Günümüzde anne adayları ne kadar bilinçli olsalar da halk arasında bilinen bazı hurafelere inanırlar. Peki, nedir bu hurafelerin doğruları?

Doğum ve Perinatoloji Uzmanı Profesör Doktor Melih Atahan Güven, hamilelik hakkında toplumda yerleşmiş olan ‘yanlış’ bilgilerin ‘doğru’larını sıraladı.

1.Yanlış: Hamilelikte manikür-pedikür yapılmaz, saç boyanmaz

Sanılanın aksine steril ve hijyenik ortamda yapıldığında manikür-pedikür yaptırmanın bir sakıncası yok. Tırnağa oje sürmekle de bebeğe zararlı bir etki oluşmuyor. Hamile kalınca hemen her anne adayında “saç boyatmanın zararlı olup olmadığı” sorusu akla geliyor. Zararlı ajanların bebeğe etki edebilmesi için öncelikle anne adayının kanında belli bir seviyeye ulaşması ve de plasentadan geçip bebeğin kanına karışması gerekiyor. Dolayısıyla saç boyama sırasında kullanılan boyanın saç dersinden anne kanına karışması mümkün görünmüyor veya önemsenmeyecek düzeyde olduğu düşünülüyor. Bugüne kadar saç boyama sonrası bebeğe zararlı olduğu ispatla gösterilmiş bir vaka haberi de yok. Aslında dikkat edilmesi gereken nokta; kuaför salonu ortamında boya kokusunu uzun süre solumamak. Bununla birlikte, bitkisel bir boya ve havadar (bol oksijenli) bir ortam tercih edilmeli.

2.Yanlış: Anne güzelleşirse erkek, çirkinleşirse kız olur

“Anne güzelleşirse erkek, çirkinleşirse kız olur.” İşte, hamilelik hurafelerinden biri daha. Yaygın inanışın aksine anne karnının yayvan veya sivri olması, bebeğin cinsiyetini ifade etmiyor. Anne adayının vücut yapısına bağlı olarak (kısa veya uzun boylu olması gibi) karnın şekli değişken olabiliyor. Cinsiyet rahme cenin yerleştiği anda belli olmakla beraber ultrasonda ancak 11-12. hamilelik haftasında yüzde 90 doğruluk payı ile 17. haftada ise yüzde 100 tespit edilerek söylenebiliyor.

3.Yanlış: 7 aylıkken doğan bebek yaşar, 8 aylık doğan bebek yaşamaz

Doğum haftası ne kadar ileri olursa, bebeğin yaşama şansı ve erken doğuma bağlı hasarlar o kadar az oluyor. Bugün, modern yenidoğan ünitesi koşullarında, 8 aylık tabir edilen 32. hamilelik haftasında doğumdan sonra bebek ölümü hemen hemen hiç yaşanmıyor. 28-32. haftalar arası doğanlar kritik olup, asıl problem 28. hafta altında doğanlarda görülüyor.

4.Yanlış: Hamileliğin 5. ayından sonra mide ekşimesi bebeğin saçlarının çıktığını gösterir

Yaygın inanışın aksine 5 aydan sonra mide ekşimesi bebeğin saçlı olduğunun bir göstergesi değildir. Hamilelikle birlikte rahmin büyümesi, mide-yemek borusu bileşkesinin yer ve açısının değişmesi sonucu reflü gelişebiliyor. Şikâyet, yemekten sonra mide asidinin yemek borusuna kaçması ve gögüs kafesinin arkasında yanma hissedilmesi şeklinde oluyor. Sıklıkla 20. hamilelik haftasından sonra oluşuyor.

5.Yanlış: Anne adayı çiğ ete dokunmamalı

Eğer anne adayı hamilelik öncesinde Toksoplazma enfeksiyonu geçirmemişse, hamileliğin özellikle ilk 3 ayında bu enfeksiyonu geçirmesi bebekte kalıcı sekellere neden olabiliyor. Bu sebeple anne adaylarına “çiğ et yeme, sebzeleri iyi yıka” deniyor. Ancak çiğ ete dokunmakla bu enfeksiyonun geçtiği görülmemiş.

