• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Üniversite okunmalı mı sizce

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Gençlerin çoğunda bu karamsarlık hali hakim. Ben de lise öğretmeniyim, öğrencilerimin yuzde doksanindan bu cümleleri duyuyorum. Genç arkadaşım, okumayıp ne yapacaksin alternatifin var mi? Bu sene olmasın da seneye olsun. Hedef belirle ve daha sıkı çalış. Evet gidip ataması az olan bir bölüm okuma tabi ki. Ne istediğini bilmek kadar ne istemedigini de bilmen güzel bir şey. Geriye ne kaldi? Ne istediğini bilmek..
 
Sınava da az bir zaman kaldı, çok kararsızım bu konuda. Eşit ağırlık kısmından gireceğim sınava, yapabileceğim vasat bir üniversitenin Eğitim Fakültesine girebilmek olacak büyük ihtimalle. Öğretmenlik atamaları da malum, çok sıkıntılı. Ekonomik olarak her şey daha kötüye gideceği için atamaların sayısı daha da düşecek gibi. Hayatın 4 yılını boşa heba edecekmiş gibi hissediyorum. Üniversiteli işsiz de çok malum, ayrı bir psikolojik travma olur o da. Sizce ne yapmalıyım?
Okumak sadece atanmak için olmamalı. Bir vizyon kazanırsınız hayata karşı en genel anlamda. Ki bölümü okurken bile çok farklı fırsatlar çıkabilir karşınıza. Mesela Erasmus ile yurtdışına gitmek, okulda yarı zamanlı çalışmak, dışarıda özel ders vermek gibi. Ben 4 farklı öğretmenlik bölümü okudum. Atanmak için değil zaten ilk bölümüm o zaman ataması iyi olan bir bölümdü. Diğerleri sevdiğim, ilgi duyduğum içindi. En son okuduğum ise pek çok kişinin bildiği gibi özel eğitim öğretmenliği. Bu bölümü kızım için okumuştum ve çok güzel bir çevrem de oldu. Derdiniz atama olsa da olmasa da ilgi, sevgi ve sabrınız varsa özel eğitim öğretmenliği okuyun. Kızıma evde 50 dk ders veren öğretmenimiz 200 TL alıyor ki piyasanın altı bir rakam.
 
Ben de hep milli konular iceren bölümleri okudum. Hep yanlış yönlendirmeler iste. Simdiki aklim olsa en basindan farkli tutardim yollarimi. Su anda yazılım hakkinda araştırmalar yapıyorum. Baska ilgi çekici bölümlere yakin hissedersem onlara da yönelebilirim. Insallah her sey dilediginiz gibi olur. Kolaylikla hayalinize kavuşursunuz
Aynı hissi paylaşıyorum, ömür boyu çakılı kalacağım mesleği 18 yaşında yanlış seçmem çok normal geliyor. Ama bir noktada da kendi önümüzü kendimiz açmalıyız. O yüzden “okumak boş geliyor” tavrı irrite ediyor. Her şey altın tepsiyle sunulmuyor ne yazık, biraz da kaba tabirle tırmalamak gerekiyor.
Umarım siz de umduğunuz mesleğe kavuşursunuz tez vakitte 🦋
 
