• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Ülkedeki doğal alanların tahribi beni çıldırttı

Doiy

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
18 Ekim 2016
189
267
103
Uyarı: Konum akraba polemiği içermiyor ve derdini öpeyim tarzında bir dert olabilir bazı insanlar için (gerçi bence olmamalı ancak polemik yaratmak değil amacım). Sadece fikirleriniz almak, bu konularla ilgilenen bilmediğim/güvenilir dernek ve de aksiyon önerilerini almak istiyorum.

Derdim Marmara denizindeki salya mevzusu ile iyice canımı sıkan doğal alanların tahribi ve bu konuda dişe dokunur hiçbir şey yapılmayışı. Son zamanlarda zaten ülkeden neredeyse hiç bir güzel haber yok, bir de üzerine doğal güzelliklerimizin hızla yok oluşuna tanık oluyoruz. Dünyanın vergisini ödüyoruz, hiç bir geri dönüşünü de alamıyoruz (en azından benim gözlemim bu, yanılıyorsam düzeltirsiniz zaten). Her şeyin geri dönüşü veya az çok bir çözümü var ama ekosistemin yok oluşunun bir noktadan sonra yok ve bireyler olarak yapabileceklerimiz de kısıtlı gibi. Bu konuda ne düşünüyor ve ne yapıyorsunuz? Ben çünkü iki kolum bağlı, mal değneği gibi durmak istemiyorum ama bu şekilde konumlandırıyorum kendimi.

Duyar kasmış gibi olucam ama içimi dökmek istedim ve soruyorum, sizce neler yapabilir bir birey? Zira iğne ipliğne bağlı akıl sağlımı iyice kaybetmek üzereyim.

Zamanınız ve önerileriniz için teşekkür ederim şimdiden. Sevgiler.
 
Yetkili kimselerin doğal alanları korumak gibi bir kaygısı da yok bence..Parası verildiğinde otel,bedeli ödendiği de özel yurt oluyor bu alanlar.Ne kadar ağaç ve canlı varsa tahrip ediliyor o alandaki.Siyasi bir boyuta taşımak için söylemiyorum.Birilerini hedef göstermek de değil amacım.Ama kim yüklü bir miktar ödeme yapıyorsa istediği temeli atıyor bu ülkede arzu ettiği yere.Salya içinde önerge atılmıştı,reddedildi.Yani şu ülkede yaşayan vatandaşlarinin %80'ni doğal yasamin korumasından yana iken bu milleti temsil eden kimseler halk ve çevrenin faydasina olan bir onergeyi nasıl reddederek geçmesini engelliyorlar anlamış değilim.Demek ki halkın iradesi doğru bir biçimde temsil edilmiyor.Ben artık bu şekilde düşünüyorum.
 
Son düzenleme:
HES projeleri ile Karadeniz'in her noktasında olan binlerce küçük akarsu kurumuş ayrica, bu da çok önemli bir şey .
Beton ve asfalt sevdalısı bir hükümetimiz var gerçekten de,lütfen (minicik bir örnek) ama şuna bir bakın. Estetik yok, doğaya saygı yok, sadece beton ve asfalt var. Dün Asya'nın müslüman bi ulkesinden arkadaşımı gezdirdim . Taksim camiine gitmiş benden once , biz de Süleymaniye'ye bakan bir yerde oturduk. Onla da konuştuk, şehrinin her yerinde böyle (eski İstanbul camiileri) harika camiiler varken, bu camiilere doğup bu camiilerle büyümüşken bu kadar şehrin dokusuna uymayan ve bu kadar estetikten yoksun bir camii nasıl yapabilirsin ki?
Ben de gercekten çok üzülüyorum canım ülkemin su haline. Neyse ki tek tesellim tüm insan ırkının bir felaket bile sonu geldiğinde (ya da kıyamet ile,ne ise artık) , doğa bir sekidle kendini tekrar kurabilir ve yüzyıllar,binyillar sonra dünya eski sağlığına kavusabilirmis. Kötü kiracı çıkınca ev sahibinin evi yeniletmesi gibi 😅 tek tesellim ve avuntum cidden bu. Biz insanlar cenneti bile mahfederiz bence
 
İstanbul’da doğal alanın kaldığı nadir yerlerden olan köyümün, tüm çayırları, meraları, gölet ve doğal ormanları tahrip edildi. Şuan köyümde balkondaki manzaram 3. Havalimanı. Küçükken piknik yaptığımız ormanların yerini şimdi betonlar aldı. Birde sakinliği bir bıçak gibi kesen uçak sesleri.