6.Yanlış: Bebeğin suyunu artırmak için bolca su içmeli

“Bebeğin suyu” diye ifade edilen aslında bebeğin idrarı oluyor. Anne karnındaki bebeğin 12. haftadan itibaren idrarını yapmasıyla bu amniyon sıvısı (bebeğin suyu) oluşuyor. Eğer anne adayının su kesesi açılmadıysa, su azalması sıklıkla bebekte karın çevresi küçülmesi ve gelişme geriliğiyle birlikte oluyor. Bu durumun ana sebebi ise plasentanın (bebeğin eşi) bebeği yeterince besleyememesi. Böylece bebeğin kilosu ve suyu azalıyor. Anne adayının çok yemek yemesi ve çok su içmesinin hiçbir faydası olmuyor. Bu durumda anne adayının hemen bir Perinatoloji Uzmanına başvurması gerekiyor.

Doğal Bebek Maması Nasıl Yapılır? Tıklayınız!

7.Yanlış: Uçağa binmek, havalimanında detektörden geçmek zararlıdır

Anne adayı seyahat edecekse yolculuk aracı olarak en kısa sürecek olanı seçmeli. Uçak içinde dengelenmiş bir ortam olduğu için karadaki ortamdan farklı olmuyor. Dolayısıyla hamileler erken doğumu tehdidi yoksa uçakla seyahat edebilirler. Havalimanında içinden geçilen dedektörler de metal tespiti için olup, X ışını içermiyor ve bebeğe zarar vermiyor.

8. Yanlış: Ceviz, balık, folik asit bebeği zeki yapar

Cevizde olan yüksek omega-3 düzeyi ile anne adayında kalp damar hastalıkları, diyabet riski ve yüksek tansiyon riski azalıyor. Ancak bunun bebeğin zekasına bir etkisi olmuyor. Balık da omega-3, B6, B12 ve E vitamin yönünden zengin. Özellikle Somon, uskumru, sardalye, ton balığı hamilelikte öneriliyor. Cevizde olduğu gibi beyin gelişiminde yer alan aminoaistler balıkta da bulunuyor. Beyin gelişimine faydası olmakla beraber, zekayı artırıcı yönde bir etki yaratmıyor. Folik asit takviyesi nöral tüp defekti (belde açıklık vs) riskini yüzde 50 azaltıyor. Ancak bebeğin zekasına faydası olmuyor.

9. Yanlış: Sık sık ultrason takibi yaptırmak iyidir

Dünya Sağlık Örgütü; hamilelik boyunca: 11-14. gebelik haftasında bebeğin Down Sendromu açısından değerlendirilmesi (ikili kombine test, ense kalınlığı testi), 22. haftada bebeğin anatomisinin değerlendirilmesi (ayrıntılı-detaylı ultrason) , 30. haftada gelişme geriliğine bakılması ve 36. haftada genel değerlendirme olmak üzere hamilelik boyunca 4 ultrason takibi öneriyor. Dolayısıyla hamilelikte bebeğin kalp atışları izlendikten sonra 4 temel ultrason takibi bebeğin sağlığı için yeterli oluyor. 15 günde bir ultrasona girerek bebeğe bakılmasının hiçbir faydası olmayacağı gibi, fazla sayıda ultrason takibi nedeniyle bebekte bazı risk artışlarının (ses dalgalarının bebek üzerine etkisi) oluşabileceğine dair veriler artıyor.

10. Yanlış: Bebeğin burun kemiği varsa down sendromlu değildir

Down Sendromlu bebeklerin yüzde 65’inde, yani Down sendromlu doğan her 3 bebekten ikisinde bebeğin burun kemiğinin gelişimi yetersiz veya eksik oluyor. Görüldüğü gibi, hem Down Sendromlu hem de burun kemiği gelişmiş bebek olabiliyor. Anne karnında Down Sendromu’nun yüzde 100 tanısı ancak CVS (plasentadan örnek alma) veya amniyosentez (su alma) ile tespit edilebiliyor.

Hürriyet Aile