Seni tanıdığım için artık daha mutluyum :) yorumlardan daha fazlasını bilmek çok güzel. Her ne kadar acılarını yazmış olsan da kalbini görmek güzel benim için.
Herkesin hikayesini okudum. Hepsi farklı farklı.. Tek ortak nokta verdikleri acı hep aynı. Ben kalpte hissedilen acının her türlüsünün insanda aynı etkiyi oluşturacağına inanırım. Bu neyden ne kadar etkilendiğimizle alakalı. Kimisi aldatılınca acı çeker, kimisi yakınını kaybedince. Karşıdan bakınca yakının kaybedenin acısı daha büyük görünür ama asla bilemeyiz..
Demek istedigim, iç acısının her türlüsü çok acıtıyor. Genelde güçlü olman gerektiğini bilirsin, herkesin de söyledigi gibi. Ama sorun zaten bu. Bunu yapamadığın için yazarsın.
Dürüst olmak gerekirse, güçlü olmak diye bir şey yok. Hiç olmadı ki zaten. Hepimiz numara yaptık. İyi görünmeye çalıştık. Her şeyin düzeleceğine inanarak, dik durmaya çalıştık. Ama kamburumuz hep belliydi. İnsanlar kamburumuza rağmen tamamen dik durmaya çalıştığımızı gördükçe bize acımayı kestiler. "Sen çok güçlü bir kadınsın." Dediler. Bence bütün mesele bu.
Gerçeğinle yüzleşmek, onun yükünü kabul etmek mesele. Ayna da o kamburu görüp eğilecek misin, yoksa daha dik bir sırtla yok mu edeceksin buna karar vermen gerek. Güçlü değiliz, aksine yaralarımız var. Ama herkes kadar yürümeyi biliriz. Herkes kadar "iyi" görünebilirsek, bir gün gerçekten iyi oluruz. Bakma aslında, bizim beynimiz bize herkesten daha anlayışlı. Ona doğru komutları vermediğimiz için kendimizi suçlayıp duruyoruz. Halbuki ne için çabaladığımızı göstersek bize iyi davranacak. Kalp beyini iyileştirmiyor, ama beyin her şeyi iyileştiriyor. Kanseri bile.