Vegan

pamuksekeripembesi

"be a voice, not an echo"
Kayıtlı Üye
6 Ocak 2014
186
87
“Veganlık hayvanlar alemine dair sömürü ve zulmün tüm biçimlerini dışlamanın ve yaşamı gözetmenin yoludur. Et, balık, kümes hayvanı, yumurta, bal, hayvansal süt ve türevlerini dışlayıp bitkiler aleminin ürünleriyle yaşamayı ve tamamen ya da kısmen hayvanlardan üretilen tüm ticari malların alternatiflerini kullanmak şeklinde pratiğe dökülür."

Donald Waton

Bazen "sıkı vejetaryenlik" diye de adlandırılan veganlık, en basit tanımıyla, hayvan kullanımını ve hayvansal herhangi bir ürünü tüketmeyi reddetmektir. Çoğu vegan, hayvanlardan türetilen, dolayısıyla üretilmesi için hayvanların kullanıldığı yiyecek ürünlerini tüketmediği gibi, yapımında deri,kemik, jelatin, yün vb. hayvansal maddelerin kullanıldığı yiyecek dışı maddeleri de kullanmaz. Hayvanlar üzerinde test edilen ve hayvansal ürün içeren kozmetik ürünleri de bunlara dahildir. Bunlara ek olarak veganlar, hayvanların kullanıldığı eğlence biçimlerine (sirk, hayvanat bahçesi, at yarışı vs.) katılmaz.

"Tüm hissedebilir canlıların bir temel hakkı bulunur -başkalarının mülkü olarak muamele görmeme hakkı."

Gary L. Francione

Veganlığın etik boyutu bireylere yalnızca tür mensupluğu üzerinden değer atamak anlamına gelen türcülük isimli ayrımcılık biçimi ile ilgilidir. Türcülüğe bakış açısı hayvan teorisindeki hayvan hakları paradigması ile faydacı (utilitarian) yaklaşım arasındaki temel bir ayrım üzerine kuruludur. Hayvan hakları teorisyenlerinden biri olan Tom Regan, hayvanların 'bir yaşamın öznesi' olmalarından dolayı haklara sahip olduklarını, çünkü inançlara ve arzulara, duygusal bir hayata, hafızaya ve amaçlara yönelik eyleme geçme yetisine sahip olduklarını ve bu sebeple de kendi içlerinde başkaları için ifade ettikleri anlamın ötesinde bir anlamları olduğunu öne sürer. Regan'a göre bir yaşamın öznesi olmaktan kaynaklanan haklar başka geçerli sebepler söz konusu olduğunda çiğnenebilir ancak hayvansal ürünler tüketmek -yani keyif, alışkanlık ya da çiftçilerin ekonomik çıkarları- hayvanlara zarar vermek için yeterli bir sebep olamaz.

Francione'a göre hayvan kullanımını tamamen ortadan kaldırma yönünde çalışma yapmak yerine hayvanlar için daha iyi koşulların tesis edilmesini savunmak, kurbanlarına işkence etmeden tecavüz edecek "bilinçli tecavüzcüler" için kampanya yapmaktan farksızdır. Hayvan refahı paradigması, hayvanların mülk statüsünü sorgulamamakta, aksine insanların hayvanları tüketmek konusunda kendilerini daha iyi hissetmelerinin önünü açmaktadır.

Faydacı yaklaşımın temsilcisi olan Peter Singer ise etik boyutta kararlar verirken hayvanların çektikleri acıyı göz ardı etmemiz için hiçbir mantıklı sebep olmadığını öne sürer, hissedebilirliğin "başkalarının çıkarlarını gözetirken göz önünde bulundurulabilecek tek kriter" olduğunu öne süren Singer, yaşamak için zorunlu olmadığı müddetçe hayvanların öldürülmesini reddetmemiz gerektiğini savunur. Buna rağmen Singer "Paris İstisnası" olarak bilinen senaryoyu da destekler, buna göre eğer vegan yiyecek bulamadığınız bir restorandaysanız vejetaryen de beslenebilirsiniz.

Singer'ın "Paris İstisnası" ismini taktığı senaryo, hayvan hareketinde Peter Singer ve PeTA tarafıdnan öncülüğü yapılan hayvan korumacılık ya yeni refahçılık olarak bilinen ve adım adım gerçekleştirilecek olan hayvan refahı reformlarını savunan hareketle, Tom Regan ve Francione tarafından savunulan ve hayvan refahı reformlarının yalnıza toplumu hayvan kullanımı konusunda iyi hissettirmeye yaradığını ve etik açıdan problemli olduğunu savunan abolisyonizm arasındaki bölünmenin de temelindeki görüş farklılığını yansıtır.Farm Santuary derneğinin başında bulunan ve bir hayvan korumacı olan Bruce Friedrich, 2006 yılında veganlığın katı bir şekilde savunulmasına karşı insanları ellerinden geldiği kadarını yapmak konusunda cesaretlendirmemiz gerektiğini savunmuştur. Friedrich'e göre katı bir şekilde veganlığı savunmak kişisel ahlaki saflığa odaklanmak anlamına gelir ve bu veganlığa karşıdır çünkü hayvanları incitir. Francione'a göre ise, bu insan hakları söz konusu olduğunda insanlara verilen zararlar tam olarak ortadan kaldırılamayacağı için, elimizden gelen durumlarda bile insan haklarını savunmaktan vazgeçemiz gerektiğini öne sürmekten farksızdır. Karışıklık ya da rahatsızlık yaratmamak için bir şeyin hayvansal ürün içerip içermediğini sormaktan çekinmek, rahatımızın hayvanlarla ilgili etik yükümlülüğümüzden daha önemli olduğu görüşünü savunmaktır. Bu görüşünü hayvan korumacı görüşün kendi tezleriyle kendisini çürütmekte olduğunu öne sürerek nihayete eriştirir.

