Tepki Sizsiniz!

bizler ciddi anlamda ses getirmemiz lazım.düşüncelerimizi eyleme dökmemiz lazım
hakkımızı aramadıktan sonra...şiddete karşı olsak kaç yazar?
 
Son düzenleme:
bizler ciddi anlamda ses getirmemiz lazım.düşüncelerimizi eyleme dökmemiz lazım
hakkımızı aramadıktan sonra...şiddete karşı olsak kaç yazar?

Sadece bu platformu baz alarak konuşsak bile çok yazar arkadaşım.

Bizler karşı oluşumuzu destekleyen cümlelerimizi aklı başında kurarsak sadece K.K da bile okuduklarında etkilenen ve evet ben bunları haketmiyorum diyerek harekete geçebilen bir kadını kazanmak bile çok önemli.

Bu forumda değil mi ki eşinden,ailesinden şiddet gördüğünü yazan kadınlara sayfalarca çaresiz olmadığını yazdık,kim bilir belki bir tanesini cesaretlendirdik!

Biz konuşalım,en azından konuşalım yani.
 
Sadece bu platformu baz alarak konuşsak bile çok yazar arkadaşım.

Bizler karşı oluşumuzu destekleyen cümlelerimizi aklı başında kurarsak sadece K.K da bile okuduklarında etkilenen ve evet ben bunları haketmiyorum diyerek harekete geçebilen bir kadını kazanmak bile çok önemli.

Bu forumda değil mi ki eşinden,ailesinden şiddet gördüğünü yazan kadınlara sayfalarca çaresiz olmadığını yazdık,kim bilir belki bir tanesini cesaretlendirdik!

Biz konuşalım,en azından konuşalım yani.



eğer burada konuşulanlar
bir kadını kurtaracak ve cesaretlendırecekse
elbet konuşalım.
hatta sabahlara kadar konuşalım.


ama ,,,her türlü sağlam bir ''ses'' şart.
 
kadının kadından başka düşmana ihtiyacı yok! neymiş, şeriat gelsinmiş! 3. sınıf insan muamelesi görmeye bu kadar mı gönüllü olur insan!
iranda kadına şiddet yok mu? var! eeeee? ne işe yarıyor şeriat?
söyliyeyim,
çocuklarla evlenmeye yarıyor,
eşi öldükten belli bir saat sonraya kadar ilişkiye girmeye yarıyor,
yanında eşi olmadan sokağa çıkılamamasına yarıyor
kadınların araba kullanamamasına yarıyor
hatta kadınların salatalık alamamasına yarıyor
kendinden başka 2-3 kadının daha kocana eş olmasına yarıyor
özellikle kadınların recm ile öldürülmesine yarıyor

daha sayayım mı?????? şeriat kadınlara hak vermiyor, haklarını alıyor.
çok ceza istiyorsanız, bari idamın gelmesini destekleyin, bazı eylemlerin kabahatten çıkıp, suç sayılmasını destekleyin. abuk sabuk şeyler dilemeyin.
 
Sevgili arkadaşlar,
Sorunumuz sadece şiddet ve taciz değil ne yazık ki.
Bu yazının devamında mobbing, toplumun dayattığı ayrımcılık, üzerimize yapışan ve ona göre şekillenmemiz beklenilen roller işlenecektir.
İlerleyen günlerde ekleyeceğim.
Burada yazarak çözüm bulunabilir mi?
Neden olmasın?
Aktivist eylemler elbette istediğimiz şeyler. Ancak önce üyelerdeki farkındalığı arttırmamız şart.
Burada ne yazık ki sık kurulan bir cümle var: Kadının düşmanı kadındır.
İşte önce bu zihniyeti gıdıklamak gerek biraz.
Sonra iş eyleme kalsın. Bakanlığı mail yağmuruna da tutarız, 8 Mart'ta isteyenle Taksim'e de çıkarız. Sosyal medyada tekpi yazılarımızı da koyarız. Bu biçimler çoğaltılabilir elbette.
Sosyal medyanın hele ki internetin gücünü küçümsemeyiniz.
Burada çocuk yetiştiren bir anneye "Benim oğlum bunları yapmayacak" dedirtmek bile büyük başarıdır. Bir kişi bile yeter.
Selamlar.
 
