Topbaş metro konusunda doğruyu söylemiyor

AngryPenguin

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
8 Haziran 2012
5.378
1.437
İstanbul’un eski belediye başkanının hayatı kitap oldu. Nurettin Sözen’in, 60 yıllık siyasi hayatını anlattığı kitapta ilginç notlar var. İSKİ skandalını kumpas olarak gören, “Metroyu ben yaptım” diyen Sözen ile İstanbul’u dolaştık.

Üzerinden sadece 20 yıl geçti. Takdir edersiniz ki Türkiye’de yaşıyoruz. Her gün onlarca gündem maddesi beynimizi allak bullak ediyor, bir önceki gün ne yediğimizi unutur hale geliyoruz. Hele de hatırlamaya çalıştığımız yıllar ‘deli gençlik’ yıllarımızsa bu unutkanlık anlaşılır oluyor. İşte bundan hareketle etrafımdaki, kendim gibi 40 yaş civarı dostlara soruyorum: Nurettin Sözen deyince aklınıza ne geliyor?
Elbette ‘İSKİ’ birinciliği kimseye kaptırmıyor. İstanbul’un susuzluğu ve büyük çöp sorunu diyenler de oluyor. Bunları, “Sosyal demokrat son belediye başkanı…” takip ediyor. Benim de aklıma nedense sadece ‘Kent Orkestrası’ geliyor. Belki de Kızılordu’yu canlı canlı ilk orada dinlediğim içindir kim bilir. Bugün çok tartışılan Taksim Meydanı’na sıralanır, siz yürürken müthiş bir müzikle eşlik ederlerdi. Tabii o zaman Taksim de başkaydı, Türkiye de… AKM vardı, Taksim Sahnesi vardı, Emek sineması vardı.

NURETTİN SÖZEN VE İSTANBUL / Foto Galeri

Biraz daha hafıza tazelemeye ihtiyacım vardı. Aslında bütün bilgiler elimin altında, sizin bu hafta raflarda bulabileceğiniz bir kitapta yazılıydı. Şükrü Aslan ve Hatice Kurtuluş’un kaleme aldığı, ‘İnsana ve Demokrasiye Adanmış Bir Hayat: Nurettin Sözen’ kitabında…

Sayfaları karıştırdıkça ve okudukça hatırlıyorsunuz. Metro inşaatının temelinin aslında ne zaman atıldığını, İSKİ skandalının tüm aktörlerini, su tasarrufu için yapılan uyarıları… Kitabı okudum, sonra Nurettin Sözen ile buluştuk. ‘Herkesin bir ders çıkarması gerekir” dediği Gezi Parkı’ndan geçtik, Taksim’den Metro’ya bindik Yenikapı’da indik. Oradan Marmaray’ı kullanarak Kazlıçeşme’ye ulaştık. Sonra da Üçüncü Köprü inşaatının yapıldığı Garipçe’ye gittik. 20 yıl öncesini de konuştuk, bugünü de…

"TOPBAŞ YALAN SÖYLÜYOR METROYU BEN GETİRDİM"
Topbaş yalan söylüyor metroyu ben getirdim. 1989-1994 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan Nurettin Sözen, buluşmamızdan bir gün önce Kadir Topbaş’ı televizyonda izlediğini anlatıyor. Epey sinirli, “Yalan söylemesine kızıyorum. ‘Gelecekte İstanbul’da raylı sistemleri kuran başkan olarak anılmak istiyorum’ diyor. Bunu nasıl söyleyebilir. Bu küçük bir yalan değil. 1960’tan evvel İstanbul’da kent içi tramvay var. Ben göreve geldiğimde kent içi tramvayını yeniden getirdim. Metro’nun temelini attım. 1992’nin Eylül ayında inşaatı başladı. Metro’nun amblemini bile Mengü Erten’e ben yaptırdım. Böyle bir vicdansızlık olur mu? Tüp geçit için de bir projemiz vardı. Son revizyonunu ODTܒye yaptırmışız: ‘Proje hazır. Metro dönülemeyecek noktaya gelsin, tüp geçidi ihale edeceğiz’ diye beyanım var. Evveliyatı inkâr etmesinler. Bunu söylemek oy kaybettirmez.”

