Takıntısız ve beklentisiz olmanın formülü nedir?

az şeyle yaşamak olabilir,
100 eşya ile yaşamak diye bi akım çıktı şimdi, ingilizcen varsa orjinal blogunu okuyabilirsin
bi de çok güzel videosu var ama bulamadım şimdi

tabii bu bi tanesi olabilir, başka düşüncesi olan varsa merak ediyorum

Sizin cevabinizi okuduktan 1 saat sonra konuya donebildim :1:
Arastirdim aslin da mantikli 100 esya ile yasamak :34:
 
*Kimseyi "karşılık beklemeden" seveceksiniz,
*O aramadı hep ben arıyorum demeyeceksiniz,
*O benim düğünüme gelmedi ben de onunkine gitmeyeceğim, o benim doğum günümü kutlamadı ben de onunkini kutlamayacağım demeyeceksiniz,
*Arkadaşlarınızın her anında yanlarında olmaya çalışacaksınız,
*İnsanları sözleriyle değerlendirmeyeceksiniz, acaba şunu mu demek istedi, bunu mu söylemek istedi demeyeceksiniz,
*Her davranışı kendi aleyhinize yapılmış gibi görmeyeceksiniz,
*Herkesin dertlerini dinleyeceksiniz, kendi sırlarınızı herkesle paylaşmayacaksınız,
*Çok arkadaşım olsun, beni çok sevsinler diye düşünmeyeceksiniz,
*Bir ortama girmek için çaba sarfetmeyeceksiniz, başkaları sizi beğensin diye ne düşüncelerinizden ne de karakterinizden ödün vermeyeceksiniz,
*Asla olmadığınız biri gibi görünmeyeceksiniz,
*Herkesle eşit yakınlıkta arkadaş olmaya gayret edeceksiniz, çok samimiyet tez ayrılık getirir diye düşüneceksiniz,
*Kimseyle kimseyi çekiştirmeyeceksiniz,
*Yanınızda bir başkası hakkında dedikodu yapılıyorsa katılmak yerine, yorum yapmak yerine sessiz kalacaksınız,
*Dedikodusu yapılan kişiyle konuşulanlar yüzünden, kulaktan dolma bilgiler yüzünden arkadaşlığınızı kesmeyeceksiniz, onun hakkında söylenenleri içinizde saklayacaksınız,
*Taş atana ekmek atacaksınız, hakkınızda kötü konuşanları duyduğunuz halde buna inanmayak ve size kötü davrananlara iyi davranacaksınız, yanlarında olacaksınız
*Arkadaşlarınızın yanında neşeli olacaksınız, onları güldüreceksiniz, dertlerine ortak olacak, onlarla üzülecek onlarla sevineceksiniz

Bunları yapınca beklentisiz oluyorsunuz, mutlu oluyorsunuz, çok sevilen ve aranılan biri oluyorsunuz:34:

bu şekilde hayatımı sürdürüyorum ve hiç pişman değilim.bir de geçmişle yaşamıyorum.geçmiş geçmişte kalmıştır sadece ders olarak almışımdır ve bu dersleri geleceğime uygularım:34:

bir tanıdığım var.sürekli geçmişle yaşar.şu şu zaman şunu demişti.şu zaman şunu yapmıştı.nasıl herşeyi aklında tutuyor bilmem.düşünmekten vücudun da yaralar çıkıyor ve sürekli mutsuz.halbuki umursamasa daha iyi olacak.geçmişe takık olanlar geleceğine umut bağlamasın bence:34:

ben kiminle konuşmak görüşmek istersem o an görüşürüm.karşıdaki beni aramış mı aramamışmı düşünmem.bir ara nedense gaflete düştüm.bir arkadaşımı sürekli benim aradığımı farkettim.uzun süredir o beni hiç aramamıştı.belki de dedim benimle görüşmek istemiyor,ben aradığım için mecburen konuşuyoır diye düşündüm ve aramayı kestim.aradan epey zaman geçti arkadaşım hala beni aramıyor ama ben huzursuzdum ve çok merak ediyordum.rüyalarıma giriyordu.bir gün dayanamadım ve aradım.benim sesimi duyunca ağlamaya başladı.çok sıkıntılar yaşamışlar,başlarına olaylar gelmiş.tek tek anlattı.sordum neden arayıp anlatmadın diye.güzellikleri paylaşmak kolay ama o olayları anlatmak çok zor demişti.:50:

