• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Sütten ağzı yanan hesabı

Neyini taniyamamissiniz?
Soruyu okuyunca bir an nereden başlasam diye düşündüm ya.

Şu an boşanmaya uğraştığım şahıs,nişanlıyken şiirlerle şarkılarla bana seranat yapıyordu. Ayakkabılarıma kadar giydiriyordu. Evlendikten sonra yavaş yavaş içinden bir canavar çıktı resmen.
Sonra anakuzusu olduğunu, aslında benimle olan herşeyini en mahrem konulara kadar annesine anlattığını falan öğrendim. O kadar uzun ki benim hikayem. İnan yetmez anlatmaya.
Şimdi kendi kendime nasıl hiç anlamadım nasıl tanıyamadım diye soruyorum işte.
 
Bence cokda anlasilmiyo. Istersen senelerce sevgili kal. Gez toz davranislarina bak ANLASILMIYO...
Benim suan 2. Evliligim. Cok dikkat ederek evlendim. 1 bucuksene konustum bulustm hareketlerine baktim. Ailesinin evine girdim ciktim. Ki ailesi nasil diye. Cunku genel sorunlar aileden cikiyo. Ama ozamanlar okdr iyi davrandilarki. Hic bise anlamadim. Ufak kucuk seylerde belli edebiliyolar bunu anlayabilirsen ne ala.
Suan sen ayrilik asamasinda oldugun icn kendini sorguluyosn cok normal bu. Ama eger vicdanin rahatsa bosver dusunme bunlari "nasil taniyamamisim" deme.
Ayrildigina dua et ne guzel kurtulmussun eminim nefes aldigini suan hissediyosundur.
Ayrilik sebebin neydi?
 
Soruyu okuyunca bir an nereden başlasam diye düşündüm ya.

Şu an boşanmaya uğraştığım şahıs,nişanlıyken şiirlerle şarkılarla bana seranat yapıyordu. Ayakkabılarıma kadar giydiriyordu. Evlendikten sonra yavaş yavaş içinden bir canavar çıktı resmen.
Sonra anakuzusu olduğunu, aslında benimle olan herşeyini en mahrem konulara kadar annesine anlattığını falan öğrendim. O kadar uzun ki benim hikayem. İnan yetmez anlatmaya.
Şimdi kendi kendime nasıl hiç anlamadım nasıl tanıyamadım diye soruyorum işte.
Benim esimde babasina anlatir. Okdar daraluyrm ki anlatamam. Kurtulmussunz.cok sevindim sizin adiniza. Hic biseyi kafaniza takmayin. Gidip gezin tozun . Ugras bulun yormayn kafanizi. Zaten evlilikde yeterince yormussunuzdur
 
Soruyu okuyunca bir an nereden başlasam diye düşündüm ya.

Şu an boşanmaya uğraştığım şahıs,nişanlıyken şiirlerle şarkılarla bana seranat yapıyordu. Ayakkabılarıma kadar giydiriyordu. Evlendikten sonra yavaş yavaş içinden bir canavar çıktı resmen.
Sonra anakuzusu olduğunu, aslında benimle olan herşeyini en mahrem konulara kadar annesine anlattığını falan öğrendim. O kadar uzun ki benim hikayem. İnan yetmez anlatmaya.
Şimdi kendi kendime nasıl hiç anlamadım nasıl tanıyamadım diye soruyorum işte.

Anladım, geçmiş olsun. En kısa sürede boşanıp mutlu olursunuz inşallah.
Bence birlikte uzun vakit geçirdiğiniz kişinin yanıltma ihtimali daha az. 1 hafta 10 günlük seyahat-tatil mesela insan 1 gün numara yapar 2 gün yapar 3.de belli eder. Ya da alışveriş yapmak, araba kullanırken davranislari gibi gibi
 
