- 16 Ekim 2019
- 132
- 424
- 103
- 36
Merhaba, yeni okudugum bir kitap önerisi ile geldim bugün,
IŞIĞIN YOLU NİLÜFER DEVECİGİL.
Kitabda beni etkileyen kısımları alıntı yaparak sizlerlede paylaşmak istiyorum
Bağlanma, beynin doğuştan gelen ve çocuğu emniyette tutmak adına oluşmuş bir sistemdir. Böylece çocuk bağlandığı kişiye yakın olmak ister, stres zamanında rahatlamak için bağlandığı kişiye gider. Eğer buralarda kopma ve sorunlar oluşursa ebeveyn-çocuk ilişkisi güvensiz bağlanma haline gelir. Kaygılı, kaçınmalı ve karmaşık bağlanmalar güvensiz bağlanmanın çeşitleridir.
Ebeveynin çocuğuyla uzak, duygusal iletişimden yoksun bir ilişki kurması kaçınmalı bağlanmadır. Çocuk buna ilişkilerde yakınlık ve duygusal ilişki istemeyen bir şekilde adapte olur.
Çocuğunu kucağından indirmemesini, kimselere emanet edememesinin Işık’ın değil aslında kendi ihtiyacı olduğunun da farkında değildi.
Mutluluğun senin içinden gelmeli. Sevgiline, ilişkine bağlı olmamalı. Herkes kendi başının çaresine bakmayı bilmeli. Senin iyi olman, ilişki yaşadığın kişinin sorumluluğu değil. Onunki de senin değil. Eğer eşin, sevgilin yaptığı şeyle senin iç huzurunu etkiliyorsa duygusal olarak kendini uzaklaştır olaydan. Yapamazsan sende bir sorun var. Daha iyi sınır koymayı öğren kendinle onun arasında.
Riskler alınmalıdır, çünkü hayatımızın en büyük riski hiç risk almamaktır. Hiç risk almayan kişi, belki acı ve üzüntülerden korunabilir ama büyüyemez, sevemez, değişemez, hissedemez, öğrenemez. Garanti arayışlarıyla zincirlenmiş bir köle olarak yaşarken, bedelini özgürlüğünü kaybederek öder. Sedece riski göze alabilen kişi özgürdür."
Dokunma, ilk ve en önemli iletişim aracımız.
Derin sevgi duygusunu böyle hissediyoruz.
Dokunma, sinir sistemi için gıda gibi.
.......“İçimdeki küçük çocuk annesinin sevgisini istemekten hiç vazgeçmeyecek”.....
Ne çok benziyordu annesine. O yüzden ona kızgındı belki de. Onun gibi olmak istemeyip, onun gibi olmak.
Kendi geçmişinden anlam çıkarmazsan aynı geçmişi tekrarlarsın.
IŞIĞIN YOLU NİLÜFER DEVECİGİL.
Kitabda beni etkileyen kısımları alıntı yaparak sizlerlede paylaşmak istiyorum
Bağlanma, beynin doğuştan gelen ve çocuğu emniyette tutmak adına oluşmuş bir sistemdir. Böylece çocuk bağlandığı kişiye yakın olmak ister, stres zamanında rahatlamak için bağlandığı kişiye gider. Eğer buralarda kopma ve sorunlar oluşursa ebeveyn-çocuk ilişkisi güvensiz bağlanma haline gelir. Kaygılı, kaçınmalı ve karmaşık bağlanmalar güvensiz bağlanmanın çeşitleridir.
Ebeveynin çocuğuyla uzak, duygusal iletişimden yoksun bir ilişki kurması kaçınmalı bağlanmadır. Çocuk buna ilişkilerde yakınlık ve duygusal ilişki istemeyen bir şekilde adapte olur.
Çocuğunu kucağından indirmemesini, kimselere emanet edememesinin Işık’ın değil aslında kendi ihtiyacı olduğunun da farkında değildi.
Mutluluğun senin içinden gelmeli. Sevgiline, ilişkine bağlı olmamalı. Herkes kendi başının çaresine bakmayı bilmeli. Senin iyi olman, ilişki yaşadığın kişinin sorumluluğu değil. Onunki de senin değil. Eğer eşin, sevgilin yaptığı şeyle senin iç huzurunu etkiliyorsa duygusal olarak kendini uzaklaştır olaydan. Yapamazsan sende bir sorun var. Daha iyi sınır koymayı öğren kendinle onun arasında.
Riskler alınmalıdır, çünkü hayatımızın en büyük riski hiç risk almamaktır. Hiç risk almayan kişi, belki acı ve üzüntülerden korunabilir ama büyüyemez, sevemez, değişemez, hissedemez, öğrenemez. Garanti arayışlarıyla zincirlenmiş bir köle olarak yaşarken, bedelini özgürlüğünü kaybederek öder. Sedece riski göze alabilen kişi özgürdür."
Dokunma, ilk ve en önemli iletişim aracımız.
Derin sevgi duygusunu böyle hissediyoruz.
Dokunma, sinir sistemi için gıda gibi.
.......“İçimdeki küçük çocuk annesinin sevgisini istemekten hiç vazgeçmeyecek”.....
Ne çok benziyordu annesine. O yüzden ona kızgındı belki de. Onun gibi olmak istemeyip, onun gibi olmak.
Kendi geçmişinden anlam çıkarmazsan aynı geçmişi tekrarlarsın.