İsviçre'de Singapur'da ve Avusturalya Sydney'de yaşadım. Asla ve asla sokakta kedi köpek göremezsiniz. Muhtarlık kaydı yaptırır gibi evcil hayvanı kaydettirmek zorundasınız. Çiftleşmiş çiftleşmemiş kısırlaştırılmış kısırlaştırılmamış... hepsini bildirip mahalleye kaydettirip yıllık para ödüyorsun. Hayvan hakları son derece iyi korunur. Mesela bir hayvanın uzun süre hareket etmediği çipten tespit edilirse hemen kontrol ediliyor ne oldu bu hayvana diye. Zarar veremezsin eziyet edemezsin ama mesela sokakta asla tasmasız veya ağızlıksız gezemezsin. Köpekler için ayrılmış özel parklar plajlar var, oralarda tasmasız koşup oynayabilirler. Hatta Singapur'da havuzlar var köpek için. Bildiğin çocuk havuzu gibi oyuncaklı parklı vs.
Okumadım okumak istemedim ama geçmişte nüfusları kontrol edilsin diye mutlaka üzücü kötü şeyler yaşanmıştır. Avrupa'da itlaf edildiklerini biliyorum. Ama şimdiki zamanda yaşayan evcil hayvanlara önem veriliyor saygı gösteriliyor. Trene otobüse bilet almak koşuluyla her yere sokabiliyorsun köpeği. Sabah çıkıp akşam gelene kadar kediyi eve kapatamıyorsun. Bir çok evde kedi kapısı veya merdiveni vardır. Gün içinde çıkıp dolaşma hakları var. Çip eşleşince kapıdan girebiliyor yani her kedi her eve giremiyor. Bir buradaki hayvanlara koşullara bakıyorum bir de ülkemizdeki zavallılara. Yerlere sokaklara mama dökmek herkese saldırmak hayvanseverlik değil.
Bizim de köpeğimiz var, evin ferdi gibi takvimde yer ayırdık. Kontrolü aşısı gezme tozması bakıma gitmesi... hepsi planlı. Parkta vs gezdirip eve getirince yatırıp her yerine bakıyorum kene vs var mı diye. Çocuk sorumluluğundan farkı yok.
Kısırlaştırma dediğin operasyondan sonra en az 10 gün antibiyotik veriliyor, nasıl takip edilecek? Benim eşim 2 haftalık izne çıkacak köpeği kısırlaştıracağımız zaman. İyileşme sürecinde özel olarak yanında olmak istiyor.
Ben yönetimde olsam barınak ve yönetme işini kesinlikle gönüllülere veririm. Öyle belediye personeli barınak çalışanı vs olmaz. Çalışma saatlerini koşullarını kendileri ayarlayacak, veteriner ve sağlık personeline maaş ödenecek ama geri kalan işleri gönüllüler yapacak. Suistimali önlemek açısından bağışlar harcamalar kontrol edilecek, kısırlaştırması aşısı falan sıkı sıkı takip edilecek. Bu iş gönül işi, personelle maaşla asla olmaz. Kendini adayan merhamet duyan insanın parayla pulla işi olmaz. Bu kadar dernek sosyal medya hesabı var niye barınaklar bunların kontrolüne verilmiyor?
Ayrıca ülkeye evcil hayvan girişini de kontrol etmek lazım. Pet store hayvan satışı yapamayacak diye bir karar çıkmamış mıydı? Avusturalya'ya evcil hayvan sokabilmek için 6 ay zaman gerekiyor. Belirli sürelerde elli tane test aşı yaptırıyorsun ve ülkeye giriş izni çıkıp gelince de 10 gün karantinada kalıyor, orada da tekrar kontrol ediliyor köpek. Singapur'da karantina süresi 30 güne kadar çıkabiliyor. Millet bu işleri bu kadar sıkıya alıyor ama bize kim giriyor kim çıkıyor belli değil.
Uzun lafın kısası bu hayvanların 365 gün sokakta aç hasta bakımsız olmaları kimi niye ve nasıl memnun ediyor anlayamıyorum. Kışın çok soğuk yazın çok sıcak çoğu zaman düzenli beslenme yok, kimse onlarla yürümüyor oynamıyor, en iyimseri yere mama döküyor o kadar. Oynamayan okşanmayan iletişime geçilmeyen bir canlının böyle saldırgan olması çok normal değil mi? Milletin yeni doğan bebeğiyle köpeği beraber büyüyor. Bebeğin de köpeğin de ihtiyaçlarıyla ayrı ayrı ilgileniyorlar.