Bence cokda anlasilmiyo. Istersen senelerce sevgili kal. Gez toz davranislarina bak ANLASILMIYO...
Benim suan 2. Evliligim. Cok dikkat ederek evlendim. 1 bucuksene konustum bulustm hareketlerine baktim. Ailesinin evine girdim ciktim. Ki ailesi nasil diye. Cunku genel sorunlar aileden cikiyo. Ama ozamanlar okdr iyi davrandilarki. Hic bise anlamadim. Ufak kucuk seylerde belli edebiliyolar bunu anlayabilirsen ne ala.
Suan sen ayrilik asamasinda oldugun icn kendini sorguluyosn cok normal bu. Ama eger vicdanin rahatsa bosver dusunme bunlari "nasil taniyamamisim" deme.
Ayrildigina dua et ne guzel kurtulmussun eminim nefes aldigini suan hissediyosundur.
Ayrilik sebebin neydi?
İkinci Evliliğiniz kötü mü?
Vicdanım çook rahat. Sadece işte ben böyle bir hatayı nasıl yaptım ah aptal kafam diyorum. Kendime kızıyorum ama düşünüyorum hiç belli etmemiş ki. Dışarıdan bakan herkes bana çok şanslısın diyordu.
Ayrılık sebebim saymakla bitmez. Psikolojik sorunları vardı, ailesi üstüme yürüyüp beni darp etmeye kalkıyordu. Hakaretler, küfürler havada uçuyordu. Kendi ailemle görüşmemi engellemek için telefonuma el koyuyorlardı. Ben ağlarken karşıma geçip kahkaha atıyordu o pislik.
Ya inan saymakla bitmez.
 
Kızlar, bir erkeği tam tanıyabilme için ne gibi sorular sormalıyız?
Geçmişimi düşünürken farkettim ki ben hep fedakar olmuşum, karşımdakini olduğu gibi kabul etmişim hep.
Yaptığım hatalardan ders aldım artık taktik öğreneceğim.
Bugün bu soruyu bana arkadaşım sordu ama cevap veremedim. Resmen apışıp kaldım. Hiçbir hattan haberim yok.
Siz nasıl tanıyorsunuz bunları? Anakuzusu mu? Sosyopat mı? Nasıl anlıyorsunuz?

Ekleme: Ben nerede hata yaptım, anlayabilir miydim diye sorgulama evresindeyim arkadaşlar. Nasıl düşündünüz bilmem de, insan bazen içini dökmek için kendisine soru soruyor.
Ben erkek - kadın iki tarafında aynı eve girmeden tam anlamıyla tanınamayacağını düşünüyorum. Belki taktik yaparak karakteri hakkında küçük ipuçları yakalanabilir.
 
İkinci Evliliğiniz kötü mü?
Vicdanım çook rahat. Sadece işte ben böyle bir hatayı nasıl yaptım ah aptal kafam diyorum. Kendime kızıyorum ama düşünüyorum hiç belli etmemiş ki. Dışarıdan bakan herkes bana çok şanslısın diyordu.
Ayrılık sebebim saymakla bitmez. Psikolojik sorunları vardı, ailesi üstüme yürüyüp beni darp etmeye kalkıyordu. Hakaretler, küfürler havada uçuyordu. Kendi ailemle görüşmemi engellemek için telefonuma el koyuyorlardı. Ben ağlarken karşıma geçip kahkaha atıyordu o pislik.
Ya inan saymakla bitmez.
Seni okdar cok iyi anliyrm ki
Sana nasil olurda tanimassin olmaz oyle sey belli ederdi kendini nasil gormessin diyenlere sakin kulak asma. Insan gercekden goremiyo.gostermiyolar kendilerini maalesef
Evet iyi degil suanki evliligimde. Konum var oku istersen
 
Seni okdar cok iyi anliyrm ki
Sana nasil olurda tanimassin olmaz oyle sey belli ederdi kendini nasil gormessin diyenlere sakin kulak asma. Insan gercekden goremiyo.gostermiyolar kendilerini maalesef
Evet iyi degil suanki evliligimde. Konum var oku istersen
Okudum. İçim sızladı.
Ben bir daha evlilik falan istemiyorum hiçbir şeklide. Ah bir boşansam, bekar bir kadın olarak öleceğim diyorum.
Göstermedi işte bana da. Yavaş yavaş içinden şeytan çıktı tabi annesinin etkisi de cabası.
 
Soruyu okuyunca bir an nereden başlasam diye düşündüm ya.

Şu an boşanmaya uğraştığım şahıs,nişanlıyken şiirlerle şarkılarla bana seranat yapıyordu. Ayakkabılarıma kadar giydiriyordu. Evlendikten sonra yavaş yavaş içinden bir canavar çıktı resmen.
Sonra anakuzusu olduğunu, aslında benimle olan herşeyini en mahrem konulara kadar annesine anlattığını falan öğrendim. O kadar uzun ki benim hikayem. İnan yetmez anlatmaya.
Şimdi kendi kendime nasıl hiç anlamadım nasıl tanıyamadım diye soruyorum işte.
Asıl bu kadar ağzınızın içine düşenden kaçın işte. Tanıştığı günden itibaren evlilik diye ölüp biten adamdan kaçın. Erkekler yıldırım aşkına tutulmaz, yok öyle birşey. Zamanla sever, bağlanırlar.
 
