Yeşilçam’ın yasak aşkları

okypete

Nirvana
Kayıtlı Üye
28 Mart 2008
84.873
40.715
http://www.milliyet.com.tr/fotogaleri/52904-yasam-yesilcam-in-yasak-asklari/1








Sinema yazarı ve arşivcisi Agah Özgüç’ün piyasaya bu hafta çıkan son kitabı Türk Sineması’nda Yeşilçam Aşkları’yla yine olay yaratıyor.







Bu kitaptaki aşkların kiminde uyuşturucu, kiminde ihanet, kiminde kıskançlık ve intihar var.


"Kitaptaki aşkların çoğuna bizzat tanık oldum. Yazdıklarım var, yazamadıklarım ve ölene dek bende sır olarak kalacak ilişkilerle olaylar da var
Bazı ünlüler anılarını yazamazlar. Bunlardan biri Cüneyt Arkın, diğeri Ajda Pekkan’dır. Pekkan’ın hayatında büyük aşk yoktur, büyük maceralar vardır. Hâlâ çekici, hâlâ gizemli ve genç. Onun yaşadığı karmaşık bir dizi aşk öyküsü hâlâ merak ediliyor. Ancak hangi birinden söz edeceğiz ki! O çok bilinenlerden mi ya da hiç bilinmeyenlerden mi? En doğrusu onu benim değil Pekkan’ın yazmasıdır





Belgin Doruk, sinemaya geçmeden önce 1953 Türkiye İkinci Güzeli seçildi. Dönemin ünlü yapımcı-yönetmeni Faruk Kenç, aynı yıl çektiği Köroğlu Türkan Sultan filminde oynayan kızı yaşındaki Doruk’a aşık oldu.








Kenç, 54 yaşındaydı. Belgin Doruk o yılları şöyle anlatıyordu: “Annem mesleğimi sürdürmem şartıyla biriyle evlenmemi istiyordu. Faruk Kenç’le evlenebileceğimi söyleyince annemin yüreğine inecekti. ’O senin baban yaşında’ diyerek karşı çıktı . Anneme aldırmadım ve 18’ime girdiğim gün Faruk Kenç’le evlenmeye karar verdim. . Annem çok üzülmüştü.”








Belgin Doruk ile Faruk Kenç 17 Eylül 1954’te evlendiler. Bu evlilik 27 Ocak 1961’de son buldu. Bu bitişin üç nedeni vardı: Aradaki yaş farkı, Belgin Doruk’un yaşadığı yasak aşk ve İstanbul Film Şirketi’nin sahibi olan Kenç’in iflas etmesi. Sonuçta Doruk’un film yapımcısı Özdemir Birsel’in kollarına düşmesi kaçınılmaz oldu. Birsel’le yasak aşk yaşayan ünlü yıldız, henüz boşanmadığı için kocasını aldattığının farkındaydı. Sonunda Kenç’ten boşandı.







"Belgin Doruk, ikinci evliliğini 7 Mayıs 1961’de Özdemir Birsel’le yaptı. Ancak Doruk aradığı aşkı ne yazık ki bu evlilikte de bulamadı. Daha sonra Birsel ekonomik krize girince ilişkideki gerilim de arttı. Belgin Doruk’un önce ruh sağlığı, ardından aşırı kilolarıyla fiziksel sağlığı bozuldu. 1995’te Doruk yaşamını yitirdiğinde Özdemir Birsel, Ankara’daydı. Kültür Bakanlığı desteğiyle belgeseller çekmekteydi
Birsel’in bir sekreteri vardı, değil mi?


Evet, ünlü yapımcı güzelliğiyle dikkat çeken sekreteri Gönül Çağlar’la aşk yaşıyordu. Birsel öldükten sonra Çağlar da sarsıldı, hastalandı ve sonunda kanserden hayata veda etti. Bu sevda oyununda kimsenin suçu yoktu.
 