Son düzenleme:
Sevgili arkadaşlar,
Sorunumuz sadece şiddet ve taciz değil ne yazık ki.
Bu yazının devamında mobbing, toplumun dayattığı ayrımcılık, üzerimize yapışan ve ona göre şekkillenmemiz beklenilen roller işlenecektir.
İlerleyen günlerde ekleyeceğim.
Burada yazarak çözüm bulunabilir mi?
Neden olmasın?
Aktivist eylemler elbette istediğimiz şeyler. Ancak önce üylerdeki farkındalığı arttırmamız şart.
Burada ne yazık ki sık kurulan bir cümle var: Kadının düşmanı kadındır.
İşte önce bu zihniyeti gıdıklamak gerek biraz.
Sonra iş eyleme kalsın. Bakanlığı mail yağmuruna da tutarız, 8 Mart'ta isteyenle Taksim'e de çıkarız. Sosyal medyada tekpi yazılarımızı da koyarız. Bu biçimler çoğaltılabilir elbette.
Sosyal medyanın hele ki internetin gücünü küçümsemeyiniz.
Burada çocuk yetiştiren bir anneye "Benim oğlum bunları yapmayacak" dedirtmek bile büyük başarıdır. Bir kişi bile yeter.
Selamlar.


işte olayın özü bu aslında...evet şu anda sadece yazıp çiziliyor ama bu yazılanları okumak bile insanlarda farkındalık yaratabilir değil mi? ufacık da olsa birşeyler yapmaya çalışmaktan daha güzeli yok..bu siteye üye olan kadınlardan 2 tanesi bile bu yazılanları okuyup kendisiyle ilgili farkındalık oluştursa o bile mükemmel bişey olur.

kadın içerikli birçok site var..ben sadece kk'ya üyeyim ama sanrım en çok aktif olan ve üyesi en fazla olan site burası.o yüzden bu tip şeyleri konuşup tartışmamız lazım.araştırmamız lazım..hatta erkek takipçiler bile burayı okuyor o yüzden onları bile bilnçlendiriyor olabiliriz.

forumlarda en çok dikkatimi çeken şu;kadın ne olursa olsun yuvasını dağıtmamalı,katlanmalı mantığının var olduğunu görüyorum..bu bile bazı şeylerin ne kadar dayatıldığının göstergesi değil mi? o yüzden konuşmalıyız,tatışmalıyız....hiçbir şey yapamayacak olsak bile bu konuda 1-2 cümle yazarak bende varım,tepkimi gösteriyorum demeliyiz.

hep diyorum dünyayı kurtaracak olan biz anneleriz,kadınlarız..çünkü evlat yatiştiriyoruz!

teşekkürler Ladyfog :)
 
Son düzenleme:
bir de düşünüyorum bu konu derdim var köşesinde olsaydı da bu kadar az mı rağbet görecekti? yine kadınlarımız kendielrini en çok ilgilendiren bu konuda suskun mu kalacaktı?

ya da başlık şöyle olsaydı mesela? "hangisini seçmeliyim? ahmet mi mehmet mi?" o zaman nasıl olurdu?

böyle toplumsal konulara bu tip başlıklar gerekli bence,ciddiyim....belki daha çok dikkat çekilir.belki daha çok katkıda bulunan olur.

ya da konunun linki mi bırakılsa topiklere,belki bu da olabililir.

ses duyurmak açısından aklıma gelenler bunlar.çünkü sesimizi duyurmamız lazım.
 
