Etiket: Diyet

  • Pişmanlık Çorbası ile Zayıflama

    Pişmanlık Çorbası ile Zayıflama

    Son günlerde hızlı kilo verdiren ve ödem atan ilginç bir çorba gündemde.

    İçeriğinde bol malzeme olan ve özellikle ağır yemekli özel günlerden sonra, yani pişman olunca, öğlen ve akşam yemeği yerine 1 kase bu çorbadan tüketilmesi gerekiyor.
    İsmi: “Pişmanlık Çorbası

    Metabolizma hızlandıran, ödem atan ve jet hızında kilo verdiren Pişmanlık çorbasının tarifini ise şöyle :

    Pişmanlık Çorbası Tarifi

    Malzemeler:

    • 2 yemek kaşığı tane keten tohumu veya chia tohumu
    • 1 çay bardağı haşlanmış barbunya
    • 2 yemek kaşığı pilavlık bulgur
    • 2 adet kabak
    • 4-5 dal beyaz lahana
    • 3 adet sivri biber
    • 2 adet orta boy kuru soğan
    • 3 diş orta boy sarımsak
    • 1 tatlı kaşığı taze zencefil
    • 1 yemek kaşığı domates salçası
    • 2 litre su

    Pişmanlık Çorbası ile Zayıflama | 1

    Hazırlanışı:

    • Soğan ve sarımsağın kabuklarını soyup dilimleyin ve büyük bir çorba tenceresine alın.
    • Bulgur ve barbunyayı yıkayıp süzdükten sonra çorba tenceresine ekleyin.
    • Sivri biber, zencefil, lahana ve kabak doğrayıp diğer malzemelerin üzerine ilave edin.
    • Tencereye suyu ve salçayı alıp iyice karıştırın ve orta dereceli ateşte yaklaşık 40 dakika, soğanlar yumuşayana kadar pişirin.
    • Çorba piştikten sonra el blender’ıyla çekip pürüzsüz kıvama getirin.
    • En son chia tohumu veya keten tohumunu ekleyin.

    Dyt. Ayşe Tuğba Şengel

     

    Kaynak: milliyet.com.tr/pismanlik-corbasi-pembenar-yazardetay-diyet-2373085/

  • Akdeniz diyeti beyin için de yararlı

    Akdeniz diyeti beyin için de yararlı

    Genel sağlık açısından hemen hemen her uzmanın önerdiği Akdeniz tipi beslenmenin yaşlıların beyin hacimleri üzerinde de etkili olabileceği ortaya çıktı.

    Araştırmacılar, Akdeniz diyeti uygulayan yaşlıların beyin hacimlerinin, bu diyeti uygulamayanlardan daha büyük olduğunu belirledi.

    Sonuçları, “American Academy of Neurology” tıp dergisinin internet sitesi Neurology’da yayımlanan çalışmada, araştırmacılar, Akdeniz diyeti uygulayan yaşlıları üç yıl boyunca takip ederek beyinlerindeki değişimi inceledi.

    Çalışmanın lideri İskoçya’nın Edinburgh Üniversitesinden Michelle Luciano, “Yaşlandıkça, beyin büzüşür. Bizler öğrenmemizi ve hafızamızı etkileyen beyin hücrelerimizi kaybederiz” diyerek araştırmanın, Akdeniz diyetinin beyin sağlığına olumlu etkisi olduğu kanısını güçlendirdiğini söyledi. Luciano, öte yandan bulgularının doğrulanması için daha fazla çalışma yapılması gerektiğini sözlerine ekledi.

    Araştırma çerçevesinde demans (bunama) hastası olmayan 70’li yaşlarında 967 İskoçyalının yeme alışkanlıkları hakkında bilgi edinildi.

    Akdeniz diyetini yakından takip etmeyen kişilerin beyin hacimlerinde, diyeti daha doğru uygulayanlara göre üç yıl boyunca kayıp olasılığının daha yüksek olduğu görüldü.

    AKDENİZ DİYETİ BEYİN HACMİNİ ETKİLİYOR

    Beslenme alışkanlıklarındaki farklılığın, Akdeniz diyetini uygulayanların toplam beyin hacminde görülen yüzde 0,5’lik küçülmeyi izah ettiği kaydedilirken, bunun normal yaşlanma sürecinde gözlenenin yarısı kadar olduğuna dikkat çekildi.

    Araştırma sırasında beyin hacmini etkileyebilecek, yaş, eğitim, diyabet veya yüksek tansiyon gibi faktörler de göz önünde bulunduruldu.

    Öte yandan araştırma, gri madde hacmi veya kortikal kalınlık ile Akdeniz diyetinin arasında hiçbir ilişki olmadığını gösterdi.

    AKDENİZ TİPİ BESLENMENİN VAZGEÇİLMEZLERİ

    Araştırmacılar, aynı zamanda, geçmişte konuyla ilgili yapılan çalışmaların aksine, daha fazla balık daha az et tüketmenin de beyindeki bu değişimlerle bağlantısı bulunmadığını açıkladı.

    Akdeniz diyeti, büyük miktarda meyve, sebze, zeytin yağı, fasulye, buğday ve pirinç gibi tahıllar, makul miktarlarda balık ve süt ürünleri ile sınırlı miktarda kırmızı et ve kümes hayvanlarını içeriyor.

     

    Kaynak: ntv.com.tr

  • Sumaklı Yoğurt Kürü ile Göbek Eritme

    Sumaklı Yoğurt Kürü ile Göbek Eritme

    Sumaklı yoğurt kürü özellikle göbek ve basen bölgesindeki yağlardan kurtulmak için oldukça etkili bir yöntemdir.

    Sumaklı Yoğurt Kürü ile Göbek Eritme

    Sumaklı Yoğurt Kürü Malzemeleri

    – 1 büyük kâse tam yağlı yoğurt

    – 1 çorba kaşığı sumak

    Sumaklı Yoğurt Kürü ile Göbek Eritme | 2

    Sumaklı Yoğurt Kürü Hazırlama

    Yoğurt ve sumağı uygun büyüklükteki bir kase içerisinde karıştırın ve tüketin. Bir bardak suyu hemen ardından yudumlayarak ve yavaş bir şekilde için.

