Blog

  • huzursuz bacak sendromu tedavisi…

    huzursuz bacak sendromu tedavisi…

    HBS Tedavisi, Huzursuz Bacak Sendromu Bitkisel Tedavisi… HBS tedavisinde yaklaşım nasıl olmalıdır? HBS’nin tipine göre karar vermek uygun olur…

    1. Ara sıra çıkan (intermitan) tipte, devamlı tedavi ge­rekmez. Belirtilerin çıktığı gün ve günlerde ilaçsız (non-farmakolojik) yaklaşımlar yeterli olabilir.

    Bunlar;
    a) içiyorsa, sigara, kahve ve alkolü kesme,
    b) başka nedenlerle kullandığı ilaçları gözden geçirmey­le başlar.

    Şöyle ki; depresyona karşı (antidepresif), nöroleptik ilaçlar, methoclopamid tipi bulantı-kusmaya karşı kullanı­lanlar sedatif veya kalsiyum kanal blokeri gibi kalp-tansi-yon ilaçları, sara tedavisinde kullanılan Fenitoin, kan yağ­larını düşüren ilaç varsa hekimine sorularak azaltılmalı ve­ya gerektiğinde kesilmelidir.
    c) Kendini uyanık tutma -mental aktiviteyi artırma- vi­deo oyunları, bilmece çözme vb.
    d) Kan serumu ferritin düzeyi düşükse demir ve gereki­yorsa B12 vitamini tedavisine başlama,
    e) Uyku hijyeni kurallarına uymak.

    Yukarıdaki önlemler yetersiz kalırsa, belirtilerin her gün geldiği hastalardaki gibi ilaç tedavileri de denenebilir.

    2. Her gün gelen tip: İlaçsız tedavilere ek olarak, L-do-pa + Benserazide veya Carbidopa-Levodopa 125 mg. ile başlanır. Gerekirse bunların uzun etkili olanları kullanıla­bileceği gibi dopamin agonistleri (Pramipexole, Ropinero-le vb.) veya gerekirse opioidler (morfin cinsi ilaçlar) da de­nenebilir.

    İlaçlar gece yatmadan bir saat önce tek başına alınma­lı, en düşük dozla başlamalı, o doz yetersiz kalırsa miktar yavaş yavaş artırılmalıdır. Dozdaki değişmeler üç-yedi gün aralarla denenebilir. Sakinleştirici etkisi varsa, o ilacın do­zu azaltılmalıdır.

    3. Tedaviye yanıt vermeyen dirençli tipler: Bunlar, kul­lanılan dopaminerjik ilacın dozu yeterli olduğu halde ve doz artırılırsa, ilaca bağlı yan etki çıkan olgulardır. Yapıla­cak şey, kullanılan dopaminerjik ilacın dozunu azaltıp ya­nına yeni bir dopamin agonisti ilaç ekleme denemesidir.

    Huzursuz Bacak Sendromu Tedavisi İçin Tavsiyeler için tıklayınız!

    Değişik ilaç kombinasyonları L-dopa + Gabapentin ve­ya ikincisi yerine Opioid veya Benzodiyazepin birlikte ve­rilebilir.

    HBS’de ilaçsız tedavilerden neyi anlıyoruz? HBS’li hastaların çoğu yaşlı olduğundan ilaçların yan etkileri göz önüne alındığında arasıra gelen veya hafif şid­detteki hastalarda ilaçsız (non-farmakolojik) yaklaşımları denemek uygun olur. Şiddetli HBS olgularında ilaçsız te­daviler yarar sağlamaz.

    1. Yatmadan önce kol ve bacakları germe ve fizik akti-vite faydalı olabilir. Hafif veya orta derecede egzersiz belir­tileri hafifletir. Ağır egzersizler ise semptomları artırır.

    2. Bacaklara masaj yapmak denenebilir.

    3. Yatmadan önce ılık veya sıcak banyo yararlı olabilir.

    4. Mental aktiviteyi artırma, video oyunları oynamak, kompütür programlama, resim, örgü-nakış yapma ve aktif tartışmalara katılma faydalı olabilir. Bunların etkisi kişiyi uyanık tutma yoluyladır.

    5. Dondurma ve unlu gıdaları mümkünse yememe (ilaçların etkisini azaltabilir).

    6. Sedanter hayattan (uzun süreli oturma, hareketsiz kalmaya dayalı yaşam) sakınmak. Seyahatleri sabah saat­lerine denk getirmek uygundur. Menstürasyon dönemle­rinde hareketsiz kalmaktan sakınmalıdır.

