Direndim, çok direndim; ama ben de ayrılığa yenik düştüm. Ayrılıkla bile dalga geçer olduk demiştin ya; bak şimdi ayrılık bizle dalga geçiyor.
Bu foruma asker beklerken üye oldum. Ayrılık konusu açmayı hiçbir zaman düşünmedim. Çünkü bunu yapamazdım, ne ayrılabilirdim ne de bunu sizlerle paylaşabilirdim. Gücüm yoktu. Bu güçsüz halimle bile aylarca ayak diredim ayrılığa; ama o bir kez yapışmıştı yakamıza, bırakmıyordu işte bizi. Ne kadar kaçarsak kaçalım, bi yerde yakalayıveriyordu.
Dedim ya ayrılık topiği açmayı hiç düşünmedim, zaten kim ister ki bunu. ne bileyim çeyiz topiği açardım belki, belki söz, nişan, düğün... Tickerler yapardım nişan, düğün günü sayan... Evlenirdik belki, hamilelik takvimi yapardım; ama artık çok geç bunlar için.
Yüreğimden söktüm attım onu. Geçmişimizle birlikte geleceğimizi de yok ettim. Bir fotoğraf bile kalmadı. Bunu bu can havliyle yapmak zorundaydım, yoksa bir daha yapamazdım. Yaptım, kurtuldum tüm yüklerimden.
İçimde bir yara olarak kalacaksın, kabuk bağlayacaksın. Unutacağım seni. Hiç olmamış gibi olacaksın. Bu 15-16 ayı hiç yaşanmamış sayacağım. Zamanı geçen yıl şubat ayına sarıp tekrar başlayacağım yaşamaya. Sen beni asla heketmedin, haketmeyecektin de...
Çok acı çekeceğim, canım çok yanacak; ama unutacağım. söyleyecek, anlatacak çok şeyim var; ama gözyaşlarımdan klavyeyi bile göremiyorum. Hıçkıra hıçkıra, bağıra bağıra ağladım. Acım çıksın gitsin içimden diye; ama oturdu yüreğime iyice. Onun için yaptıklarımı sayayım, vazgezçtiklerimi mi, göze aldıklarımı mı... Onu ne kadar çok sevdiğimi mi yazayım, deliler gibi özlediğimi mi... Aşkımı mı anlatayım size, öfkemi mi...
En iyisi ben susayım. Yasımı tutayım. Elbet bir gün bitecek bu acı...