    Bu kürden etkili bir şekilde faydalanmak istiyorsanız akşamüstü 4 -5 saatleri arasında tüketin.

    Sumaklı Yoğurt Kürü Hakkında

    İstediğiniz kiloya gelinceye kadar tüketebilirsiniz.

    Emziren annelerde sumaklı yoğurt kürünü kullanabilirler.

    Eğer yoğurt kürü ve benzeri kürleri kullanıyorsanız, birer hafta dönüşümlü olarak bu kürleri kullanabilirsiniz.

     

  • Kışın Metabolizma Hızlandırma Yolları

    Kışın Metabolizma Hızlandırma Yolları

    Takvim’de yer alan habere göre kış mevsiminde soğuyan havaların etkisiyle vücudumuz, değişen ısıya uyum sağlamak için kendi ısısını korumaya çalışıyor. Harcadığı enerjiyi azaltmak için vücudumuz, metabolizma hızını düşürüyor. Ancak düşen metabolizma hızıyla birlikte vücudumuzda depolanan enerji artıyor. Bu enerjinin çoğu, yine vücut ısımızın havalara uyum sağlaması nedeniyle yağ hücrelerine dönüşüyor. Uzmanlar, kış aylarının gelmesiyle farkında olmadan aldığımız kiloların sebebini, vücudun enerji dengesinin sağlayamaması olarak gösteriyor. Acıbadem International Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Özge Güneş, kış mevsiminde metabolizmanızı hızlandırmamızı sağlayacak püf noktalarını şöyle sıraladı:

    Kışın Metabolizma Hızlandırma Yolları

    1) FİZİKSEL AKTİVİTELERE DEVAM

    Havalar soğusa da spora devam edin. Eğer herhangi bir spor dalıyla ilgilenmiyorsanız günlük 30-40 dakikalık yürüyüşler yaparak harcadığınız enerjiyi arttırmaya özen gösterin. Böylelikle yavaşlayan metabolizma hızınızın da dengesini sağlamış olursunuz.

    2) BADEM YEMEKTEN KORKMAYIN

    Magnezyum, bakır ve yağ asidinden zengin olan bademin sindirilmesi için vücudun daha fazla enerji harcaması gerekiyor. Bunun sonucunda metabolizma hızınız artıyor. Badem ayrıca uzun süre tok hissetmenizi sağlıyor. Tüm bu özelliklerini düşündüğümüzde günlük 8-10 tane kadar çiğ badem metabolizma hızlandırıcı ve tok tutucu bir ara öğün olacaktır.

    3) UYANDIKTAN 1 SAAT SONRA KAHVALTI EDİN

    Uyandıktan sonra 1 saat içinde yapılan kahvaltı, metabolizma hızınızı yüzde 30 oranında arttırıyor. Ancak kahvaltıda yağlı gıdalardan ve şekerli besinlerden uzak durmayı unutmayın! Kahvaltınızın dengeli ve doyurucu olması için protein, mevsim yeşillikleri ve mevsim meyveleri içermesi gerekiyor.

    4) ARA ÖĞÜNLERİ ATLAMAYIN

    Metabolizma hızının azalmasının sebeplerinden biri düzensiz beslenme alışkanlığıdır. Özellikle ana öğünleri düzenli olarak tüketmek, besinlerin vücutta yağ olarak depolanmasının önüne geçiyor. İki ana öğünün arasında 4-5 saat zaman dilimi olmasına da özen gösterin.

    5) GÜNDE 10 BARDAK SU İÇİN

    Havaların soğumasıyla birlikte unutmaya başladığınız su ihtiyacınızı yeniden hatırlayın. Günde 10 bardak içmeniz metabolizma hızınızı arttırarak, aldığınız enerjinin vücutta yağ olarak depolanmasını engelleyecektir.

    6) ZENCEFİL VE TARÇIN

    Zencefil ve tarçın vücut sıcaklığını yükselterek metabolizma hızını arttırıyor. Bunların yanına bir de C vitamininden zengin olan limonu eklediğinizde hem metabolizmanızı hızlandırmış hem de bağışıklık sisteminizi güçlendirmiş olacaksınız. 1 büyük bardak kaynamış suya 1 dilim taze zencefil, 1 tane çubuk tarçın, 2 dilim limon ilave edip, karışımı 10 dakika kadar demlenmeye bırakarak çayınızı hazırlayabilirsiniz.

    7) HAMUR İŞLERİNE AMBARGO

    Yaşadığınız açlık krizlerinde aklınıza ilk gelen şekerli gıdalar ve hamur işleri oluyor. Unutmayın ki karbonhidrat içerikleri yüksek olan bu besinlerin bir çoğu, vücudunuzda yağ olarak depolanıyor. Aralarda yaşadığınız açlıklarda bu besinler yerine mevsim meyvelerinden 1 porsiyon seçmeniz kilo kontrolünü sağlamayı kolaylaştıracaktır.

    8) YEŞİL YAPRAKLI SEBZELER

    Değişen hava koşullarına uyum sağlamak için vücut direncinizi arttırın. Bu konuda C vitamini güçlü bir bağışıklık sistemiyle vücut ısınızın korunmasında en önemli vitaminlerden biri. Bunun için de C vitamininden zengin olan, ıspanak, pazı, brokoli ve karnabahar gibi yeşil yapraklı sebze yemeklerini hafta da en az 3-4 kere tüketmeniz gerekiyor. Öte yandan turunçgillerin tüketimi de bağışıklık sistemini destekliyor.

    9) TADINA BAKMADAN TUZ İLAVE ETMEYİN

    Tuzda bulunan sodyumun fazla alımı vücudunuzun su tutmasına, bunun sonucunda da ödem yapmasına neden oluyor. Daha sonra kendinizi, özellikle sabahları uyandığınızda şişkin ve kilolu hissediyorsunuz. Bunun için günlük tuz tüketiminizi 5 gram (1 çay kaşığı) ile sınırlandırmaya özen gösterin.

    10) YEŞİL ÇAYI UNUTMAYIN

    Yeşil çayın içerisinde bulunan kafein ve ‘epiogallocatechin- 3-gallat’ adındaki bileşen sinir sistemi ile kalp atış hızını ve metabolizmayı hızlandırıyor. İştahın baskılanmasına yardımcı oluyor.

