TÜP BEBEK TEDAVİSİNDE PSİKOLOJİK DESTEK

infertilite psikologu

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
14 Ocak 2013
18
23
Merhabalar,
Bu konu başlığı altında özellikle infertilite hastalarına, gerek günlük hayatta gerekse tedavi süresince yardımcı olacak paylaşımların çok faydalı olacağını düşünerek sizler için hazırladığım bir yazıyı paylaşmak istiyorum.
İyi okumalar...


İnfertilitede Sizi Mutsuz Yapan Düşünce Hataları


Bizler, stresli olduğumuz zamanlarda birtakım düşünce hataları yapmaya meyilli hale geliriz. İnfertilite tedavisi oldukça zorlu ve ucu belirsiz bir dönemi kapsadığı için stresi beraberinde getirmemesini bekleyemeyiz. Hal böyle iken bize düşen en büyük görev, yaşadığımız stresin şiddetini dengeli bir düzeyde tutmaya çalışarak, tedavimiz üzerindeki olumsuz etkilerini minimum düzeye indirmektir.

Aşağıda belirtilenler, infertilite sorununu yaşayan çiftlerin çoğu zaman içine düştükleri düşünce hatalarıdır. Bu düşünce hatalarına sahipseniz ve bunlar sizi yüksek düzeyde etkiliyorsa, mutlaka tedavi gördüğünüz merkezde bir psikolojik destek almanızda fayda vardır.



Zihinsel Filtreleme: Gittiğiniz bütün doktorların, durumunuzla ilgili olarak “Sen, tedavi ile çocuk sahibi olabilirsin” demeleri yerine içlerinden sadece birinin “Senin çocuğun olmaz” demesi ile diğerlerine olan güveninizin bir anda sıfırlanması ve sadece size olumsuz konuşan doktorun söylediklerini düşünerek tüm motivasyonunuzun kırılmasını buna örnek verebiliriz.


Geleceği Okuma(Felaketleştirme): Gelecekte olacak olayları öngörme, eğer kafamızda kesinmiş gibi bir şekil alırsa bu bir düşünme hatası haline gelir. Örneğin, daha önce geçirmiş olduğunuz tüp bebek tedavisi başarısız sonuçlanmışsa, ondan sonraki denemelerinizin de bu şekilde sonuçlanacağına dair güçlü inancınız bir düşünme hatasıdır. Çünkü geleceğin ne getireceğini öngörmemiz neredeyse imkansızdır.


Duygusal Çıkarsama: Bir şeyi hissetmekle gerçekte olanı karıştırma. Tedavi içerisinde iken durumla ilgili birtakım hisler barındırırız. Bu hisler çoğu zaman gerçekte olandan bağımsızdırlar. Düşündüğümüz, hissettiğimiz şeyin kesinlikle gerçekleşeceğine inanırız. Hislerinize bu denli inanmak sizi olumsuz etkileyebilir. Tedavi içerisinde “bu sefer bir şeylerin ters gideceğini hissediyorum” gibi olumsuz düşünceler sadece sizin bu süreçte çökkün ve moralsiz hissetmenize yol açar.


Olumluyu Yok Sayma: Unutmayın ki infertilite tedavisi kesinlikle tek aşamadan oluşan bir tedavi değildir. Tedaviyi sadece gebelik sonucuna göre değerlendirirseniz, bu durum, negatif sonuç alma halinde, ileride göreceğiniz tedavilerde motivastonunuzu düşürecek bir engel oluşturabilir. Daha ilk muayene gününüzden transfer gününe kadar her şeyin aşamalı olduğu bilgisini edinerek bu süreci geçirmeye çalışın. Tedaviyi başlatacak yumurtanızın, sperminizin var olması, kullanılan ilaçlara yanıt vermeniz, yumurta toplama işleminin, döllenme işleminin başarıyla gerçekleşmesi vs. gibi aşamaları görmeden sadece sonuca odaklanmaktan kaçının. Aksi taktirde tedavinizde olumlu giden birçok şeyi yok sayarak stresinizi arttırmış olabilirsiniz.


Zihin Okuma: Bu düşünce hatası çoğu zaman hepimizin içine düştüğü bir yanılsamadır. Muayeneye girersiniz doktorunuzun suratı asıktır, hemen aklınıza durumunuzla ilgili ters giden bir şey olduğu gelir. “Kesin kötü bir şeyler var, benden gizliyor, moralim bozulmasın diye böyle söylüyor” vb... gibi. O sırada doktorunuzun o gün için canının sıkkın olabileceği, sizden önce yaptığı bir telefon görüşmesi ya da başka bir hastasından aldığı kötü bir haber aklınıza gelmeyebilir. Bu şekilde düşünce hatasına düşmüş olursunuz ve uzun vadede buna benzer örnekler stresinizi arttırabilir.


Kişiselleştirme: Her şeyi kendimizle ilgili görmek. Tedavi sonucunda yumurta ile spermin güzel bir şekilde döllendiği, oluşan embriyonun transfer edileceği söylenir. Transfer biter, artık o gün gelmiştir. Sonucunuzun negatif olduğunu öğrenirsiniz. Sonra bütün bu durumu kendinize mal edersiniz. “Demek ki benle ilgili bir durum oldu ki tutunamadı embriyo”, “bende kusur var”, “ben, eşimi bu duygudan mahrum bırakıyorum” gibi kişiselleştirmeler yaparsınız. Bu da oldukça güçlü ve tehlikeli bir düşünce hatasıdır. Embriyonun tutunup tutunamaması direkt olarak sadece rahimle ilgili bir sorun olduğunu göstermez.
 
bu dönemi daha rahat atlatmak için neler yapılabilir ki...tedaviye başlayınca buda negatif olacak mı düşüncesini aklımdan atamıyorum ki, negatifler çok olunca, nasıl hissedilir, neler yapılır hiç bilemiyorum.
Paylaşım için çok teşekkürler..
 
