- 2 Kasım 2013
- 7.796
- 37.040
- 748
Klostrofobim olduğu için o kabinlere hiç bakmadım zaten. Bir de sarsıntı sırasında kapakları kapanıyormuş filan. Asansöre binemeyen insandım o zamanlar, düşüncesi bile korkunç geldi. =) Ağırlık mevzusunu bilmiyordum ama, o daha kötüymüş.
Teşekkür ederim.
Bir mucize olsa da, İstanbul depremini, taksitle öder gibi, en fazla 6 büyüklüğünde iki depremle atlatsak. Böyle saçma hayallerim var. Tanıdığı deprem bilimci olan varsa bunu bir sorsa ya, böyle minik minik kırılma şansı yok mu? Ona umut bağlayalım da, azıcık rahatlayalım. Yoksa gerilmekten, faydan önce bizim psikolojiler çökecek.
duygularıma tercüman oldunuz ban yememek icin yazmadım ama kelimesi kelimesine katılıyorum size, hatta diyorum kızılay şu ana kadar bağışlanan paralar noldu ki yeni kampanya düzenleniyor. Burada bir yazıda okumuştum birinin kayınpederi kızılayda çalışıyormuş yardım eşyalarını evine vs getiriyormuş hatta gelinine de vermek istiyormuşToplanan deprem vergilerinde olduğu gibi bağışlarla da yol otoban yapmışlardır ( yapmayı düşünüyorlardır)
Acun bile tv8 deki toplanan bağış paraları için devlete ricada bulunuyor lütfen yerine ulaştırın rica ediyorum diyor...
Düşünün artık
Valla Ankara’da 1150 odalı beyaz çayından tutunda, Ejder meyveli somoyth içeceği olan Saray’ımız var herşeyini biz halkımız(elektrik,su,doğalgaz vs..) ödüyor..
Milletin evi olsa ya saraymıdır külliyemidir. Ne olduğu da belirsiz.bütün Elazığ kardeşlerime, çadırda yerlerde yatan minnacık bebeklerimize birer o da verilse ya !!!
Battaniye gönderiyorlar onları da Suriyeliler evlerine götürüyormuş battaniye çorbayla olacak iş değil....
İçim parçalanıyor o minnacık bebeklere -15 derecede çadırd yerde yatan bebeklere hala çadır bulamamış başını sokamamış ailelere ....
Haluk Levent’e düşmüştü zaten oraya çadır göndermek ....
Kızılay zor durumlarda ihtiyaç halinde yardım dağıtacağına hesap no açıp yardım bekliyor ?
(Mune bu seferlik banlama valla son yazışım)
evet o çaresizlik çok kötü ya ben kalırım sevdiklerime bir şey olursa naparım diye düşünmekten kafayı yiycem, çevremde kolonu çatlamış halde oturan o kadar kişi var ki belli onuların sonu ama ne belediye ne bakanlık bir şey yapmıyor topkı elazığda yapmadığı gibi bina yıkılınca gelirler enkaza ah vah demeyeSanırım yapacak birşeyimiz olmadığını bilmek panik yaptırıyor geceleri uyuyamıyordum şimdi hiç uyuyamıyorum bana tesadüf gibi gelmiyor heryerde olması hani gitmeye kalksan nereye gidicen o var iş güç meseleside var. Kaldık böyle
Bence çocuklu insanlar birbirleriyle depremi konuşmamalı. =) Hele çocuklu bir insan, depremi yaşamış çocuklu bir insanla hiç konuşmamalı. Bence beni yok sayın. =)) Valla. Yani ne desem kafamda kırk kere tartıyorum, çocuk konusu o kadar hassas ki, ne korku tetiklemek isterim ne başka şey. Şu Eylül'deki 5,8 lik depremden sonra, tası tarağı toplayıp şehir merkezinden uzak bir yere taşındık. Acayip bir olağanüstü hal durumundayım aslında yani. Her gece yatmadan kafamda tatbikat yapıyorum, eşimi test ediyorum, deprem anında hangi kızımıza koşacaksın diye. İkimiz de aynısına koşamayız çünkü. Küçüğü emziriyorum, büyük bana çok düşkün, hangisine koşacağımı seçmek bile iki ucu şeyli değnek. Ne bileyim, öyle işte.Bunu ben de düşünüyorum. Çaresizlikten çözüm üretme çabası işte. Keşke bir yolu olsa da ufak ufak yaşasak depremi diyorum. Çünkü eminim, çok büyük bir depremde İstanbul yerle bir olacak.