Çevreci veganlık hayvan haklarından ziyade hayvansal ürünlerin üretiminin çevreye vermekte olduğu zararlar üzerine odaklanmakta olan veganlık biçimidir. Örneğin Sea Shepherd örgütünden Paul Watson 2010 yılında Sea Shepherd gemilerinde çevresel sebeplerle vegan yiyeceklerin servis edildiğini şu şekilde ifade eder:

"Okyanuslarda yakalanan balıkların %40'ı başta endüstriyel olmak üzere hayvancılıkta besin olarak kullanılıyor -tavuklar ve domuzlar denizlerdeki bir numaralı yırtıcı hayvan haline geldi."

Kasım 2006'da Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün raporunda hayvasal tarım ile çevresel yıkım arasında kurulan bağ ortaya konmuştur. Raporda, başta inek, tavuk ve domuz üretimi olmak üzere hayvancılığın hava, toprak, su, bioçeşitlilik ve iklim değişikliğine olumsuz etkileri olduğu ortaya konmuştur. Rapora göre karbon dioksit salınımlarının %9'u, metan salınımının %37'si, nitrous oksit salınımının %65'i ve amonyak salınımının %68'i hayvancılık kaynaklıdır. 2010 Temmuz ayında Birleşmiş Milletler Çevre Programı dünyayı açlık ve iklim değişikliğinden korumak için vegan beslenmeye geçişin gerekli olduğunu açıklamıştır.

Bob Torres ve Jenna Torres, Vegan Freak isimli kitaplarında hayvan haklarındansa iklim değişikliği ve diğer çevresel sorunlara odaklanan veganları şu şekilde eleştirmektedir:

"Yalnızca çevresel sebeplerle vegan olmak, Auscwitz'e giden trenler karbon salınımını arttırdığı için Yahudi Soykırımı'na karşı olmaya benzer. [...] Kişi her iki durumda da soykırıma karşıdır. Ancak çoğumuz soykırıma yalnızca çevresel sebeplerden karşı olan bir kişinin büyük meseleyi yani soykırımın tüm insanların sahip oldukları en temel hakları ihlal ediyor olmasındaki korkunçluğu ve dehşeti gözden kaçırdığını öne süreriz."

Hayvansal gıdaların aslında insan bünyesine uygun olmadığı, sadece bitkisel gıdaları tüketenlerin, et / süt / yumurta yiyenlerden daha sağlıklı oldukları yönünde fikirlerin birçok bilimsel araştırmalarla desteklenmesi veganlığı sağlık amaçlı uygulayanların çoğalıp bir toplumsal akım haline gelmesine sebep olmuştur.

Öyle ki büyuk metropollerde artık sadece vegan yemekler sunan restoranlar bulunabilmekte, mönülerinde bazı yemeklerin vegan oldugunu belirten restoranların sayısı artmakta, vegan süpermarketler açılmaktadır. Türkiye'de benim bildiğim online alışveriş yapabileceğiniz en kapsamlı vegan market vegandukkan. (Sizin bildiğiniz başka vegan market varsa yorum olarak yazabilirsiniz.)

Veganlık kafada başlar:

Yeme, giyinme ve yaşama alışkanlıklarını değiştirirken bunu neden yaptığınla ilgili kafanın net olması önemli.

Hayvan bağımsızlığı mı? Sağlıklı beslenme mi? Spritüel nedenler mi? Ekolojik nedenler mi? Laf olsun, torba dolsun diye mi? Herhangi bir şey olabilir. Önemli olan motivasyonunun nedenini bilmen ve bu nedenle ilgili bilgi sahibi olman. Unutma, etçil aile bireyleri ya da arkadaşların seni kendi aralarına geri çekmek için ellerinden geleni yapacaklar. Özellikle ilk başlarda sürekli tartışmalara girmen gerekecek. Bilgi, bu yolda en önemli yardımcın.

To Do1: Cümleyi tamamla > “Vegan olmaya / vegan olmayı denemeye karar verdim, çünkü…”

Cümleni yorum olarak burada da paylaşır mısın? Belki, diğer ziyaretçilere ilham verebilirsin!

To Do2:Veganizmin ilgini çeken yönleriyle ilgili okumaya başla. Büyük ihtimalle konuyla ilgili araştırırken vegan olmak için farklı nedenler de bulacaksın.(kaynak: nedenvegan)


Dünyada veganizmin en ünlü isimlerinden Alicia Silverstone'un vegan tarifler ve vegan ürünlerle ilgili yazılarını paylaştığı ve oldukça aydınlatıcı bir blogu var: the kind life (Senin bildiğin vegan blog var mı, yorum olarak yazabilirsin)

Hayvanlar üzerinde test yapan & yapmayan bazı firmaların listesine ise buradan ulaşabilirsiniz.

Bu konuda yazacak o kadar çok şey var ki. Veganlık konusunda bilgi veren yazılarıma devam etmeyi düşünüyorum. Bu yazımda en azından genel bir bilgi edinmiş olduğunuzu umuyorum. Bu konuda yazmamı istediğiniz herhangi bir şey varsa ya da eklemek istediğiniz, yanlış gördüğünüz bir şey, yorum olarak yazarsanız sevinirim.


Kaynak: http://mabellejournal.blogspot.com