böyle hissetmeniz çok normal, hayatta deneyimlediğimiz her şey aslında tekrarlanıcakmış gibi gelir bize, zihni
bu dönemi daha rahat atlatmak için neler yapılabilir ki...tedaviye başlayınca buda negatif olacak mı düşüncesini aklımdan atamıyorum ki, negatifler çok olunca, nasıl hissedilir, neler yapılır hiç bilemiyorum.
Paylaşım için çok teşekkürler..

böyle hissetmeniz çok normal, hayatta deneyimlediğimiz her şey aslında tekrarlanacakmış gibi gelir bize, zihnimiz böyle öğrenmiştir çünkü...tüp bebek tedavisinde sonuçlar hem sürprizlerle dolu, hem de bazen hayal kırıklıklarıyla... siz kendinizi ne kadar toparlarsanız, ne kadar güçlü olursanız, süreciniz inanın bundan etkilenir...
 
böyle hissetmeniz çok normal, hayatta deneyimlediğimiz her şey aslında tekrarlanıcakmış gibi gelir bize, zihni


böyle hissetmeniz çok normal, hayatta deneyimlediğimiz her şey aslında tekrarlanacakmış gibi gelir bize, zihnimiz böyle öğrenmiştir çünkü...tüp bebek tedavisinde sonuçlar hem sürprizlerle dolu, hem de bazen hayal kırıklıklarıyla... siz kendinizi ne kadar toparlarsanız, ne kadar güçlü olursanız, süreciniz inanın bundan etkilenir...
Haklısınız, güçlü olmak lazım, her düştüğümde tekrar yerimden kalkıyorum ama bu olumsuz fikiri aklımdan atamıyorum. Birde kendimi hep kötü sona hazırlıyorum, olumluya hazırlarsam hayal kırıklığı yaşarım diye, fakat sonuç hep olumsuz olunca ne kadar kendimi hazırladım sansamda yine üzülüyorum maalesef.. rabbim yardımcımız olsun çok zor bu işler..
 
Merhabalar,
Bu konu başlığı altında özellikle infertilite hastalarına, gerek günlük hayatta gerekse tedavi süresince yardımcı olacak paylaşımların çok faydalı olacağını düşünerek sizler için hazırladığım bir yazıyı paylaşmak istiyorum.
İyi okumalar...


İnfertilitede Sizi Mutsuz Yapan Düşünce Hataları


Bizler, stresli olduğumuz zamanlarda birtakım düşünce hataları yapmaya meyilli hale geliriz. İnfertilite tedavisi oldukça zorlu ve ucu belirsiz bir dönemi kapsadığı için stresi beraberinde getirmemesini bekleyemeyiz. Hal böyle iken bize düşen en büyük görev, yaşadığımız stresin şiddetini dengeli bir düzeyde tutmaya çalışarak, tedavimiz üzerindeki olumsuz etkilerini minimum düzeye indirmektir.

Aşağıda belirtilenler, infertilite sorununu yaşayan çiftlerin çoğu zaman içine düştükleri düşünce hatalarıdır. Bu düşünce hatalarına sahipseniz ve bunlar sizi yüksek düzeyde etkiliyorsa, mutlaka tedavi gördüğünüz merkezde bir psikolojik destek almanızda fayda vardır.



Zihinsel Filtreleme: Gittiğiniz bütün doktorların, durumunuzla ilgili olarak “Sen, tedavi ile çocuk sahibi olabilirsin” demeleri yerine içlerinden sadece birinin “Senin çocuğun olmaz” demesi ile diğerlerine olan güveninizin bir anda sıfırlanması ve sadece size olumsuz konuşan doktorun söylediklerini düşünerek tüm motivasyonunuzun kırılmasını buna örnek verebiliriz.


Geleceği Okuma(Felaketleştirme): Gelecekte olacak olayları öngörme, eğer kafamızda kesinmiş gibi bir şekil alırsa bu bir düşünme hatası haline gelir. Örneğin, daha önce geçirmiş olduğunuz tüp bebek tedavisi başarısız sonuçlanmışsa, ondan sonraki denemelerinizin de bu şekilde sonuçlanacağına dair güçlü inancınız bir düşünme hatasıdır. Çünkü geleceğin ne getireceğini öngörmemiz neredeyse imkansızdır.


Duygusal Çıkarsama: Bir şeyi hissetmekle gerçekte olanı karıştırma. Tedavi içerisinde iken durumla ilgili birtakım hisler barındırırız. Bu hisler çoğu zaman gerçekte olandan bağımsızdırlar. Düşündüğümüz, hissettiğimiz şeyin kesinlikle gerçekleşeceğine inanırız. Hislerinize bu denli inanmak sizi olumsuz etkileyebilir. Tedavi içerisinde “bu sefer bir şeylerin ters gideceğini hissediyorum” gibi olumsuz düşünceler sadece sizin bu süreçte çökkün ve moralsiz hissetmenize yol açar.


Olumluyu Yok Sayma: Unutmayın ki infertilite tedavisi kesinlikle tek aşamadan oluşan bir tedavi değildir. Tedaviyi sadece gebelik sonucuna göre değerlendirirseniz, bu durum, negatif sonuç alma halinde, ileride göreceğiniz tedavilerde motivastonunuzu düşürecek bir engel oluşturabilir. Daha ilk muayene gününüzden transfer gününe kadar her şeyin aşamalı olduğu bilgisini edinerek bu süreci geçirmeye çalışın. Tedaviyi başlatacak yumurtanızın, sperminizin var olması, kullanılan ilaçlara yanıt vermeniz, yumurta toplama işleminin, döllenme işleminin başarıyla gerçekleşmesi vs. gibi aşamaları görmeden sadece sonuca odaklanmaktan kaçının. Aksi taktirde tedavinizde olumlu giden birçok şeyi yok sayarak stresinizi arttırmış olabilirsiniz.