TAYYİP BEY'İN DÖNEMİNDE TEK BİR ÖZGÜN PROJESİ YOK
Kendisi koltuğu Bedrettin Dalan’dan alıyor. Hem de ne koltuk alma. Belediyenin kapısından girdiğinde sekreterden çaycıya herkesin istifa edip gittiğini görüyor. Görevi de beş yıl sonra Tayyip Erdoğan’a teslim ediyor. “Tayyip Erdoğan döneminde yapılmış tek bir proje söylesinler. Benim bazı projelerimi devam ettirmekten başka hiçbir şey yapmadı” diyor.

MELEN'DEN SU GETİRME PROJESİ DE BİZİM
Nurettin Sözen’in belediye başkanlığı yaptığı dönem İstanbul’un en çok susuzluk çektiği dönem. Sözen’e göre kuraklık tavan yapmış, yağmur yağmıyor. Öyle ki yağmur bombalarıyla yağış sağlıyorlar. Her gün bildiri yayınlayıp, ‘duşa eşinizle beraber girin’, ‘Rezervuara naylona sarılı tuğla koyun’, ‘Bahçe sulamayın, araba yıkamayın…” gibi mesajlarla İstanbulluyu tasarrufa çağırıyorlar. Melen projesini hazırlatıyor. Özal’dan yardım isteyip, o tarihte DSİ’ye onaylatıyor. Sazlıdere’yi de DSİ’ye veren o. Haliç’ten karşı tarafa boruyla su geçiren de… “Kapıda çok ciddi bir kuraklık var. Seçim olduğu için konuşulmuyor. Melen yetmez. Proje hâlâ tek isale hattıyla yürütülüyor. Üç hatla çalışması gerekir” diye uyarıyor. Susuzluğun onda yarattığı hasarı şu cümlelerinden anlamak mümkün: “Öyle ki geceleri yaprak hışırtısını yağmur sesi zanneder, yataktan fırlardım.” Buna karşın Erdoğan zamanında hiper yağış olduğunun altını çiziyor. “İstanbul çöp kokuyordu” eleştirilerine de cevabı var. Arıtma tesisi için çalışmalar yaptıklarını söylüyor. Kitapta detaylar var ama bir cümlesi çok can alıcı: “Ben bir sosyal demokratım. Ya grev hakkı tanımayacaktım ya da tanıyacaktım, işçiler zaman zaman iş bırakacaklardı ve çöpler toplanmayacaktı. Bugün olsa yine grev hakkı tanımayı tercih ederim…”

KÖPRÜ GÜZERGAHI BAŞBAKAN'IN HELİKOPTER GEZİSİYLE SAPTANMAZ
İstanbul’un bütün projelerini Tayyip Bey’in açıklamasını ‘tuhaf’ buluyor Sözen: “Belediye başkanı ortada yok. Bu projeler yüz binlik planda da mevcut değil, belediye meclisinde konuşulmamış. Çok önemli bir ilkeden ödün veriliyor. Bütün belediyeler hükümetin tasallutundan azadedir. Tayyip Erdoğan, belediye başkanı gibi davranıyor. Köprü güzergâhı başbakanın helikopter gezisiyle saptanmaz. İstanbul için hayati değeri olan Kuzey Ormanları, su kaynakları, yapılaşma rant uğruna harap edilmemeli” diyor.