Sevgili arkadaşlar,
Sorunumuz sadece şiddet ve taciz değil ne yazık ki.
Bu yazının devamında mobbing, toplumun dayattığı ayrımcılık, üzerimize yapışan ve ona göre şekillenmemiz beklenilen roller işlenecektir.
İlerleyen günlerde ekleyeceğim.
Burada yazarak çözüm bulunabilir mi?
Neden olmasın?
Aktivist eylemler elbette istediğimiz şeyler. Ancak önce üyelerdeki farkındalığı arttırmamız şart.
Burada ne yazık ki sık kurulan bir cümle var: Kadının düşmanı kadındır.
İşte önce bu zihniyeti gıdıklamak gerek biraz.
Sonra iş eyleme kalsın. Bakanlığı mail yağmuruna da tutarız, 8 Mart'ta isteyenle Taksim'e de çıkarız. Sosyal medyada tekpi yazılarımızı da koyarız. Bu biçimler çoğaltılabilir elbette.
Sosyal medyanın hele ki internetin gücünü küçümsemeyiniz.
Burada çocuk yetiştiren bir anneye "Benim oğlum bunları yapmayacak" dedirtmek bile büyük başarıdır. Bir kişi bile yeter.
Selamlar.

Aslında her türlü şiddet ve tacizin özü bu noktada başlıyor..Toplumun dayattığı ayırımcılık ve üzerimize yapışan rol..
Her türlü şiddet ve taciz derken kastettiğim hem fiziksel hem de manevi olanı..Zira manevi olanı da fizikseli kadar acı verici ve cesaret kırıcı olabiliyor..

Küçük yaştan itibaren kız-erkek ayırımı yapılan bir toplumda yetişen kadının bunlardan etkilenmeden hayatını idame ettirmesi ve şekillendirmesi çok zor..
Ama imkansız değil..

Biz kadınlar, bize haklarımızın altın tepsiyle verileceği günü beklersek boşuna beklemiş oluruz..Başta biz kendi değerimizin ve gücümüzün bilincinde olmalıyız ki kendi hakkımız olanı cesurca talep edebilelim..

Bu noktada, belki ilk anda çok fazla şey değiştirir gibi görünmese de şu konuda birkaç cümle yazmak bile önemli bir başlangıçtır diye düşünüyorum ben..Ne kadar kalabalık olursak, ne kadar çok kadına sesimizi duyurur ve onların da duyurmasına imkan tanırsak o kadar kardır bizim için..

Birbirimize destek olmak zorundayız..Çevremize, en önemlisi çocuklarımız örnek olmak zorundayız..

Ben eğer kararlı olursak ve birbirimize elimizden geldiği kadar destek verirsek çok şey yapabileceğimize inanıyorum..

Yeter ki buna inanalım..
 
Çalışan kadınların yüzde 14'ü cinsel tacize uğruyor

Türkiye'de kadın ve erkekler için fırsat eşitliği' konulu araştırmaya göre, kadınların yüzde 14'ü işyerinde cinsel tacize uğruyor. Kadının iş gücündeki oranı ise son 10 yılda yüzde 34'ten yüzde 22'ye geriledi.

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi ve Açık Toplum Enstitüsü'nün katkılarıyla, Avrupa Birliği giriş sürecinde 'Türkiye'de kadın ve erkekler için fırsat eşitliği' konulu bir araştırma sonuçları açısından çarpıcı.

Kadının iş dünyasındaki yerini, karşılaştıkları olumsuzlukları gözler önüne seren araştırmaya göre kadınların yüzde 14'ü işyerinde cinsel tacize uğruyor.

Kadınların çoğu cinsel taciz konusunda şikayetçi değil

Araştırmaya göre bu oranın daha yüksek olma ihtimali var. Çünkü özellikle küçük yerleşim birimlerindeki kadınlar bu konuda konuşmamayı tercih ediyor.

Cinsel tacizin en yaygın olduğu yer hastaneler

Eğitim sektöründe çalışan kadınların yüzde 15'i, gıda sektöründe çalışanların ise yüzde 11'i cinsel tacizle karşılaşıyor.

Hastanelerde ise cinsel taciz daha yaygın. Hemşirelerin yüzde 41'i, doktorların yüzde 23'ü sağlık kurumlarında taciz olduğunu kabul ediyor.

Cinsel taciz, kadınların iş gücü piyasasına girişini engelleyen faktörlerden sadece biri.

Kadınların işgücüne katılım oranı düşüyor

Kadınların üşgücüne katılım oranı ise son yıllarda düşüş halinde. 1990 yılında yüzde 34 olan kadınların işgücüne katılım oranı 2004 yılının ilk çeyreğinde yüzde 22.5'e indi.