Ben üniversitelerin vizyon kazandırdığını asla düşünmüyorum. Üniversite okuyan tanıdıklarım var, şehrimdeki üniversitenin kampüsünde de zaman zaman vakit geçiriyorum ve vizyonlu hiçbir insan yok. Herkesin aklı bir karış havada. Okumya değil, 4 sene hayatlarını erteleyip laylaylom gezip tozmaya gelmişler. Ben öyle olmak istemiyorum.
İyiymiş üniversite okumayip evde somurtalim hep beraber madem 😅 beş yıl edebiyat öğretmenliği okudum ben. Annemden uzak bir şehirde bir başıma yurt köşelerinde kaldım. Daha 17'me yeni basmıştım gittiğimde sudan çıkmış balık gibiydim. Parasızlığı gördüm, arkadaş seçiminin önemini anladım. Okulumu bitirdim atanamama stresini de çektim. 9 yıllık öğretmenim şimdi. Kız lisesinde çalışıyorum hiçbir öğrencime de üniversite okuma amann ne yapacaksın iş de bulamazsın boşver demem diyemem, hiçbir işe yaramasa bile üniversite hayali erken evliliklerin önüne geçer. Kızlar dünyayı tanır. 18' inde evlenecegine 22'sinde evlenir o da bir şey. Ben artık çalışır mı çalışmaz mı sorgusundan önce kızlarımız dünyayı ne kadar tanıyabilir derdindeyim.
Sınava giren herkes üniversiteye giriyor zaten. Bilim aşkıyla da gitmiyorlar okula o da doğru. Ama gençliğini de yaşıyor o yaşlar biraz zaten başı boş kendince özgürce yaşanmasi gereken zamanlar. Sosyal etkinliklere katilacaksin, arkadaş çevresi edineceksin, gücün yettiğince gezeceksin, kimse okula git o kafeden bu kafeye gez demiyor. Gerekirse part -time iş bulur tecrübe kazanırsın. Sosyal kulüpler farklı kapılar da açabilir. Artık gerisi hayal gücüne kalmış.
 
evde oturduğunuz yerden kazanın o zaman vizyonunuzu. Ne kadar pesimist bir insansınız. Ben iki üniversite okudum. Gayet güzel deneyimler kazandım. Başka şehirde kendi hayatımı idame ettirmem bile bir başarıydı bana bir şeyler kazandırdı. Orda uzaktan durup kimseyi beğenmemek ve kulp takmak en kolayı.
Ayrıca üniversitede sıkı tutar çalışırsanız başka ülkelere gönderen programlarla şansınızı deneyebilirsiniz.
Okumak, yeni şeyler öğrenmek bile inanılmaz haz verici değil mi? Bilmek, öğrenmek orgazm gibi bir his benim için. Ölene kadar okumak istiyorum. Sırf merakımdan bile okuyabilirim. 27 yaşında boyle düşünüyorum. 18 yaşındaki genç nasil olur da üniversite hayati, kampüsü, yeni arkadasliklari icin heyecan duymaz anlamıyorum.
 
Ben üniversitelerin vizyon kazandırdığını asla düşünmüyorum. Üniversite okuyan tanıdıklarım var, şehrimdeki üniversitenin kampüsünde de zaman zaman vakit geçiriyorum ve vizyonlu hiçbir insan yok. Herkesin aklı bir karış havada. Okumya değil, 4 sene hayatlarını erteleyip laylaylom gezip tozmaya gelmişler. Ben öyle olmak istemiyorum.
tmm kuzum sen onlardan olma okuma üniversite vizyon da kazandırmaz meslek de haklısın.Bim nasıl pekiiiii? :işsiz:
 
Gençlerin çoğunda bu karamsarlık hali hakim. Ben de lise öğretmeniyim, öğrencilerimin yuzde doksanindan bu cümleleri duyuyorum. Genç arkadaşım, okumayıp ne yapacaksin alternatifin var mi? Bu sene olmasın da seneye olsun. Hedef belirle ve daha sıkı çalış. Evet gidip ataması az olan bir bölüm okuma tabi ki. Ne istediğini bilmek kadar ne istemedigini de bilmen güzel bir şey. Geriye ne kaldi? Ne istediğini bilmek..
Sırf bu sebepten okumak ağır geliyor işte. "Okumayıp ne yapacağım, mecburum" diye düşünmek istemiyorum. Okul bittikten sonra ne yapacağım o zaman? O zaman ne mecburiyetim olacak peki? Bundan daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalacağım. Keşke yurtdışına çıkma imkanım olsa ama o da yok.
 
tıp fakültesi de dahil mi?hiç güleceğim yoktu gece gece :KK45:
Aksine tıpta alımlar artacak hatta belki de puanlar (hem bölüme girerken hem de atanırken) düşecek. Çünkü kafası çalışanlar ülkeyi terk etti. Yurt dışında, hiç olmadığı kadar Türk doktorlara oturum için yardım eden şirketler var. Biz bile sürekli reklamlarını görüyoruz 😅. Yakında ortalıkta doğru düzgün doktor bulamayacağız.
 