  • Obezite konusunda 9 kusurlu hareket

    Obezite konusunda 9 kusurlu hareket

    Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlık raporunda, vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir sağlık sorunu olarak tanımlanmaktadır. Aşırı besin alımı, yetersiz fiziksel aktivite, kalıtım, hormonal nedenler, psikolojik sorunlar, sigarayı bırakma, alkol kullanımı gibi faktörlere bağlı olarak gelişen şişmanlık tek başına olduğu gibi komplikasyonları ile de yaşam süresini kısaltan ve yaşam kalitesini düşüren ciddi bir hastalıktır.

    Komplikasyonları arasında ilk akla gelenler: Kalp – damar hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığı, bazı kanser türleri, solunum rahatsızlıkları, karaciğer yağlanması, safra kesesi hastalıkları, eklem hastalıkları, adet düzensizlikleri, kısırlık… şeklinde sıralanabilir. Zayıflama konusunda esas tedavinin yaşam tarzı değişikliği olduğunu düşünen Uzman Diyetisyen M. Turgay Köse’ye göre en sık karşılaşılan diyet hataları aşağıda yer almaktadır:

    1. Tam karar vermeden ve uzman kontrolünden geçmeden diyete başlamak

    “İnanmak, başarmanın yarısıdır” denilir. Kişi, zayıflayanlardan hiçbir eksiğinin bulunmadığını hatta fazlasının olduğunu düşünmeli; bu fazlalıklardan da kurtulmak adına kesin karar vererek zayıflama sürecini başlatmalıdır. Tam anlamı ile karar vermeden zayıflasam iyi olur düşüncesi ile yola çıkmak baştan yenilgiyi kabullenmektir.

    Endokrinolog veya dahiliye uzmanı kontrolünden geçen birey, tahlillerini yaptırıp diyetisyen tarafından kişiye özel olarak hazırlanan beslenme modeli ile diyet tedavisine geçmelidir. Herhangi bir uzman kontrolüne girmeden başarılı olma oranı oldukça düşük seyreder. Kişi, nasıl aracı bozulunca yetkili servis elemanından destek alınıyorsa zayıflama konusuna da aynı titizlikle yaklaşmalıdır.

    2. Ağırlık kaybı konusunda yanlış hedef belirlemek

    Dünya Sağlık Örgütü’ne göre ayda 2 – 4 kg ağırlık kaybı hedeflenmelidir. 6 kg üzerindeki ağırlık kayıplarının faydadan çok zarar getireceği asla unutulmamalıdır. Büyük hedeflere küçük adımlarla ulaşılır. 20 senede alınan kilolardan 20 günde kurtulmaya çalışmak hiç gerçekçi değildir. Bu nedenle ulaşılabilir ve sağlıklı bir hedef belirlenmelidir.

    3. Uyku süresinin düzensizliği

    Yapılan bilimsel araştırmalar ışığında günlük uyku süresinin 7 – 8 saat arasında tutulması önerilmektedir. Daha az veya çok uyumak kilo alımını artırıcı etkiler göstermektedir. 7 saatten az uyuyanlarda bazı hormonların yapımında sıkıntılar oluşurken, 8 saatten fazla uyunması durumunda da metabolizma hızı yavaşlamakta, kilo alımına davetiye çıkarılmış olmaktadır.

    4. Kahvaltı başta olmak üzere öğün atlamak

    Kahvaltı yapmayan kilo almaya mahkumdur. İç organların, beynin, kasların… fonksiyon gösterebilmesi için gereken enerji, uyandıktan sonra en kısa zaman dilimi içerisinde besinler yolu ile karşılanmalıdır.

    Kanıta dayalı bilim ışığında yapılan çalışmalar, aynı miktarda enerji alsalar da 3 öğüne göre 6 öğün beslenenlerin daha kolay kilo verdiğini göstermektedir. Öğün sayısının artırılması, mideyi dolu tutarak bir sonraki öğünde fazla ve hızlı yemeyi engellemektedir. Ayrıca metabolizmayı da hızlandırıcı etkiler göstermektedir.

    Öğün atlamak, kendinize yapabileceğiniz en büyük kötülüktür. Gündüz diyet yaptığınızı düşündüren, gece ziyafet yapmanıza neden olan bu hataya sakın düşmeyin. Aç tavuk düşünde darı ambarı görür sözünden de anlaşılacağı üzere kişide mahrumiyet duygusunun oluşması bireyin yanlış alışkanlıklara, enerji içeriği yüksek olan besinlere yönelmesine sebebiyet verebilir.

    5. Hızlı yemek

    Yemek süresini uzatın. Unutmayın, tokluk hissi 20. dakikada oluşur. Her lokmadan sonra elinizden çatal – kaşığı bırakın. Yediklerinizden keyif ve tat alabilmek adına besinleri iyice çiğneyerek küçük lokmalar halinde yutmaya çalışın. Tat alma duyusunun dil olduğunu unutmayın.

    Yemek yerken kitap okumak, TV izlemek gibi herhangi bir şeyle meşgul olmayın. Yemeklerinizi sakin bir ortamda, iyice çiğneyerek tüketmeye özen gösterin. Acele etmeyin. Beslenmeyi karın doyurmak şeklinde değerlendirmeyin. Besinlerin içerisindeki gerçek tadı algılamaya çalışın.

    6. Tuz ve rafine şekerden vazgeçmemek

    Tuz ve aşırı tuzlu besinler vücutta su tutar. Dolayısıyla tartıldığınızda moralinizi bozabilir. Yemek ve ekmeklerden alınan tuz ile yetinmeye çalışın. En iyisi, masaya tuzluk getirmeyin. Gerekirse çeşitli baharatlarla yiyeceklerinizi lezzetlendirmeye çalışın.

    İnsülin seviyesinde ani değişikliğe yol açarak tekrar tatlı yeme isteği uyandıracağı için rafine şekerden de olabildiğince uzak durun. Fazla alınan enerjinin vücutta yağa dönüştüğünü unutmayın. Şeker tadından vazgeçemeyenler, kan şekeri üzerinde olumsuz etkilerinin olmaması ve enerji içermemeleri nedeniyle, rafine şeker yerine yapay tatlandırıcıları güvenle kullanabilirler.

