Silvanlı öğretmenden mektup: Çocuklarımıza huzurlu bir ülke bırakamadık, yazıklar olsun

okypete

Nirvana
Kayıtlı Üye
28 Mart 2008
84.870
40.691
698
Silvanlı öğretmenden mektup: Çocuklarımıza huzurlu bir ülke bırakamadık, yazıklar olsun

13/11/2015 11:13
http://www.diken.com.tr/silvanli-og...-huzurlu-bir-ulke-birakamadik-yaziklar-olsun/

Üç mahallesinde altıncı kez ilan edilen sokağa çıkma yasağının 11’nci gününe girdiği Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde öğretmenlik yapan Ramazan Kurt, abluka altındaki ilçede yaşananlara,“Çocuklarımıza huzurlu bir ülke bırakamadık, yazıklar olsun bana, bize, hepimize” diyerek isyan etti.

silvan-okul.jpg


Bombaların bir oyuncak gibi kullanıldığı Silvan
Silvan’daki durumu, “Bir yıldır silahların susmadığı, 7 Haziran seçiminden sonra çatışmaların şiddetlendiği, 1 Kasım seçimlerinden sonra dokuz gün boyunca şehrin belli bölgelerinde sokağa çıkma yasağının olduğu ve 11 Kasım yani bugün çatışmaların geniş çapta sürdüğü, silahların susmadığı, helikopterlerin havadan inmediği, bombaların bir oyuncak gibi kullanıldığı Silvan” sözleriyle anlatan Kurt’un kişisel Facebook hesabından iki gün önce paylaştığı mesaj şöyle:

Bir dünya bırakın biz çocuklara…
İlk derse kitap okuyarak başladık cçocuklarımla. Benim masam cam kenarında. Sınıf hava alsın diye açık bırakmışız. İlk dersin yarısında silah sesleri duyulmaya başladı. Alışkın olduğumuz için camı kapatmaya gerek duymadım. Biraz sonra catışmalar şiddetlendi ve silah sesleri oldukça artmaya başladı. Öğrencilerimin yüzündeki tedirginlik artmaya başladı.

Camı kapattım. Ve kitapları kaldırmalarını istedim. Sesleri duymamak ve küçük yüreklerinin ürkmesine engel olabilmek icin hep birlikte şarkı söylemeye başladık. “Bir dünya bırakın biz çocuklara…” İlk ders bu şekilde bitti.

‘Savaş’ diyorum, ‘Barış’ diye haykırıyorlar
Aşağıya iniyorum. Tüm öğretmenlerin yüzünde bir telaş ve korku. Okulun çalışanlarından cami hoparlörlerinden anons yapıldığını ve üç mahallenin bir an önce boşaltılması gerektigini duyuyorum. Ve kendi aralarında“Sanırım hava saldırısı olacak” dediklerini endişeyle dinliyorum.

Sonra zil çalıyor ve tekrar derse gidiyorum. Çocuklarım ürkek, korkmuş. Derse başlıyoruz. Zıt anlamlı kelimeleri öğreniyorlar. Ben “Savaş” diyorum onlar bana “Barış!” diye haykırıyorlar.

Kızgın, üzgün, yorgunum
Sonra kapı çalıyor. Bir veli. “Hocam, dışarısı kötü. Çocuğum için endişeleniyorum. İzniniz varsa eve götürmek istiyorum.” Tamam diyorum ve çocuğunu alıp gidiyor. Sonra kapı bir daha çalıyor ve bir veli daha.. Bu bir ders boyunca devam ediyor. Gidenler gidiyor ya kalanlar? “Öğretmenim neden gidiyorlar. Biz de korkuyoruz!”. “Korkmayın ben burdayım, yanınızdayım”diyorum. Sonraki derste ölümlerin olduğunu öğreniyorum.

Kızgın, üzgün, yorgunum..
Milyonlarca insanız bu ülkede. Her birimiz konuştukca ne yiğit oluyoruz tüm muhabbetlerimizde. Ama getiremedik barışı bu topraklara. Gözlerdeki yaşları dindiremedik. Doğusuyla batısıyla bir olamadık. Kürdü Türkten, Türkü Kürtten ayırdık yıllarca. Çocuklarımıza huzurlu, yaşanabilir bir ülke bırakamadık.

Yazıklar olsun bana, bize, hepimize!”
 
Back