Yeşilçam’ın yasak aşkları

1930’lu yıllarda, ünlü operet bestecisi Muhlis Sabahattin Ezgi’nin kızı Melek Ezgi ile dönemin ünlü oyuncusu ve ünlü dublaj sanatçısı Ferdi Tayfur, Muhsin Ertuğrul’un yönettiği Söz Bir Allah Bir (1933) filminde başrolü oynadılar. Ardından aynı yıl Milyon Avcıları adlı ikinci filmi çektiler. Bu iki film büyük bir aşkı kamera dışına taşıdı. Ne var ki mutlu olamadılar. Çünkü, Ferdi Tayfur sıkı bir kokain tutkunuydu. Tayfur, uyuşturucuya Melek Ezgi’yi de alıştırdı. Ezgi’nin bünyesi zayıf düşünce, dönemin salgın hastalığı olan vereme (tüberküloz) yakalandı. Genç yaşta kan kusarak ölmeden önce yazdığı hatıralarının bir bölümüne sahaflarda rastladım. İbret verici bir olay
 



"Yeşilçam’ın ilk yasak aşklarından biri Topağacı’ndaki Hürriyet Apartmanı’na düzenlenen polis baskınıyla ortaya çıktı. Baskını yaptıran ünlü oyuncu Yılmaz Duru, basılan da nikahlı eşi Nilüfer Aydan ile yönetmen Halit Refiğ’di. Bu yakınlaşma Refiğ’in yönettiği ve Aydan’ın başrolde olduğu bir film setinde başladı. İlginçtir, o filmin adı da Yasak Aşk’tı. Olay sonrası Yılmaz Duru boşandı, Halit Refiğ de Nilüfer Aydan’la evlendi."
 




Kıskançlığın en çarpıcı ve somut örneği Muhterem Nur ile Işın Kaan arasında yaşandı. Dönemin ünlü yıldızı Muhterem Nur’la evli olan oyuncu Kaan, askerliğini yaparken izlediği karısının başrolde oynadığı filmden sonra boşanma kararı aldı.

Işın Kaan’ın 20 Eylül 1961 tarihli Kars damgalı asker mektubunda şu satırlar çok önemlidir:
“Pazar sabahı Genç Osman filmine gittim. O öpüşme ve aşk sahnelerinde duyduğum utancı tarif edemem. Dünden beri son derece bozuk bir haleti ruhiye içindeyim. Senin bir filmde şehvetle ve defalarca öpüşmeni kabul edemiyorum. Bunu hiç sıkılmadan, kocanın ne hale geleceğini düşünmeden yaptın.”
Bir filmle başlayan aşk, bir başka filmin neden olduğu kıskançlık nedeniyle son buldu. Muhterem Nur ve Işın Kaan iki buçuk yıl evli kaldıktan sonrra 11 Kasım 1963’te boşandılar.
 



Yeşilçam’ın yasak aşkları
"Evli barklı ve üç çocuk babası olan ünlü film yapımcısı Nevzat Pesen, 1958’de yönettiği Kızımın Başına Gelenler filminde oynayan Neriman Köksal’a aşık oldu. Bu yasak aşk 1965’e kadar sürdü. "


"Köksal, Konyakçı filminde oynarken tanıdığı görüntü yönetmeni Feridun Kete ile yıldırım nikahıyla evlenirken Nevzat Pesen’in bundan haberi bile yoktu. Bir süre sonra Pesen Film Şirketi’nin iflasıyla daha da sarsılan Nevzat Pesen, Köksal’la ayrıldıktan sekiz yıl sonra Etiler’deki evinin beşinci katından kendisini boşluğa bırakarak hayatına son verdi (1973)."