Can havliyle kendinizi dışarı atlamamalısınız ama. Deprem anında en tehlikeli yerler merdivenler, önce oralar çöküyor. Gölcük depreminde ev çökmediği halde, merdivenlerde kaldıkları için ölen o kadar çok insan oldu ki. O yüzden olabildiğince soğukkanlı olmak gerekiyor. Ya da deprem devam ederken dışarı çıktınız diyelim, kafanıza bir şeyler inme ihtimali de yüksek; klima motorları, saksılar, kiremitler, tabelalar gibi...Deprem hepimizi korkutur
Rabbim bir daha yaşatmasın hiçbirimize de inşallah
hani diyoruz ya hayat üçgeni.. ee çocukları ne yapacağız
çocuğu hasta yakını vs olmayalar tabi yapabilir
hep diyorum önce koşacağım evlatlarım
büyük korkumda can havli ile kendimi dışarı atar mıyım Allah korusun çocuklarımı ardımda bırakıp
yapmam dimi
Çok geçmiş olsun tekrar.Bence çocuklu insanlar birbirleriyle depremi konuşmamalı. =) Hele çocuklu bir insan, depremi yaşamış çocuklu bir insanla hiç konuşmamalı. Bence beni yok sayın. =)) Valla. Yani ne desem kafamda kırk kere tartıyorum, çocuk konusu o kadar hassas ki, ne korku tetiklemek isterim ne başka şey. Şu Eylül'deki 5,8 lik depremden sonra, tası tarağı toplayıp şehir merkezinden uzak bir yere taşındık. Acayip bir olağanüstü hal durumundayım aslında yani. Her gece yatmadan kafamda tatbikat yapıyorum, eşimi test ediyorum, deprem anında hangi kızımıza koşacaksın diye. İkimiz de aynısına koşamayız çünkü. Küçüğü emziriyorum, büyük bana çok düşkün, hangisine koşacağımı seçmek bile iki ucu şeyli değnek. Ne bileyim, öyle işte.
Can havliyle kendinizi dışarı atlamamalısınız ama. Deprem anında en tehlikeli yerler merdivenler, önce oralar çöküyor. Gölcük depreminde ev çökmediği halde, merdivenlerde kaldıkları için ölen o kadar çok insan oldu ki. O yüzden olabildiğince soğukkanlı olmak gerekiyor. Ya da deprem devam ederken dışarı çıktınız diyelim, kafanıza bir şeyler inme ihtimali de yüksek; klima motorları, saksılar, kiremitler, tabelalar gibi...
Ve can havliyle evlatlarımı ardımda bırakır mıyım demişsiniz de... Vardır elbette öyle yapanlar. Ama bunun korkusunu şimdiden yaşayan bir anne bunu yapamaz bence. İnsan kendi canının derdini bırakıyor, evlatlarına koşuyor öyle durumlarda.
o depreme ilk kdruduğum kızım oldu hemen hayat üçgeni yaptım tamam dedim buraya kadar şimdide yanımdan ayıramıyorum bazen oyun oynuyor olmayacak yerlere saklanıyor aklım çıkıyor bulana kadar ya o anda deprem olursa diye bunlar kader değil binalar sağlam olsa niye endişe edelim niye korkalım. Hala bir önlem alınmaması beni çıldırtıyor insan canı bu kadar mı değersiz olur yetkililer için hayatını kaybedenler sayıdan ibaret sanırım 41 kişi bu 41 kişi kiminin kızı kiminin eşi kiminin annesi vs bunlar sayıdan ibaret değil kimi evladını kaybetti kimi anne babasını kaybetti önlem alınsaydı hiçbiri olmazdı. Rabbim ne diyor biz sizin kaderinizi çabanıza bağlı kıldık yani kader değil bu....Deprem hepimizi korkutur
Rabbim bir daha yaşatmasın hiçbirimize de inşallah
hani diyoruz ya hayat üçgeni.. ee çocukları ne yapacağız
çocuğu hasta yakını vs olmayalar tabi yapabilir
hep diyorum önce koşacağım evlatlarım
büyük korkumda can havli ile kendimi dışarı atar mıyım Allah korusun çocuklarımı ardımda bırakıp
yapmam dimi
kader canım o yüzden o bina yıkıldı başka neden olacak ki diğer binanın kaderinde yıkılmak yokmuşJaponya da deprem oldu 9.9 hiç bir bina hasar görmedi sadece az birşey beşik gibi sallandıralar onları yıkan arkasından gelen tsunamı oldu...
