Sevgilisinden Ayrılanlar Kulübü

sinir oluyorum terk edip giden erkeklere. bastan sen süpersin,güzelsin,değerlisin sonra söylemediklerini bırakmıyorlar. oofff...bende terk edilidm 2 yıl oldu ama daha halen kızıyorum kendi kendime... en ufak güzel bi hareketini bile görmedim ama nedne sevdiim bilmiyorum.
 
evet princess'im kalabalıklaştıkça da biz eskiler birbirimizi kaybediyoruz gibi geldi bana bi an çünkü bugün yazdım yazdım kimseden karşılık alamadım,kimse görmedi, bende üzüldüm güzel dostluklar kurduk acaba uzaklaşıyormuyuz diye, belki evet ufak ama bi ayrıntı bu da
 
evet princess'im kalabalıklaştıkça da biz eskiler birbirimizi kaybediyoruz gibi geldi bana bi an çünkü bugün yazdım yazdım kimseden karşılık alamadım,kimse görmedi, bende üzüldüm güzel dostluklar kurduk acaba uzaklaşıyormuyuz diye, belki evet ufak ama bi ayrıntı bu da

Herkes bir yerlerde bacım bugün ben de yoktum zaten

Hiç de niyetim yoktu evden çıkmaya da

Olacaklar varmış :D
 
lale'nin mucidi neler olmuş ?
güçlüsün gerçektende
daha iyi günler olsun inşallah hayatında egecim
 
hoşbulduk canım
bişey yok bende aramıyorum onu ;
pazartesiden beride çok iyi değilim ağlama falan değilde sakinim;dinginim;
ama içimde anlamlandıramadığım bi duygu var ne bilmiyorum ,
soğuyorum sanki içten içe buda beni tuhaflaştırıyo
aman anlatamıyorum bile ...
 
prensesler siz napıyonuz bakalım?
ajan 006 rahat durmadın yine gibi okudum geçmişten yaramaz kızzz:)
 
gülşenden geliyorrr

biz sana laf söyletmeyelim
biz sana toz kondurmayalım
3 dakikada beni 3 paralık et

her şeyini alttan alalım
kimselere yan bakmayalım
sen 3 dakikada beni 3 paralık etkaydirigubbakcemile
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Nasıl inanmışız aşkın yaralayacağına, nasıl kanıksamışız bunu. Acısını mutlak bilip de mutluluğunu unutmuşuz adeta. Her aşkın gözyaşıyla biteceğini peşinen kabul etmişiz sanki. Oysa hep arayıp özlememiz onu, yaşatacağı saadete duyduğumuz arzudan aslında. Bunun için vazgeçemiyoruz hüsranla biten her seferinden sonra yeniden bulmayı denemekten.
Gerçekten aşk varsa, ihanet, acı, yalan yoktur orada. Bir aşkı “büyük aşk” yapan tam da budur belki. O yüzden zor ve nadir bulunur. Seven kimse sevdiğine kıyamaz çünkü, gönlü razı olmaz azıcık üzülmesine bile. Hem de sevdiğini mutlu etmekten, sevdiğiyle olmaktan mutlu olur sadece. Gerçek aşkın oyunlara ihtiyacı yoktur, varsa onun adı aşk değil “aşk oyunu”dur.
Elizabeth Barrett ile Robert Browning böyle bir büyük aşkı yaşadılar. Yıllarca süren beraberliklerinden sıkılmadılar birbirlerinden, aldatmadılar ve başyapıtlarını mutluluğun doruklarındayken yarattılar. Onlar aşkın da yaratıcılığın da acıya ihtiyacı olmadığını kanıtladılar. Aşkla coşup taşan duygular körüklüyordu yaratıcılığı, kırılıp incindikçe sönüyordu gitgide, sanıldığının aksine. Belki de aşktaki yaratıcılığımızı, tüm hevesimizi kaçırıp. Boşa değildi, yaratan, “aşk ile” yaratıyordu.
Irwin Shaw, “hayır hiç kolay yazmıyorum” diyordu. O da yazmak için ihtiyacı olan gcü, güzel olduğu kadar zeki ve kendine güvenli bir kadın olan karısından alıyordu ihtimal ki…
SEVİLMEK YAŞAMAKTI…
SEVMEK YAŞAMAKTI…
SEVERKEN ÖLDÜRMEK, John Steinbeck’in o çok bildik roman kahramanı Lennie gibi, bir zeka eksikliğinin belirtisiydi herhalde, olsa olsa…

Rengin SOYSAL
K Dergisi 110. sayı
bu kadını okudukça hayata duruşum değişiyor sanırım benim...
 
Back
X