Bir üyeye boşan demeden önce genelde tüm konularını okurum.
Daha önceden benzer çıkmazları yaşayan bir üyeye konusunda direkt olarak geçmişle ilgili hatırlatma yaptıgımda "kapatmaya çalıştıgımız yaralarımızı açtınız" şeklinde bir tepki aldıgım, inanmadıgım bir "degisim"den bahsedildigi, konunun ekseni eşi ve kendi kararlarını savunmaya döndügü ve dolayısıyla hiçbir yardımım dokunmadıgını düşündügüm için sizin konunuzda yazmama kararı almıştım.
Konunuzda şiddetten, saygısızlıktan bahsediyordum ancak siz o konuda pek açık vermiyordunuz (bilincli saklamak, sinsilik manasında demiyorum) ve terapilerden söz ediyordunuz...
Kaldı ki sizinle hoş olmayan bir konuda karşılaşmıştık ve bana tepkisel yaklaşıp kendi karanlıgınızı tercih etme olasılıgınızı da yüksek görüyordum açıkçası. (fakat böyle bir tavrınız olmadıgı için kendi adıma ve sizin adınıza teşekkür ederim)
En başından beri ayrılamamanızın nedeninin, tamamen tek başına kalmaktan korkmanız ve kendi hayatınızla ilgili sorumluluk almaktan kaçmanızla alakalı oldugunu düşünüyorum.
Bu nedenle yasadıgınız olaylar için 3. kişileri suclamaktan uzaklaşıp öfkenizi, direkt buna neden olan kişiye yöneltmeniz için yazdım.
Sonrasın belki ısrarcı olmamakla hata yaptım ancak belli bir noktadan sonra düşüncelerimi eşinize ve sonrasında size hakaret vari bir şekilde aktarmaktan çekindigim için çekilmeyi tercih ettim.
Seven bir insanın neler yapacagını yazmayayım, dönüp aynaya bakabilirsiniz. Fakat sevmeyen bir insanın neler yapacagını sorarsanız eşinize bakabilirsiniz...
İşin tuhafı tüm bunların aslında farkındasınız ve asıl kabullenemediginiz şeyin aile tartışmasından ziyade, davranışlarında oldugu gibi eşinizin sözlerle de bunu kanıtlaması ve siz her şeye ragmen kendinizi adarcasına devam ettiginiz evlilikte son nokta olarak gördügünüz şeyde onun kayıtsızlıgı oldugunu düşünüyorum.
Yanlış bir şey demek istemiyorum ancak adeta şiddeti vs degil sevilmemeyi kabullenemiyor ve bunun için ugraşıyor gibi bir haliniz var. Çıkmaza girdiginizde ise eşinizin gösterişleri ile teselli bulup adanmışlıga kaldıgınız yerden devam etmek için bir neden buluyorsunuz... Belli bir noktadan sonra bu durum iyi niyet veya sabır ile açıklanamaz bence.
Eşinizin tekrar eski haline dönme ihtimalinden bahsedilmiş fakat bugun saçınıza yapışmaması aynı kişi olmaktan vazgectigi anlamına gelmiyor. Hala size aynı konuda baskı uyguluyor sadece şiddeti ya başka seylere yönlendiriyor ya da size uyguladıgı hali biçim değiştiriyor.
Son sorularınıza eşinizin tatmin edici yanıtlar verdigini hatta aileyle ilgili meselelerin hiçbirinin yaşanmadıgını farzedelim.
Siz saglıgınızla ugraşırken, tıbben cocuk konusunu ertelemeniz gerektigini eşiniz gayet iyi biliyorken "Evlendik evleneli başkalarının çocukalarını sevmeye muhtaç ettin beni " cümlesini bir insan neden kurar? Daha dogrusu bu cümleyi karısına söyleyen kişi "insan" olur mu? Ondan "eş" olur mu?
Buna karşın cocuk kararını artık alabileceginiz için eşinizin suskunluguna alındıgınızdan da bahsetmiştiniz. Onun isteklerinin artık gerçekleşebilecek olması sizin için bu kadar mı öncelikliydi ki eş olmadan baba olması konusuna sıcak bakıp onun artık ısrar etmemesine üzülmüştünüz?
Kendinizden, eşiniz için vazgeçer bir vaziyettesiniz maalesef. Her davranışınızla da bunu onaylıyorsunuz.
Bakın her probleminizde ya unutamayacagınız bir davranış ya da bir cümle karşınıza çıkıyor. Gerçi siz unutmayı seçiyorsunuz...
Sinirliyken yaptım veya söyledim demek tüm suçları ortadan kaldırıyorsa o zaman sinirli bir günümüzde hepimiz katliam yapalım, böyle birşeyi aklınız alıyor mu? Yanıtınız hayır ise eşinizin size karşı işledigi suçlara, haksızlıga daha fazla izin vermeyin.
Çok temel bir ayrımdan bahsediyorum ve daha fazla nasıl açıklayabilirim nasıl örneklerim gerçekten bilmiyorum.
Lütfen kendinize değer verin, bahanelerin arkasına sıgınmayın, korkularınızla yüzleşin, olanaklarınızın farkında olun, sizi gerçekten seven yani değer veren insanların sevgisiyle sarın kendinizi, saygı duymanın sevginin temeli oldugunu unutmayın ve önce kendinizi sevin, sizi huzursuz eden o ortamdan uzaklaşmak için bir adım atın.
Yanan bir gemidesiniz demiştim, kül olmasını beklemenize gerek yok. Ama yine sizin tercihiniz tabii ki.