Ne güzel söylemişsin, dayatmalar diye doğru bir tanım yapmışsın. Ne yazıkki bu dayatmalar daha çok evlilikte kendini baskın görmek isteyen erkekten geliyor

Evlenmeden önce birçoğumuz benzer bir iyimserlik içindeydik. O müthiş uyumu evliliğin ilk başında yakalamak çok az insana, şanslı bir azınlığa mahsus. Geriye kalan bizler, deneme yanılma yaparak, yaşayarak, birşeyleri oturtmaya, öğrenmeye çalışıyoruz. O yüzden evliliğin ilk yılları oldukça çetin geçiyor. Ve şu var gerçekten sevgi tüketiliyor. Eskisi gibi olmuyor hiçbir şey. İdealize edilense bizim gibi çoğunluk için, sevgiyle ilgili, işte biraz tüketiliyorsa ( tartışmalar, birbirini kırmalar ), sonrasında da biraz da yerine konuyor, işte yürüyormu yürüyor evlilik

O mükemmel uyum herkese nasip olmuyomuş bunu anladım. Bizimkisi yanlız yaşlanmamak, çocuk sahibi olmak ve de işte baba evindeki kısıtlanmaları atıp kendi düzenimizi kurup biraz daha özgür olabilmek için yapılmış evlilikler. Tabe bunu genellemiyor ama anladımki benimki böyle birşey.
Eşimin yeri geldiğinde yaptığı dayatmalar ( inatçı bir yapısı var), aile olarak birbirlerine çok düşkün olmaları, kendisi aksini iddia etsede beni özellikle bazı kararlarda ciddiye almadığını hissetmem beni iyice soğuttu ondan mesela. Ve bu çoğu zaman tartışmaları bunlar yarattı, ve inanın cicim ayı diye birşey yaşayamadım. Benimde hatalarım oldu illaki. Ama şu var erkek tartışmada hep baskın çıkmak istiyor, haksız bile olsa haksızsın cümlesini hazmedemiyor. Çocukluktan beri okşanan egolar ne yazıkki tartışmanın sonuçlanamamasına sebep oluyor. Bizdeki tartışmalar, özellikle aileyle ilgili olanlar orta yolu bulunarak çözümlenemedi. Bu da benim geri planda kaldığımı önce onların geldiğini gösterdi. Öyle geliyor da olabilir, ama bana hissettirmesi gereken bu değildi. Bende bunlardan dolayı sanırım onunla biz olma fikrine adapte olamadım ve çoğu zaman hala kendimi biz bir aileyiz gibi hissedemiyorum çünkü güvenemiyorum. Onlar sözkonusu olduğunda beni yarıyolda bırakacağını düşünüyorum.
Böyle işte arkadaşlar, aslına bakarsanız
tartışmayı bilmek önemli ama asıl önemli olan tartışmayı sonuçlandırabilmek, orta noktada buluşup her iki tarafında kendini ifade etmesine ortam hazırlamak. Böylece hem öfkelerinizi biriktirmenin önünü alırsınız, hem de biz duygusunu daha da güçlendirirsiniz diye düşünüyorum. Ama inanın bu hiç kolay değil. Bu başarabilen varsa taktiklerini bizimle paylaşsın.