Zihin Okuma: Bu düşünce hatası çoğu zaman hepimizin içine düştüğü bir yanılsamadır. Muayeneye girersiniz doktorunuzun suratı asıktır, hemen aklınıza durumunuzla ilgili ters giden bir şey olduğu gelir. “Kesin kötü bir şeyler var, benden gizliyor, moralim bozulmasın diye böyle söylüyor” vb... gibi. O sırada doktorunuzun o gün için canının sıkkın olabileceği, sizden önce yaptığı bir telefon görüşmesi ya da başka bir hastasından aldığı kötü bir haber aklınıza gelmeyebilir. Bu şekilde düşünce hatasına düşmüş olursunuz ve uzun vadede buna benzer örnekler stresinizi arttırabilir.


Kişiselleştirme: Her şeyi kendimizle ilgili görmek. Tedavi sonucunda yumurta ile spermin güzel bir şekilde döllendiği, oluşan embriyonun transfer edileceği söylenir. Transfer biter, artık o gün gelmiştir. Sonucunuzun negatif olduğunu öğrenirsiniz. Sonra bütün bu durumu kendinize mal edersiniz. “Demek ki benle ilgili bir durum oldu ki tutunamadı embriyo”, “bende kusur var”, “ben, eşimi bu duygudan mahrum bırakıyorum” gibi kişiselleştirmeler yaparsınız. Bu da oldukça güçlü ve tehlikeli bir düşünce hatasıdır. Embriyonun tutunup tutunamaması direkt olarak sadece rahimle ilgili bir sorun olduğunu göstermez.

Merhaba, siz tüp bebek merkezinde mi çalışıyorsunuz? Inanın benimde çok ihtiyacım var desteğe 2 denememde de kaybettim bebeklerimi
 
Merhabalar,
Bu konu başlığı altında özellikle infertilite hastalarına, gerek günlük hayatta gerekse tedavi süresince yardımcı olacak paylaşımların çok faydalı olacağını düşünerek sizler için hazırladığım bir yazıyı paylaşmak istiyorum.
İyi okumalar...


İnfertilitede Sizi Mutsuz Yapan Düşünce Hataları


Bizler, stresli olduğumuz zamanlarda birtakım düşünce hataları yapmaya meyilli hale geliriz. İnfertilite tedavisi oldukça zorlu ve ucu belirsiz bir dönemi kapsadığı için stresi beraberinde getirmemesini bekleyemeyiz. Hal böyle iken bize düşen en büyük görev, yaşadığımız stresin şiddetini dengeli bir düzeyde tutmaya çalışarak, tedavimiz üzerindeki olumsuz etkilerini minimum düzeye indirmektir.

Aşağıda belirtilenler, infertilite sorununu yaşayan çiftlerin çoğu zaman içine düştükleri düşünce hatalarıdır. Bu düşünce hatalarına sahipseniz ve bunlar sizi yüksek düzeyde etkiliyorsa, mutlaka tedavi gördüğünüz merkezde bir psikolojik destek almanızda fayda vardır.



Zihinsel Filtreleme: Gittiğiniz bütün doktorların, durumunuzla ilgili olarak “Sen, tedavi ile çocuk sahibi olabilirsin” demeleri yerine içlerinden sadece birinin “Senin çocuğun olmaz” demesi ile diğerlerine olan güveninizin bir anda sıfırlanması ve sadece size olumsuz konuşan doktorun söylediklerini düşünerek tüm motivasyonunuzun kırılmasını buna örnek verebiliriz.


Geleceği Okuma(Felaketleştirme): Gelecekte olacak olayları öngörme, eğer kafamızda kesinmiş gibi bir şekil alırsa bu bir düşünme hatası haline gelir. Örneğin, daha önce geçirmiş olduğunuz tüp bebek tedavisi başarısız sonuçlanmışsa, ondan sonraki denemelerinizin de bu şekilde sonuçlanacağına dair güçlü inancınız bir düşünme hatasıdır. Çünkü geleceğin ne getireceğini öngörmemiz neredeyse imkansızdır.


Duygusal Çıkarsama: Bir şeyi hissetmekle gerçekte olanı karıştırma. Tedavi içerisinde iken durumla ilgili birtakım hisler barındırırız. Bu hisler çoğu zaman gerçekte olandan bağımsızdırlar. Düşündüğümüz, hissettiğimiz şeyin kesinlikle gerçekleşeceğine inanırız. Hislerinize bu denli inanmak sizi olumsuz etkileyebilir. Tedavi içerisinde “bu sefer bir şeylerin ters gideceğini hissediyorum” gibi olumsuz düşünceler sadece sizin bu süreçte çökkün ve moralsiz hissetmenize yol açar.


Olumluyu Yok Sayma: Unutmayın ki infertilite tedavisi kesinlikle tek aşamadan oluşan bir tedavi değildir. Tedaviyi sadece gebelik sonucuna göre değerlendirirseniz, bu durum, negatif sonuç alma halinde, ileride göreceğiniz tedavilerde motivastonunuzu düşürecek bir engel oluşturabilir. Daha ilk muayene gününüzden transfer gününe kadar her şeyin aşamalı olduğu bilgisini edinerek bu süreci geçirmeye çalışın. Tedaviyi başlatacak yumurtanızın, sperminizin var olması, kullanılan ilaçlara yanıt vermeniz, yumurta toplama işleminin, döllenme işleminin başarıyla gerçekleşmesi vs. gibi aşamaları görmeden sadece sonuca odaklanmaktan kaçının. Aksi taktirde tedavinizde olumlu giden birçok şeyi yok sayarak stresinizi arttırmış olabilirsiniz.


Zihin Okuma: Bu düşünce hatası çoğu zaman hepimizin içine düştüğü bir yanılsamadır. Muayeneye girersiniz doktorunuzun suratı asıktır, hemen aklınıza durumunuzla ilgili ters giden bir şey olduğu gelir. “Kesin kötü bir şeyler var, benden gizliyor, moralim bozulmasın diye böyle söylüyor” vb... gibi. O sırada doktorunuzun o gün için canının sıkkın olabileceği, sizden önce yaptığı bir telefon görüşmesi ya da başka bir hastasından aldığı kötü bir haber aklınıza gelmeyebilir. Bu şekilde düşünce hatasına düşmüş olursunuz ve uzun vadede buna benzer örnekler stresinizi arttırabilir.