Ama bunada bir kılıf var tabii ki !
Bizim fay hattı. Yerin 3 yada 5 k yakınından geçtiği için bu kadar hasar ve kayıp oluyormus muşlş
Onların 30 ,60 km falanmış mılllşşş
10 binanın içinden ortadaki bina çöktü
Galiba bu fay hattı diğer binaların üzerinden atladı patinaj yaptı bilemiyorum tabii ...
binalar zaten sağlıksız ayrıca 99 depreminde yıkılan tüm binaların Deniz kumu ile yapıldığı ortaya çıkmıştı.
Nerden tutsan elde kalıyor yani...
Çok teşekkür ederim.Çok geçmiş olsun tekrar.
Gücünüze hayran oldum. Ben geceleri de uyuyamıyorum benzer şeyleri düşünmekten. Ah ah.
Çok teşekkür ederim.
Çocuklar olunca güçlü olmamak gibi bir lüksümüz de yok yav, ne yapalım. Normalde her sarsıntıda bacaklarım titrerken, böğüre böğüre ağlardım. Şimdi çocuklar etkilenmesin diye, öyle tren görmüş inek modunda kalıyorum ilk birkaç saniye. Sonra eşimin tabiriyle ceylan gibi seke seke çocuklara gidiyorum. Büyük olana geçen depremi anlattım, en yumuşak şekliyle. Evde nerelere, nasıl saklanması gerektiğini, nerelerin tehlikeli olduğunu oynadık. Hoşuna gitti sıpanın. İşte böyle böyle akli dengemi yerinde tutmaya çalışıyorum.
Allah size bağışlasın kuzucuğu. Bir yerde doğa karşısında hepimiz aciziz. Sanırım az önce konunuzu gördüm, Eskişehir'de yaşıyorsunuz, bir ev meseleniz vardı. Eskişehir 2.derece deprem bölgesi, hatta bazı yerleri 3. derece. Kötünün iyisi belki de ama bu rahatlatsın biraz sizi. Gölcük depreminde fay hattı direkt şehrin altından geçti, ona rağmen sağlam kalan binalar vardı düşünün. Demek ki, deprem öldürmez, bina öldürür lafı oldukça doğru. Binanıza sağlamlık raporu alın biran önce. Binanız sağlamsa hiç korkmayın.bende de üç yaşında bir tane sıpa var ama güçlü hissedemiyorum kendimi ondan dedim. Bazen gidip yanına kıvrılıyorum. Yetişemezsem depremde diye.
bencede öyleBence çocuklu insanlar birbirleriyle depremi konuşmamalı. =) Hele çocuklu bir insan, depremi yaşamış çocuklu bir insanla hiç konuşmamalı. Bence beni yok sayın. =)) Valla. Yani ne desem kafamda kırk kere tartıyorum, çocuk konusu o kadar hassas ki, ne korku tetiklemek isterim ne başka şey. Şu Eylül'deki 5,8 lik depremden sonra, tası tarağı toplayıp şehir merkezinden uzak bir yere taşındık. Acayip bir olağanüstü hal durumundayım aslında yani. Her gece yatmadan kafamda tatbikat yapıyorum, eşimi test ediyorum, deprem anında hangi kızımıza koşacaksın diye. İkimiz de aynısına koşamayız çünkü. Küçüğü emziriyorum, büyük bana çok düşkün, hangisine koşacağımı seçmek bile iki ucu şeyli değnek. Ne bileyim, öyle işte.
Can havliyle kendinizi dışarı atlamamalısınız ama. Deprem anında en tehlikeli yerler merdivenler, önce oralar çöküyor. Gölcük depreminde ev çökmediği halde, merdivenlerde kaldıkları için ölen o kadar çok insan oldu ki. O yüzden olabildiğince soğukkanlı olmak gerekiyor. Ya da deprem devam ederken dışarı çıktınız diyelim, kafanıza bir şeyler inme ihtimali de yüksek; klima motorları, saksılar, kiremitler, tabelalar gibi...