kimseden bir beklentim yoktur.ne eşimden ne de oğullarımdan.ne annemden ne de kardeşlerimden.ben kendim yapabileceğimi yaparım.birilerine yapın demiyorum.yapmazlarsa üzülmeyeyim diye.ben demeden yapılanlardan daha fazla zevk alıyorum.insanlara yaptığım işleri de karşılık beklemeden yapıyorum.insanları sevindirmek hoşuma gidiyor.çocuklar için yanımda hep birşeyler taşırım.şeker sakız vb.ellerine verdiğideki gülümsemeleri beni çok mutlu ediyor:16:
 
Bende çok takarım her şeyi ne kadar en değerli benim bu hayatta desemde bazen işe yaramıyor bi noktada kendini koyuveriyorsun...
 
yaşanmışlıklar insanı küçük şeylere karşı üzülmemeyi, takılmamayı öğretiyor diye düşünüyorum.

örnek vermek gerekirse, bir arkadaşım var yakın arkadaşım, kız kafasını herşeye takar, herşeyi eleştirir, en mükemmeli bulmaya çalışır, herkesten çok şey beklerdi. Kafasına takmadığı yoktu. Sonra bir anda babasını kaybetti, hem de kötü bir şekilde. Şimdi tek dediği şey "allah aileye ölüm vermesin"

yani insanın en büyük mutluluğunun sağlık olduğunu bilmesi gerekir
 
Yorumlarınız için teşekkürler arkadaşlar..
Yukarıda alıntı bi yazı paylaşan arkadaşın paylaşımından şu cümleyi cok begendim:
" Aslında biz bu dünyaya sahip olmaya değil, şahit olmaya gelmişiz. Ah bunu bir anlayabilsek. "
 
Spor yapmak, kitap okumak ve hobilerle uğraşmak. Ne kadar sıradan ve alelade bir cevap gibi gelse de ciddiyim.Bir doğa yürüyüşü insanı beyin olarak rahatlatıyor ve de zindelik veriyor. Doğayı seyrederek yapılan yürüyüşün psikolojik olumlu etkileri bilimsel bir gerçektir.(emdr terapisinin çıkışına sebep bile denir.) Kitaplar ve hobiler yaşadığımız hayatın problemleri dışında da bir şeyler olduğunu bize hatırlatıyor ve bunlara yoğunlaşmak bizi sorunlara yoğunlaşmaktan biz nebze alıkoyuyor.
 
Bu takıntılı olma veya olmama durumu bence genlerle alakalı mesela annesi çok takıntılı olan kişilerin takıntılı yine annesi çok sinirli insanların sinirli olduğunu gördüm...
 
bence en iyi ilaç takıntılarına vakit ayıramayacak kadar mesgul olmak.öle çok iş güç yoksa da en iyi şey sosyal aktiviteler,hobi,spor vs bi de arkadaşlar.eğer ii arkadaşlara sahipseniz anti depresana ihtiyac yok. arkadaş ilaç gibi gelir insana
 
bende herşeyi kafama takarm başıma ağrılar girer..
beklenti konusuna gelince bence herkes abartmadığı sürece beklentiye girer çünkü bu olması gereken şeydir ona göre karşıdaki insan bu beklentiye gerekli cevabı vermiyorsa sorun ondadır
 
bazı şeylerı kafaya takmaktan artık 23 yaşında yaşlanmaktan korkuyorum..
işyerinde huzurum yok,yaklaşık 2 senedir sözleşmeli personelim ve 10 kişiyiz bu şekilde çalışan.benden bı sene sonra gelen çocugu kadroya alıyorlar şimdi,hemde bütün işi ben ögrettim hala eksikleri var bazı konularda buna ragmen onu aldılar.neden o alındı sorusuna cevap bıle veremıyorlar.hak yenıyor göz göre göre.daha bi çok şey.eşim işten çık diyor ama yenı bir iş bulmadan çıkmak ıstemıyorum.bi babam var herşeye küsüyor.c.tesi bize geldi ne dedıysem küstü gitti.
insanlar hep bana sitem ediyor,yanlış anlaşılıyorum.sizce kafaya takılmıyacak gibimi ne yapsam bilemedim.
 