Kadınların eğitim düzeylerinin düşük olması bunu etkileyen faktörlerden.

Türkiye, okula giden kız çocukları oranıyla 110'uncu sırada

2004 insani kalkınma raporuna göre, ilk, orta ve yüksek eğitimde kız çocuklarının okullaşma oranı yüzde 68. Türkiye, bu oranla dünyada 110. sırada.

Yaklaşık 6 milyon kadın ise okuma-yazma bilmiyor.

Kadına ödenen ücret, erkeğe ödenenden düşük

Kadınların işgücüne katılımını engelleyen bir başka faktör de kadınların ücretlerinin erkeklerden daha düşük olması.

Kadınlar erkeklerin kazandığı ücretin yüzde 60'ını alabiliyor. Maaşlı çalışanların ise sadece yüzde 18,7'i kadın.

Diğer nedenler ise:


Kadınları ev ve iş yaşamlarını uyumlaştırmasına yardımcı olacak mekanizmaların bulunmaması


Eşlerinden veya aile büyüklerinden çalışma izni alamamaları
şeklinde sıralanıyor.

Kadınlar için bütünlüklü bir ulusal politika yok

Türkiye'de kadınların istihdam piyasasına girişi ve piyasada yer alışı için bütünlüklü bir ulusal politika yok.

Türkiye'deki kadın yönetici oranını ise hala yüzde 10'lar seviyesinde.

Kaynak:CNNTurk


Bu araştırma sonucunda ortaya çıkan en vahim durumda işyerinde bile taciz uğrayan çoğu eğitimli kadınların bile şikayette bulunmaması.Şikayette bulunmaya bile korkuyor kadınlarımız........Neden mi?.........Çünkü suçlu çıkartılmaktan korkuyorlar,kimi diyecek kuyruk salladı........Kimi diyecek iftira atıyor....Kimi diyecek etek giyindi.....

Herşey rakamlarla apaçık ortada,10 yıl içinde çalışan kadın sayısında yüzde 10 dan fazla azalma var.Bunun nedenleride çok önemli;kız çocukları bu devirde hala okutulmuyor,kadınlarımız kocaları veya babaları izin vermediği için çalışamıyor...

Ama bildiğim tekşey bu düzeni değiştirebilecek insanlar gene kadınlar.Bugün bizlerin yaşadığı şiddet,taciz,mobbing,2 .sınıf vatandaş yerine konma durumlarını kızlarımızın yaşamasını istemiyorsak kız çocuklarımızı bu bilinçte,erkek çocuklarımızıda kadına saygılı birer evlat olarak yetiştireceğiz.

 
ya insanları ne hakla cehaletle suçlarsınız herkes fikrini söylüyor
hemen bir aşağılama hemen bir yargılama....

Törenin, kadını aşağılamanın, sapkınlığın İSLAM' da yeri yok..
İnsanların içinde biraz Allah korkusu olsaydı zaten ahiretini düşünüp bu suçları işleyemezdi...

Ne eğitimli -aydın!!!- insanlar karılarını nasıl dövüyorlar izliyoruz her gün
adam okumuş doktor olmuş karısını dövüyor..

Bunun ne eğitimle alakası var ne de aydınlıkla...
Bu olanlar en başta aile yapısının bozulmasından kaynaklanıyor
Gitgide toplumda daha acımasız cinayetler işleniyor
Çocukların yetiştirilme tarzı sonucu psikolojisi bozuk bireyler ortaya çıkıyor...
Sonuçları bu işte...
Kadını mal gibi gören elinin kiri gören erkekler, cahiliye dönemi gibi kız çocuklarını insandan saymayanlar...
Karısını insan gibi görmüyor ki.. Onu Allahın bir emaneti bir lütfu olarak görmüyor...
Hal böyle olunca da hayvan keser gibi sokağın ortasında çocuklarının gözleri önünde karısını doğruyor...


anlayabilene çok qüzel bi cevap olmuş arkadaşım :46::46::46:... dinini islamı bilen insan zaten çııkıpta cahillikmiş vs laflar etmez ... insanların içinde allah korkusu yok cezalarda caydırıcı değil malesef e peki neden dursunlar ??? ayrıca sosyal paylaşım sitelerinden alıntı yaparak değil tamamen kendi qörüşümü dile qetirdim ...
 