Kızlar, bir erkeği tam tanıyabilme için ne gibi sorular sormalıyız?
Geçmişimi düşünürken farkettim ki ben hep fedakar olmuşum, karşımdakini olduğu gibi kabul etmişim hep.
Yaptığım hatalardan ders aldım artık taktik öğreneceğim.
Bugün bu soruyu bana arkadaşım sordu ama cevap veremedim. Resmen apışıp kaldım. Hiçbir hattan haberim yok.
Siz nasıl tanıyorsunuz bunları? Anakuzusu mu? Sosyopat mı? Nasıl anlıyorsunuz?

Ekleme: Ben nerede hata yaptım, anlayabilir miydim diye sorgulama evresindeyim arkadaşlar. Nasıl düşündünüz bilmem de, insan bazen içini dökmek için kendisine soru soruyor.
Kadın erkek farketmeden arkadaş ilişkiside iş de aşk da olsun benim fikrim bir insan ilk zamanlarda kendini nasıl tanıtmak istiyorsa öyle tanıtıyor ondan sonra ya o tanıttığı gerçek kişiliği ya da göstermek istediği ben tecrübelerimden bunu yaşadım bizde içimizde acaba öyle biri mi acaba şöyle biri mi ne düşünüyo ne hissediyo şimdi ne olcak diye yiyip bitiriyoruz, kimi insan da kendini başlarda belli ediyor hal ve hareket tavsiyem biri sana nasıl geliyorsa öyle gitmen, he baktın gelmiyor sende gitme ona karşı bir adım, insanları zamanla tanıyoruz o zamanın da maalesef bi kavramı yok kimi 1 hafta kimi 1 ay kimi de 10 yıl sonra
 
Asıl bu kadar ağzınızın içine düşenden kaçın işte. Tanıştığı günden itibaren evlilik diye ölüp biten adamdan kaçın. Erkekler yıldırım aşkına tutulmaz, yok öyle birşey. Zamanla sever, bağlanırlar.
Öyleymiş. Çok fena öğrendim.
Gerçekten aşık oldu falan sandım. Görsen yazdıklarını. Seni düşünmeden yapamıyorumlar, hep aklımdasınlar, kendimi tutamıyorumlar havada uçuyordu.
 
Bence 1-Görüp ama saflıktan akıl tutulması yaşayıp anlayamadıklarımız
2- Yetiştirilme tarzımızdan yaşayamadıklarımız sebebiyle öğrenemediklerimiz

1. için misal biz sevgiliyken denize gitmiştik, adam plaja girdik dakika bir gol bir "başım ağrıyor"dedi, o vakit bu vakit kopasıca başı ağrır durur mesela. Ama ben ne yaptım "ay cınımm, ilaç mı bulsak, hastaneye mi gitsek, beyin nakli mi yaptırsak?" diye o buluşmanın rezil olmasına gülümseyen suratla izin verdim. Şimdi adam sırt çantasında bildiğiniz ofis tipi "ilkyardım çantası" taşıyor çünkü tansiyonu düşebilir, magnezyumu aniden tükenebilir, çinko ihtiyacı hasıl olabilir, yürürken beynini taşa çarpıp dağıtabilir ya da mazallah şekeri inip çıkabilir" diye ve ben onun hastalık hastası olmasından nefret ediyorum ama daha ilk flörtte 8 saatlik plaj aktivitesinde "başımm başımm" diye çaresizce böğürmesini göremeyip pardon görüp de anlamadığım için bu hikayedeki sığır benim.

2. tipe örnek de şu olabilir; birlikte tatile gidemedik.
Evlendikten sonraki her tatilimiz burnumuzdan geldi çünkü ben tatil dedin mi erkenden kalkıp (madem 1 hafta tatili 12 ay ödeyeceğiz ve bir daha imkanımız olmayacak ,her şeyinden faydalanayım tatilin tadını çıkartayım diye) kahvaltıya inmeye çalışırken o 11-12ye kadar uyurdu sebebi ise tüm yıl çalışmış uyuyacakmış tabii. Sonra o uyanınca direkt öğle yemeğine inerdik, sonrasında şiş karınla yüzerse ölür diye 2-3 saat sezlongta horlayarak uyurdu, akşama doğru kalkar bu sefer denizi ya da havuzu soğuk bulur aniden felç geçirmesin diye odaya çıkardık, yürüdüğümüz 100m onu çok yorduğundan 2 saat daha yürür, akşam yemeğine zor yetişir, yemek sonrası oluşan başağrısıyla 10u görmeden arkasını dönüp uyurdu ve her tatil ağlayarak , kavga ederek biterdi.

