Merhaba
Bu sayfadaki herkes sizin yaşadıklarınızda benzer duygular yaşadı/yaşıyor. İnşallah sonunda iyi haberler alırsınız. Biz bir taraftan bizi gereksiz yere bu kadar üzen doktorlara hayıflanırken diğer taraftan bunları da yaşamamız gerekiyormuş elimizdekilerin değerini anlamamız için iyi ki de yaşadık dedik. Başımız sıkışmadan dua etsek bile vakit darlığını bahane edip geçiştirdiğimiz oluyordu. Ama o dönemde her anımız dua ile geçiyordu, tamamen teslim olduk Yaradan'a. Herşey onun ol demesiyle değil mi? Bugün bir bebeğe 40 hafta boyunca hasta derler Rabbim sağlıklı dünyaya getirtir. Bir diğerine herşey yolunda derler doğar doğmaz operasyonlar geçirir...örnekleri çok gerçek hayatta. Şu an daha çok erken, önünüzde uzun bir süreç var. Ne kadar üzülmeyin desek de öyle olmuyor biliyorum. Ben ayrıntılı ultrasonda riskli durum haberini aldığım gün ağlamaktan helak olmuştum. O anda annem ve eşim bebekten ziyade bana üzüldüler. Sonra profesöre gittik bizi rahatlatsın diye. O da diğer doktorun ufak dediği risk oranına %30-40 dedi. Yani her 2-3 bebekten biri down sendromluydu. Bu çok büyük bir riskti. Amniyosentez de riskti ama bu şüpheyle eşim yaşamak istemedi. Gebeliği sonlandırma ihtimal bile değildi benim için ama gene de amniyosenteze evet demek zorunda kaldım. Çok şükür bir sorun çıkmadı. Şimdi doğum sonrası olası ameliyat için çocuk cerrahı ile görüştüğümüzde sorununuz o kadar ufak ki, sizi boşuna sıkıntıya sokmuşlar diyor. Kadın doğum doktorları maalesef her bebeğe potansiyel down sendromlu gibi yaklaşıp sadece annelerin hamilelik dönemlerini zehir ediyorlar. Allah hepimizin yardımcısı olsun.