hayırlı geceler hanımlar
kusura bakmayın yazamadım
öncelikle benim eski konularımı sakladığım yok
evet ben arkadaşım için üzüldüm siddetin büyüğü küçüğü olmaz elbette ben belki bir kez itilmiştim ama o saatlerce dayak yemişti
belkide onun acısını kendi yuregimde daha fazla hissettim
ve benim en çok cekindiğim konu ailesinin haberi olmuştu ve ailesi tekrardan yollamıştı
bende hep korktum bundan aileme söylersem nasıl karşılar?
kızım tekrar dene derlerse ben aileme bir kez daha nasıl giderim
evet 28 yaşındayım maddi özgürlüğüm var ama ya manevi özgürlüğüm
ben bir kez ailemi aldım karşıma bir kez daha almam için zamana ihtiyacım var
en baştan beri boşanmam en doğru olan şeydi biliyorum ama hiç bir zaman cesaret edemedim
ben baba mı çok severim ve babasız çocuklar hep üzer beni
benim kalbim böyle hassas diye
hep acindirdilar kendilerini babamız yok şu çileleri çektik diye
iyi niyetimi kullandılar
ben dayak yerim yada eşim yüzünden değil
hep kendi vicdanimin esiri oldum...
o yüzden bu kadar taviz verdim malesed
bir kadın düşünün zayıf, korkak
belki doğuştan böyle
belkide sonradan bu hale getirilmiş
dünyaya geldiğinden annesinden ayrılmış, ağzındaki ilk tad bile annesinin sütü değilmiş...
anne aylar sonra çıkmış komadan...
bu güvensizlik daha ilk doğduğu andan beri ki savunmasızlığı belki bu yüzdendir...
eşimi 6 yıldır tanıyor olacağım ama yalnızca isim olarak
huy olarak onu tanıyamıyorum, kavrayamıyorum ve anlayamıyorum
evliligimizin ilk ayından beri acımasızca davranan birisi
duygularımı hiçe sayan
fiziksel şiddete eğilimli zaten psikolojik şiddeti hak getire
bizim evliligimizin 3 veyahutta 4 haftasında gorumcemler geldi
onlarla tartıştık eşim bana evden çıkma dedi ben geliyorum demesine rağmen çok sinirlerim bozuldu kalplerini kırmamak için çıktım
benim yıllarca suçum bu eşim çıkma dediğinde çıkmışım
eşim peşimden geldi çok sinirlendim dedim ama o kızdı bana ve eve gitti...
kardeşleri evde her zaman ki gibi "sen bizim babamızsın, biz yetimiz yengemiz bizi evden kovdu demişlerdi. eşim öyle birşey yapmadığımı bile bile bana inanmasina rağmen onlar haklıymış gibi davrandı
tartışma sebebi ise benim evimin yan tarafı erkek yurduydu bende kapalı bir bayanım perdelerin açık olmamasını istemeyisimdi
daha sonra onlar gitmesine rağmen bizim kavgalarımiz siddetlendikce şiddetlendi
bir gün biz yine tartışırken ben oturuyordum yerde yanıma yaklaştı saçlarımdan tutup yere itti...
biz bundan sonra zaten hiç toparlanmadık
hep zehir zembelek geçti günlerimiz yıllarımız
yeri geldi yaşadığımız sinir harplerinde ben tokat attım ona
çok yanlıştı biliyorum ve bana yakışmayan bir davranıştı
sonrasında bana karşı asla boyle birseyi olmadı
ben hep onu anlamaya çalıştım o benim vicdanı mi kullanırken
babasız terör bölgesinde
üvey baba şiddeti ile yoklukla büyüdüğü için...
ama bir gün yapılan haksızlıklara dayanamayıp "yalnızca yetimlerin hakkı yenilmez siz yediğin benim haklarımı nasıl ödeyeceksin dedim"...
gerçekten yalnızca yetimler mi üzülürdü yetimler mi ağlardı?
ne zaman ki kullanıldığı mi anladım işte o zaman artık bir durun dedim
o kadar taviz vermiştim ki
durdurması kolay olmadı olmuyorda
ben öyle bir bayan gibi değilim aslında
işvem cilvem nazım yoktur
ama beni.bile kırmayı başardılar ailecek...
ona karşı bunca şeyin üstüne cinsel anlamda isteksiz oldum
bunda bile beni suçladı
ben beni sevmediğını hissettiğim bir erkekle nasıl sevişebilirdim...
