peki ben şimdi ne yapmalıyım.zaten onu delı gıbı sevdıgımı bılmese bu kadar terslemezdı benı öyle dusunuyorum.terslıyor kı her defasında pesıne duseyım dıye.sevmedıgını de demıyorkı ben kuşkuda kalayım dıye.sureklı pesınden surukluyor.pekı bu durumda ne yapmalıyım lutfen akıl verın buna cok ıhtıyacım var.
Epey uzun yazacağım... Bu konuda söyleyecek çok lafım var...
Daha evvel de söylemiştim, yengeç erkekleri özel bir tür... Hiç bir erkek burcunun özelliğini bu denli taşıyamaz... Hep ilgi meraklısı, pohpohlanılmak isteyen, mütevazı görünüp aslında kendini her şeyden çok beğenen, çok hassas, ne söyleseniz kafaya takan büyüttükçe büyüten,dengesiz, bir gün ak dediğine yarın kara diyebilen, vs...
Sadece kötü yanlarını söylemeyelim, çok esprili olurlar, tutumludurlar, ailelerine bağlıdırlar, çok ilgilenirler sizinle ama bunun için keyfi yerinde olacak, sizi çok sevecek, vs...
Sizin durumunuz kötü olmuş biraz... Onu kesinlikle aramamalı, aramayı geçtim ısrarla eskiye dönmek için ölüp bittiğinizi göstermemeliydiniz. Egosu zaten tavandı, siz uzaya çıkardınız... Erkeklerin çoğu tercih edilirliklerini sınamak için ilişki yaşar, siz ona bu tatmini ayrıldıktan sonra bile vermişsiniz, ilişkiye devam etmesine gerek kalmamış ki... Ne de olsa bu haliyle de vazgeçilmez olduğunu görmüş alacağını almış...
Vaktiyle çok sevdiğim bi yengeçle çok özel bir bağ vardı aramızda... Aynı anda aynı şeyleri düşünecek, aynı rüyayı görecek kadar... Nefes alıp verişimle bile ilgiliydi... Bir gün tartıştık, birkaç gün sıktım dişimi aramadım. Sonrasında msn, facebook iletilerinde hep göndermeler, sevgisini ifade etmeler, özel şeyler paylaşmalar vs. En sonunda aradım, "Yahu bunları yapana kadar beni arayıp bana söylesene" dedim. Cevabı tarif ettiğim yengeç erkeğinin tanımıydı adeta; "Yahu ben seni özlemeyi bile seviyorum, ne demeye aradın, zaten birkaç güne kalmaz ben arayacaktım seni, neden beni beklemedin! Yaşadığımız anın ruhunu bozdun..."
Sizin telefon konuşmanız, kurduğu cümleler çok tanıdık geldi bana... Normalde insan kendisiyle konuşulmak istenmediğini anlar, bunlarsa önceleri iletişim kurmaz, sizin aramanıza bile izin vermezler, üstünden zaman geçince, sizi özleyince telefonlarınıza gayet sıcak cevap bile verebilirler. Sizin meseleniz de halledilemeyecek bir durum değilmiş aslında ama siz fazla ısrarcı olmuşsunuz hatta ardından "ulaşamadığınız ete mundar dercesine" bağırıp çağırmışsınız. Bunlar onu daha da çok soğutmuştur. Ayrılık sürecinde görüştüğünüz kişiler ve son gelişmeler işi içinden çıkılmaz hale sokmuş. Kendinizi yavaş yavaş onu unutma fikrine alıştırın hem aksi olsa, devam etse bile ilk tartışmada bu konular, görüştüğünüz kişiler gündeme getirilip hayatınız zindana çevrilecektir.
Benim hayatım vazgeçemediklerimden elimi çekince yaşanabilir hal aldı, umarım sizinki de öyle olur. İnanın yukarıda saydığım özelliklerdeki bir adam 1 numaralı huzur düşmanı... Tabi eminim ki şu an ona ulaşamadığınız için değil huzurunuz yaşamanız bile ona bağlıymış gibi geliyor, inanın bu his, yanılsamadan başka bir şey değil... Keşke bana da biri bugün hissedettiğim mutluluk, güveni o yıllarda tarif edebilseydi, ben de anlayacak kadar güzel bakabilseydim... Allah yardımcınız olsun....