Kardeş derdime dert kattın yahu konunla.
Ben boşandıktan sonra yaşlanıp kedilerimin beni yemesini tercih ederim de daha da erkek falan istemem.
Sen kurtar kendini.
 
Öyleymiş. Çok fena öğrendim.
Gerçekten aşık oldu falan sandım. Görsen yazdıklarını. Seni düşünmeden yapamıyorumlar, hep aklımdasınlar, kendimi tutamıyorumlar havada uçuyordu.
Ben ne bileyim, erkekte çok suni buluyorum o halleri. Erkekler duygusal değiller ki kadınlar kadar. İnsanların lafından ziyade yaptıklarına bakmak lazım. Sizin için elini taşın altına ne kadar koyuyor, ona bakmak lazım.
 
Tanıyamamışım işte. Keşke alınlarında yazsa da hiç bulaşmasak.
Neyse işte. Öyle bir iç dökmelik konu açıverdim. Geliyor bana arada haha 😊
ilk evliliğimde gözüm kör olmuştu sanki. İki güzel söze iki hediyeye dedim ki bu adam beni çok seviyor hiç incitmez kırmaz. Ama evlilikte öyle olmadı her fırsatta ezdi özgüvenimi yerle bir etti. Şimdi evlenecek arkadaşlarıma söylüyorum. Hediye çiçek güzel söz tamam bunlar güzel gerekli şeyler ama evlilik için yeterli değil. Şimdi arkadaşımın düğünü var ay sonunda. Bir ay içinde hediyesine parasına kandı evleniyor. Bir de diyor ki ben onunla evlendiğim için çok şanslıyım. Bir ayda beş kez görüşerek nerden anladın şanslı olduğunu. İnşallah şanslıdır ama biz kadınlar maalesef hemen kapılıp gidiyoruz
 
Bence 1-Görüp ama saflıktan akıl tutulması yaşayıp anlayamadıklarımız
2- Yetiştirilme tarzımızdan yaşayamadıklarımız sebebiyle öğrenemediklerimiz

1. için misal biz sevgiliyken denize gitmiştik, adam plaja girdik dakika bir gol bir "başım ağrıyor"dedi, o vakit bu vakit kopasıca başı ağrır durur mesela. Ama ben ne yaptım "ay cınımm, ilaç mı bulsak, hastaneye mi gitsek, beyin nakli mi yaptırsak?" diye o buluşmanın rezil olmasına gülümseyen suratla izin verdim. Şimdi adam sırt çantasında bildiğiniz ofis tipi "ilkyardım çantası" taşıyor çünkü tansiyonu düşebilir, magnezyumu aniden tükenebilir, çinko ihtiyacı hasıl olabilir, yürürken beynini taşa çarpıp dağıtabilir ya da mazallah şekeri inip çıkabilir" diye ve ben onun hastalık hastası olmasından nefret ediyorum ama daha ilk flörtte 8 saatlik plaj aktivitesinde "başımm başımm" diye çaresizce böğürmesini göremeyip pardon görüp de anlamadığım için bu hikayedeki sığır benim.

2. tipe örnek de şu olabilir; birlikte tatile gidemedik.
Evlendikten sonraki her tatilimiz burnumuzdan geldi çünkü ben tatil dedin mi erkenden kalkıp (madem 1 hafta tatili 12 ay ödeyeceğiz ve bir daha imkanımız olmayacak ,her şeyinden faydalanayım tatilin tadını çıkartayım diye) kahvaltıya inmeye çalışırken o 11-12ye kadar uyurdu sebebi ise tüm yıl çalışmış uyuyacakmış tabii. Sonra o uyanınca direkt öğle yemeğine inerdik, sonrasında şiş karınla yüzerse ölür diye 2-3 saat sezlongta horlayarak uyurdu, akşama doğru kalkar bu sefer denizi ya da havuzu soğuk bulur aniden felç geçirmesin diye odaya çıkardık, yürüdüğümüz 100m onu çok yorduğundan 2 saat daha yürür, akşam yemeğine zor yetişir, yemek sonrası oluşan başağrısıyla 10u görmeden arkasını dönüp uyurdu ve her tatil ağlayarak , kavga ederek biterdi.