Kadının şahitliği, erkeğin yarısıdır. Yani iki kadın ancak bir erkeğe eşittir.

Kadın mirastan erkeğin yarısı kadar pay alabilir.

Kadının boşama hakkı yoktur.

Kadın bir erkeğin ikinci, üçüncü, dördüncü karısı olabilir.

Kadının yeri evidir. Mecbur olmadıkça dışarı çıkmamalıdır. Dışarı çıkmak zorunda ise bütün vücudunu kapatmalıdır. Yüzünü de peçe ile örtmelidir.

Kadın erkeğinin birkaç adım arkasından yürümelidir.

Kadının kocasına itaati allaha itaati gibidir.

Kadının cennete girebilmesi kocasının rızasını kazanmasına bağlıdır.

Kadın yönetici / devlet başbakanı olamaz. Seçme ve seçilme hakkı yoktur.

Kadın hastayı erkek doktor muayene edemez.

Şarkı söylemek, Türkü çağırmak, müzik dinlemek günahtır

Resim, heykel, opera, bale, tiyatro ve benzerleri günahtır

Bir kişinin hırsızlık sebebiyle kolu kesilmesi için en az onu canlı canlı gören 4 şahit bulunması ve bu 4 şahidin namaz ehli olması, hiç yalan söylememiş müslüman kardeşini aldatmamış olması gibi şartların hasıl olması son olarak da kolunun kesilip kesilmeyeceğini kadının karar vereceği bir durumdur. (kol kesmek serbest, yaş, cinsiyet önemli değil, bu bir çocuk da olabilir, yaşlı, yoksul, aç bir insan da.)

ayrıca, şu linke bakılması önemli, neyi savunuyorsunuz, öğrenin;
Şeriat Nedir? Cezaları ve uygulamaları / İnançlar / Milliyet Blog
 
İslam'da Şeriat (Allah'ın Kanunları)

....Şeriat Nedir..??


ordan burdan qazetecilerin şeriatı kötüleyen bir kısımm insanların yazılarını takip edip okuyacağınıza açın din kitabınızı Allah ne diyo diye de bi bakın derim ben... olaya tek yönlü yaklaşırsak qerçekleri qöremeyiz bardağın bile bi dolu bi boş tarafı vardır nerden bakarsan onu qörürsün...
haddine düşmeyen bazı insanlarda beni benim qibi düşünenleri qeçip cahillikle suçalayamaz bu hakkı kendinde kimse bulamaz ...
daha tek bi sözüm olmaz bu konu hakkında tabi ki herkezin kendi qörüşü ben herkese sayqı duyarım der susarım ....
 
bizim neyi savundugumuz gayet acik,biz sadece ve sadece Allahin kitabini yani Kuran-i Kerimi savunuyoruz.. Allahin yarattiklarini O ndan baska kimse hakkiyla taniyamaz,kyodugu kanunlar hükümlerde yarattiklarina göredir...
 
Bence tepkisiziz, gerçekten tepkisiziz. Yani artık medyanın alıştırmasından mı yoksa erkek egemen toplumun kadına şiddeti kabul ettirmesinden mi bilemeyeceğim ama bu tür olaylara tepki vermiyoruz. Yani verdiğimiz tepkiler gelip geçici. Belki de korkuyoruz, bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığındayız, ama bu toplumda bu insanlarla bir arada yaşadığımız sürece o yılan eninde sonunda bize dokunuyor.

Aslında daha iyi anlamamız için biraz derine, en temele inmemiz gerekiyor. Çocukluğumuza mesela. Kesinlikle nötr yetiştirilmiyoruz. Ya baskı altında yetişen bir kız, ya da el üstünde tutulan bir oğlan olarak yetişiyoruz. Karşı cinsi ilk tanıdığımız ergenlik zamanları, karşı cinsle ilk ilişkilerimiz sırasında çocukken zorla bilinçaltımıza sokulan kurallar devreye giriyor. Erkeğin baskısıyla daha ilk o zamanlar karşılaşıyoruz ve bilinçaltımız bize oyun oynayarak bunun doğru bir şey olduğunu gösteriyor.