size şu gercegi söylemem gerekiyor ki
bende üniversite yıllarında uzunca psikolojik tedaviler gördüm
bana yapılanları olanları algılamam bu yüzden çokça zamanı mı aldı
ben şuan zaten bu evlilik yürüsün diye birşey yapmıyorum
yalnızca bitme durumunu göze alarak ortamı oluşturmaya çabalıyorum
sizde biliyorsunuz ki bir insan çok kötü olur kolayca vazgeçilen insan olmaktan ne yazık ki
belki benim yaşantım ve işim size paralel gelmeyecek ama
ben akademisyenim
öğrencileri çok severim ve ben işime evde ki problemleri asla taşımam
onun soyadı ile yayınlanmış bir çok makalem var inanın bunları bile düşünmek zorundayım ne yazık ki
neleri kaybedeceği mi neleri kazanacağı mi çok ince düşünmem gerekli
burada.birinin yorumunu okumuştum bayan boşanma kararı verdikten 4 yıl sonra boşanmıştı ben o kadar zaman beklemeyi düşünmüyorum ama şartları olgunlaştırmam lazım gerçekten
hepinizi anlıyor ve hepinize hak veriyorum...
Ailenizle ilgili durum önemsenmeyecek birşey vs. demeyecegim fakat boşanmanıza engel degil, sizi evlatlıktan reddedecek de degiller, öyle olsa bile sizin hayatınızdan geleceginizden değerli degil hiçbir şey. Dolayısıyla bu kaygılarınızı dayandırabileceginiz bir gerceklik yok.
Boşandıktan sonra akademik isim vb sebeplerle eski eşinizin soyadını kullanmaya devam edebilirsiniz, bu bahaneyi de eledik. Hep öyle mi yaşayacagım derseniz zaten iki soyad sonrasında aşamalı olarak eski soyadınıza geri dönersiniz.
Bu arada konularınızı sakladıgınızı iddia etmedim, zaten böyle birşeyi forumda yapabilmeniz de imkansız.
Herkes kendi hayatından mesul ancak birinin hayatıyla ilgili yorum yaptıgımızı unutmamak gerek. Okumadan barışmanızı teşvik edemem mesela ben, tekrar dayak yemenizin ya da işiteceklerinizin vicdani sorumlulugunu paylaşamam.
Bazı şeyler cocuklugunuza dayanabilir, keza eşinizin geri döndürülemez yanlışları da gecmisteki sıkıntılardan kaynaklanabilir hatta ailesinin de... Alınmayın ama söyleme gerekliligi hissediyorum, kendinize ve diger insanlara acımak yerine sevgiyi, saygıyı ön plana cıkarın.
Bunu şimdiye kadar yapmış olsaydınız saygısızlıga evliligin normalleri arasında yer vermez, sevgisizlige tahammülünüz olmadıgında da o kişi(ler)den beklentilerinizi karşılamalarını talep etmek yerine daha net davranıslarda bulunurdunuz.
Acımayın, sevin ve bunu hakeden insanlarla paylaşın. Ama önce kendinize saygınız için savaşın, kendiniz için birşeyler yapın. Bu, kendinize değer vermenin ve dolayısıyla sevmenin de bir yöntemidir mesela.
O sizin saçınızdan tuttugunda karşı koyabilmeniz ile siz tokat attıgınızda onun karşı koyması aynı şeyler degil çünkü aynı güçte degilsiniz. Bu durumda sizden güçsüzü ezmek üzere uyguladıgınız bir şiddet yok, dolayısıyla onun yaptıgı aşagılık davranışla bir tutar ya da ödeşmek olarak sayarsanız yanılacagınızı şimdiden belirteyim.
Kar- zarar hesabına bakarsak siz evlendiginizden beri kayıp içindesiniz. Güzel anılarınız da birikmiştir belki fakat sizin yaşama sıkı tutunabilmenizi saglayacak sekilde kaybettiklerinizi kazanmak istiyorsanız bunun yolu sizi mutsuz eden seyleri hayatınızdan cıkarmaktan geçiyor.
Yarın birden bire bu kararı vermek istemediginizin farkındayım. Düşünmeden davranıp sonra pisman olup geri dönmektense kendinize zaman tanımanız daha mantıklı tabii ki. Ancak düşünürken bahanelerle aklınızı bulandırıp kendi kendinizi kandırmazsınız umarım...
Kaldı ki tam tersi bir karar da verebilirsiniz, iyisiyle kötüsüyle tüm tecrübeleriyle bu sizin hayatınız.
Fakat cocuk için de bir engel kalmadıgını düşündügünüz bir dönemde bir bebegi de buna ortak etmeyi planladıgınızda durum değişir.