Kardeş derdime dert kattın yahu konunla.
Ben boşandıktan sonra yaşlanıp kedilerimin beni yemesini tercih ederim de daha da erkek falan istemem.
Sen kurtar kendini.
Hahahah ya siz beni güldürdünüz Allah da sizi güldürsün.
Kedilerle ölme planı bende de var.
 
Bence 1-Görüp ama saflıktan akıl tutulması yaşayıp anlayamadıklarımız
2- Yetiştirilme tarzımızdan yaşayamadıklarımız sebebiyle öğrenemediklerimiz

1. için misal biz sevgiliyken denize gitmiştik, adam plaja girdik dakika bir gol bir "başım ağrıyor"dedi, o vakit bu vakit kopasıca başı ağrır durur mesela. Ama ben ne yaptım "ay cınımm, ilaç mı bulsak, hastaneye mi gitsek, beyin nakli mi yaptırsak?" diye o buluşmanın rezil olmasına gülümseyen suratla izin verdim. Şimdi adam sırt çantasında bildiğiniz ofis tipi "ilkyardım çantası" taşıyor çünkü tansiyonu düşebilir, magnezyumu aniden tükenebilir, çinko ihtiyacı hasıl olabilir, yürürken beynini taşa çarpıp dağıtabilir ya da mazallah şekeri inip çıkabilir" diye ve ben onun hastalık hastası olmasından nefret ediyorum ama daha ilk flörtte 8 saatlik plaj aktivitesinde "başımm başımm" diye çaresizce böğürmesini göremeyip pardon görüp de anlamadığım için bu hikayedeki sığır benim.

2. tipe örnek de şu olabilir; birlikte tatile gidemedik.
Evlendikten sonraki her tatilimiz burnumuzdan geldi çünkü ben tatil dedin mi erkenden kalkıp (madem 1 hafta tatili 12 ay ödeyeceğiz ve bir daha imkanımız olmayacak ,her şeyinden faydalanayım tatilin tadını çıkartayım diye) kahvaltıya inmeye çalışırken o 11-12ye kadar uyurdu sebebi ise tüm yıl çalışmış uyuyacakmış tabii. Sonra o uyanınca direkt öğle yemeğine inerdik, sonrasında şiş karınla yüzerse ölür diye 2-3 saat sezlongta horlayarak uyurdu, akşama doğru kalkar bu sefer denizi ya da havuzu soğuk bulur aniden felç geçirmesin diye odaya çıkardık, yürüdüğümüz 100m onu çok yorduğundan 2 saat daha yürür, akşam yemeğine zor yetişir, yemek sonrası oluşan başağrısıyla 10u görmeden arkasını dönüp uyurdu ve her tatil ağlayarak , kavga ederek biterdi.

Kardeş derdime dert kattın yahu konunla.
Ben boşandıktan sonra yaşlanıp kedilerimin beni yemesini tercih ederim de daha da erkek falan istemem.
Sen kurtar kendini.
Bu ikisi aynı adam mı?
 
Ben ne bileyim, erkekte çok suni buluyorum o halleri. Erkekler duygusal değiller ki kadınlar kadar. İnsanların lafından ziyade yaptıklarına bakmak lazım. Sizin için elini taşın altına ne kadar koyuyor, ona bakmak lazım.
Elini taşın altına koyması gereken bir olay yaşanmadı, keşke yaşasaydı da görseydim.
 
ilk evliliğimde gözüm kör olmuştu sanki. İki güzel söze iki hediyeye dedim ki bu adam beni çok seviyor hiç incitmez kırmaz. Ama evlilikte öyle olmadı her fırsatta ezdi özgüvenimi yerle bir etti. Şimdi evlenecek arkadaşlarıma söylüyorum. Hediye çiçek güzel söz tamam bunlar güzel gerekli şeyler ama evlilik için yeterli değil. Şimdi arkadaşımın düğünü var ay sonunda. Bir ay içinde hediyesine parasına kandı evleniyor. Bir de diyor ki ben onunla evlendiğim için çok şanslıyım. Bir ayda beş kez görüşerek nerden anladın şanslı olduğunu. İnşallah şanslıdır ama biz kadınlar maalesef hemen kapılıp gidiyoruz
Ben de iki güzel söze kandım işte. Bu anakuzusu nişanlıyken annesi bindallı rengine yorum yaptı diye, giyecek olan o deyip kibarca susturan biriydi. İmzayı attıktan sonra annesinin dizinin dibinden ayrılmadığını yaşayarak öğrendim. O
 