Bu da yetmedi şimdi kanal İstanbul projesiyle, köyüm tamamen yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

Köylünün, halkın ayaklanması havalimanı projesinin yapılmasına engel olmadı. Toplanan imzalar hep göz ardı edildi.
İstanbul’da nefes alabileceğin Deniz kenarı yerler bile tek tek beton binalarla dolmaya başladı.
İstediklerini yapıyorlar ve doğa bozulmuş, burada yaşayan insanlar yurdunu kaybetmiş umrunda değil kimsenin. Herkesin derdi, halihazırda dolu olan ceplerini daha da şişirmek
 
Uyarı: Konum akraba polemiği içermiyor ve derdini öpeyim tarzında bir dert olabilir bazı insanlar için (gerçi bence olmamalı ancak polemik yaratmak değil amacım). Sadece fikirleriniz almak, bu konularla ilgilenen bilmediğim/güvenilir dernek ve de aksiyon önerilerini almak istiyorum.

Derdim Marmara denizindeki salya mevzusu ile iyice canımı sıkan doğal alanların tahribi ve bu konuda dişe dokunur hiçbir şey yapılmayışı. Son zamanlarda zaten ülkeden neredeyse hiç bir güzel haber yok, bir de üzerine doğal güzelliklerimizin hızla yok oluşuna tanık oluyoruz. Dünyanın vergisini ödüyoruz, hiç bir geri dönüşünü de alamıyoruz (en azından benim gözlemim bu, yanılıyorsam düzeltirsiniz zaten). Her şeyin geri dönüşü veya az çok bir çözümü var ama ekosistemin yok oluşunun bir noktadan sonra yok ve bireyler olarak yapabileceklerimiz de kısıtlı gibi. Bu konuda ne düşünüyor ve ne yapıyorsunuz? Ben çünkü iki kolum bağlı, mal değneği gibi durmak istemiyorum ama bu şekilde konumlandırıyorum kendimi.

Duyar kasmış gibi olucam ama içimi dökmek istedim ve soruyorum, sizce neler yapabilir bir birey? Zira iğne ipliğne bağlı akıl sağlımı iyice kaybetmek üzereyim.

Zamanınız ve önerileriniz için teşekkür ederim şimdiden. Sevgiler.
Sadece ülkemiz değil tüm dünyanın dengesi fena bozuldu. Evlatlarımız yüzüne baktıkça üzülüyorum neler yasayacaklar acaba diye.
İlerde anlatırız. Eskiden bolluk vardı. Tür tür meyveler sebzeler. Pazardan doldurur yolda tasıyamazdık diye. Balık desen envai çesit.


Bunlar bence 20 sene sonra hikaye olacak
 
memlekette ne insanin, ne hayvanlarin, ne doganin kiymeti yok.. kafayi yememek isten bile degil, neye sasirip üzülecegiz bilmiyorum. umarim bu kabustan bir an evvel uyanabiliriz, umutlu güzel günler görürüz..
 
İnsanoğlu girdiği heryeri yaşam alanına çevirmek mazeretiyle tahrip ediyor ,sömürüyor malesef. Öncelikle herkes elini taşın altina koymali. Hani derlerya herkes kendi kapısının önünü süpürse bir mahalle tertemiz olur diye. Bizlerde birey olup kendi çevremize ufacıcık bir katkıda bulunsak bence baya yol kat edilir. Tabi büyük çaplı çalısmalarin yetkili sorumlu organlarca yapilmasi şart.
Kendimden örnek vermek gerekirse işyerimin 500m2 bahcesi var. Geçen gün kuruyan 2 ağacı eşim kesti. Yerine 10 tanede çam ağacı fidesi aldık.simdilik tenekelerde ekim zamanı ekeceğiz. Eğer herkes 1 alıp 2 verirse torunlarımız daha temiz bir dünyaya gelirler.
 
Yani bizim insanimizda maalesef dogaya karsi yeterli saygi yok. En basiti parklari ve piknik alanlarini, sahilleri görüyorsunuz. En basit örnegi su cekirdek kabuklarin ve sigara artiklari her yere atilmasi. Bunu Almanyada bile yapiyorlar türkler ve diger cekirdekci yabancilar. Cogunluk disarda öyle davrandiktan sonra Politikacilarin da böyle olmasina hic sasirmiyorum. Nerde paralar, projeler, oylar hop doga moga dinlenmiyor.üzülüyoruz, ama daha cok bizden sonra gelenlere üzülüyorum.onlar bu güzellinleri gün gelecek sadece resimden bilecek ve denize dahi giremeyecekler.
 
Güzelim ülkeyi ve doğasını hergün talan ediyorlar. Çokk yazık... Her gün bir doğa faciası duyuyoruz. Villa ve oteller yapmak için ağaçları keserler, orman yakarlar. Maden aramak için dağları delerler... Cep doldumak için her türlü doğa talanı yapılıyor. Ağaçların ve denizin dili yokki konuşsun. Ama doğa bizim için var, ve biz de doğaya dil olmalıyız diye düşünüyorum.
 
Son düzenleme:
Back
X