    7. Cinsel ilişki ve orgazmın uyku sağlama açısından iyi geldiğine dair bireysel hikayeler mevcuttur.

    8. EEG alfa aktivitesi eğitimi (alpha training), hasta eğitimle (telkin) kendi alfa aktivitesini, semptomlarını dü­zeltecek, şiddetlenmesini önleyecek frekans, amplitüd ve miktar yönünden ayarlamayı öğrenebilir. Kendine uygun alfa aktivitesine ulaşmayı içten isterse varabilir. Bu eğiti­min amacı, kişinin iç inhibisyonunu kendi gayretiyle geliş­tirmeyi öğrenmesidir. Yoga, meditasyon ve hipnozda da amaç aynıdır. İç inhibisyonu (kendi kontrol mekanizması­nı geliştirmek) o kişi için bir yetenektir. Zihinsel aktiviteyi artırarak uyanık halde kalmanın altında yatan ana fikir bu olup, uygun EEG alfa ritmini yakalamaktır. Kişi bu eğitimde işe yarayacak uyaranlara kendini bırakıp, yara­mayacak olanlara kapılarını kapatmasını öğrenir. Kronik ve şiddetli HBS olgularda bu yöntem etkili olmayabilir.

    9. Bacaklara dışarıdan karşı pulsasyon uygulamak. En-henced External Counter Pulsation (EECP) tedavisi: Bu tedavi, koroner şikâyetleri olup, ameliyat edilemeyen kalp hastalarında, bacaklara kalçaları da içine alan bir manşon (tansiyon aleti manşona benzer) aracılığıyla kalp ritmiyle uyumlu pulsasyonların (basınç) uygulanmasıdır. Yaşlı ko­roner hastaları içinde tesadüfen HBS’si de olanlar bu tedaviden ortalama otuz bir gün sonra belirtilerinde düzelme göstermişlerdir. HBS’nin “damarsal tedavisi” adı da veri­len bu yöntemde iyi etki geç çıkmaktadır. Muhtemel etki mekanizmasının bacaklar yoluyla gönderilen pulsasyonların, bacak damarlarının kaslarına otonom sempatik sinir sistemi akışında HBS’deki muhtemel artmayı frenleme yo­luyla olması düşünülebilir.

    Huzursuz Bacak Sendromu İçin Bitkisel Çözüm-Sarı Hardal Tohumu İbrahim Saraçoğlu

    https://www.youtube.com/watch?v=DF2z7fT2PSg

    Huzursuz bacak sendromu yorumları için tıklayın !

  • Çikolatalı sevgililer günü pastası

    Çikolatalı sevgililer günü pastası

    Çikolatalı sevgililer günü pasta tarifi… Sevgililer günü pastası nasıl yapılır ?

    Çikolatalı sevgililer günü pasta malzemeleri :
    1 adet Kalp Şekilli Pasta Keki
    2,5 su bardağı süt
    1 adet carte d’or vanilyalı puding
    1 tatlı kaşığı kakao
    1 adet muz
    1 poşet kremşanti
    1 çay bardağı damla çikolata

    Üzeri için:
    Çikolatalı şekerlemeler ve Damla Çikolata

    Çikolatalı sevgililer günü pasta hazırlanması :
    Öncelikle vanilyalı puding ile süt karıştırılır ve pişirilir. Ardından pudingin rengi kırılsın diye kakao ilave edilir. Ocağın altı kapatılır 1 poşet kremşanti pudingin içerisine katılır ve iyice çırpılır.Soğumaya bırakılır..

    Kalp pasta kekinin alt kısmı servis tabağına konulur.Çok azıcık süt ile ıslatılır.Üzerine hazırladığımız Pasta kremamızdan bolca sürülür.İnce dilimlenmiş muz dilimleri yerleştirilir ve damla çikolata serpilir.Pastanın ikinci katı kremalı muzlu çikolatalı karışımın üzerine kapatılır.Kalan pasta kremasınıda pastamızın üst katına boşaltılır.

    Arzuya göre pastanın cevresi sıvanır yada benim yaptığım gibi gelişi güzel dökülür ve yanlardan krema akarak bir görüntü sağlanır.Üzeri damla çikolata ve şekerli süslerle kaplanır.Buzdolabında en az 6 saat dinlendirilerek servis edilir..
    Afiyet olsun…

    Çikolatalı sevgililer günü pastası
    Çikolatalı sevgililer günü pastası
  • Balkonda Şömine Keyfi

    Balkonda Şömine Keyfi

    Şömine barbeküler arasında en yaygın olarak balkon barbekü modelleri farklı çeşitleri ile balkonun yapısını tamamen değiştirecek. Balkon köşesine mermer, granit, tuğla, kiremit, beton, ateş tuğlası gibi malzemeler kullanılaran inşa edilen barbeküler balkonda mangal keyfi yapmanızı sağlıyor. Eskilerin esintisini balkonlara getiren barbekü modelleri ile artık yaz akşamlarınız daha keyifli bir hale gelecektir. Açık hava üzerinde konumlandırılmış teras barbekü modelleri üzerinde yemek ısıtıp pişirebilir, manga ve ızgara yapabilirsiniz.  Balkon barbeküler kadar bahçe barbekü modelleri de sıklıkla karşılaştığımız şömine modelleri arasında yer almaktadır. Balkon ister geniş ister dar olsun size özel olarak uygun barbeküler tasarlanabilir. Balkon Barbekü Fiyatları modellerine ve kalitesine göre markalara göre değişmektedir.

