çevrem demeyim de ailemden kaynaklanıyor biraz,rahmetli annem biraz otoriterdi,öyle sevgilim falan olmadı benim mesela,üniversiteyi bitirdim çalışma hayatına girdim çalıştığım ortamlarda erkekler ağırlıklıydı onların hepsi arkadaşım kardeşimdi,o yüzden geç evlendim biraz.annemi kaybetmek üzereyken evlendim yoksa evlenmezdim belki de,herzaman aileme layık bir evlat olmaya çalıştım bunu başardığıma da inanıyorum çok şükür ama şimdi de böyle sıkıntılarını çekiyorum.Annemin bir lafı vardı bey beyliğinden vazgeçmiş de kız kızlığından vazgeçmemiş diye..
Bir de benim yaşadığım herşey üstüste geldi o yüzden de bu sıkıntıları çekiyorum..
benimde hiç sevgilim olmadı, bizde de bekaret çok önemliydi. Ben evlenmden önce değil biriyle birlikte olmak, kimsenin elini bile tutmamıştım. O zamanlar günahtı, yapamazdım ama evlendikten sonra da devam etti, bilinçaltım hep bakire kalmak istedi. Ama ne zamana kadar nböyle gidecek? sen hiç cinselliği yaşayamayacak mısın? ya eşin ona da yazık olmuyor mu bu saplantı yüzünden?
Yaşanmış kısa bir hikaye :Arkadaşım eşinin yatak başucundaki komodini açtı ve içinden küçük bir paket çıkardı
Paketin içinde ipek bir kumaş vardı :
Bu,dedi,sadece bir paket değil,bu bir iç çamaşır paketi.
Ambalajı açtı ve ipek ile danteli inceledi.Bu hediyeyi New York’a ilk gittiğimizde almıştım,8-9 sene oluyor,ama hiç kullanmamış.Bunu özel bir günde kullanmak istiyordu,sanırım tam zamanı.Yatağa yaklaştı ve diğer eşyaların yanına koydu.Cenaze levazımcısı eşyaları toplayacaktı.
Karısı yeni ölmüştü..
Bana dönüp dedi ki: Hiçbir şeyi özel bir fırsat için saklama, yaşadığın her gün özel bir fırsat aslında !
Bu kelimeler hep aklımda, hayatımı değiştirdi.
Bugün daha çok kitap okuyorum ve daha az temizlik yapıyorum.Balkona oturuyorum ve manzarayı izliyorum, hatta,bahçedeki zararlı otları bile dikkate almıyorum.
Aileme ve arkadaşlarıma daha çok zaman ayırıyorum,işe daha az zaman harcıyoruml.
Hayatın, zevk alacak tecrübelerin bir toplamı olduğunu kavradım.
Artık hiçbir şeyi saklamıyorum.
Kristal bardaklarımı her gün kullanıyorum,canım isterse markete gitmek için yeni ceketimi giyiyorum.
SEVDİĞİM parfümü bile bayram için saklamıyorum,canım istediğinde kullanıyorum.
Bir gün veya yakın gelecekte gibi kelimeleri kullanmamaya çalışıyorum.
Eğer değerse, görmek,duymak ve bir şeyler yapmak istiyorum..şimdi.
Arkadaşımın eşi, yarın burada olmayacağını bilseydi ne yapardı acaba..( yarını biz çok hafife alıyoruz)
Sanırım,ailesini telefonla arayıp onları ne kadar sevdiğini söylerdi,belki de arkadaşlarını arardı,küstükleri ile barışırdı,özür dilerdi.
Belki de en sevdiği restorana gider en sevdiği yemeği yerdi.
Eğer zamanım gelseydi,en çok, yapamadığım küçük şeyleri yapmamak beni sinir ederdi.
Eski dostlarımı çoktandır görmemek,onlarla tekrar temas kurmamak beni çok üzerdi. (Hep başka güne,yarına ertelediğimiz..)
Hep “başka gün” yazarım dediğim mektuplar...
Yakınlarıma, onları ne kadar çok sevdiğimi yeterince söylememek beni çok üzerdi.
Şimdi,hiçbir şeyi geciktirmiyorum,hiçbir şeyi yarına ertelemiyorum,hayatıma neşe katacak beni güldürecek şeyleri geri çevirmiyorum
Kendime diyorum ki her gün özel,her saat, her dakika özel...
Eğer sen bu mesajı aldıysan,bu mesajı gönderen seni düşünen birisidir,senin iyiliğini istiyor,sen ona yakınsın,seni yanında istiyor.Seninde sevdiğin akraba ve arkadaşların var.
Eğer sende bunları okumak için çok meşgulsen veya başka kimseler göndermek için “Başka bir gün” diye düşünürsen..belki de hiç yapamıyacak sındır.