Misal gereksiz erkek kıskançlığı. Sevgilisi onu kıskandığı için mutlu olan, sevildiğini düşünen o kadar çok kadın var ki..
En sevdiklerinden biri olan babası korumak adı altında bu baskıyı çocukluğundan itibaren gösterirse elbette kıskançlığın bir sevgi gösterisi olduğunu düşünmeye başlayacaktır kadın.

Kadın erkeğe hizmetçi olarak vardır zihniyeti. Bunu bilmeyen, görmeyen, yaşamayan yoktur.
Anne babasından bunu gören, annenin zoruyla abiye hizmet eden bir genç kız elbette ileride kocasına hizmet edecek ve bunu normal hatta gurur duyulacak bir şey olarak görecektir.

Bekaret, namus kavramı. Daha neredeyse bebekken orasına sahip çıkması için tembihlenen, habire korkutulan bir çocuk ileride tek namus değerinin o et parçası olduğunu, onun uğruna ölüneceğini, onu evlenmeden önce kaybederse hayatının kayacağını beynine kazımıştır.

Evlilik dışı cinsellik. Göster oğlum pipini hikayesini bilmeyen yoktur. Bu meselenin bir de öteki yüzü var tabi. Aman kızım sakla oranı. Erkeğe mübah, kadına günah zihniyetinin iğrençliğini, cinselliğin beraberlik değil bir alışveriş olduğu saçmalığını kadınlar bile kabul etmiş durumda.

Kadınlığının bile ancak anne olunca değere bineceği, ya bekar(bakire) ya da evli(çocuklu) olunca saygınlık kazanacağı, ne kadar evine bağlı bir hanım olursa toplumda o kadar iyi itibar göreceği öğretilmiştir ona.

Bu durumda tek başına ayakları üzerinde durabilen, fikirlerini açıkça belirtebilen, cinselliğini özgürce yaşayan, evli olmayan/eşinden boşanan, mağdur olduğunda hakkını savunan, mağdur olanın yanında olan, haksızlığa asla gelemeyen ve bunun uğrunda tek başına da olsa mücadele eden bir kadın toplumdan dışlanacak, dayağı, tecavüzü, öldürülmeyi haketmiş sayılacaktır.

Çocukluğumuzdan itibaren doğrunun, yanlışın böyle ters bir şekilde beynimize kazınmasının etkisini tüm kadınlar üzerinde bu şekilde görüyoruz.
Bu durumda normalleştirmemiz, tepkisiz olmamız gayet doğal.

Elbette burada suçlu tepki göstermeyen kadın değil. Suçlu toplum. Suçlu yönetenler. Suçlu medya. Suçlu sistem...
Sorgulayıp doğruyu yanlışı ayırt edemediğimiz sürece hepimiz suçluyuz! Burada hepimize iş düşüyor.

Ama bazen bir kişi bile etkili olabiliyor, o küçümsediğimiz bir kişi. Bu saçmalığa bir dur deyip baş kaldıran, tepki gösteren, normal olarak bildiğimiz bir çok durumun saçmalığını yüzümüze vuran bir kişiye ihtiyaç var.
Reelden veya sanaldan. Dayak yiyen, tacize uğrayan, günlük hayatta ezilen bir kişi ''hop napıyorsun sen, orada dur bakalım! en az senin kadar yaşamaya hakkım var! Benim anam beni senin gibi şrefsizler ezsin, dövsün, öldürsün diye doğurup, bu yaşa getirmedi! diyebilen bir kişi çığır açabilir!

O yüzden ben bu ve benzeri başlıkları her zaman güncel görmek istiyorum ve güncel tutmak için de elimden geleni yapacağım!
 
