlu. Şiştiğinde lastiğimsi bir hissiyat veriyor. Lütfen şekil vermek için burun sırtınıza dokundurmayın. Hatta burun ucunuza bile nazlanarak bir operasyon arayın.
(Bu bilgileri genel olarak yabancı sitelerdeki arkadaşlıklarından, doktorlardan yakınım öğrenmiştir. Orada doktorlar anlatıyorlar. Dünyanın her yerinde bazı doktorlar tecrübe kazanırken birilerinin burnunu mahvediyor, birileri de tecrübe kazanmış olanlara ameliyat oluyor. Aslında bir müddet top oynuyorlar gibi hissediyorsunuz. Salih abi, Salih abi ben ameliyat yaptım sıra sende der gibi bir mantık işliyor. Böyle bir döngü var. Fakat her ameliyat hastanın kendinizin veya yakınının en az üç-dört yıl köle gibi çalışarak biriktirdiği emeği oluyor.)