Aksine tıpta alımlar artacak hatta belki de puanlar (hem bölüme girerken hem de atanırken) düşecek. Çünkü kafası çalışanlar ülkeyi terk etti. Yurt dışında, hiç olmadığı kadar Türk doktorlara oturum için yardım eden şirketler var. Biz bile sürekli reklamlarını görüyoruz 😅. Yakında ortalıkta doğru düzgün doktor bulamayacağız.
Tıp okuyan dil de bildi mi tüm dünyada çalışır.ama konu sahibine göre işsiz kalırlarmış :KK45:
 
Dünyada bir sürü kötülükler yaşanıyor o halde hepimiz ölelim gibi bir şey bence bu. Ama ben konu sahibini çok iyi anlıyorum. Bende pesimist bir insanım ama bunu kırmaya çalışıyorum. Hayalim olan bir bölümü okudum ve bu bölüm bana birçok güzel şeyler kazandırdı. Yeni yeni şeyler öğrendim, çok güzel bir hayat geçirdim kötüleri bile olsa. Olumsuz yorumlara takılıp bölümünün uzamasına neden oldum. Şöyle bir algı var herkes üniversite mezunu olmak zorunda mı diye. Evet belki de yok ama günümüzde üniversite mezunları tercih ediliyor. Ben bu devirde bir kadının kesinlikle okuması görüşünü savunuyorum. Erkek egemenliğinin olduğu ülkemizde kadınlar bence erkeklerden hep üst mevkide olmalılar biraz da bu yüzden bu görüşü savunuyorum. Benim de içimi döktüğüm bir konu oldu bu.
 
İhtiyacın kalmaması mümkün değil. Gerçek öğretmen açığı, açıklanan açığın onlarca katı. Gerçek öğretmen açığını ücretlilerle (özellikle de eğitim fakültesi mezunu ya da formasyonu olmayanlarla) doldurmak yerine sözleşmeli alımlarla kapatmaya çalışırlarsa yeterli düzeydeki herkes atanabilir. Ancak sözleşmeli ya da kadrolu bir öğretmene verilen maaşın yarısından bile azını vererek ücretli öğretmenleri almak mevcut hükümetin işine geliyor. Seçimden sonra ne olacak bilinmez.

Bu ülkede şu anki şartlara göre ya da geleceği öngörmeye çalışarak mesleki kararların verilemeyeceğini düşünüyorum. Bir geceden sabaha çok şey değişebiliyor.
Haklısınız, Ücretli öğretmenlik kalkmadığı sürece atamalar değişmez o yüzden bu umutsuz yorumu yaptım, bence bu sistem aynen devam edecek çünkü az paraya çok fazla öğretmen istihdamı sağlamak daha makul geliyor maalesef, keşke ücretli öğretmen diye bir kavram ve düzen olmasaydı..
 
Sırf bu sebepten okumak ağır geliyor işte. "Okumayıp ne yapacağım, mecburum" diye düşünmek istemiyorum. Okul bittikten sonra ne yapacağım o zaman? O zaman ne mecburiyetim olacak peki? Bundan daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalacağım. Keşke yurtdışına çıkma imkanım olsa ama o da yok.
Peki okumazsanız ne yapacaksınız, meslek lisesi bitirmediyseniz zanaat bilmiyorsunuz demektir. Evde oturduğunuzda aileye yük olmayacak mısınız?
 
Okumak, yeni şeyler öğrenmek bile inanılmaz haz verici değil mi? Bilmek, öğrenmek orgazm gibi bir his benim için. Ölene kadar okumak istiyorum. Sırf merakımdan bile okuyabilirim. 27 yaşında boyle düşünüyorum. 18 yaşındaki genç nasil olur da üniversite hayati, kampüsü, yeni arkadasliklari icin heyecan duymaz anlamıyorum.
Zor geldiği için.
Ben şu an çalışıyorum ihtiyacım yok ama ikinci üniversite hakkımı kullandım aşçılık okuyorum mesela. Sırf hobim hakkında bilgi edinmek için okuyorum.
 