Nişanlanana kadar başbaşa buluşmadım, başbaşa derken kimsenin olmadığı bir yerde demek istiyorum. Genellikle cafelerde buluştuk hep erken kalktım. Bazen bilerek geç gittim o başka bir şehirden gelirken ben evimden geç kaldım mesela tepkisini göreyim diye. İlk buluşmada bir kafede oturduk sonra sarmadı oradan başka bir kafeye geçiyorduk çaktırmadan hafifçe kolunu tuttum, bazı erkekler temastan yüz buluyorlar bir çıkarım yapıyorlar baktım benimki gayet cool hiç dokunmamışım gibi devam etti. Sabahları 6da kalkıp yürüyüş yapıyordum başka şehirden sabahın köründe geliyordu yürüyüşe eşlik edebilmek için. O zamanlar bir yerde çalışıyordum oradan çıkıp kendi işimi kurmamda destek oldu, Kiralık iş yeri aradık günlerce, of bile demedi ki ben biraz uğraştırırım insanları. Baktım o ben demeden anlamaya başlamış yok bu ofisin şuyu kötü bunun şusu eksik. Derken nihayet kendimize göre bulduk.
Benim davetli olduğum iki yakın arkadaşımın düğününe onunla gittim. Bunlardan biri bayağı büyük bir düğündü ve gerçekten afet-i devran kızlar vardı. Arkadaşlarım çaktırmadan nişanlımı gözlemlediler herkese tavrı bakışı mesafeli ve yerindeydi. Kimseye gözü bile kaymıyordu. Ben orada olsam da olmasam da o şekilde davranmış.Çok da rezil zamanlarımız oldu, o düğüne başka bir şehre gittik yol bilmeyiz iz bilmeyiz düğün telaşında bir de unutulduk (!) bizi almaya gelen yol tarif eden olmadı bayağı zorlandık iletişim kurmak için çünkü arkadaşın ailesiyle gergin bir zamanıydı düğün aileler açısından tatsız geçiyordu bizi de karşılayan olmamıştı. Bir başımıza kaldık çözüm üretti hemen, bir yolunu buldu pratik.
Sonra o beni Üniversitesinin olduğu şehre götürdü, konuştuğu hocaları vardı ve bu gerçekten çok saygın bir durum. Hocalarıyla tanıştırdı beni, diyalogları çok güzeldi. Sonra üniversiteden arkadaşlarıyla tanıştım. Onları da gözlemledim.
Her yönüyle aile ilişkilerinden arkadaşlık hatta öğrencilik dönemine kadar baktım, tamam dedim buldum bu yıllardır beklediğim kişi.
Bizim de geçen ay maalesef bir pürüz çıktı benimki kadınlar konusunda mesafelidir bir doyuma ulaşmış biri, önünde biri soyunsa gözü görmez cinsten biriydi ama instagramdan kendisine yazan eskiden ona ilan-ı aşk eden ama bir ilişki yaşamayan biriyle muhabbet etmişler. Arkadaşça, hani kadına canımlı cicimli bir konuşması yok ama bilemedim irite oldum. Bana bu konuşma flört gibi geldi. Kız da yaklaşmak için sevgilisinin intihar ettiğinden bahsetmiş. Şimdi başka birini seviyormuş... sonra da normal arkadaşça(!) sohbetler. Ama benim eşim yapmaz diyordum 4 senedir birbirimizi tanıdık diyordum, Yine de tam anlamıyla tanımamışım dedim. Bazen insanlar çizgisinden de sapabiliyorlar, siz diyorsunuz ki bu onun çizgisi, o başka yöne kaymaz... ama belli olmuyor sapabiliyor.
Yine de yukarıda saydığım davranışlar taktiksel. Özellikle geç gitmek, zor gelen görevleri onunla paylaşmak,arkadaşların da gözlemlemesi, kendinden taviz vermeden onun senin hayatına ayak uydurmasını beklemek... Bunları deneyebilirsiniz. Bunlarla baş eden bir adam hiç olmazsa evde iyi bir yoldaştır. Zorluklardan kaçmaz destek olur.
 
Back
X