okuduğun yazı çok güzel olamlı sanki bir an aklımda canlandı eski sinema filmleri misali ama bu zamanda değil her zaman böylesi aşklar çok nadirdir bence sadece istisna...
ben hayatımı bir kişiye bağlayacak kadar sevmenin sevgi olduğuna inanmayanlardanım .hayat herşeye rağmen devam eder ve öylede olmalıdır.sevdiğiniz gider ama geride size kalan sizi bu yaşa getiren ailenizin sizi bu durumda görmesi onların heran içten içe erimesini seyretmesi hoş bi durum olmasa gerek.. kısacası bir kişiye duyulan sevgiyle hayata devam etmek o sevginin sevgi değil platoniğe dönüşmesidir ki bence bu çok yanlış... hayat çok güzel hergün başka umutlar ve başka aşklar başka mutluluklar yer alacaktır hayatta...
aşksız yaşanan günler de hayata dairdir...birgün kavuşmak umudu ile hayatı zindan etmek kendine en büyük kötülüktür kendini sevmeyen başkasını bu denli sever...
Kimsede müebbet kalmayacaksın...!
Mesaj Linki
Kimi seversen sev, nasıl seversen sev, unutma ki bilinmeyecek değerin.
Ne yaptığın ya da nasıl yaptığın değil, yapamadıkların sorgulanacak, suçlanacaksın.
Yıllarca döktüğün gözyaşına bakmadan, belki “bir an yaşadığın tebessüm” batacak birilerine, nasıllar sorulmadan, nedenlerle yargılanacak,
ağlayacak, belki çok ağlayacaksın ya da ağlamak istemiyorsan;
Kimsede müebbet kalmayacaksın!...
Çektikçe çekecek ve çektikçe uzayacak lastik misali, uzatacaksın ömrünü umutların.
Oysa beyhude bir uğraştır, yalandır bu kavgalar, değer verdikçe, “değersizleşecek gönlünde yaşattığın”
Yaşatacaksın, o; seni acımasızca katlederken, ufuk çizgisini yakalamak mümkün değil, değil ama bilirim ki; Sen yakalamak için var gücünle koşacaksın, ya da yaşamak istiyorsan, inadına yaşamak,
Kimsede müebbet kalmayacaksın!..
Gitmişse yalandır ve yalandır gelmemişse…
Beklemekse, neyi? , niye? Oysa ecel daha yakındır gidenlerden, bekledikçe alırlar bir parçanı, bekledikçe paramparça ederler her parçanı..
Sen; “Gel!..” dediğin için gelmezler, senin kadrini bilmezler, ceza almışsan, bunu sonsuzluğa mal etme!..
Zindanlarda infazın kadar kalır, kaldığın kadar yatarsın ve çıkarken, “mazinden” tahliye olacaksın. Hürriyete susadıysan ve susadıysa yüreğin,
Kimsede müebbet kalmayacaksın!...
Verdiğini geri almanın hesabını bırak, bırak bir kenara, harcanmıştır bozuk para gibi, “değer bildiğin, feda ettiğin” ne varsa..
Gözyaşlarını görsen bile, şahit olsan bile, tekrarlama aldanmışlığını, her sabah yaşadığın o; yıkılmışlığın, hüsranın, azabın depreminden kurtul!..
Bir hata yapmışsın ya hani!.., Onlar öyle der!.. Hata!.. Sen tekrarlamayacaksın!.. Yanıldıysan; Bir daha inanmayacaksın, hatta adını bile anmayacaksın!..
Düşmeni beklerler belli ki!.. Sen; “Dimdik duracaksın” ve tükürebilmek için yüzüne,
Kimsede müebbet kalmayacaksın!..
Sevgiyi bildiğin gibi, küfretmeyi de öğren.. Bu güne kadar seni rahatsız eden ne varsa ve “ne varsa acı çektiğin” iade et!..
Küfürleri sırala ve kalayla, Türkçe ve mealen!.. Bırak kırılıp dökülsün, üstüne titrediğin, bırak öğrensin, değersizliğin ne olduğunu, o heybesini doldururken dertlerle sen boşalt yüreğini, onun sırtında ki kambur büyürken sen rahatlayacaksın!.
Belki ikinci baharın vardır kim bilir? Yüreğine taş basacaksın, ama
Kimsede müebbet kalmayacaksın!...
Onlar” üç oda, bir salon” sanırlar aşk dediğini, ne mecnunu duymuşlardır, ne de bilirler Leyla’nın kimliğini..
Şuh bir kahkaha ve hesabını yapmadan yarınların, yaşamaktır ve celladı oldukları mahkumla, utanmadan barışmaktır!..
Sen; Gönül bankanda açtığın o limitsiz hesabı kapatacak, alacak ve borçları sıfırlayıp, aşk-ı İlahiye varacaksın!.. Kula kul olmuş çulsuz ve korkakları, ait oldukları çöplüğe atacaksın!..
Ve kurtulmak için çöplüklerden,
Kimsede müebbet kalmayacaksın
bende bunu alıntı olarak buraya konuyu açtım ve bu yazıyı okuduktan sonra bendeki bütün taşlar yerine oturdu desem açıklamış olurum herhalde kısaca durumu.....
bu yazıdakilerde senin yazındakilerde gerçek ama işte.....