    7. Egzersiz yapmamak

    Sadece diyet yaparak sonuç almaya çalışmak daha düşük enerjili diyet uygulanmasına, tedavi süresinin uzamasına, metabolizma hızını azalmasına, sabrın tükenmesine, kaçamakların artmasına, verilen kiloların geri alınmasına sebebiyet verir. O nedenle diyetin mutlaka egzersiz ile desteklenmesi gerekmektedir.

    8. Yeterince su içmemek

    Posalı besinlerin bahsedilen etkilerini gerçekleştirebilmesi için, gün içerisinde bayanların 2,7 lt, erkeklerin 3,7 lt su ve sıvı besinler tüketmesi gerekir. Besinlerin sindiriminden metabolik atıkların vücuttan uzaklaştırılmasına kadar pek çok aşamada önemli görevler üstlenen suyun %20’lik kaybı ölümle bile sonuçlanabilir.

    9. Umutsuzluğa kapılmak

    Aksilikler karşısında asla cesaretinizi kırmayın. Fazla yerseniz hemen karamsarlığa kapılmayın. 40 yıllık ses sanatçısı bile sahnede şarkı sözünü unutabiliyorsa, taksi şoförü bile aracını stop ettiriyorsa, sizin de diyette ufacık kaçamakları görmezden gelmeniz gerekir. Pire için yorgan yakmayın. Burada önemli olan, aynı hataları tekrarlamaktır.

    Aylar, yıllar içerisinde yerleşen fazla kilolar çok da kolay gitmeyecektir. Uzun bir maratonda, ilk başta depar atmak ne kadar yanlışsa; kısa sürede hızlı kilo kaybederek belli bir kiloda sabit kalmak ve diyeti bırakmak da o denli can sıkıcıdır. Düzenli olarak aynı çizgide ilerlemek her zaman için daha sağlıklıdır. Geç verilen kiloların kalıcı olduğu unutulmamalıdır.

    Kilo verme sürecinde felsefeniz şu olsun: Üşenmeyin, ertelemeyin, vazgeçmeyin. Sağlıklı yaşama adım atmak adına daha kaç pazartesi bekleyeceksiniz. Gün bugündür. Kendiniz için artık bir şeyler yapın ve yaşam tarzınızı mutlaka değiştirin. Kendinize iyi bakın.

    Kaynak: Uzm. Dyt. M. Turgay KÖSE

  • Stres neden kilo aldırır?

    Stres neden kilo aldırır?

    Birçok sorunda olduğu gibi stresin reçetesinin de doğada saklı olduğunu ifade eden Diyetisyen Gülay Kızıl, gün içerisinde insanların evde, okulda ve iş yerlerinde stres altında kalabildiğini ve bunun da duygusal açlığı neden olabileceğini söyledi.

    Duygusal açlığı bastırırken kilo kontrolünün de önemli olduğuna dikkat çeken Kızıl, “Mutlu olmaya çalışırken aynı zamanda da kilo kontrolümüzü de sağlamalıyız, kilo almamaya dikkat etmeliyiz” dedi.

    Stres kontrolüne yardımcı olan besinlere dikkat çeken Kızıl, muzda triptofan denilen ve alındığı zaman serotonine dönüşen aminoasitler olduğunu söyleyerek şöyle konuştu:

    Somon balığı dünyanın en iyi antidepresanlarından biri olarak kanıtlanmış omega3 bakımından çok zengin bir besindir. Günlük düzenli olarak omega 3 yağ asidi tüketen bireylerin stres seviyesi çok düşük bulunmuşken zihinsel aktiviteleri ise tam tersine çok yüksektir.

    “Potasyum minerali bakımından çok zengin olan muz, böbrek hastalarının çok da tercih etmemesi gereken bir besindir. Bunun dışında muz uyku kalitenizi arttırarak dolaylı yoldan da mutluluğunuza katkı sağlayabilir. Gece uyumadan önceki son ara öğününüzü bir porsiyon muzla yaptığınız zaman uyku kalitenizi arttırarak daha mutlu olmanız mümkün.

    Süt ürünleri de muzda olduğu gibi triptofan aminoasiti bakımından çok zengin bir besin grubudur. Bunun dışında stresle ve açlıkla da savaşmanızı kolaylaştıracak bir besin grubudur. Günde mutlaka 2 porsiyon kadar süt ve süt ürünleri alınması gerekir. Aynı zamanda kalsiyum, D vitamini, B12 vitamini yönünden de çok zengin olduğu için kemik sağlığımızı korumamıza yardımcı olacaktır.

    Bununla beraber sadece somon balığı değil omega 3 içeriği çok yüksek olan ve bize mutluluk verebilecek diğer iki besinde uskumru ve ton balığıdır. Triptofan aminoasidi içeriğiyle öne çıkan bir diğer meyvemiz incirdir. İncir size mutluluk verirken aynı zamanda cilt sağlığımızı korur ve bağırsak hareketlerimizi arttırır. Burada dikkat etmemiz gereken nokta glisemik indeksi çok yüksek bir meyve olan inciri diyabet hastalarnın porsiyon kontrolünü göz önüne alarak tüketmesi gerekir.

    Kuşkonmaz folik asit ve triptofan içeriği çok yüksek bir sebzedir. Folik asidin depresyonu önleyici etkisi kanıtlanmıştır ve folik asit birçok antidepresanın içeriğinde kullanılır. Kuşkonmazın bunun dışında vücudumuzda önemli iki etkisi daha vardır. İdrar söktürücü ve ödem atmanıza da yardımcıdır. Bir yandan kendinizi mutlu ederken öbür taraftan vücudunuzdaki ödemi kuşkonmaz yiyerek uzaklaştırabilirsiniz.

    Yoğurt içerisinde bulunan koenzim dediğimiz yapılar yağ yakımını sağlarken bir yandan da sindirim sisteminizdeki aktiviteleri hızlandıracaktır. Bağırsak sağlığımızın mutlulukla direkt ilişkili olduğunu hiçbir zaman unutmayıp günde mutlaka 2 su bardağı kadar yoğurdu diyetinize eklemeniz gerekir.

    Soya fasulyesindeki çözünür lif, folik asit ve omega3’ü mutluluğun anahtarı olarak nitelendirebiliriz. Folik asit aynı zamanda lif içeriğinden ötürü prostat ve meme kanserine karşı koruyucudur.”