Asıl filme şimdi geliyoruz. Neriman Köksal, 1999’da hayata gözlerini yummadan önce yüreğinde gizli kalan aşkın kahramanı olan erkeği son kez görmek için hastane odasına davet etti. Bu onun son arzusuydu. Köksal’ın aşkı, Anadolu Çocuğu (üstte) ve Kimse Fatma Gibi Öpemez filmlerinde başrol oynadığı İzzet Günay’dı."
 
benlen-evlenir-misin-hulya-kocyigit-izzet-gunay-kardes-kavgasi_7738831-15160_854x480.jpg
Yeşilçam’ın yasak aşkları
"Köksal, içini Çolpan İlhan’a döktü. Önce Çolpan İlhan, sonra Ediz Hun ricacı oldular. İzzet Günay tedirgindi. Sevgili eşi İpek Hanım’a ne diyecekti? Zor günler yaşayan İzzet Günay’ın imdadına “Hadi kalk, hastaneye gidiyoruz” diyen eşi İpek Hanım yetişti. Neriman’ın yattığı Surp Agop Hastanesi’ndeki oda o gün kalabalıktı. Çolpan İlhan, herkesi dışarı çıkardı. Neriman, büyük aşkıyla baş başa kaldı. Hastanedeki bir daha yaşanılması ve çekilmesi imkansız bu dramatik buluşmanın fotoğrafını Neriman giderken yanında götürdü, İzzet Günay’ın ise o kısacık süre belleğinde çakılı kaldı."
 



Yeşilçam’ın yasak aşkları
"Rüçhan Adlı’nın Türkan Şoray’la yaşadığı aşkı ve beraberliği bilmeyen yoktur. Ben size Rüçhan Adlı’nın Türkan’dan önce yaşadığı aşkı anlatmak isterim."



ı
" 19 yıllık büyük aşkı Türkan Şoray’a sevda dolu kartlar yollayan Adlı, ondan önce aynı aşk sözcüklerinin yer aldığı kartları Nebahat Çehre’ye de yolladı."
 
Yeşilçam’ın yasak aşkları
" Rüçhan Bey’in Çehre’ye yurtdışından postaladığı Hamburg damgalı ve 15 Ağustos 1962 tarihli kartta (üstte) şu satırlar yer alıyordu:
“Çehrem, Laleler memleketinden, güzel çiçeğim Nebahat’e selamlar. Rüçhan.”
Türk Sineması’nın en güzel kadınlarıydı yaşamına girenler. Hepsi solmayan birer laleydi. Rüçhan Adlı laleleri ne kadar çok seviyordu

 
http://www.sabah.com.tr/pazar/2015/...tasi-ihaneti-sende-gordum-aski-sende?paging=2

1437261101623.jpg

KANUNLAR ÇIKARTAN BİR İLİŞKİ


Türkan Şoray Rüçhan Adlı birlikteliğini herkes bilir. Yeşilçam'ın özel ilişkilerinden biridir. Bir aspirinle başlayan ve 19 yıl süren aşk, bir türlü resmiyete dökülemese de Şoray'ın hem sinema hayatında hem de özel hayatında aslında büyük bir parantezdir. Adlı bir sevgili, bir baba ve akıl hocasıdır Şoray için. Bir de o ünlü Türkan Şoray kanunlarının da ortaya çıkmasının sebebidir. Kıskançtır ve sevgilisinin filmlerde öpüşmesini açık saçık giyinmesini istemez. Gün gelir seti basar! Bu kıskançlık ve o bildik kanunlar nasıl oluştu peki? Bir notla. Adlı bir gün "Gecelik ve baby doll'e bir son verme zamanı gelmedi mi? Ne dersin Hanım Sultanım!.. Öperim seni..." notu bırakır Şoray'a, o da notu rujlu dudaklarıyla öpüp bu isteği onaylar. Ama Adlı'nın baskıları gün gelir Türkan Şoray'ı bezdirir. Ve o da başka aşklara yelken açar!

