Aşağıdaki videoyu izleyerek sitemizi ana ekranınıza web uygulaması olarak nasıl kuracağınızı öğrenebilirsiniz.
Not: Bu özellik bazı tarayıcılarda mevcut olmayabilir.
Her iki mesajınızı karşılaştırmak için ikisini de alıntıladım Jazeb.
Öncelikle, yaşanılan duyguların çocukça olduğuna inanırım. Çocuk yaşta evlendiğinize göre, oldukça erken yaşta tutulduğunuz bir aşkmış, doğrudur.
Ama yazılanların çocukça yazılması, akla uygun görünmüyor. 15/01/2012 çok yakın bir tarih. Evli barklı, erişkin kadınsınız. Neden duygularınızı çocukça ifade edeseniz? Çocuk yaşta mısınız?
Her insanın içinde kalmış bir ukte olabilir. Ama evli barklı kadının, eski sevgilisini "sen benim tek erkeğim olacaksın sonsuza kadar" diye yad etmesi ukte gibi masum bir duygu değildir.
Herkesin eşlerinden önce görüştüğü kişiler olmuştur.. Ama hiç bir erdemli kadın, kocasıyla evliyken, başka bir adamı "erkeği" olarak anmaz.
Siz bu çarpık duygularınızı yok sayıp "Çok ciddiye alınacak bir tarafı yok" şeklinde yorumluyorsunuz.. İlginç..
Bir de ben geçen ay psikiyatra gittim. Sağolsun doktor bey bana zaman ayırdı iki saat konuştuk. Her şeyi anlattım.
Herkes benim şımarıklığım zannediyordu, bana kızıyorlardı. Sizin dediğiniz gibi fazla ilgiden sıkılmış olabileceğimi söylüyorlardı.
Doktor bütün mesele eşinden kaynaklanıyor dedi. Bana ilaç bile yazmadı. Annemler, arkadaşlarım depresyonda olduğumu düşünüyorlardı. Doktor gayet güçlü ve kendine güvenen bir kadın olduğumu söyledi.
Buna çok sevindim, çünkü bu tür ithamlar gerçekten üzüyor. Benim neler yaşadığımı kimse bilmiyor. Ya da ne kadar çabaladığımı...
Eşimi kendimden kurtarmak istiyorum. Onu seven biriyle evlensin mutlu olsun istiyorum dedim. Hayret etti doktor.. Boşanırsak bir kadın olarak ne zorluklar yaşayacağımı biliyorum ama yine de önce onu düşünüyorum diye çok şaşırdı.
İlk aşkımdan da bahsettim, ailevi sorunlarımı da anlattım. Aklıma gelen travma olabilecek her şeyi söyledim. Ama o kesinlikle problemin eşimde olduğunu söyledi. Eşimle görüşmek istedi.
Ne diyeyim, elimde doktor raporu var, hala inanmıyor musunuz? :))
Her iki mesajınızı karşılaştırmak için ikisini de alıntıladım Jazeb.
Öncelikle, yaşanılan duyguların çocukça olduğuna inanırım. Çocuk yaşta evlendiğinize göre, oldukça erken yaşta tutulduğunuz bir aşkmış, doğrudur.
Ama yazılanların çocukça yazılması, akla uygun görünmüyor. 15/01/2012 çok yakın bir tarih. Evli barklı, erişkin kadınsınız. Neden duygularınızı çocukça ifade edeseniz? Çocuk yaşta mısınız?
Her insanın içinde kalmış bir ukte olabilir. Ama evli barklı kadının, eski sevgilisini "sen benim tek erkeğim olacaksın sonsuza kadar" diye yad etmesi ukte gibi masum bir duygu değildir.
Herkesin eşlerinden önce görüştüğü kişiler olmuştur.. Ama hiç bir erdemli kadın, kocasıyla evliyken, başka bir adamı "erkeği" olarak anmaz.
Siz bu çarpık duygularınızı yok sayıp "Çok ciddiye alınacak bir tarafı yok" şeklinde yorumluyorsunuz.. İlginç..
Bu yorumun noktasına virgülüne kadar katılıyorum.
Bu kadar yakın bir tarihte yazdığınız mesajınıza önemsizlik atfetmeniz gerçekten çok ilginç.
Yapmayın arkadaşım, size değer veren sizi seven ve sayan (her ne kadar sizin tabirinizli "uyuzlukları"da olsa) bir erkeğin kıymetini bilin, evlilikte herşey aşk, heyecan falan fişman değildir, bu dediklerimiz evlilik hayatında zaman içinde azalarak yok olur zaten. Evliliğin ilerleyen zamanlarında bir kadın için önemli olan şey, sarıp sarmalayan, kollayan, değer veren, sahip çıkan, evine barkına bağlı, çocuklarına bağlı, onların ihtiyaçları ve gelecekleri için çalışan bir erkek olur. Sizi kınamıyorum sakın yanlış anlamayın, yaşınız küçük, tecrübeniz yok, size bunları söyleyenlere hak veriyor ama öte yandan da "ben mutsuzum" diyorsunuz. Siz aslında mutsuz filan değilsiniz, siz heyecan arıyorsunuz, içiniz kıpır kıpır ama inanın yanlış yoldasınız. İnatla sevmemeye devam ediyor asla sevmeye çalışmıyorsunuz. bu kafayla devam ederseniz KENDİNİZİ YAKARSINIZ.