    Güne, güzel başlamak ve duygusal açlığı bastırmak için mutlu bir kahvaltı sofrası öneren Kızıl, “Bize daha çok mutluluk hissi verecek bir kahvaltı örneklendirmek gerekirse, güne bir su bardağı süt, bir porsiyon muz, bir yemek kaşığı yulaf ezmesi ve iki adet tam ceviz içiyle hazırlanmış bir karışımla serotonin seviyenize pik yaptırarak duygusal açlığınızı yatıştırabilir ve güne çok daha mutlu başlayabilirsiniz. Bunların dışında brokoli, kabak çekirdeği, ısırgan otu, ceviz, ıspanak, midye de serotonin seviyenizi yükseltecek ve duygusal açlığınızı yatıştıracak besinlere örnektir” ifadelerini kullandı.

  • Göbek Eritme Diyeti

    Göbek Eritme Diyeti

    Göbeğinizin kötü görüntüsünden bıktınız mı? Evet dediğinizi duyar gibiyim. O halde göbek eritme diyetini uygulayın ve fit bir göbeğe sahip olun.

    Göbek çıkıntıları her kadın için sorun olur. Ne istediğiniz kıyafeti giyebilirsiniz ne de kendinizi iyi hissedersiniz. Kısacası istediğiniz görüntüde olmamak her zaman kötü hissettirir.

    Göbek çevrenizdeki kötü görüntü yaratan yağları doğru besin seçimi ve uygun göbek eritme diyetleriyle eritmeniz mümkün.

    Göbek çevrenizde oluşan yağlanma birtakım hastalıklardan dolayı olabileceği gibi uzun süre hareketsizlikten dolayı da oluşabilir. Dediğimiz gibi göbek yağlanma sorununa etkili çözümlerle son verebilirsiniz. Bunun için nasıl bit yol izlenmeli diyorsanız buyurun yazımıza..

    Göbek eritmek için:

    -Göbek eritme işlemi için bol posalı gıdalar tüketin. Zamanla göbek çevrenizdeki yağların kaybolduğunu göreceksiniz.

    -Sindirim sisteminizi sağlıklı çalıştıracak besinler tüketin.

    -Bölgesel ödem ve şişkinliği ortadan kaldıracak gıdalara yönelin.

    Göbek Eritme Diyeti | 3

    Göbek yağlanmasını azaltan besin listesi:

    -Elma

    -Yulaf

    -Tarçın

    -Mercimek

    -Elma sirkesi

    -Ispanak

    -Yeşil çay

    -Lahana

    -Yoğurt

    Göbek eriten diyet listesi

    Kahvaltı

    -2 su bardağı limonlu su tüketin.

    -1 adet haşlanmış yumurta beyazı tüketin.

    -2 yemek kaşığı lor peynir yiyin.

    -1-2 çay kaşığı pul biber tüketin.

    -2 adet etimek ve

    -1 kase maydanoz salatası yiyin.

    Ara öğün

    -Yine 2 su bardağı limonlu su için.

    -2 dilim ananas tüketin.

    -1 fincan Yeşilçay için.

    Öğlen

    -2 su bardağı limonlu için.

    -1 kase semizotu salatası tüketin.

    -5 yemek kaşığı zeytinyağlı kabak yemeği yiyin.

    Göbek Eritme Diyeti | 4

    Ara öğün

    -2 su bardağı limonlu su için

    -1 adet dilimlenmiş tarçınlı elma tüketin.

    -1 su bardağı az yağlı yoğurt yiyin.

    -1 fincan mate çayı için.

    Akşam yemeği

    -2 su bardağı limonlu su için.

    -100 gram kekikli ızgara hindi göğüs eti yiyin.

    -1 kase enginarlı lahana salatası tüketin.

    Ara öğün

    -2 su bardağı limonlu su için.

    -7-8 adet badem tüketin.

    -1 fincan yaseminli ıhlamur çayı için.

    Burada yazan tarife uyduysanız artık göbek yağlarınızdan eser kalmayacak :)

     

  • Diyet yemek servisleri

    Diyet yemek servisleri

    Son yıllarda hazır toplu yemek sanayinde farklı bir alan hızla gelişti. Diyet yemek! Bu yazımda diyet yemek nasıl olmalı, sağlıklı beslenmeden farklı mı?, Gerçekten diyet mi? Ve özel beslenme durumlarında etkisi var mı? Gibi sorulara yanıtlar arayacağız.

    Son yıllarda yanlış beslenme sonucu ortaya çıkan obezite, diyabet(şeker hastalığı), yüksek tansiyon, kalp ve damar hastalıkları, bazı kanser türleri gibi hastalıklar toplumsal olarak yüksek bir artış göstermiştir. Peki çözümler nedir?

    Diyet yemek servisleri | 5

    Diyet Nedir?

    Kişinin diyeti, kelime anlamı ile gün içinde tükettiği tüm gıdalardır. Sağlık açısından özel amaçlı diyetisyen eşliğinde uygulanan diyet ise ağırlık kaybına yönelik diyet planında, enerji alımının azaltıldığı ve esansiyel besin komponentlerini içeren dengeli bir beslenmenin sağlanmasını ifade eder. Diyet uzmanı ile planlanmış diyetlerin temeli sağlıklı beslenmenin ilkelerinden oluşur.

    Diyet Yemek Nedir?

    Bir yemeğin diyet özelliği kazanması için pişirme şekli, içeriği, tuz miktarı, yağ miktarı ve türü, besinlerin kalitesi gibi birçok etkili faktör vardır. Sebze yemeği demek diyet yemek anlamına gelmez. Yemeğin içeriğinin kalori hesabının çıkarılması ve yemeğin sağlıklı pişirme yöntemleri ile yapılması gereklidir. Diyet yemeğinin pişirme şekli kızartma, uzun süre tavada yağ ile kavurma, karamelize etmek, eti yakarak mühürleme şeklinde olmamalıdır. Pişirme şekli fırınlama(aşırı yakmadan), tencere haşlama veya buharda, yağsız tavada ızgara şeklinde olabilir. En ideali kısık ısıda vitamin değerleri kaybolmadan pişirmektir. Ayrıca pişme suyu dökülmemeli vitamin kayıpları önlenmelidir.