Bu başlığı birbirimizi yiyelim diye açmadım.
İşin din boyutuna gelince, şeriatın ne anlama geldiğini(kelime anlamından bahsediyorum) biz de biliyoruz.
Buraya eklediğiniz linki okudum ve çözüme yönelik bir öneri göremedim.
Şeriat gelsin, diye çözüm mü olur?
Ben, sen ne yapacağız? Sistemin değişmesini mi bekleyeceğiz evde oturup?
Müslüman değilse müstehak mı diyeceğiz.
Şeriatın getirdiği refah, kolaylık tartışılır, sizinle de tartışırım. Ancak burası yeri değil.
İstediğiniz zaman, özelden ya da başka yerden konuşuruz. Sizler kadar bilgim var emin olun.
Demem o ki burada tutarlı, gerçekçi öneriler sunalım. Neler yapabiliriz (bireysel olarak) bunlara eğilelim.
Yoksa "iki tanesini taksim'de sallandıralım" mantığıyla "şeriat gelsin" demek, pek çözüm gibi durmuyor buradan.
Selamlar.
 
Son düzenleme:
arkadaşlar burda yazma amacımız ne? yine olayları dini boyuta getirerek tartışma çıkarmak mı? bu konuda bari olmasın bu..

şeriatın olduğu ülkelerde suç oranları nedir,kadın hakları ne durumdadır arştırdık mı hiç? zaten sözlük anlamını hepimiz biliyoruz da uygulama kısmındaki getiri ve götürüler çok daha önemli..o zaman bunu konuşalım bence.

evet,şeriat gelsin demek çözüm olsaydı keşke..bu kadar kolay olsaydı..
 
Forumda tek tartışma olmaması gereken konuydu bu belkide.
Hepimizin tek yürek,tek bilek olabileceği,haklarımız,özgürlüklerimizi konuşmamız gereken,toplumda kadına bakış açısını nasıl değiştiririzi tartışmamız gereken.
Burda bile konu dine dayandırılmaya çalışılıp,şeriat tartışılmaya başlanmış.
Arkadaşlar bu konuyu ''Türkiye ve Dünya gündemi'' bölümünde tartışmak için editörlere bildirebilirsiniz.
Bu topik bunun yeri değil.
 
tartismak en son isteyecegim sey,ama insanlar bilip bilmeden arastirmadan,bazi insanlarin yaptiklarini dine mal edince insanda ister istemez cevap verme istegi olusuyor..

insanlar bunu kullanip kendi istekleri dogrultusunda kullaniyor dogrusunu degilde isine geldigi gibi uygulama yapiyorsa biz ne yapalim? biz dogru bildigimiz seritati savunuyoruz diye niye cahil olalim..irakdi irandi örnekler veriliyor ,buralarda ne kadar dogru uygulaniyor bu?

her neyse dedigim gibi tartismak en son isteyecegim sey..

bu konuyla ilgili fikrimide dile getimristim zaten bana göre en büyük is biz anne babalara düsüyor,egitim sart diyoruz ,herkes öncelikle anne baba olarak kendini egitip gelistirmeliki cocuklarinada bir faydasi olabilsin,herkes kendi anne baabsindan gördügünü cocuklarina egitim olarak vermeye kalktigi zaman yalnislar silsilesi olusup gidiyor.bunu nasil önleyebiliriz bilemiyorum.ben kendimi copcuk egitimi üzerine kitaplar okuyarak gelistiridim,he cok mu mükemmelim kesinlikle hayir eksigim cok fazla belki ama en azindan elimden geleni yapmaya calisiyorum biz böyle gördük deyip bariz yalnis olan seyleri cocukalrima dayatmiyorum ,ogullarimi erkek gibi degil insan gibi yetistirmeye calisiyorum..
 
Ben ıstanbul un büyük ve egitim seviyesi yüksek bir ilçesinde, kadin danışma evinde gönüllü danışmanlık yapıyorum. Aynı zamanda bir kadin platformunda bulunmaktayım.

Kadınlarımıza ücretsiz danışmanlık ve hukuki konuda bilgilendirmelerde bulunmaktayiz.
Ancak kadınlarımız haklarını ne kadar arıyor şaibeli.