Kişiselleştirme: Her şeyi kendimizle ilgili görmek. Tedavi sonucunda yumurta ile spermin güzel bir şekilde döllendiği, oluşan embriyonun transfer edileceği söylenir. Transfer biter, artık o gün gelmiştir. Sonucunuzun negatif olduğunu öğrenirsiniz. Sonra bütün bu durumu kendinize mal edersiniz. “Demek ki benle ilgili bir durum oldu ki tutunamadı embriyo”, “bende kusur var”, “ben, eşimi bu duygudan mahrum bırakıyorum” gibi kişiselleştirmeler yaparsınız. Bu da oldukça güçlü ve tehlikeli bir düşünce hatasıdır. Embriyonun tutunup tutunamaması direkt olarak sadece rahimle ilgili bir sorun olduğunu göstermez.

Ne güzel böyle desteklerin olması. Öncelikle teşekkür ederiz tüm arkadaşlarım adına. Ben tedavimi bitirdim şükürler olsun hamileyim şu an keşke benim tedavi sürecimdede olsaydı böyle destekler. Herşeyden önce merkezlerdede olması gerekir bence. Benim tedavi gördüğüm merkezde son dönemimde başlamıştı psikolok tanıştık bir seans görüştük sonra zaten hamile olduğumu öğrendim. O bile iyi gelmişti çünkü transferden sonra bekleme aşaması öldürmüştü beni.

Hamileler içinde böyle bir desteğiniz var mı? Olacakmı?
 
Merhaba, siz tüp bebek merkezinde mi çalışıyorsunuz? Inanın benimde çok ihtiyacım var desteğe 2 denememde de kaybettim bebeklerimi

Evet ben özel bir tüp bebek kliniğinde çalışıyorum, burada zaman zaman infertilite problemi yaşayan kişilerin paylaştıklarını okuyorum...
Tedavi öncesinde, tedavi boyunca ya da tedavi sonrasında yaşanılan belirsizliklerin ve stresin etkisini hafifletmek adına yardımcı olabileceğini düşündüğüm yazıları zaman zaman burada paylaşacağım sizler için.
 
Ne güzel böyle desteklerin olması. Öncelikle teşekkür ederiz tüm arkadaşlarım adına. Ben tedavimi bitirdim şükürler olsun hamileyim şu an keşke benim tedavi sürecimdede olsaydı böyle destekler. Herşeyden önce merkezlerdede olması gerekir bence. Benim tedavi gördüğüm merkezde son dönemimde başlamıştı psikolok tanıştık bir seans görüştük sonra zaten hamile olduğumu öğrendim. O bile iyi gelmişti çünkü transferden sonra bekleme aşaması öldürmüştü beni.

Hamileler içinde böyle bir desteğiniz var mı? Olacakmı?

Öncelikle tebrik ederim,
Hem umudun hem de umutsuzluğun bir arada yaşandığı o zorlu dönemi atlatmışsınız, umarım gebelik süreciniz de rahat ve huzurlu geçer...
Tüp bebek merkezilerinde psikolojik destek artık bir ihtiyaç haline geldi, yavaş yavaş çoğu merkezde bu ihtiyaç giderilmeye başlandı. Tedavinin belirsizliği, uygulanan işlemler ve bahsettiğiniz gibi o 12 günlük bekleme süreci hastalarımıza oldukça yüklü bir stres kaynağı oluyor. Bu tür durumlardan minimum stres sonuçtaki başarıyı bile etkileyebiliyor.
 
Öncelikle tebrik ederim,
Hem umudun hem de umutsuzluğun bir arada yaşandığı o zorlu dönemi atlatmışsınız, umarım gebelik süreciniz de rahat ve huzurlu geçer...
Tüp bebek merkezilerinde psikolojik destek artık bir ihtiyaç haline geldi, yavaş yavaş çoğu merkezde bu ihtiyaç giderilmeye başlandı. Tedavinin belirsizliği, uygulanan işlemler ve bahsettiğiniz gibi o 12 günlük bekleme süreci hastalarımıza oldukça yüklü bir stres kaynağı oluyor. Bu tür durumlardan minimum stres sonuçtaki başarıyı bile etkileyebiliyor.
Neler önerirsiniz peki bu süreçte neler yapmak lazım, ben yalnızım bulunduğum şehirde kimsem yok, böyle olunca daha çok kafa yoruyorum. Komşularım var ama onlara detaylı bilgi vermiyorum, sadece tedavi olduğumu biliyorlar o kadar.
Kitap okumayı düşündüm, hatta psikolojik kitaplar felan ama kendimi veremiyorum bir türlü. Kafamı toparlayamıyorum. İnternetten hatta burdan uzak kalmayı düşünüyorum ama canım sıkılıyor bir şekilde kendimi pc başında buluyorum.
Tedaviye başladığımda telkinler veriyorum kendime ama işe pek yaramıyor ...
Bu arada 3 aşılama 3 tüp bebek, hiç pozitif yok..
 
Neler önerirsiniz peki bu süreçte neler yapmak lazım, ben yalnızım bulunduğum şehirde kimsem yok, böyle olunca daha çok kafa yoruyorum. Komşularım var ama onlara detaylı bilgi vermiyorum, sadece tedavi olduğumu biliyorlar o kadar.
Kitap okumayı düşündüm, hatta psikolojik kitaplar felan ama kendimi veremiyorum bir türlü. Kafamı toparlayamıyorum. İnternetten hatta burdan uzak kalmayı düşünüyorum ama canım sıkılıyor bir şekilde kendimi pc başında buluyorum.
Tedaviye başladığımda telkinler veriyorum kendime ama işe pek yaramıyor ...
Bu arada 3 aşılama 3 tüp bebek, hiç pozitif yok..

