Yalnızlar Kulübü

talin

Guru
Kayıtlı Üye
20 Haziran 2007
4.250
27
45
Hayatı yüz metre koşusu gibi yaşıyoruz. 2000'li yıllara girerken başlayan bu tempo bütün hızıyla devam ediyor. Hedefe kilitlenmiş, en yüksek hıza ulaşmaktan başka bir şey düşünmeyen sprinterler (sürat koşucuları) gibi etrafımıza bakmaya fırsat bile bulamıyoruz:1no2:

Her yere, her şeye, her bilgiye ulaşmamızın hızı her geçen gün biraz daha artıyor. İletişim alanındaki teknolojik gelişmeler inanılmaz boyutlara geldi. Google'a girip istediğiniz bir binanın adresini yazabilir ve onu ekranınıza taşıyabilirsiniz. Yerdeki bir kum tanesini istediğiniz kadar büyütebilir, her türlü ayrıntıyı görebilirsiniz.

Bütün bu gelişmelerin bizim hayatımızı kolaylaştırması gerekir, değil mi? Ne gezer, düşündüğümüzün tam tersi bir gelişmeyle yüz yüzeyiz. Eskiden bir yere, bir şeye, bir bilgiye ulaşma hızımız düşüktü ama bu bize, etrafımızı görme fırsatı veriyordu. Aceleye getirmeden yenen bir yemeğin her lokmasının tadını çıkarmak gibi içimize sindiriyorduk hayatı. Şimdiyse çiğnemeden yutulan ayaküstü atıştırmalarına benzedi hayatımız.

Her an herkesle ve her şeyle iletişim halindeyiz, chat'leşiyoruz, MSN'leşiyoruz, mesajlaşıyoruz; geçmişte yılda bir görüşebildiğimiz kişiye bugün artık istersek her gün ulaşabiliyoruz. Hayatımızla birlikte sanki zaman da hızlandı.

Zaman mı sorumlu, yoksa bizim hızımız mı bilinmez; ama bir gerçek var ki artık ilişkilerimiz daha yüzeysel. Belki birçoğumuz yakın ilişkiler ihtiyacındayız, bunu derinden hissediyoruz. Bir fırsat bulabilsek durup etrafımızı seyredebileceğiz. Bir film şeridi gibi önümüzden akan güzellikleri görebileceğiz. Derin ilişkilerin hazzını yaşayabileceğiz; ah, bir fırsat bulabilsek! :çok üzgünüm:

Fırsat yaratmazsak bulamayacağız; bunu kabul edelim. Fırsat yaratmazsak sevdiklerimize her gün biraz daha yabancılaşacak, çocuklarımızı tanımadan büyüteceğiz:1no2:. Fırsat yaratmazsak sadece başkalarına değil, kendimize de yabancılaşacak, yalnızlaşacağız. Dünyanın en büyük kulübü 'Yalnızlar Kulübü'ne bir üye daha kazandıracağız.

Söylediklerim size çok mu karamsar geldi? Oysa ben iyimser bir insanım; bu, hem kendi değerlendirmem, hem de beni tanıyan yakınlarımın. Gözlemlerim sadece, elli yıl öncesinin komşuluk ilişkilerinin özlemine dayanmıyor. Evet, bugün artık çoğumuz, arada bir asansörde karşılaştığımız komşumuzun adını bile bilmiyoruz, bazen bir selamı bile birbirimize çok gördüğümüz oluyor. Yaşı biraz eskiye dayananlar aradaki farkı (eski yakın ve sıcak ilişkilerle, yeni uzak ve soğuk ilişkiler arasındaki farkı) bilir...

İhtiyacımız ise, düşündüğümüz gibi yaşayabilmek. Benliğimizi, ruhumuzu doyuracak, bizi besleyecek ilişkilere açılabilmek. İmajımızın sarsılmasından korkmadan kendimizi paylaşabilmek, iç dünyamızı gösterebilmek. Bu dünyada yalnız yaşamadığımızı hatırlayıp, başkalarına keyif vermenin yolunun kendimizle barışık olmaktan geçtiğini bilmek.

Okuma hızımızın artmasının anlama kapasitemizi düşüreceğini sandığımız gibi yaşamın hızıyla yaşamdan alınan doyumun ters orantılı olduğunu zannediyoruz. Zamanın ve hayatın hızlı akışı şimdinin güzelliklerini görmeye engel değildir.

Bizler iletişim içinde ya beslenir ve canlanır ya da gıdasız kalır ve solarız. Manipulatif ilişkiler içinde tükenir, sağlıklı ilişkiler içinde yeşeririz.

hoşça kalın
Sevgiyle kalına.s.
 
Bizler iletişim içinde ya beslenir ve canlanır ya da gıdasız kalır ve solarız

Önce bu iletişimi sağlayabilecek ve sağlatabilecek dost ruhları bulmamız lazım. Bu da çok zor ve hatta neredeyse imkansız gibi. Biz ne kadar doğal olsak da karşımızdaki insan bunu anlamayabiliyor. Çünkü insanlar önce kendi ruh doyumluluğunu düşünüyor. Vermeden almak istiyor. Kendini merkeze koyuyor. Sonuçta da iletişim sağlıksız oluyor ve insanlar yalnız kalıyor işte.
Elimizden de pek birşey gelemiyor.:sm_confused:
 
Bizler iletişim içinde ya beslenir ve canlanır ya da gıdasız kalır ve solarız

Önce bu iletişimi sağlayabilecek ve sağlatabilecek dost ruhları bulmamız lazım. Bu da çok zor ve hatta neredeyse imkansız gibi. Biz ne kadar doğal olsak da karşımızdaki insan bunu anlamayabiliyor. Çünkü insanlar önce kendi ruh doyumluluğunu düşünüyor. Vermeden almak istiyor. Kendini merkeze koyuyor. Sonuçta da iletişim sağlıksız oluyor ve insanlar yalnız kalıyor işte.
Elimizden de pek birşey gelemiyor.:sm_confused:

herkes herkesi anlayacak diye bir şey zaten söz konusu değil.ama sanırım biraz farklı düşünceye de saygı gerekıyor en azından..bunu beceremediğimiz zaman uyumsuz,doyumsuz ve yalnız bir ruh oluveriyoruz işte:sm_confused:
teşekkür ediyorum güzel yorumların için
sevgiler
 
o yalnız kalanlardan biride benim ne yazıkki. büyüdükçe yalnız kalanlardanım. neden böyle oluyor diye sormuyor değilim kendime. gelişen teknoloji.. hızlı iletişim varken hergeçen gün bu gelişmelere inat uzaklaşıyor insanlar birbirinden. nedendir acaba??
 
o yalnız kalanlardan biride benim ne yazıkki. büyüdükçe yalnız kalanlardanım. neden böyle oluyor diye sormuyor değilim kendime. gelişen teknoloji.. hızlı iletişim varken hergeçen gün bu gelişmelere inat uzaklaşıyor insanlar birbirinden. nedendir acaba??

canım ya inan yalnız kalmamak da tamamen bizim elimizde aslında.bazen bakıyorum kendime de neden hep ben haklıyım diye düşünüyorum diyorum..herkesin kendine göre bir doğrusu var ve sanırım en önemlisi herkesi olduğu gibi kabullenebılmek...evet dediğin gibi teknoloji sayesinde aslında daha çabuk ulaşabiliyoruz birbirimize ama aynı zamanda teknolojinin duygularımızı yozlaştırdığı da acı bir gerçek:sm_confused:
sevgiyle kal canıma.s.
 
X