Eşinizin size antipatik gelen uyuzlukları olabilir, zamanında sizin kalbinizi kırmış da olabilir bunlar evliliğin genelinde yaşanan olaylardır kaldı ki sizde sütten çıkmış ak kaşık değilsiniz. Siz eşinize "seni sevmiyorum, senden boşanmak istiyorum" diyebilmiş insansınız. Peki eşiniz bu lafınız üzerine size "madem öyle hadi güle güle babanın evine" deseydi ailenizde size sahip çıkmasaydı siz ne yapacaktınız hiç bunları düşündünüz mi? Sizin hala eşinizin kazandığı parayla dönen bir evde sıcacık ve tok bir şekilde oturuyor olmanız bile eşinizin bir insan evladı olduğunu göstermeye yeter de artar unutmayın.
Daha 20 dk önce burdan sizin yaşlarınızda bir kızımız işyerine gelmedi, merak edip aradığımızda kızımızın annesiyle beraber karakolda olduğunu öğrendik. Birazdan da darp raporu almaya gideceklerini söyledi annesi. Bu kızımızda sevdiği gençle evlenebilmek için bir aileyi silmeyi göze almıştı, ne bizi ne de diğer büyüklerini dinledi. 3 senedir de anasından emdiği süt burnundan geldi. Ben 30 lu yaşları devirmiş, 22 senedir çalışma hayatının içinde bir kadın olarak böyle çoookk örnekler gördüm. Bunun yanında adamı sevmeyip de iyi adam, evine bakar bana bakar diyerek mantık evliliği yapan arkadaşım da çok oldu. Sonuç mu inan bana mantık evliliği yapan arkadaşlarım daha mutlu ve hepsinin ortak görüşü şu " sevdiğinden ziyade seni sevenle evlen"
Bu yorumun noktasına virgülüne kadar katılıyorum.
Bu kadar yakın bir tarihte yazdığınız mesajınıza önemsizlik atfetmeniz gerçekten çok ilginç.
Yapmayın arkadaşım, size değer veren sizi seven ve sayan (her ne kadar sizin tabirinizli "uyuzlukları"da olsa) bir erkeğin kıymetini bilin, evlilikte herşey aşk, heyecan falan fişman değildir, bu dediklerimiz evlilik hayatında zaman içinde azalarak yok olur zaten. Evliliğin ilerleyen zamanlarında bir kadın için önemli olan şey, sarıp sarmalayan, kollayan, değer veren, sahip çıkan, evine barkına bağlı, çocuklarına bağlı, onların ihtiyaçları ve gelecekleri için çalışan bir erkek olur. Sizi kınamıyorum sakın yanlış anlamayın, yaşınız küçük, tecrübeniz yok, size bunları söyleyenlere hak veriyor ama öte yandan da "ben mutsuzum" diyorsunuz. Siz aslında mutsuz filan değilsiniz, siz heyecan arıyorsunuz, içiniz kıpır kıpır ama inanın yanlış yoldasınız. İnatla sevmemeye devam ediyor asla sevmeye çalışmıyorsunuz. bu kafayla devam ederseniz KENDİNİZİ YAKARSINIZ.
Eşinizin size antipatik gelen uyuzlukları olabilir, zamanında sizin kalbinizi kırmış da olabilir bunlar evliliğin genelinde yaşanan olaylardır kaldı ki sizde sütten çıkmış ak kaşık değilsiniz. Siz eşinize "seni sevmiyorum, senden boşanmak istiyorum" diyebilmiş insansınız. Peki eşiniz bu lafınız üzerine size "madem öyle hadi güle güle babanın evine" deseydi ailenizde size sahip çıkmasaydı siz ne yapacaktınız hiç bunları düşündünüz mi? Sizin hala eşinizin kazandığı parayla dönen bir evde sıcacık ve tok bir şekilde oturuyor olmanız bile eşinizin bir insan evladı olduğunu göstermeye yeter de artar unutmayın.
Daha 20 dk önce burdan sizin yaşlarınızda bir kızımız işyerine gelmedi, merak edip aradığımızda kızımızın annesiyle beraber karakolda olduğunu öğrendik. Birazdan da darp raporu almaya gideceklerini söyledi annesi. Bu kızımızda sevdiği gençle evlenebilmek için bir aileyi silmeyi göze almıştı, ne bizi ne de diğer büyüklerini dinledi. 3 senedir de anasından emdiği süt burnundan geldi. Ben 30 lu yaşları devirmiş, 22 senedir çalışma hayatının içinde bir kadın olarak böyle çoookk örnekler gördüm. Bunun yanında adamı sevmeyip de iyi adam, evine bakar bana bakar diyerek mantık evliliği yapan arkadaşım da çok oldu. Sonuç mu inan bana mantık evliliği yapan arkadaşlarım daha mutlu ve hepsinin ortak görüşü şu " sevdiğinden ziyade seni sevenle evlen"