    Zayıflamaya yönelik diyet yemeklerinde menü kalori içeriği uzman diyetisyen tarafından hesaplanmalı, kişinin günlük alması gereken kaloriye göre bireysel menüler ile hizmet verilmelidir. Zayıflama diyet yemeğinde enerji azaltılırken, kişinin sağlığının da korunması için alması gereken vitamin, mineral, protein, karbonhidrat ve değerli yağları da karşılayacak bir yemek içeriği ve menüsü oluşturulması gerekir.

    Herkes günde 6 g altında tuz tüketilmesi standart sağlık önerisidir. Diyet yemeklerinde tuz içeriği genel standarttın altında olmalı. Özellikle diyet yemek hizmeti alan kişinin sağlık öyküsü alınmalı tuz ve sodyum ile ilişkili yüksek tansiyon hastaları için sınırlı veya sıfır tuz içerikli menü oluşturulmalıdır.

    Değerli yağlar (zeytinyağı, balık yağı, ceviz yağı, keten tohumu yağı, fındık yağı gibi) ve yemek sanayinde kullanılan yağlar ayçicek, mısır ve kanola yağları diyet yemeklerinde hem kalori açısından hem de vücut içinde omega3/omega6 dengesini korumak için ölçülü ve miktar kontrollü olarak yemeklerde yer almalıdır.

    Diyet yemeğinin içeriği, insan beslenmesinde günlük alınması gereken bazı vitaminler, mineraller, protein(deposu yok vücutta), kompleks karbonhidrat(kan şekerini dengeleme), esansiyel yağlar(vücut tarafından yapılamayan gıdalarla mutlaka alınması gereken) içermelidir. Eğer içermiyorsa, sadece düşük kalori dikkate alındı ise diyet yemeği tüketimi kronik olarak tüketildiğinde vitamin, mineral eksikliği, kansızlık, saç dökülmeleri, deri ve cilt bozukluklarına, ani şeker ve tansiyon düşmelerine, halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı, öfke kontrol güçlüğüne, stres yönetim güçlüğü gibi bazı durumlara neden olabilir. Sağlıklı zayıflama için diyet yemek hizmeti tercih edecek kişilerin diyet uzmanı ve doktorları ile görüşmeleri yararlı olacaktır. Aynı zamanda diyet yemek hizmeti veren firmaların diyet uzmanları ile menü planlama, kişisel diyet danışmanlığı ve hastalıklarda diyet konusunda uzman desteği almaları doğru bir diyet yemeği hizmeti için gereklilik arz eder.

    Özel Durumlarda Diyet Yemekleri

    Günümüzde gıda alerjileri, duyarlılıkları veya besin kaynaklı hastalıklara artık daha sık rastlanılmakta. Süt ve ürünlerini tolere edemeyen bir vücut şişkinlik veya ishal şeklinde tepkisini gösterebilmekte. Alerjen besini tüketen kişide deri döküntüleri, şişlikler görülebilmektedir.(çilek, fıstık veya deniz mahsulleri alerjisi). Bu durumlarda bu tür kişilerin özellikle dışarıda uygun gıdaya ulaşmaları güçleşmektedir. Enzim eksikleri olan kişilerde ise ilgili besini parçalayacak enzim vücutta olmadığı veya etkisi yetersiz olduğunda ilgili gıda tüketildiğinde yine sindirim sistemi şikayetleri görülmektedir. (meyve içindeki früktoz enzim eksikliği)

    Gluten duyarlılığı olan veya çölyak hastaları, glutensiz gıdalarla beslenmeli hatta gluten tabak ve başka gıdaya bulaşık şekilde bile tüketimine dikkat edilmelidir. (diyet yemeğinde buğday, arpa ve çavdar tüketilemez).

    Özel hastalık durumlarında diyet yemek servisi tercih edilmesinde, bireysel menüler oluşturulmalıdır. Geniş bir hastalık ve kişiyi tanıma öyküsü çok yararlı olmaktadır.

    Özetle diyet yemek servisleri, bilinçli uzman bir ekip tarafından sunuluyorsa diyet programlarını uyum sağlamada ve özel beslenme hastalıkları olan kişiler için yemek alternatifi oluşturma için çok pratik bir hizmettir.

    Çalışma yaşamında yemek hazırlamaya yeterli zaman ayıramayanlar, gün içinde tam ve dengeli beslenmek isteyenlerde diyet yemek servislerini tercih edebilirler.

    Dyt. Nursel EROĞLU

  • Karbonhidratsız diyet 6 ay yararlı

    Karbonhidratsız diyet 6 ay yararlı

    Son yılların moda diyetlerinden biri olan karbonhidratsız beslenmeyle ilgili çarpıcı bir sonuca ulaşıldı: Sadece altı ay güvenli, daha uzun yapıldığında kanser ve erken ölüm gibi hastalıklara yol açıyor.

    Yapılan bir araştırmaya göre kilo vermek için en etkili yol olduğunu belirtilen ‘karbonhidratsız beslenme’nin bir o kadar da tehlikeli olduğu ortaya çıktı. Bilim insanları bu diyetin 6 aydan fazla uygulanmaması gerektiğini belirterek, aksi takdirde ileride kanser ve erken ölüme neden olduğunu söyledi.

    Arizona’daki Mayo Clinic’ten doktorlar Ocak 2005-Nisan 2016 yılları arasındaki dataları inceledi. Diyetlerinde karbonhidrat yemeyenlerin düşük yağ diyeti yapanlara oranla yılda 4 kilo daha fazla kilo verdiği tespit edildi. Altı ayın sonunda ise bu diyetin de etkisini kaybettiği, diğerlerinden bir farkının kalmadığı belirlendi. Mayo Clinic’teki bir tıp doktoru Heather Fields “Kısa vadede kilo vermek için düşük karbonhidratlı diyet etkili ancak uzun süre uygulanmamalı” dedi.

    Dr. Fields, veri analizleri boyunca karbonhidratları aşırı derecede kısıtlayan diyetlerin sıklıkla et tüketimine yol açtığını tespit ettiklerini belirterek, “Et bazlı proteindeki bu artış tansiyon, kan şekeri ve kolesterolü artırarak ölüm ve kanser riskini artırıyor” dedi.