Oncellikle eslerinin ekonomik durumu iyiyse yaşadığı baskıya, şiddete, sevgisizliğe dur dememekte.
Ortak sorun; kadınlar calışma hayatından uzak durmasi
Bunun en önemli sebeplerinden biri egitim ve cocuklar olduğu zaman evlatlarını birakabilecegi kimsesi olmaması.
( Avrupa Belediyeler mahallelere ücretsiz kreşler yapmakta ) bizdeki belediyeler de her mahalleye bir kreş açabilirse eğer kadınlarımız is hayatında daha fazla yer alabilir.

Aile baskısı cok yüksek gelin gittiğin yerden tabutla çıkarsın, evin kocanın yanı şeklindeki ifadeler kadınları yalnizlastirmakta.

Kadınlarımızın toplumdan çekinmesi, boşanmayı ayıp görmesi vb.
Tecavüzü, dayağı vb olayların toplumda kadının suçuymus, seklinde lanse edilmesi kadını haklarını aramaktan bir adım geri tutmakta. ( kadin kuyruk sallamasaydi, dirdirci, kızını dovmeyen dizini döver gibi ifadeler )

Kadinla erkeğin toplumda birey olarak gorulebilmesi için birey olarak birarada yaşayabilmeleri gerekir. Toplumda bazen yanlış öneriler gelmektedir çözüm için "pembe metrobüs " gibi bunlar çözümden ziyade kadını otekilestirmektir. Diğer metrobuse binen kadınların tacize uğramalarını dogallastirmak gibi.

Töre cinayetleri, namus cinayetleri kavramlarının kalkması gerekmektedir.

Bunlar aklıma ilk gelenler ama ilk once bütün kadınların ekonomik güçlerini ellerinde tutmaları cok önemlidir.
 
Son düzenleme:
Toplumun içinde bazı kurallar var,yazılı yasa değiller.Ne dini,ne kanuni...
Ama varlar işte ordalar ve hayatın her saniyesinde karşımıza çıkıyorlar.
Toplumun kendi içinde oluşturduğu bu ''gelenekler'' kadını güdümlü bir mekanizmaya çevirmiş zaman içinde.
Kadın isyan ederken ve kabullenmez gözükürken bile içinde acabalarla yaşıyor.
Şimdi bunu giysem ne derler?
Bu saatte çıksam ne anlarlar?
Boşansam hangi gözle bakarlar?
Evlenmeden evimi ayırsam ailemden,babamın yüzünü eğer miyim eş-dost ahalisine?
Kocamın olmadığı bir tatile çıksam ama komşulara nasıl izah ederim ki?
Gibi gibi gibi.....

Mükemmele yakın bir erkek modelininde kafasında aynı geleneklerin baskısı vardır kadına karşı;
Eşime süpriz yapacağım ama arkadaşım duymasın.
Çocuğun altını değiştiririm aslında ama ya biri duyarsa?
Evet benim içinde Aslı ile tatile gitmende bir sorun yok ama etraf ne der?
Sana yardım ederim mutfakta ama kimseye anlatma.
Seninle maça gidip,statta küfür etmeyi bende istiyorum ama.....

Listeler uzar gider.
Şimdi kadın şiddet,taciz,tecavüz görürken bu saydıkların ne ki diyebilirsiniz.
Bunlarda buz dağın diğer yüzü.
Bu ülkede kadına uygulanan şiddetin önemli bir boyutu da Psikolojik Baskı!

Kafaları değiştirmek lazım.
Mümkünse şöyle çıkarıp beyinlerini bir daha geri almamak üzere emanet bıraksın bir kısım zihniyet.

Bu arada konunun farklı mecralarda pekte şuurlu bir gidişata girmediğini görüyorum zaman zaman.
Kadının söz hakkı olmadığını İslamiyetle bağdaştıranlar;bknz:Hz.Fatıma'ın Hayatı.

Sapla samanı ayıramamaktır her islam gerçeğini İran örneği ile bağdaştırmak.

Fazlası sitede ''grimsi'' bir alerji oluşturuyor bende,bence konunun aslından uzaklaşmadan kadınları nasıl ayaklandırırz onu düşünelim!
 
Son düzenleme:
Back
X