Sığınmacıların konuk edilmesi için ortaya çıkan doğrudan maliyetlerin yanında ülkemiz “ticaret”, “ulaştırma ve lojistik” kanalından da olumsuz etkilenmiştir. Yine sınıra yakın bazı bölge illerinde artan konut fiyatları ve kiralar vatandaşlarımız nezdinde ekonomik sıkıntıyı artıran bir diğer husustur. Suriye ve Irak krizlerinin dış ticaret ve ulaştırma kanalından yarattığı bu sıkıntılara karşın; krizler bir takım fırsatları da beraberinde getirmiştir. Her şeyden önce Suriye’den gelen 2 milyon civarında nüfus, ekonomiye ilave tüketim ve yatırım talebi enjekte etmiştir. Bunun yanı sıra Suriyeli iş adamları ülkemizin ticareti hayatında yer almaya başlamıştır. Nitekim TOBB verilerine göre Türkiye’de kurulan yabancı sermayeli şirketler arasında Suriye uyrukluların kurduğu şirketler önemli rakamlara ulaşmıştır. 2013’te Suriyeliler tarafından kurulan anonim şirket sayısı 20 iken; 2014’te % 75 artarak 35’e çıkmıştır. 2014’te Suriyelilerin Türkiye’de kurduğu limited şirket sayısında ise adeta patlama yaşanmıştır. 2014’te Suriyeliler tarafından kurulan limited şirket sayısı % 161 artarak 1222’ye ulaşmıştır. 2014’te Türkiye’de kurulan yabancı sermayeli limited şirketlerdeki her 100 TL’lik sermayenin 30 TL’si Suriye uyruklulara aittir. 2014’te Suriyelilerin kurduğu şirketlerdeki toplam sermaye ise % 163 artarak 196,4 milyon TL’ye ulaşmıştır. Dolayısıyla Suriye sermayesinin sınır ve Doğu Akdeniz illerimizin ekonomilerine belirli bir canlılık getirdiğini söylemek yanlış olmayacaktır.