    Fields kilo vermek isteyenlerin dengeli beslenmesi gerektiğini belirterek “Hastaya gerçek bir gıdayı yemeyi ve belirli bir diyet sonrasında pastırma, sosis, şarküteri etleri, sosisli sandviç ve jambon gibi işlenmiş etlerden özellikle kaçınılmasını öneriyoruz” diye konuştu.

    Konuyla ilgili konuşan Dr. Tiffany Lowe-Payne ise sadece kilo kaybı için değil, aynı zamanda kan şekeri seviyelerini düşürmek için de bu diyetin fayda sağladığını söyledi. Lowe-Payne, karbonhidratsız diyetle altı ay sonra kilo vermenin düşük yağlı bir diyetle aynı olduğunu da kaydetti.

    Kaynak: Karar.com

  • Kan grubu diyeti yorumlanması

    Kan grubu diyeti yorumlanması

    Kan grubu diyeti ilişkin birçok yayın incelendiğinde ve diyetin yorumunu yapacak olursak, çıkış noktasının mantıklı
    olmasına rağmen birçok noktada yetersiz ve dayanaksız kaldığını söyleyebiliriz. Kişiye özgü beslenme modellerini ele almamız gerektiğini bilen ve vurgulayan biz diyetisyenler için farklı bir yaklaşıma da neden olabilir.Ayrıca kitaplarda yazılan birçok besin ülkemizdeki insanların pek içli dışlı olmadığı besinler olarak göze çarpmaktadır. Diğer bir olumsuzluk ise kitaplardaki diyetlerin çok yoğun oluşudur. Bu nedenle uygulamaya geçirmek isteyen insanlar için karmaşık olabilecektir. Uygulama açısından düşünüldüğünde ve çevremdeki bazı insanların beslenme düzenini sorguladığımda benzer durumları gördüğüm gibi, bunun aksi yönde durumlarla da karşılaştımıızı ifade etmek isterim..

    KAN GRUBU DİYETİ YORUMLANMASI

    Kan grubu diyetinin son zamanlarda hastalıklarla ve beslenmeyle ilişkisi araştırılsa da somut bulguların elde edilemediğini tekrar vurgulamak isterim.
    Konu ile ilgili bilgiler araştırldığında, başlangıçta bütün insanlar sıfırdır. Sıfır grubu en eski kandır. M.Ö. 100.000-300.000 yıllık bir tarihi vardır.

    Sonra et obur insan ziraata geçiyor. Uzun süre sıcak bölgelerde ziraatla uğraşmaya başlayınca bilhassa Mezopotamya’da bu kan grubu mutasyona uğruyor ve A grubu kan ortaya çıkıyor. A grubunun var oluşu M.Ö. 25.000-15.000 yıla kadar inmektedir.

    B grubu ise, M.Ö. 15.000-10.000’li yıllarda Doğu Afrika’dan kuzeye giden ve soğukta yaşayan, et yemeye devam eden insanlarda oluşmuştur. İlk olarak Himalayalarda görülmüş daha sonra muhtemelen Moğollar vasıtasıyla da Kafkaslara getirilmiştir.

    A ve B kan gruplarının kaynaşmasıyla da AB kan grubu ortaya çıkar ki bu grubun ortaya çıkışı M.S. 900 yıllarından itibaren başlar. En yeni kan grubu olan AB grubuna dünyadaki insanların ancak yüzde beşi dahildir. Dolayısıyla bunlar mutasyonlar neticesinde ortaya çıkmış kan gruplarıdır. Kendisine has kimliği vardır.”

    Bugünkü modern anlamda hangi gıdanın hangi kan grubuna faydalı veya zararlı olduğuyla ilgili ilk çalışmaları 1950’li yılarda James D’adamo’nun Amerika’da yaptığı belirtilmektedir.

    “D’adamo, belli hastaları üzerinde yapmış olduğu çalışmalarında aynı ilaç ve aynı perhizi verdiği hastalarının bir kısmının çok süratli iyileştiklerini, bir kısmının kötüleştiklerini görüyor. Bunların ilaçlara tepki vermediğini gözlemliyor. Veya aynı yemekler veriliyor ancak o yemeğe bir takım hastalar farklı tepki veriyorlar. Bunun üzerine yemekleri, yedikleri gıdaları incelemeye başlıyor. Bakıyor ki yenildiğinde kan gruplarında ağdalaşmalara sebebiyet veren gıdalar var. Bu gıdalarda bilhassa proteinlerde bulunan ve lektin denilen bir yağ çeşidi var ki bu yağ çeşidi kan grubumuza göre sağlığımızı olumlu veya olumsuz yönde etkiliyor.”

    Sağlıklı bir beslenme için her şeyden önce bilinçli olmak gerektiğini akıldan çıkarmadan birey, kendisine faydalı olan besinleri tüketmesi gerekmektedir.

    Kan gruplarının her birinin kendine özel bir yapısı vardır. Bu özel yapıya uygun lektinler kanın akışkanlığını artırır, uygun olmayan lektinler ise kanın akışkanlığını yavaşlatır. Zararlı lektinler kan yoluyla taşınarak damar ve diğer organlara zarar verir bu da hastalıklara davetiye çıkarır.

    0 KAN GRUBU DİYET ÖZELLİKLERİ

    Avcı kan grubu olarak adlandırılır. Nedeni sindirim sistemlerinin en eski insanlara göre çalışmasıdır. Bu nedenle bu grubun başarısı yağsız, kimyasaldan arınmış et ve kümes hayvanlarıyla
    balık tüketmesine bağlıdır. Süt ürünleri ve tahıllar bu gruba önerilmez. Buğday glüteni, mısır, kurufasulye, mercimek gibi besinler kilo almaya yardımcı besinler olurken, deniz yosunu, deniz ürünleri ve
    iyotlu tuz (genelde tiroit hormonu bozuklukları yaşadıkları için), karaciğer kilo vermeye yardımcıdır.
    Pastırma/jambon dışında her türlü eti yağsız tüketebilirler. Deniz ürünleri ideal besinlerdir. Sütürünleri bu kan grubu için uzak durulması gereken besinlerdendir. Çok az miktarlarda tüketimi
    esas olmalıdır. Simit ve her türlü ekmek uzak durulması gereken yiyeceklerdir. Zeytinyağı ve ketentohumu yağı az miktarda tüketimi idealdir. Kepekli çavdarlı ekmekler daha uygundur. Mantar,patates, mısır, karnabahar, siyah zeytin gibi besinler uzak durulması gereken besinlerdendir.Yüksek asitliği olan armut, portakal, mandalina, kivi ve böğürtlen ve kavun yenmemesi gereken
    meyvelerdendir. Muz, mango, kiraz, erik ve incir faydalı meyveler grubuna girer. Her türlü sostanuzak durulmalıdır. İçecek olarak en uygunu maden suyu ve yeşil çaylardır. Bu kan grubunda B-Kvitamini, kalsiyum, iyot, manganez alımına dikkat edilmelidir. Bunların eksikliği belirgin rahatsızlıklarayol açar. Bu kan grubuna sahip insanların kişisel özelliklerine bakılırsa güç, direnç, özgüven, cesaret,sezgi, doğuştan iyimserlik gibi özellikler gösterir. Liderlik vasıfları ön plandadır.

