- 11 Mayıs 2009
- 27.926
- 15.235
- 823
- Konu Sahibi dejavu_one
- #1
Yaşamları hiç beklemediği anda elinden alınan ve 0'dan başlayıp her şeyi yeni baştan kurmaya çabalayan iki kadının öyküsü.
İşini, zenginliğini, evliliğini ve yaşadığı her anı gölgeleyen büyük bir acıyı çocukluğundan beri içinde taşıyan Hande... Ve gözü kara, deli gibi aşık bir adamın geçmişten çıkıp gelmesi ile yaşamı alt üst olan Zehra... Aynı gün içerisinde ikisi de ölümün eşiğine geliyorlar ve her şeyi geride bırakıp kaçmak zorunda kalıyorlar. Sadece acımasız kocalarından ve onlara hiçbir şans tanımayan ailelerinden değil, bütün anılarından kaçmak zorunda kalan bu iki kadın, kendilerini uzun ve zorlu bir yolculuğun içinde buluyor. Bu yolculuk sırasında Türkiyenin dört bir yanını dolaşıp doğusundan batısına, büyük şehirlerden ücra köylere kadar pek çok durağa uğrarlarken, aşkları, cesaretleri, güçleri ve doğru bildikleri her şey sınavdan geçecek. Hande'yle Zehra bir yandan zor zamanlarda el ele vermenin, sırtını bir dosta yaslamanın değerini anlayacaklar, bir yandan da tek başına ayakta duracak kadar güçlü olmayı öğrenecekler. Hepsinden önemlisi, görünüşteki bütün ayrımlara rağmen aynı acıları çekip aynı ümitleri taşıdıklarını görecekler.
İlk bölümü dün akşam yayınlandı. Umutsuz ev kadınlarını bırakıp izledim. İlk bölüm gerçekten güzeldi ama ileride sanırım anneler ve kızları dizisine benzeyecek öyküsüyle. O zaman da pek izlenmez belki. Ahu Türkpençe, Tardu Flardun ve şahsen çok çok beğenerek izlediğim Başak Köklükaya'nın başrollerinde olduğu kadrosu sağlam bir dizi. Özetle; Başak Köklükaya(Hande) zengin ve başarılı bir kadın. Bankacı bir eşi var ama evlenince eşinin şirketinde yönetim kurulunda yer alıyor yani zenginliğe ortak oluyor. Hande babasından çocukğunda sanırım taciz görmüş ve şimdi kızının evinde yatağa ve cihazlara bağlı komada yatıyor. Hande'nin kapalı yer korkusu ve geçmişiyle hala sorunları var ve bu arada hamile olduğunu öğrenir. Kocası ise hain bir plan hazırlar. Bir kiralık katil tutar amacı eşinin babasını öldürmüş ve kendide intihar etmiş süsü vermektir. Katil Hande'yi yarı bayıltarak babasını tabancayı tutturup öldürttü sonra uçuruma götürdü ama Hande direndi ve düşmedi eve döndü. Eşi geldi ve onu önce oyaladı polisi çağırdım dedi sonra Hande tepki verince herşeyi anlattı katilin geleceğini işi bitireceğini söyledi aralarında arbede oldu ve Hande eşini vurdu. Sonra kaçtı ve öbür evine sakladı katilde onu takip ediyordu. Bu arada Ahu Türkpençe(Zehra) Hande'nin evinde çalışan hizmetçidir.Bir oğlu ve dayakçı bir kocası var. Bir sevdiği varmış vermemişler ve öldürürler diye bu adamla evlenmiş. Hande Zehra'nın dayak yediğini bilir ama zehra birşey demediğinden onu koruyamaz. Zehra eski sevgili ile parkta buluşur yıllar sonra. Çok az görüşür ve ona gitmesini söyler. Biri görür ve kocasına söyler kocası Zehra'ya bıçak çeker Zehra da yaralar kocasını başından ve kaçar oğluyla o da Hande'ye sığınır. Hande o anda saklanmaktadır. Zehra'nın da kocası peşindedir, Hande git der ve para verir ancak kocası takip etmiştir Zehra kaçamaz. İki kadının yolu birleşmiştir böylece. Sonunda ne oldu bilmiyorum reklama girmişti.