Ve can havliyle evlatlarımı ardımda bırakır mıyım demişsiniz ya... Vardır elbette öyle yapanlar. Ama bunun korkusunu şimdiden yaşayan bir anne bunu yapamaz bence. İnsan kendi canının derdini bırakıyor, evlatlarına koşuyor öyle durumlarda.
Teşekkür ederim.Allah size bağışlasın kuzucuğu. Bir yerde doğa karşısında hepimiz aciziz. Sanırım az önce konunuzu gördüm, Eskişehir'de yaşıyorsunuz, bir ev meseleniz vardı. Eskişehir 2.derece deprem bölgesi, hatta bazı yerleri 3. derece. Kötünün iyisi belki de ama bu rahatlatsın biraz sizi. Gölcük depreminde fay hattı direkt şehrin altından geçti, ona rağmen sağlam kalan binalar vardı düşünün. Demek ki, deprem öldürmez, bina öldürür lafı oldukça doğru. Binanıza sağlamlık raporu alın biran önce. Binanız sağlamsa hiç korkmayın.
Bence çocuklu insanlar birbirleriyle depremi konuşmamalı. =) Hele çocuklu bir insan, depremi yaşamış çocuklu bir insanla hiç konuşmamalı. Bence beni yok sayın. =)) Valla. Yani ne desem kafamda kırk kere tartıyorum, çocuk konusu o kadar hassas ki, ne korku tetiklemek isterim ne başka şey. Şu Eylül'deki 5,8 lik depremden sonra, tası tarağı toplayıp şehir merkezinden uzak bir yere taşındık. Acayip bir olağanüstü hal durumundayım aslında yani. Her gece yatmadan kafamda tatbikat yapıyorum, eşimi test ediyorum, deprem anında hangi kızımıza koşacaksın diye. İkimiz de aynısına koşamayız çünkü. Küçüğü emziriyorum, büyük bana çok düşkün, hangisine koşacağımı seçmek bile iki ucu şeyli değnek. Ne bileyim, öyle işte.
Can havliyle kendinizi dışarı atlamamalısınız ama. Deprem anında en tehlikeli yerler merdivenler, önce oralar çöküyor. Gölcük depreminde ev çökmediği halde, merdivenlerde kaldıkları için ölen o kadar çok insan oldu ki. O yüzden olabildiğince soğukkanlı olmak gerekiyor. Ya da deprem devam ederken dışarı çıktınız diyelim, kafanıza bir şeyler inme ihtimali de yüksek; klima motorları, saksılar, kiremitler, tabelalar gibi...
Ve can havliyle evlatlarımı ardımda bırakır mıyım demişsiniz ya... Vardır elbette öyle yapanlar. Ama bunun korkusunu şimdiden yaşayan bir anne bunu yapamaz bence. İnsan kendi canının derdini bırakıyor, evlatlarına koşuyor öyle durumlarda.
Bu arada lutfen konunuzu yeniden düzenleyip "buzdolabı, kapı eşiği" kısmını silermisiniz? Gercekten çok yanlış örnekler arkadaşlarımızı yanlış bilgilendirmeyelim üstte de yazdığım gibi deprem aninda buz dolabı bulaşik camaşır makinesi kagit gibi eziliyor kapı eşiğinde durmak tamamen ölüme davetiye çıkarıyor
Akut şu an neden buzdolabı çamaşor makinesi yanında durabilirsiniz diyor o zaman
Çok ilginç
Keşke birisi yüzde 100 doğru bilgi aktarsa
Duadan başka birşey gelmiyor elden hayat kalitelerimiz bozuldu bu gerçekevet o çaresizlik çok kötü ya ben kalırım sevdiklerime bir şey olursa naparım diye düşünmekten kafayı yiycem, çevremde kolonu çatlamış halde oturan o kadar kişi var ki belli onuların sonu ama ne belediye ne bakanlık bir şey yapmıyor topkı elazığda yapmadığı gibi bina yıkılınca gelirler enkaza ah vah demeye
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?