Tekrardan merhaba,
Doğrusunu söylemek gerekirse çevremizden, arkadaşlarımızdan hatta doktorlarımızdan sıklıkla duyduğumuz " sen inanırsan olur, pozitif düşün, pozitif olsun" gibi cümleler ne yazık ki gebelik elde etmemizi sağlamıyor, bu yüzden tedavi sürecinde kendinize yönelik olarak yaptığınız telkinlerin bu anlamda pek bir faydası maalesef ki yok. Aslolan şey, telkinden ziyade, içten inanmaktır. Durumunuzu, elinizdeki somut verileri (yumurta, sperm, embryo oluşumu gibi) objektif olarak değerlendirerek var olan umutsuz inançlarınızı yeniden yapılandırmak,
 
Neler önerirsiniz peki bu süreçte neler yapmak lazım, ben yalnızım bulunduğum şehirde kimsem yok, böyle olunca daha çok kafa yoruyorum. Komşularım var ama onlara detaylı bilgi vermiyorum, sadece tedavi olduğumu biliyorlar o kadar.
Kitap okumayı düşündüm, hatta psikolojik kitaplar felan ama kendimi veremiyorum bir türlü. Kafamı toparlayamıyorum. İnternetten hatta burdan uzak kalmayı düşünüyorum ama canım sıkılıyor bir şekilde kendimi pc başında buluyorum.
Tedaviye başladığımda telkinler veriyorum kendime ama işe pek yaramıyor ...
Bu arada 3 aşılama 3 tüp bebek, hiç pozitif yok..

Tekrardan merhaba,

Doğrusunu söylemek gerekirse çevremizden, arkadaşlarımızdan hatta doktorlarımızdan sıklıkla duyduğumuz " sen inanırsan olur, pozitif düşün, pozitif olsun" gibi cümleler ne yazık ki gebelik elde etmemizi sağlamıyor, bu yüzden tedavi sürecinde kendinize yönelik olarak yaptığınız telkinlerin bu anlamda pek bir faydası maalesef ki yok. Aslolan şey, telkinden ziyade, içten inanmaktır. Durumunuzu, elinizdeki somut verileri (yumurta, sperm, embryo oluşumu gibi) objektif olarak değerlendirerek var olan umutsuz inançlarınızı yeniden yapılandırmak, daha iyi hissetmenizi ve motivasyonunuzun artmasını sağlayacaktır. Bu konuda bulunduğunuz şehirde, özellikle infertilite ile çalışan bir psikologdan yardım olmak çok fayda sağlayacaktır.
 


Sizler bu süreçlerin hangilerini yaşadınız ya da yaşıyorsunuz?


İNFERTİLİTEDE RUHSAL SÜREÇLER


İnfertilite Hastaları Olarak;

1) İlk başta durumu kabul etmek istemeyiz. Bu durumu laboratuar hatası, doktor hatası olarak nitelendirebiliriz. Ya da stresin, yorgunluğun, geçirilen basit rahatsızlıkların, yeterli sıklıkta ilişkiye girememenin buna sebep olduğunu düşünürüz.

2) Kendimizi eksik, kusurlu hissederek eşimizin sevgisini kaybedeceğimizi, onun bizi bırakacağını düşünebiliriz.

3) Bazı anlarda özgüvenimizi yitirdiğimizi hissedebiliriz.

4) Zaman zaman partnerimize ya da doktorlarımıza öfke duyabiliriz.

5) Kendimizi suçlayarak, partnerimizi çocuk duygusundan mahrum bıraktığımızı düşünüp çökkünlük yaşayabilir ya da boşanma önerisi getirebiliriz.

6) Doktor kontrolleri esnasında bedenimizin ve cinsel yaşamımızın ihlal edildiğini düşünerek kontrolü yitirdiğimizi hissedebiliriz.

7) Çocuğumuz olamadığı için hamile ya da çocuk sahibi olan arkadaşlarımızdan uzaklaşabiliriz.

8) Hamile kadınları gördüğümüzde, bu bize, eksiliğimizi hatırlattığı için aklımızdan zaman zaman kötü düşünceler geçebilir.

9) Bizlere sık sık “Çocuğunuz hala yok mu?” diye sordukları için kalabalık ortamlardan, yakın çevremizden uzak durmak isteyebiliriz. Bu tür sorular, bize acı ve kayıplarımızı hatırlatır.

10) Zaman zaman hayattan zevk almamaya başladığımızı, zamanın çoğunu ağlayarak ve yas tutarak geçirdiğimizi fark edebiliriz. Özellikle bunları adet dönemlerinde daha sık hissederiz.

11) Adet gördüğümüzde dünya başımıza yıkılmış gibi hissedebiliriz.

12) Yalnızca bu sorunu kendimizin yaşadığını hissedip, başkalarına karşı yabancılaşma hissine kapılabiliriz.

13) Zaman zaman eskisinden kolay öfkelenebiliriz.

14) Uyku sorunları yaşayabiliriz.

15) Tüm bunları yaşarken bir kısmımız umutsuzluk duygusunu yavaşça kaybedip durumu kabullenerek problem ile baş etme yolları arar, bir kısmımız ise bununla baş edemeyip çökkünlük yaşayabilir.
 


Sizler bu süreçlerin hangilerini yaşadınız ya da yaşıyorsunuz?


İNFERTİLİTEDE RUHSAL SÜREÇLER


İnfertilite Hastaları Olarak;

1) İlk başta durumu kabul etmek istemeyiz. Bu durumu laboratuar hatası, doktor hatası olarak nitelendirebiliriz. Ya da stresin, yorgunluğun, geçirilen basit rahatsızlıkların, yeterli sıklıkta ilişkiye girememenin buna sebep olduğunu düşünürüz.

2) Kendimizi eksik, kusurlu hissederek eşimizin sevgisini kaybedeceğimizi, onun bizi bırakacağını düşünebiliriz.