İşini, zenginliğini, evliliğini ve yaşadığı her anı gölgeleyen büyük bir acıyı çocukluğundan beri içinde taşıyan Hande... Ve gözü kara, deli gibi aşık bir adamın geçmişten çıkıp gelmesi ile yaşamı alt üst olan Zehra... Aynı gün içerisinde ikisi de ölümün eşiğine geliyorlar ve her şeyi geride bırakıp kaçmak zorunda kalıyorlar. Sadece acımasız kocalarından ve onlara hiçbir şans tanımayan ailelerinden değil, bütün anılarından kaçmak zorunda kalan bu iki kadın, kendilerini uzun ve zorlu bir yolculuğun içinde buluyor. Bu yolculuk sırasında Türkiyenin dört bir yanını dolaşıp doğusundan batısına, büyük şehirlerden ücra köylere kadar pek çok durağa uğrarlarken, aşkları, cesaretleri, güçleri ve doğru bildikleri her şey sınavdan geçecek. Hande'yle Zehra bir yandan zor zamanlarda el ele vermenin, sırtını bir dosta yaslamanın değerini anlayacaklar, bir yandan da tek başına ayakta duracak kadar güçlü olmayı öğrenecekler. Hepsinden önemlisi, görünüşteki bütün ayrımlara rağmen aynı acıları çekip aynı ümitleri taşıdıklarını görecekler.
İlk bölümü dün akşam yayınlandı. Umutsuz ev kadınlarını bırakıp izledim. İlk bölüm gerçekten güzeldi ama ileride sanırım anneler ve kızları dizisine benzeyecek öyküsüyle. O zaman da pek izlenmez belki. Ahu Türkpençe, Tardu Flardun ve şahsen çok çok beğenerek izlediğim Başak Köklükaya'nın başrollerinde olduğu kadrosu sağlam bir dizi. Özetle; Başak Köklükaya(Hande) zengin ve başarılı bir kadın. Bankacı bir eşi var ama evlenince eşinin şirketinde yönetim kurulunda yer alıyor yani zenginliğe ortak oluyor. Hande babasından çocukğunda sanırım taciz görmüş ve şimdi kızının evinde yatağa ve cihazlara bağlı komada yatıyor. Hande'nin kapalı yer korkusu ve geçmişiyle hala sorunları var ve bu arada hamile olduğunu öğrenir. Kocası ise hain bir plan hazırlar. Bir kiralık katil tutar amacı eşinin babasını öldürmüş ve kendide intihar etmiş süsü vermektir. Katil Hande'yi yarı bayıltarak babasını tabancayı tutturup öldürttü sonra uçuruma götürdü ama Hande direndi ve düşmedi eve döndü. Eşi geldi ve onu önce oyaladı polisi çağırdım dedi sonra Hande tepki verince herşeyi anlattı katilin geleceğini işi bitireceğini söyledi aralarında arbede oldu ve Hande eşini vurdu. Sonra kaçtı ve öbür evine sakladı katilde onu takip ediyordu. Bu arada Ahu Türkpençe(Zehra) Hande'nin evinde çalışan hizmetçidir.Bir oğlu ve dayakçı bir kocası var. Bir sevdiği varmış vermemişler ve öldürürler diye bu adamla evlenmiş. Hande Zehra'nın dayak yediğini bilir ama zehra birşey demediğinden onu koruyamaz. Zehra eski sevgili ile parkta buluşur yıllar sonra. Çok az görüşür ve ona gitmesini söyler. Biri görür ve kocasına söyler kocası Zehra'ya bıçak çeker Zehra da yaralar kocasını başından ve kaçar oğluyla o da Hande'ye sığınır. Hande o anda saklanmaktadır. Zehra'nın da kocası peşindedir, Hande git der ve para verir ancak kocası takip etmiştir Zehra kaçamaz. İki kadının yolu birleşmiştir böylece. Sonunda ne oldu bilmiyorum reklama girmişti.