    A GRUBU DİYET ÖZELLİKLERİ

    Çiftçi kan grubu olarak adlandırılırlar. Hassas bir sindirim sistemine sahiptirler. Bu nedenlevejetaryen beslenme düzeni faydalıdır. Oldukça hassas bir bünyeye sahip oldukları için tamamen saf
    ve doğal gıdalar tüketmeye çalışmalıdırlar. Et ve süt ürünleri hızla kilo aldırırken; soyalı yiyecekler,sebzeler kilo vermede yardımcı olacaktır. Eti tamamen menülerinden çıkarmalıdırlar. Çok azmiktarlarda deniz ürünleri tüketilebilir. Yine süt ürünleri de hayvansal olduğu için çok az miktarlarda fermente edilmiş olarak tüketilmelidir. Mukus üretimi az olan bu grupta buğdaylı besin tüketimioldukça az olmalıdır. Protein alımı, et ürünleri tüketiminin az olmasıyla çok aza indirgenen bu grup
    makarna ve tahıllarla protein alımını arttırmalıdır. Sebzeler A grubunun tüketimi için çok önemlidir.Lahana, biber, domates, patlıcan gibi her türlü sebze ve mantar dışındakiler tüketilebilir. Muz ,
    mandalina, kavun dışındaki meyveler tüketilmelidir. Kahve ve yeşil çay ideal içeceklerdendir. B-C-E vitaminleri kalsiyum, demir, çinko, selenyum, krom alımlarına özellikle dikkat edilmelidir. Bunların
    eksikliğinde görülen bozukluklar daha belirgindir. Kişisel özelliklerine bakılırsa dürüst, mazbut,yasalara saygılı, kontrollü insanlardır. Endişelerini çoğu zaman gizlerken hemen parlama özelliğine
    sahiptirler. Hitler’in bu kan grubundan olduğu bilinmektedir.

    B GRUBU DİYET ÖZELLİKLERİ

    Göçebe kan grubu olarak adlandırılırlar. Bağışıklık ve sindirim sistemleri güçlüdür, esnek birbeslenme düzenine sahiptirler. En çok kalp hastalıkları ve kansere yakalanan gruptur. Ancak birçok
    hastalığın etkisinden kurtulabilen ve kan grupları içerisinde en fazla ömür ortalamasına sahip olankan grubudur. Mısır, mercimek, buğday kilo almasına direkt etki ederken, yeşil sebze, et, karaciğer,
    süt ürünleri kan gruplarına inat kilo vermelerinde yardımcıdır. Kırmızı et tüketimi çok faydalıdır.Buna karşın beyaz et tüketiminden uzak durmalıdırlar. Süt ürünlerinin tadını çıkarabilen tek gruptur.
    Nedeni bu grubun şekerinin süt ürünlerinin şekeriyle benzer olmasıdır. Pirinç, yulaf ve kepekliürünler in tüketimi idealdir. Buğday, mısır ve çavdar ekmeği dışındaki ekmeklerin tüketimi önerilir.
    Enginar, domates, mısır dışındaki sebzeler tüketilmelidir. Avokado, hurma, nar, kavun dışındakimeyveler tüketilmelidir. Yeşil çay bu grup için en ideal içecektir. Magnezyum, B vit. Eksikliği en çok
    görülen eksiklikler olduğundan bu eksikliklere dikkat edilmelidir. Kişisel özelliklerine bakılırsa esnek,yaratıcı, hastalıklara dayanıklı, uyumlu ve çalışkandırlar. Bir diğer isim olarak denge kan grubu olarak adlandırılır.

    AB GRUBU DİYET ÖZELLİKLERİ

    Gizemli kan grubu olarak adlandırılır. Nitekim diğer kan gruplarının bileşkesi olarak ortayaçıkmasıyla birçok özelliği üzerinde taşır, belirgin sınıflandırması yoktur. Dünyada RH faktörükatılmadan en az bulunan kan grubudur. Kırmızı et, barbunya, mısır kilo almasına neden olurken,;
    tofu, deniz ürünleri, süt ürünleri, yeşil sebzeler kilo vermeye yardımcı yiyeceklerdir. Hindi eti dışındaet tüketimi istenmemektedir. Çok çeşitli deniz ürünleri tüketebilirler. Levrek, mezgit, alabalık gibibalıklardan uzak durmalıdır. Süt ürünleri tüketiminde B grubuyla benzer özellikler taşır. Yulaf, çavdar,esmer pirinç ekmeği tüketilmesi ideal; mısır unu, mısır gevreği, karabuğday ürünleri tüketimi uygun olmayan tahıl ve ekmek grubuna girmektedir. Biber, mısır, turşular, enginar dışındaki sebzelerin tüketimi idealdir. Muz, avokado, mango, ayva, nar dışındaki meyveler idealdir. Yeşil çay bu grupiçinde en uygun içecektir. C vitamini, çinko, selenyum eksikliği hastalıkları ön plandadır. Bunedenle bu vitamin minerallerin alımlarına dikkat edilmelidir. Kişisel özelliklerine bakıldığında maneviyatına düşkün, kin tutmayan, tüm durumlara adapte olabilen, titiz, uyumlu insanlardır olduğu bildirilmiştir.

    Uzm. Dyt. Zühal AYNACI BAYEL