İyiymiş üniversite okumayip evde somurtalim hep beraber madem 😅 beş yıl edebiyat öğretmenliği okudum ben. Annemden uzak bir şehirde bir başıma yurt köşelerinde kaldım. Daha 17'me yeni basmıştım gittiğimde sudan çıkmış balık gibiydim. Parasızlığı gördüm, arkadaş seçiminin önemini anladım. Okulumu bitirdim atanamama stresini de çektim. 9 yıllık öğretmenim şimdi. Kız lisesinde çalışıyorum hiçbir öğrencime de üniversite okuma amann ne yapacaksın iş de bulamazsın boşver demem diyemem, hiçbir işe yaramasa bile üniversite hayali erken evliliklerin önüne geçer. Kızlar dünyayı tanır. 18' inde evlenecegine 22'sinde evlenir o da bir şey. Ben artık çalışır mı çalışmaz mı sorgusundan önce kızlarımız dünyayı ne kadar tanıyabilir derdindeyim.
Sınava giren herkes üniversiteye giriyor zaten. Bilim aşkıyla da gitmiyorlar okula o da doğru. Ama gençliğini de yaşıyor o yaşlar biraz zaten başı boş kendince özgürce yaşanmasi gereken zamanlar. Sosyal etkinliklere katilacaksin, arkadaş çevresi edineceksin, gücün yettiğince gezeceksin, kimse okula git o kafeden bu kafeye gez demiyor. Gerekirse part -time iş bulur tecrübe kazanırsın. Sosyal kulüpler farklı kapılar da açabilir. Artık gerisi hayal gücüne kalmış.
Türkiye'deki üniversitelerin hiçbirinde dünyayı tanıyabilme imkanı yok ki. Gerçekten hemen hepsi boş, kurulmuş olmak için kurulan üniversiteler. Özellikle 2000'den sonra kurulanlar. Akademisyen diye siyasi çevresi olan kişileri doldurmuşlar, onlardan ders alsak ne olur, almasak ne olur? Arkadaş çevresi desen, illa üniversite okumaya gerek var mı insan tanımak için?
 
Türkiye'deki üniversitelerin hiçbirinde dünyayı tanıyabilme imkanı yok ki. Gerçekten hemen hepsi boş, kurulmuş olmak için kurulan üniversiteler. Özellikle 2000'den sonra kurulanlar. Akademisyen diye siyasi çevresi olan kişileri doldurmuşlar, onlardan ders alsak ne olur, almasak ne olur? Arkadaş çevresi desen, illa üniversite okumaya gerek var mı insan tanımak için?
Önerilere kapaliysan niye konu açtın?

Ne desek karşı cevabın var.

Tamam okuma sen.

Zaten kazansan, bu ön yargılarla ne mutlu olursun ne de kendini kurtaracak bir iş sahibi olursun.
 
Aynı hissi paylaşıyorum, ömür boyu çakılı kalacağım mesleği 18 yaşında yanlış seçmem çok normal geliyor. Ama bir noktada da kendi önümüzü kendimiz açmalıyız. O yüzden “okumak boş geliyor” tavrı irrite ediyor. Her şey altın tepsiyle sunulmuyor ne yazık, biraz da kaba tabirle tırmalamak gerekiyor.
Umarım siz de umduğunuz mesleğe kavuşursunuz tez vakitte 🦋
Seçimi 18 yaşına bırakmak doğru gelmiyor bana. Ben ilkokuldayken hangi okulda okuyacağımı belirlemiştim. Ortaokula kadar hayalim çok sık değişse de en uzun süreli olanı öğretmenlikti. Zamanla da dile yatkınlığım, yeteneğim olduğunu fark ettik, İngilizcem iyi olduğu ve İngilizce’yi sevdiğim için İngilizce öğretmenliği bölümüne liseye başlamadan karar verdim. Ve o andan itibaren her yıl bu hedefe yaklaşmak için çalıştım. Yetenek, yatkınlık ve hayaller erken yaşlarda belirlenirse bu denli hayat değiştiren kararlarda yanlış seçim olasılığı azalır.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Back
X