Pulmonoloji - Göğüs Hastalıkları Uyku apnesi, uyku sırasında solunumun 10 saniyeden fazla sürmesi olarak tanımlanıyor

Halikarnas

DÖNDÜM
Kayıtlı Üye
24 Kasım 2008
14.247
37
HORLAMA.gif


Küçük çeneliler risk altında....

Bir de kalın enseliler...

Uyku apnesi, uyku sırasında solunumun 10 saniyeden fazla sürmesi olarak tanımlanıyor. Uyku apnesi sırasında hastalarda çok şiddetli horlama oluyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı ve Uyku Bozuklukları Kliniği Sorumlusu Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu, uyku apnesiyle gelişen şiddetli horlamanın kişinin evinde yaşayanları olumsuz etkilediği gibi, alt ve üst komşuları bile rahatsız ettiğini belirtiyor.

Uykuda oluşan her soluk durması, apne olarak adlandırılmıyor. Bunun için kişinin 10 saniyeden fazla nefessiz kalması şart. Apnenin dışında ‘hipopne’ denilen ve solunumdaki akım azalması da kişilerin göğüs hastalıkları uzmanına başvurmasını gerektiriyor. Hipopnede, kişinin nefes alırken akım süresi yarı yarıya azalıyor.
Uyku sorunu yaşayan kişilerde hem uyku apnesini hem de hipopneyi araştırdıklarını belirten Prof. Bülent Tutluoğlu, “Normal insanlarda bile saatte beş defa apne olabiliyor. Bu normal, ancak soluk durmaları beşin üzerine çıkınca sorun yaşanıyor” dedi.



APNENİN ÜÇ DERECESİ VAR

Eğer uyku apnesi, saatte 5-15 arasındaysa hafif, 15-30 arasındaysa orta, 30’un üzerindeyse ağır uyku apnesi olarak adlandırılıyor. Sık uyanmalar, gerçek uyanma olarak görülebileceği gibi bazıları da fark edilmeyebilir. Uyku apnesi olan kişilerde ertesi gün aşırı bir yorgunluk hissi oluyor. Düzenli uyku uyunamadığı için sürekli bir yorgunluk hissi duyuluyor. Uyku apnesi ve hipopneler sırasında oksijen düşüyor, ölüme kadar gidebilecek ağır tablolar ortaya çıkabiliyor. Koah ile birlikte uyku apnesi varsa düşük olan oksijen iyice düşüyor. Hastanın uyku sırasında ölmesine neden olabiliyor.



KÜÇÜK ÇENE VE KALIN ENSE APNE NEDENİ

Apnenin nedenleri hakkında bilgi veren Prof. Bülent Tutluoğlu, bunları şöyle sıraladı:

- Kişinin 30 yaşın üzerinde olması, tıkayıcı apne riskini artırıyor
- Erkeklerde kadınlardan iki veya 3 kat fazla apne görülüyor
- Eğer kişinin ailesinde uyku apnesi varsa, kendisinde de apne gelişebiliyor
- Uyku apnesi siyah ırkta daha fazla görülüyor
- Omurgadaki yapısal bozukluklar ve eğrilikler apne ihtimalini artırıyor
- Yüzdeki anomaliler ve çene yapısının küçük olması, apnede risk faktörü, çünkü çene arkaya doğru giderek solunum yolunu tıkayabiliyor
- Menopoz kadınlarda uyku apnesi riskini artırıyor
- Obezite uyku apnesine yol açıyor. Uyku apnesi olanların yüzde 70’inden fazlasında obezite görülüyor
- Boyun çevresi ne kadar genişse, apne riski o kadar yüksek. Erkeklerde 43, kadınlarda 42 santimetrenin üzerindeyse uyku apnesi gelişebiliyor.
- Ağızda, burunda tıkayıcı sorunlar, burun kemiğindeki eğrilik apne nedeni
- Kemik deformiteleri uyku apnesine yol açabilir
- Alkol veya ilaç kullanımı da solunum yollarının tıkanmasına neden olabiliyor
- Uyku ilaçları bu riski artırıyor
- Sırt üstü yatmak ve yüksek yastıkta yatmak da apneyi artırıyor
- Sigara önemli risk faktörü. Nikotin kasları gevşeterek apneyi artırıyor
- Kötü uyku alışkanlıkları yani değişik zamanlarda, değişik yerlerde uyuma ve aşırı yorgunluk da apneye neden oluyor
- Hipotiroidi (tiroid bezinin çok çalışması) ve akromegali hastalığı da apneyi artırıyor



NE ZAMAN DOKTORA GİDİLMELİ?

Apnenin en büyük belirtisi horlama. Bazen kişi çok şiddetli bir ses çıkararak horladığının farkında olmuyor. Aynı evde yaşadığı kişiler, eşi, yakınları rahatsız olduğu gibi alt ve üst komşular da rahatsız oluyor. Horlamanın dışında uyanma atakları, huzursuz hareketler, bacak hareketleri, nefessiz kalma hissiyle uyanma da önemli belirtiler arasında yer alıyor. Gün esnasında sabah kalkınca baş ağrısı olması, gün içerisinde uyuklama, toplantılarda uyuklama, birisiyle konuşurken dahi uyuklama görülüyor. Bu durumun kişinin yakınları tarafından fark edilip mutlaka hekime yönlendirilmesi, uyku bozuklukları kliniğine başvurulması gerekiyor.


UYKU LABORATUVARINDA NELER YAPILIYOR?

Polisomnografi cihazı ile uyku apnesine tanı konuluyor. Vücuda değişik elektrotlar bağlanıyor, göğüs, karın, ayak hareketleri, kasların kasılma gücü ve beyin EEG’si çekiliyor. EEG ile uyku apnesi, solunum akımı ve göz hareketleri kaydediliyor, uyku apnesi olup olmadığının test edilmesi için kişinin bir gece labotuvarda kalması gerekiyor. Çıkan rapor yaklaşık 1,5 saat inceleniyor. Gerçekten apne olup olmadığı araştırılıyor. Apnenin, üst solunum yollarındaki tıkanıklıktan olup olmadığına bakılıyor. Ayrıca beyindeki bir bozukluktan kaynaklanıp kaylanmadığı araştırılıyor. Hastaya uyku apnesini önlemek amacıyla çeşitli tedavi seçenekleri sunuluyor. CPAP denilen cihazlar ile, üst solunum yollarındaki tıkanıklığa basınçlı hava veriliyor. Ne kadar basınçlı hava verileceği de, uyku laboratuarında ya da OTO-CPAP cihazına kişinin bağlanıp bir gece hastanede yatması ile anlaşılıyor.
 
Sardunya Zakkum,bu konuya değindiğin için çok teşekkürler.Birçok insan uyku apnesini bilmiyor.
Horlama ve kilodan şikayetçi olanlar mutlaka doktora danışmalı.sonuçta horlama kader değil.Devlet hastaneleri bu hastalığı teşhis ediyor ve üstüne devlet cihazın parasını zaten hastaya ödüyor.
 
X