Sinir Sistemi Sinir sistemi, canlılarların içsel ve dışsal çevresini algılamasına sağlayan, bilgi toplayan ve toplanan bilgiyi işleyen, vücut içerisinde hücreler ağı sayesinde sinyallerin farklı bölgelere iletimine yardımcı olan, organların, kasların aktivitelerini düzenleyen bir sistemdir. Sinir sistemi iki temel bölümden meydana gelir. Merkezi sinir sistemi ile çevresel sinir sistemi.
Merkezi sinir sistemi, beyin ve omurilikten ibarettir. Çevresel sinir sistemi ise merkezi sinir sistemini vücudun diğer tüm noktalarına bağlayan fiberlerden oluşur.
Çevresel sinir sistemi, motor nöronları, dolaylı istemli hareket, otonom sinir sistemi, sempatik sinir sistemi, parasempatik sinir sistemi, düzenli istemsiz işlevler ve enterik sinir sisteminden meydana gelir.
Beyine sahip sistem düşünce ve duygu üretmez ve ya aktarmaz.
Sinir sistemi, süngerler haricinde çok hücreli hayvanlarda mevcuttur ancak karmaşık yapıya sahiptir. Sinir sistemi olmayan çok hücreliler; süngerler, placozoalar ile mesozoalar basit vücut yapısına sahiptirler. Taraklılar ve knidlilerin sinir sisteminde farklı bir sinir ağı bulunur. Birkaç solucan türü dışında diğer tüm hayvan türlerinde, beyin ve omurilikten meydana gelen sinir sistemi vardır. Bunlardaki sinirler, beyin ve omurilikten diğer noktalara dağılırlar. En basit solucanlarda sinir sistemi, birkaç yüz hücreden oluşurken, insanlarda 100 milyarlarca nöron vardır.
Sinir sisteminin en temel görevi, bir hücreden diğerine ve ya vücudun bir parçasından diğer parçasına sinyalleri aktarmaktır. Sinir sisteminin işlev bozukluğu çok çeşitli biçimlerde görülebilir. Bunlara genetik bozukluk, travma, zehirlenme, fiziksel yaralanma, enfeksiyon ve ya erken yaşlanma örnek gösterilebilir. Ayrıca sinir sistemi ile ilgili menenjit, şizofreni, Alzheimer hastalığı, kortikal görme bozukluğu, Parkinson hastalığı, epilepsi, multipl skleroz gibi hastalıklar mevcuttur. Tıppın nöroloji dalı
sinir sistemi bozukluğunun sebepleri ile ilgilenir ve bozukluğu önlemek için araştırma ile müdahale eder. Çevresel sinir sisteminde, en yaygın meydana gelen problem türü, çeşitli sebeplerden dolayı meydana gelen sinir iletimi sorunudur. Bunlara diyabet nöropati ile sinir hücreleri kaybına sebep olan multipl skleroz ve amyotrofik lateral skleroz örnek gösterilebilir.
Sinir sistemi ismi, lifleri silindirik olarak saran sinirlerden üretilmiştir. Lifler beyin ve omurilikten doğar ardından dallanarak vücudun her bir parçasını sarar. Bir mikroskop yardımıyla sinir hücrelerinin aksonları görülebilir. Sinir sistemi hücreleri iki ana birime ayrılır: sinir hücreleri ve nöroglia. Sinir sisteminin temel fonksiyonel birimi olan nöronlar çeşitli tekniklerle diğer hücrelerden ayırt edilebilirler. Bunların en temel görevi sinapslar aracılığıyla diğer hücreler ile iletişim kurmasıdır. Nöroglia ise sinir hücresi sayılmayan, destek ve besleme ile homeostaz sağlayan, miyelin şeklinde olan ve sinir sistemindeki sinyal iletimine yardım eden hücrelerdir.
Omurgalılarda
sinir sistemi, merkezi sinir sistemi ve çevresel sinir sistemi olmak üzere iki bölümde incelenir. Merkezi sinir sistemi beyin ve omurilikten oluşur, sinir sisteminin en büyük kısmıdır. Çevresel sinir sistemi beyin ve omurilik haricindeki sinirler ile gangliyondan meydana gelir. Çevresel sinir sisteminin ana işlevi merkezi sinir sistemi ile organ ve uzuvlar arasındaki bağlantıyı sağlamaktır.
Sinir sisteminin en basit işlevi daha önce de belirtildiği gibi bir hücreden diğerine ve ya vücudun bir parçasından diğer parçasına sinyal taşımaktır. Bir hücreden diğerlerine sinyal iletmenin bir çok yolu mevcuttur. İlki, kimyasalların salgılanmasıdır ve hormon olarak isimlendirilir.
Sinir sisteminin asıl görevi, vücudu kontrol etmesidir. Bunun için duyu reseptörlerini kullanarak ortamdaki bilgiyi almak, bu bilgiyi çözümleyerek, onu merkezi sinir sistemine sinyal şeklinde göndermek, bilgiyi işleyerek yaklaşık bir tepki tanımlamak ve tepkiyi etkinleştirmek için kaslara ya da bezelere çıkış sinyallerini aktarmaktır.
Omurgalılarda, embriyonik nöral gelişim dönüm noktaları, kök hücredeki sinir hücrelerinin meydana gelmesi ve ayrışması, embriyoda olgunlaşan sinir hücrelerinin oluştukları kısımdan son konumlarına ulaşmaları, sinir hücrelerindeki akson uçlarının oluşması örnek olarak gösterilebilir. Bütün bilateria hayvanlarda gelişimin gastrulasyon evresinde oluşan gastrula bir disk biçimindedir ve üç katmandan meydana gelir.. En içteki katmana endoderm adı verilir ve sindirim sisteminin iç yüzeylerini, pankreası, karaciğeri, solunum sistemini meydana getirir. Ortadaki tabakaya mezoderm adı verilir ve kasları, cinsiyet organlarını, iç organların dış kısımlarını, iç deriyi, kemik dokuyu ve kıkırdak dokuyu, kalp ile kan damarlarını oluşturmaktadır. En dıştaki katmana ektoderm denir ve deri, tırnaklar, saç ile dişlerin yanı sıra
merkezi sinir sistemi, beyin ve dış salgı bezlerini meydana getirir.
Merkezi sinir sistemi, fiziksel ve kimyasal bariyerler tarafından muhafaza edilir. Fiziksel olarak beyin ve omurilik zarı ile çevrilmiştir. Kimyasal olarak ise, beyin ve omurilik, kan-beyin bariyeri aracılığıyla korunmaktadır.