Yapı ile alakalı bir durum bence

Kendi başının çaresine bakmak güzel şey bana göre

Bu yüzden belli bi yaştan sonra ne babamdan harçlık aldım ne de eşimden alıyorum

En yakınlarımdan bile bi beklentim yokken diğerlerinden hiiiiç beklemem

Sadece maddi anlamda değil manende kimseden bi beklentim yok, vay efendim kaynanam şunu yapmadı görümcem şunu etmedi derdine hiç düşmedim.. Annemden fazla kimse beni gerçekten düşünmez düşünmek zorunda da değil zaten diye düşünüyorum çünkü..

 
kelin ilacı olsaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa...................
tek formül zaman galiba..
zamanla alışır insan sanırım...
 
gamsız olmaktan geçiyor bence bu da kişilikle ilgili sonradan kazanılabileceğini düşünmüyorum ben...
birde beklentisiz olmaktan geçiyor, 17 yaşımdan beri hep yanlızdım babam arkamdaydı nefesini hissederdim ama her işimi kendim yapardım,hastane,resmi işlemler vs vs herşeyi. Şimdide ailem ve eşim de dahil kimseden bir beklenti içinde değilim,öyle olunca da insan üzülmüyor neden bana bunu yapmadı yada neden yardımcı olmadı demiyor. Birde yaşam standartlarıyla da ilgili orta halli bir aileydik yeri geldi her istediğim alındı şımartıldım yeri geldi bu ay kısmak zorundayız hher istediğimizi alamayız dendi,varlığı ve yokluğuda bilmekle de alakalı bence. İnsan elindekiyle mutlu olmayı bilmeli.

ve tabiki hayatta yaşadığın kayıplar,üzüntülerin,aldığın darbeler de etkiliyor bu durumu
 
bu doğuştan gelen birşey sizde yoksa uğraşmayın sonradan olmaz :)) ben yapamadım valla bilmem sizi kafaya herşeye takıyorum benim kadar ince düşünen yoktur :D
 
bazı şeylerı kafaya takmaktan artık 23 yaşında yaşlanmaktan korkuyorum..
işyerinde huzurum yok,yaklaşık 2 senedir sözleşmeli personelim ve 10 kişiyiz bu şekilde çalışan.benden bı sene sonra gelen çocugu kadroya alıyorlar şimdi,hemde bütün işi ben ögrettim hala eksikleri var bazı konularda buna ragmen onu aldılar.neden o alındı sorusuna cevap bıle veremıyorlar.hak yenıyor göz göre göre.daha bi çok şey.eşim işten çık diyor ama yenı bir iş bulmadan çıkmak ıstemıyorum.bi babam var herşeye küsüyor.c.tesi bize geldi ne dedıysem küstü gitti.
insanlar hep bana sitem ediyor,yanlış anlaşılıyorum.sizce kafaya takılmıyacak gibimi ne yapsam bilemedim.

bende 23 yaşındayım, yaklaşık 2 senedir İŞÇİ olarak çalışıyorum. çok fazla kişiyiz bu şekilde çalışan. benden çook sonra işe girenler bile sözleşmeli oldu. hatta kpss olmadan memur bile olan oldu.. işyerimde her konuda hak yeniyor göz göre göre. babamlar çok zmn önce boşandı. bi dayım var herşeye karışan.. onun hayat tarzına göre yaşamamız için her tür baskıyı kuran.. sence senin haline şükretmen gerekmiyormu?
 
Genel manada takıntısız biriyim ama beklentilerimi asla sıfırlayamıyorum. Beklentisiz
yaşamak umutsuz yaşamaktır. Bana göre bu mümkün değil. Biliyorum ne kadar beklenti
o kadar hayal kırıklığı ama önemli olan aslında nereden baktığın... Eğer sadece gerçekleşmeyen
bir beklenti olarak görürsen mutsuz olursun. Ama çıkarımlar, kazanımlar yaratmak, onları
görmek iyi hissettirecektir sana.
 
Back
X