EMANETİ ALMAYA GELDİM

Elbet Yılmaz Güney ve Nebahat Çehre'nin Yeşilçam'ın efsaneleşmiş aşkları arasında özel bir yeri var. İstiklal Caddesi'ndeki kısa bir yürüyüşle başlayan, tutkulu bir aşk onlarınkisi... Geriye kalan mektuplar ve anlatılar da bu aşkın kanıtları. Mektuplarda adını mıh gibi kazıyor kağıtlara... Yılmaz Atadeniz'in anlattığı bir olay bu tutkulu ve fırtınalı ilişkinin nasıl yaşandığının da en büyük göstergesi: Çiftin tartışmalı günleri. Film çekimi sonrası Güney eve gidince Çehre'nin birkaç eşyasıyla evi terk ettiğini görüyor. Eskişehir'e teyzesinin yanına trenle gittiğini öğreniyor. Atlıyor hemen Mustang'ına, trenin önünü kesiyor. Makinist zar zor durduruyor treni. İnip bakıyor Yılmaz Güney var karşısında, şaşırıyor. Günay "Bir emanetim vardı onu almaya geldim" diyor. Hep beraber trende Nebahat Çehre aranıyor. Sonunda Güney buluyor sevdiceğini ve onu ikna edip tekrar İstanbul'a dönüyorlar. Güney'in "Bizi ölünceye kadar kimse ayıramaz" dediği evlilikleri sonra bitiyor. Güney aradığı mutluluğu ve huzuru Fatma Süleymangil'de (Fatoş Güney) buluyor.
 
MİLLİ ÇAPKINI DİZE GETİREN GÜZEL

Biri, sinemamızın en güzel kadınlarından, diğeri adı milli çapkına çıkan bir jön. Leyla Sayar ve Muzaffer Tema'dan bahsediyoruz. Sayar 1960'ta Kırık Kalpler filmi öncesinde tanıdı, hayranı olduğu Tema'yı. Çok etkilenmedi. Ama Tema ondan etkilenmişti. Plak dinlemekle başlayan masumane ilişki Tema'nın yönettiği, birlikte oynadıkları Vahşi Kedi filminde tutkulu bir aşka dönüştü. Sayar'ın güzelliği milli çapkını dize getirmişti. Ama tutkulu aşk, Tema'nın kıskançlığı ve Sayar'ın dansözlük yapmak için sahnelere çıkmasıyla su almaya başlar ve sonra da biter. Herkes kendi yoluna gider. Ama Sayar, Tema'nın unutamadığı üç kadından biri olarak kalır.
muzaffertema_01.jpg
Leyla_Sayar.jpg
 
KIZGINLIKLA BAŞLADI YARIM ASIRDAN FAZLA SÜRDÜ

Fatma Girik ve Memduh Ün beraberliği, Yeşilçam'ın efsane aşklarından biri olarak yarım asrı geçti. Yoksulluktan kurtulmak için erken yaşta figürasyonluk yaparak film dünyasına giren ve sonrasında starlaşan Fatma Girik, gençlik aşkı Altaylı kaleci Varol Ürkmez'le bol mektuplu, futbollu bir ilişki yaşar. Ama bir başka eski futbolcu, yapımcı ve yönetmenle Memduh Ün ile hayat arkadaşı olacaktır. Fatma Girik'in figürasyonluk yaptığı yıllarda tanıştıklarında Memduh Ün kelli felli bir yönetmen. Girik ilk tanışmalarını "Yönetmen seni çağırıyor deyince yanına gittim. Bir baktım, adam ayaklarını uzatmış oturuyor. Ayıp be, çocuk da olsam ben içeri girince ayaklarını indirmen gerek" diye anlatıyor. Böyle Girik'in posta koyarak başlayan oyuncu-yönetmen ilişkisi daha sonra büyük bir aşka dönüşüyor. Fakat bu uzun ömürlü ilişki de her zaman mükemmel olmamış. Fatma Girik 10 yılın sonunda Memduh Ün ile kısa ayrılık döneminde müzisyen Durul Gence ile nişanlanmış. Bu nişan haberini Ün'ün gazetelerden öğrendiğini söylesek... Fakat Ün tekrar Girik'in kalbini kazanmayı başarıyor. O kalpler bugün hâlâ atıyor!
nostaljik-kare6.jpeg
 
X