Nerden başlasam günlük...
Gerçi bana yakın olan insanlar pek bunları yazmam taraftarı değiller ama benim de buraya bir açıklama borcum var.
İşsizim, para suyunu çekti, beş kuruşum yok, evdekilerin de benden pek bir farkı olduğu söylenemez. Nerdeyse otuz yaşıma geldim, hala kendime bir hayat kuramadım, ayaklarımın üzerinde bir türlü duramadım. Kafa sallayıp duran, dalkavuk bir işçi olmadığım için hiçbir yerde duramıyorum. Mutlaka iş yerlerinde bir gerginlik oluyor, hatalara-haksızlıklara kafa tutuyorum. Sonra ya ben ayrılıyorum, ya onlar beni atıyorlar. Böyle devam edeceğini de yavaş yavaş kanıksıyorum. Toplum ortalamasına daha fazla uyan, hak-hukuk-huzur yerine cebini düşünen insanlardan olabilseydim keşke diyorum... Keşke o yönümü törpüleyebilseydim ama olmuyor. Her bir ego görüşümde içimdeki canavar fırlayıp ortalığı yıkmaya başlıyor.
Bizim evde herkes çalıştığı için anca akşam gelirler eve, kahvaltıyla geçiştirirler yemeği... Olmadı makarna, pilav yaparlar. Sebze ya da et yemeği hafta sonunda pişerse pişer. Yani evdekilerin yedikleri, benim yemek istediklerim ya da yemem gerekenlerle tamamen zıt. Esmer ekmekti, yağsız peynirdi, meyveydi babama aldırıyordum. Ama iki gün önce o da yük olduğumu gayet açık bir şekilde ima etti sağolsun. Hiçbir şey istemem artık, zaten istediğim şeyler de gerekenlerin sadece 1/5'i... Zaten ne zaman bir şey istesem ve alınsa kıymete biner, herkes onu yemeye başlar. Süt içmezler, ben isteyince o 1 litrelik sütler 1 günde biter, yoğurt da öyle... Esmer ekmeği sevmediklerini söylerler ama nedense eve bir kepek, bir çavdar ekmeği girecek olsun, ben daha yüzünü göremeden ucunda azıcık bir şey kalmış olur.
Yani para olmadan rejim bile yapılmıyor. Günlerdir beyaz ekmek yemekten o kadar suçluluk hissettim ki, bugün ekmek yemeyeyim dedim. Kahvaltı niyetine sadece bir tane elma yedim. Ama açlığın yarattığı mide bulantısıyla o da yerinde durmadı zaten.
Buffy, areser ya da günlüğü takip edip de benden menü bekleyen başkaları varsa eğer, artık beklemeyin. Çünkü menü yazmayacağım. Kendimce dikkat etmeye çalışacağım ama makarna, beyaz ekmek ve yağlı peynir arasında ne kadar dikkat edebilirsem anca o kadar dikkat edeceğim.
Ama biliyor musun günlük, her şeyi bitirebilecek bir şey var. Kendimi bildim bileli hep yapmak istediğim ve sonunda bir yıl önce beni en çok onun mutlu edeceğini kabul edip o konuda çalışmaya başladığım bir şey... Ama zaman daralıyor. Eğer onu gerçekten başarmak istiyorsam önümdeki günler sayılı... 6 ay, belki bir yıl... Ama eninde sonunda bir gün öyle bir an gelecek ki, istediğim şeyi yapmam artık mümkün olmayacak, izin vermeyecekler bana...
Ne istediğimi bu kadar bildiğim ve kalan sürenin farkında olduğum için ben de kendimi o konuya vermek istiyorum artık. Nasılsa bir işe girebileceğim, girsem de kalabileceğim yok. Ben de tüm günümü bu konuya ayırmak istiyorum. Hayatımda ilk defa kilo vermek, öncelikler listemde 2. sıraya düşmüş oldu. :)
Belki bu anlattıklarım bahane gibi görülecek. Belki abarttığım, kendimi acındırdığım düşünülecek. Ama ben gerekli açıklamamı yaptım ve olası okuyanlara karşı borcumu ödedim. Bundan sonra da özel hayatımla ilgili pek konuşmayacağım zaten.
Belki menü yazmayacağım, belki her gün spor yapmayacağım ama sana yine de her gün yazacağım. O gün attığım 2 adım olsun, eksilen 100 gram olsun... Bu günlük hala benim güç kaynağı; tüm bu günlük hayatın içinde, bana yapılacak bir görevim daha olduğunu hatırlatan tek şey...
En kısa zamanda tekrar görüşmek üzere...