3) Bazı anlarda özgüvenimizi yitirdiğimizi hissedebiliriz.

4) Zaman zaman partnerimize ya da doktorlarımıza öfke duyabiliriz.

5) Kendimizi suçlayarak, partnerimizi çocuk duygusundan mahrum bıraktığımızı düşünüp çökkünlük yaşayabilir ya da boşanma önerisi getirebiliriz.

6) Doktor kontrolleri esnasında bedenimizin ve cinsel yaşamımızın ihlal edildiğini düşünerek kontrolü yitirdiğimizi hissedebiliriz.

7) Çocuğumuz olamadığı için hamile ya da çocuk sahibi olan arkadaşlarımızdan uzaklaşabiliriz.

8) Hamile kadınları gördüğümüzde, bu bize, eksiliğimizi hatırlattığı için aklımızdan zaman zaman kötü düşünceler geçebilir.

9) Bizlere sık sık “Çocuğunuz hala yok mu?” diye sordukları için kalabalık ortamlardan, yakın çevremizden uzak durmak isteyebiliriz. Bu tür sorular, bize acı ve kayıplarımızı hatırlatır.

10) Zaman zaman hayattan zevk almamaya başladığımızı, zamanın çoğunu ağlayarak ve yas tutarak geçirdiğimizi fark edebiliriz. Özellikle bunları adet dönemlerinde daha sık hissederiz.

11) Adet gördüğümüzde dünya başımıza yıkılmış gibi hissedebiliriz.

12) Yalnızca bu sorunu kendimizin yaşadığını hissedip, başkalarına karşı yabancılaşma hissine kapılabiliriz.

13) Zaman zaman eskisinden kolay öfkelenebiliriz.

14) Uyku sorunları yaşayabiliriz.

15) Tüm bunları yaşarken bir kısmımız umutsuzluk duygusunu yavaşça kaybedip durumu kabullenerek problem ile baş etme yolları arar, bir kısmımız ise bununla baş edemeyip çökkünlük yaşayabilir.
neredeyse yazdıklarınızın her bir maddesini yaşıyorum. tv de bileçocuk ile ilgili şeyleri gördüğümde ağlama krizlerine giriyorum. iki tüp bebek tedavisi oldum. birinde yumurta olgunlaşmadan toplandı döllenme aşamasına bile gelemedik ikşncisinde gebelik oluştu ancak boş gebelik olduğu için 27 gün önce kürtaj oldum. ilk başlarda daha iyiydim hayırlısı bu deyip kabullendim. ama şimdi ruh durumumu kontrol edemiyorum. dediğim gibi ağlama krizlerim oluyor yerli yersiz. rezerv azlığı sorunu yaşıyorum bu da beni menapoz korkusuna itiyor adet olduğumda seviniyorum neredeyse şimdi adetin kürtaj nedeniyle 40 güne kadar gelemeyeceğini bildiğim halde gebelik testi falan yapıp sorunla baş edebilme seviyemi düşürüyorum. ilk başlarda sadece uyku hapları ile uyuyabiliyordum o kısmı geride bıraktım hamdolsun işe geri dönmemin de etkisi büyük oldu bunda ama yine de korkularımı acılarımı bi kenara bırakamıyorum. hatta bu gece eşimin beni çocuk sahibi olabilen bir kadınla beni aldattığını rüyamda gördüm kabustan uyanır gibi uyandım. nasıl düzelicem bilmiyorum. dediğiniz gibi eşimi bu duygudan mahrum bırakma acısı benden vazgeçer korkusu menapoz korkusu ve tekrar tedavi süreci korkusu. çoğu zaman baş ağrıları çekiyorum son 1 haftadır daha da arttı. sanırım yakın zamanda profesyonel yardım almam gerekiyor ama ilk duyduğumda bu u denedim dr bana aşk var neden illa çocuk dedi ve prozac verip gönderdi. güvenim yok o nedenle. böyle işte. yazdıklarınız için çok teşekkürler.
 

Sizler bu süreçlerin hangilerini yaşadınız ya da yaşıyorsunuz?


İNFERTİLİTEDE RUHSAL SÜREÇLER


İnfertilite Hastaları Olarak;

1) İlk başta durumu kabul etmek istemeyiz. Bu durumu laboratuar hatası, doktor hatası olarak nitelendirebiliriz. Ya da stresin, yorgunluğun, geçirilen basit rahatsızlıkların, yeterli sıklıkta ilişkiye girememenin buna sebep olduğunu düşünürüz.

2) Kendimizi eksik, kusurlu hissederek eşimizin sevgisini kaybedeceğimizi, onun bizi bırakacağını düşünebiliriz.

3) Bazı anlarda özgüvenimizi yitirdiğimizi hissedebiliriz.

4) Zaman zaman partnerimize ya da doktorlarımıza öfke duyabiliriz.

5) Kendimizi suçlayarak, partnerimizi çocuk duygusundan mahrum bıraktığımızı düşünüp çökkünlük yaşayabilir ya da boşanma önerisi getirebiliriz.

6) Doktor kontrolleri esnasında bedenimizin ve cinsel yaşamımızın ihlal edildiğini düşünerek kontrolü yitirdiğimizi hissedebiliriz.

7) Çocuğumuz olamadığı için hamile ya da çocuk sahibi olan arkadaşlarımızdan uzaklaşabiliriz.

8) Hamile kadınları gördüğümüzde, bu bize, eksiliğimizi hatırlattığı için aklımızdan zaman zaman kötü düşünceler geçebilir.

9) Bizlere sık sık “Çocuğunuz hala yok mu?” diye sordukları için kalabalık ortamlardan, yakın çevremizden uzak durmak isteyebiliriz. Bu tür sorular, bize acı ve kayıplarımızı hatırlatır.

10) Zaman zaman hayattan zevk almamaya başladığımızı, zamanın çoğunu ağlayarak ve yas tutarak geçirdiğimizi fark edebiliriz. Özellikle bunları adet dönemlerinde daha sık hissederiz.

