sabir etmek ve sonucu

NurseLi4

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
9 Nisan 2008
21
0
86
İstanbul
arkadaslar, bu hikayeyi sizlerle paylasmak istedim.


Yun Ok adında bir kadın dağlarda yaşayan bir ermişten yardım istemeye gitmiş. Bu ermiş yaptığı büyülerle ün salmış biriymiş. Yun Ok ermişin evine girdiğinde, ermiş gözlerini şöminesinden ayırmadan, "Neden geldin buraya?" diye sormuş.

Yun Ok, "Ünlü Ermiş, çok sıkıntıdayım. Bana bir büyü yap," demiş. "Evet, evet, bir büyü yap! Herkesin büyülere gereksinimi var! Hasta dünyamızı büyülerle iyileştirebilir miyiz?" diye yanıtlamış onu Yun Ok. "Bana yardım etmezsen, onu tümüyle yitireceğim!"

Ermiş sonunda onu dinlemeye razı olmuş. "Anlat derdini."

"Eşim," demiş Yun Ok. "O benim için çok önemli. Üç yıldır uzaklarda savaşıyordu. Şimdi döndü, ama ne benimle, ne de başkalarıyla konuşuyor. Ben konuştuğum zaman dinlemiyor. Ağzından birkaç söz çıkıyor. Sevmediği bir şeyi pişirip, önüne koysam, tabağı itip, çekip gidiyor. Pirinç tarlasına çalışmaya gittiğinde, tepede oturup, denizi seyrediyor, çalışmıyor."

"Evet" demiş ermiş kişi. Genç adamların kimi savaştan döndüğü zaman böyle olur. Devam et."

"Anlatacak başka bir şey yok Ermiş Kişi. Eşime bir büyü yap, yap ki eskisi gibi sevecen, nazik ve konuşkan olsun yine."

"Bu kadar mı?" demiş ermiş. "Bir büyü! Peki, üç gün sonra gel, sana o zaman söyleyeyim nasıl bir büyü yapacağımızı."

Yun Ok, üç gün sonra yeniden gitmiş ermişin dağdaki evine.

"Evet," demiş ermiş. "Bir büyü yapabiliriz. Fakat bir kaplanın bıyığı gerekiyor bu büyü için. Bana kaplan bıyığını getirirsen, yaparım sana büyüyü."

Yun Ok hayretle, "Bir kaplan bıyığı mı?" demiş. "Bunu nereden bulacağım?" "Bu büyü senin için çok önemliyse bulursun," demiş. Başını yine şömineye çevirmiş ve susmuş.

Yun Ok evine dönmüş. Oturup, nereden kaplan bıyığı bulacağını düşünmeye başlamış kara kara. Bir gece eşi uyurken, elinde bir kâse pirinç ve etle evden çıkmış sessizce. Sonra bir kaplanın yaşadığı bir dağın eteklerine gitmiş. Kaplanın mağarasının yakınlarında bir yerde durup, kaplanı çağırmış getirdiklerini yemesi için, ama kaplan gelmemiş.

Yun Ok, ertesi gece yine kaplanın mağarasına gitmiş, ama bu kez biraz daha yaklaşmış mağaraya. Elinde yine yiyecek varmış. Yun Ok, her gece mağaraya gitmiş, her seferinde daha da yaklaşmış mağaraya. Kaplan Yun Ok'u orada görmeye alışmış yavaş yavaş.

Bir gece Yun Ok kaplanın mağarasına iyice yaklaşmış. Bu kez kaplan kalkıp, ona yaklaşmış. Yun Ok ve kaplan ay ışığında birbirlerine bakmışlar uzun uzun. Ertesi gece de aynı şey olmuş, ama bu kez Yun Ok alçak sesle kaplanla konuşmaya başlamış. Bir sonraki gece kaplan Yun Ok'un yüzüne bakmış ve kendisine uzattığı yemeği yemiş. O geceden sonra Yun Ok kaplanın her gece kendini beklediğini görmüş. Kaplan yemeğini yedikten sonra başını okşuyormuş kaplanın.

İlk karşılaşmalarının üzerinden tam altı ay geçmiş. Yun Ok bir gece kaplanın başını okşadıktan sonra, "Sevgili Kaplan, cömert hayvan, bıyıklarından birini ver bana. Sakın bana kızma!" demiş. Sonra da kaplanın bıyıklarından birini koparıvermiş.

Korktuğu başına gelmemiş, kaplan hiç kızmamış. Yun Ok koşarak dönmüş elinde bıyıkla.

Ertesi sabah ermişin evindeymiş güneş tam denizin üzerinden doğarken. "Ünlü Ermiş!" demiş. "Aldım! Kaplanın bıyığını aldım. Şimdi bana söz verdiğin büyüyü yap. Eşim şefkatli ve nazik biri olsun yeniden!"

Ermiş bıyığı eline alıp incelemiş. Elindekinin gerçekten de bir kaplan bıyığı olduğunu anlayınca, bıyığı ateşe atmış.

"Aman!" diye bağırmış kadın şaşkınlıkla. "Ne yaptınız bıyığa?"

"Bunu nereden bulduğunu anlat bana," demiş ermiş.

"Her gece bir kâse yemekle dağa gittim. Her gidişimde biraz daha yaklaştım kaplana, güvenini kazandım. Onunla konuştum, kötü bir niyetim olmadığını anlattım ona. Çok sabrettim. Yemeyeceğini bilsem de her gece yemek götürdüm ona. Hiç yılmadım. Sonunda bir gece bana yaklaştı. Ona yiyecek götürmemi bekler oldu. Başını okşarken, gırtlağından mutlu sesler çıkardı. Tam o sırada koparıverdim bıyığını."

"Evet," demiş ermiş. "Kaplanı evcilleştirdin, sevgisini ve güvenini kazandın."

"Ama siz onun bıyığını ateşe attınız!" diye ağlıyormuş Yun Ok. "Bir hiç uğruna koparmışım o bıyığı!"

"Olur mu?" demiş ermiş. "Artık o bıyığa gereksinimin yok. Yun Ok sana bir şey sorayım, insanoğlu bir kaplandan daha mı kötü? İyilikleri ve anlayış gösterilmesini daha mı az hak ediyor? Yabanıl ve kana susamış bir hayvanın sevgisini ve güvenini sabırla kazanan sen, eşininkini kazanamaz mısın?"

Yun Ok bunları işitince susmuş. Sonra da yavaş yavaş evinin yolunu tutmuş...


selamlar sevgiler hepinize..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…