TOKİ’YLE ANAYASAL SUÇ İŞLENİYOR
Ve TOKİ… Burada da Başbakan’ın anayasal suç işlediğini vurguluyor: “Bizim anayasamıza göre kent içinde yapılmış bütün projelerin ve imar olaylarının yetkilisi o kentin meclisidir. Bu konuda Anayasa Mahkemesi kararı da var. Ey Erdoğan, köprü, tünelde, havaalanında yüz binlik planda olup olmadığına baktın mı? Kentin anayasasını çiğniyorsun. TOKİ ve Çevre Bakanlığı şu anda belediye meclisinin yerine geçerek tasarrufta bulunuyor. Belediyenin bu vesayetten kurtulması gerekiyor…”

İSKİ, CHP Genel Başkanlığı meselesidir içinde MİT ve CIA da vardır. Ve işte sosyal demokratların belediye başkanlığını bitiren, bir dönem sola büyük darbe vuran unutulmaz İSKİ skandalı. Skandalın baş aktörü Ergun Göknel. İSKİ Genel Müdürü… O dönem belediye başkanı Nurettin Sözen. Nokta Dergisi’nde İSKİ Genel Müdürü’nün İsviçre bankalarında hesabı olduğu haberi çıkıyor. Sözen, haberi gördüğünün ertesi günü İçişleri Bakanlığı’ndan olayı soruşturması için müfettiş istiyor. “Artık bu genel müdüre güvenim kalmamıştır” diyor, görevden alınmasını talep ediyor. Bugüne bakıyor, “Devlette yolsuzluğun önlenmesinin tek bir yolu var. Siyasetçiler emrinde çalışan görevlilerin yargılanmasının yolunu açacaklardır. Ben İSKİ’de bunu yaptım. Eğer müsteşarınızın, genel müdürünüzün yargılanmasına müsaade etmezseniz yolsuzluğu önleyemezsiniz. Ben bu inancımın gereğini yaptım” diyor. Sözen’e göre İSKİ meselesi bir CHP Genel Başkanlığı olayı. İçinde MİT de var, CIA de: “Genel Müdür Ergun Göknel, mal beyanında bulunmamak ve klor davası olmak üzere iki davadan mahkûm oldu. Olay o kadar ilgi çekici hale getirildi ki. Güzel ve genç hanımlar, yolsuzluk vs… Yandaş hükümetlerin bütün olaylarında görüldüğü gibi o dönemde de tüm gizli güçler olaya dahil edilmiş ve bize kumpas kurulmuştur.”

Sözen, o dönem savcıların da iktidar partisinin kontrolünde olduğunu iddia ediyor ve yine bugünle karşılaştırıyor: “Başbakan’ın oğlu 30 milyon Euro’yu sıfırlayamıyor. Ergun’un dosyalarına bakın. Bugün toplasanız hepsi 10 bin lira tutmaz. Diğer davalarından da beraat etmiştir. Türkiye’de Nurettin Sözen’in yolsuzluk yaptığını ve buna göz yumduğunu söyleyecek tek bir kişi bulamazsınız.”

CHP’NİN İSTANBUL'DA ŞANSI YÜKSEK
Mustafa Sarıgül ile ilgili sorulara cevap vermiyor, bunun siyaseten doğru olmadığını savunuyor. Ama CHP’nin İstanbul’da şansının yüksek olduğunu söylüyor. İddiası şu: “Seçim altı ay sonra olsa ortada Ak Parti diye bir parti kalmaz. Henüz insanlar facianın derinliğinin farkında değil.”

GEZİ'DEN HERKES BİR DERS ÇIKARMALI
Birlikte Gezi Parkı’na gidiyoruz. Olayın tamamen siyasi olduğunu söylüyor. Gençlerin bunun farkında olduğunu, isyanın üç tane ağaçtan çıkmadığının altını çiziyor. Gezi Parkı olaylarından herkesin ivedilikle ders çıkarması gerektiğini belirtiyor.

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
- Belediye başkanlığı döneminde hiç nikah kıymadı.
- Tasarruf olsun diye kendi eski Mercedes’ini kullandı.
- YÖK tarafından dekanlıktan alınan ilk akademisyen oldu.
- Turgut Özal Başbakanken villasını yıktığını, Tansu Çiller Başbakanken villasının inşaatını durdurduğunu…
- 5 yıllık Belediye Başkanlığı döneminin ilk 2.5 yılında merkezi yönetimin hiçbir projesine onay vermediğini…
http://www.hurriyet.com.tr/kultur-sanat/26062984.asp
 
X