11) Adet gördüğümüzde dünya başımıza yıkılmış gibi hissedebiliriz.

12) Yalnızca bu sorunu kendimizin yaşadığını hissedip, başkalarına karşı yabancılaşma hissine kapılabiliriz.

13) Zaman zaman eskisinden kolay öfkelenebiliriz.

14) Uyku sorunları yaşayabiliriz.

15) Tüm bunları yaşarken bir kısmımız umutsuzluk duygusunu yavaşça kaybedip durumu kabullenerek problem ile baş etme yolları arar, bir kısmımız ise bununla baş edemeyip çökkünlük yaşayabilir.


Ne güzel bir konu acmissiniz böyle tesekkurler, ve inanın burada yazdiklariniz hepsini yaşıyorm, özellikle kendimi suçlu hissetme, eşime uyurken hep beni bosamalisin diye sayikliyormusum ben üç kere negatif, bir kerede dış gebelik yaşadım, infertilite tanısı konmadan önce çok sosyal bir hayatım ve iyi bir isim vardı, şimdi ise kendimi eve kapattım, hiç kimseyle sorunlarımi paylasmiyorum insanları yildirdigimi düşünüyorum hep aynı şeyler.

Psikolojik destek bu süreçte gerçekten şart, ama şöyle bir durum var, bu tüp bebek tedavisi oldukca masraflı ve çoğu merkez böyle bir destek vermiyor. Ülkemizde ise psikolojik tedavi seansları oldukça pahalı yani malesef kendi kendimize yetebilmek durumuzdayiz, üstelik tedavi sürecinde aldığımız ilaçların yan etkilerini de işin içine katarsak akıl saglimizi korumak çok çok zor :KK51:
 
neredeyse yazdıklarınızın her bir maddesini yaşıyorum. tv de bileçocuk ile ilgili şeyleri gördüğümde ağlama krizlerine giriyorum. iki tüp bebek tedavisi oldum. birinde yumurta olgunlaşmadan toplandı döllenme aşamasına bile gelemedik ikşncisinde gebelik oluştu ancak boş gebelik olduğu için 27 gün önce kürtaj oldum. ilk başlarda daha iyiydim hayırlısı bu deyip kabullendim. ama şimdi ruh durumumu kontrol edemiyorum. dediğim gibi ağlama krizlerim oluyor yerli yersiz. rezerv azlığı sorunu yaşıyorum bu da beni menapoz korkusuna itiyor adet olduğumda seviniyorum neredeyse şimdi adetin kürtaj nedeniyle 40 güne kadar gelemeyeceğini bildiğim halde gebelik testi falan yapıp sorunla baş edebilme seviyemi düşürüyorum. ilk başlarda sadece uyku hapları ile uyuyabiliyordum o kısmı geride bıraktım hamdolsun işe geri dönmemin de etkisi büyük oldu bunda ama yine de korkularımı acılarımı bi kenara bırakamıyorum. hatta bu gece eşimin beni çocuk sahibi olabilen bir kadınla beni aldattığını rüyamda gördüm kabustan uyanır gibi uyandım. nasıl düzelicem bilmiyorum. dediğiniz gibi eşimi bu duygudan mahrum bırakma acısı benden vazgeçer korkusu menapoz korkusu ve tekrar tedavi süreci korkusu. çoğu zaman baş ağrıları çekiyorum son 1 haftadır daha da arttı. sanırım yakın zamanda profesyonel yardım almam gerekiyor ama ilk duyduğumda bu u denedim dr bana aşk var neden illa çocuk dedi ve prozac verip gönderdi. güvenim yok o nedenle. böyle işte. yazdıklarınız için çok teşekkürler.

Merhabalar, inanın ki bu paylaştığım belirtilerin çoğunu infertil hastalar yaşarlar. Grip olmak gibi düşünün, nasıl ki burnunuz akar hapşırırsınız bu da maalesef ki bu belirtileri otomatik olarak getirir. Tüp bebek tedavi süreci oldukça belirsiz ne yazık ki. Umut da umutsuzluk da bir arada... Eminim siz de bu belirsizliği ve deneyimlerinizin yarattığı belirtileri ortadan kaldırmak istiyorsunuz. Bu konuda şuna bakmak gerekiyor, stresle ve yaşadıklarımla uygun bir şekilde baş edebiliyor muyum? Televizyonda bebekleri gördüğümde üzülüyorum ama benimle aynı süreçleri yaşayanlardan üzülmeyenler de oluyor. Peki onlar nasıl böyle baş edebiliyorlar? Bunlara dikkat etmeliyim. İşte burada profesyonel bir yardım sizin baş etme becerilerinizi güçlendirecek. Tabi ki aldığınız ilaçlar bunu yapamaz sadece sizi sakinleştirir ve uyuşturur ama baş etme becerisi ne yazık ki katamaz. Bu yüzden size tavsiyem özellikle ilaç kullandırtacaksa bile psikoterapi yapabilen bir psikiyatriste ya da klinik psikoloğa başvurmanız. Çünkü bahsettiğiniz gibi ağlama krizleri yaşıyorsanız, kabuslar görüyorsanız bu durum ciddi anlamda sizi etkiliyor demek ki. Evet hayat devam ediyor ama bence nasıl devam ettiği en önemlisi...
 
Ne güzel bir konu acmissiniz böyle tesekkurler, ve inanın burada yazdiklariniz hepsini yaşıyorm, özellikle kendimi suçlu hissetme, eşime uyurken hep beni bosamalisin diye sayikliyormusum ben üç kere negatif, bir kerede dış gebelik yaşadım, infertilite tanısı konmadan önce çok sosyal bir hayatım ve iyi bir isim vardı, şimdi ise kendimi eve kapattım, hiç kimseyle sorunlarımi paylasmiyorum insanları yildirdigimi düşünüyorum hep aynı şeyler.

Psikolojik destek bu süreçte gerçekten şart, ama şöyle bir durum var, bu tüp bebek tedavisi oldukca masraflı ve çoğu merkez böyle bir destek vermiyor. Ülkemizde ise psikolojik tedavi seansları oldukça pahalı yani malesef kendi kendimize yetebilmek durumuzdayiz, üstelik tedavi sürecinde aldığımız ilaçların yan etkilerini de işin içine katarsak akıl saglimizi korumak çok çok zor :KK51:


Rica ederim, psikolojik açıdan oldukça yıpratıcı olan bu süreçle ilgili paylaşımlar yapmanın sizler için faydalı olacağını düşünüyorum, burada duygu ve düşüncelerin paylaşımı çok önemli; biliyorum ki tedavi süreçleriyle ilgili epey bilgi aktarımı oluyor burada, medikal paylaşımın yanında psikolojik paylaşımların da gerekli olduğunu düşündüm :)
Öncelikle lütfen şunu aklınızdan çıkarmayın sebep kim olursa olsun, bu sizin ortak sorununuz. Nasıl ki bekarken bu durum, bir sorun teşkil etmiyordu... Şimdi de evlendiğiniz ve ortak bir yuva kurduğunuz için ortak probleminiz haline geldi. Unutmayın ki bu tanıyı almadan önce ne iseniz şuanda da aynı kişisiniz. Sadece bebek sahibi olma konusunda eksiklik hissettiğiniz için böyle hissediyorsunuz. Bunu, bir eksiklik gibi görmeseniz böyle hissetmeyeceksiniz; fakat biliyorum ki bu o kadar da kolay değil.
Tedavilerin ne denli masraflı olduğunu, kendim de özel bir tüp bebek kliniğinde çalıştığım için çok iyi biliyorum. Maalesef ki oldukça yüklü külfetler... Ama en azından eğer yakın zamanda bir tüp bebek tedavisi görecekseniz merkezinizde bulunan bir psikologtan yardım alabilirsiniz ya da merkez seçiminde bu kriteri de göz önünde bulundurmalısınız. Tedavi görmeye hazır değilseniz de özellikle belediyelerin daha uygun ya da ücretsiz olan danışmanlık merkezlerinden faydalanabilirsiniz.
 
Rica ederim, psikolojik açıdan oldukça yıpratıcı olan bu süreçle ilgili paylaşımlar yapmanın sizler için faydalı olacağını düşünüyorum, burada duygu ve düşüncelerin paylaşımı çok önemli; biliyorum ki tedavi süreçleriyle ilgili epey bilgi aktarımı oluyor burada, medikal paylaşımın yanında psikolojik paylaşımların da gerekli olduğunu düşündüm :)
Öncelikle lütfen şunu aklınızdan çıkarmayın sebep kim olursa olsun, bu sizin ortak sorununuz. Nasıl ki bekarken bu durum, bir sorun teşkil etmiyordu... Şimdi de evlendiğiniz ve ortak bir yuva kurduğunuz için ortak probleminiz haline geldi. Unutmayın ki bu tanıyı almadan önce ne iseniz şuanda da aynı kişisiniz. Sadece bebek sahibi olma konusunda eksiklik hissettiğiniz için böyle hissediyorsunuz. Bunu, bir eksiklik gibi görmeseniz böyle hissetmeyeceksiniz; fakat biliyorum ki bu o kadar da kolay değil.
Tedavilerin ne denli masraflı olduğunu, kendim de özel bir tüp bebek kliniğinde çalıştığım için çok iyi biliyorum. Maalesef ki oldukça yüklü külfetler... Ama en azından eğer yakın zamanda bir tüp bebek tedavisi görecekseniz merkezinizde bulunan bir psikologtan yardım alabilirsiniz ya da merkez seçiminde bu kriteri de göz önünde bulundurmalısınız. Tedavi görmeye hazır değilseniz de özellikle belediyelerin daha uygun ya da ücretsiz olan danışmanlık merkezlerinden faydalanabilirsiniz.

Desteğimiz için teşekkürler. bence de bu işin en önemli kısmı insan psikolojisi. gördüğüm, duyduğum, okuduğum ve en önemlisi yaşadığım kadarıyla en çok bu konuda yipraniyorlar insanlar. Umarim tüp bebek merkezleri ve sosyal güvenlik kurumu da sizin göstermiş olduğunuz hassasiyeti gösterir.
 
Evet ben özel bir tüp bebek kliniğinde çalışıyorum, burada zaman zaman infertilite problemi yaşayan kişilerin paylaştıklarını okuyorum...
Tedavi öncesinde, tedavi boyunca ya da tedavi sonrasında yaşanılan belirsizliklerin ve stresin etkisini hafifletmek adına yardımcı olabileceğini düşündüğüm yazıları zaman zaman burada paylaşacağım sizler için.
Burdan bile okumak faydalı. Bende şanslıyım bu sefer başlayacağım merkezdeki psikolog hanım çok iyi tanıştık konuştuk çok memnun kaldım. Ama burhanda sizin yazılarınızı takip etmeye devam edeceğim
 
ne psikolojisi ya o ne ki ben onu kaybedeli çok oldu ..normal yaşıyom artık herşeyi normal karşılayıp hiç bişeye tepki vermiyorum küçükcük bebelerin bile ağzına sakız oldum çocuğum yok diye..anneler günü de geliyo gözümüze soka sokaa reklamlar dönüyor heryerde ...sonra arakadşlarım kendi bebişlerinin hediyelerinden bahsederler ..nasıl ikinci cocuk düşündüklerini anlatırlar benden sonra evlenen bi dünya kuzenimin hamile olduğunu duyarsın sizce bende psikoloji olsaydı buna dayanabilirmiydim..ben o duygu durumunu üstümden atalı çok oldu düzeltmeye çalışmıyorum hayatın gerçekleriyle yaşamaya çalışıyorum sizde öle yapın zaten ozman psikoloji dediğiniz şey düzelmiş oluyo işte ...
saçmaladım mı ne :KK22::KK22:
 
X