     

    Şömine 2012 Modeleri için tıklayın

  • Alternatif Zayıflama Teknikleri

    Alternatif Zayıflama Teknikleri

    Hiç aç kalmadan, hatta kendinizi gün boyu küçük bir kuzu yemiş gibi hissederek kilo vermek istersiniz öyle değil mi? O halde dünyada popüleritesi giderek artan, ilaçsız, üstelik hiçbir yan etkisi olmayan alternatif zayıflama yöntemleriyle tanışmanın tam sırası!

    Yaz kapıya dayandı ama siz hala istediğiniz  kiloya inemediniz öyle değil mi? Kabul edin, şimdiye dek boğuştuğunuz ölümcül diyetler bile bu kadar kısa bir sürede sizi eski kilonuza kavuşturmaya yetmeyecek. Yani önünüzde iki seçenek var: Ya tatili unutup evinizin sote ama güneş alan bir yerinde güneşlen- meyi tercih edeceksiniz, ya da sıkı ama etkili bir diyet programı uygulayacaksınız. Tamam kabul, ikisi de kulağa hiç ama hiç hoş gelmiyor. Hele diyet deyince tüyleriniz diken diken oluyor. Neyse, allahtan “alternatif tıp” çılar bizler gibi hem yiyip hem de zayıflamak isteyenleri de düşünmüş de birkaç zayıflama metodu geliştirip, biz kadınların bu elzem sorununu kökünden halletmeyi başarmış. İşte bu yöntemlerden bazıları:

    Akupunktur

    Bilinen en eski tedavi yöntemlerinden olan akupunktur Çin’de tam 5000 yıldır uygulanmasına rağmen zayıflama yöntemi olarak benimsenmesi 20yy.rastlıyor. Ülkemizde bu yöntemle kilo verdiren birçok hekim var. Bunlardan biri de 1994 yılından bu yana Kudekas isimli akupunktur yöntemini uygulayan iç hastalıkları uzmanı Dr. Gürkan Kubilay. İnsanların kilo almalarının en büyük nedenini aldıkları kaloriyle harcadıkları kalori arasında denge kuramamasına bağlayan Kubilay, “Eğer ortalama bir yeme düzeni yoksa, arada sırada yapılan katı rejimlerin kişiyi kandırmaktan öteye gidemediğini, bir süre sonra da metebolizma iyice yavaşladığından az yense bile kilo verilemiyeceğini söylüyor ve ekliyor: “Biz sistemimizle sadece kilo verdirmeyi değil, aynı zamanda doğru beslenme alışkanlığının sağlanmasını amaçlıyoruz.”

    Nasıl uygulanıyor?

    Akupunturun kilo kaybetmedeki en önemli amacı kendi başına yapıldığında zor olan bir şeyi kolay hale getirmek.  İşte bu aşamada stres, halsizlik, yorgunluk gibi rejimin getirdiği zorluklar ortadan kalkıyor. Böylece vücutta açlığa kolayca tahammül etme sistemi kuruluyor. Bu etki de mide noktası olarak bilinen kulağa takılan manyetik iğnelerle sağlanıyor. Bu iğneler sayesinde zaman zaman açlık duyulsa da çok az yenerek açlık hissi tamamen bastırılabiliyor.

    Ayuveda

    Son yılların gözde zayıflama yöntemlerinden biri de Ayuveda. 5000 yıllık doğal sağlık sistemi Ayuveda’nın temel tedavisi olan Panca-Karma yöntemi ise damak tadından ödün vermek istemeyenlerin imdadına yetişiyor.

    Nasıl uygulanıyor?

    Panca-Karma sisteminin uygulanışı diğer alternatif zayıflama yöntemlerine göre biraz daha mistik. Yağla yapılan masajlar, buhar banyoları ve bitkisel terapiler tedavinin ana başılıklarını oluşturuyor.

    Hastalar tedaviye önce beş gün kadar evde kendilerini hazırlayarak başlıyorlar. Daha sonraysa iki haftalık özel kür uygulanıyor. Günde üç saat yapılan buhar tedavileri, özel yağlarla yapılan masaj, vücuda uygulanan yağ akımları gibi tekniklerle toksinler, sindirim kanallarında toplanıyor ve dışarı atılıyor. Bu teknikler aynı zamanda kişinin vücut tipine uygun diyetlerle de destekleniyor. Her öğünde en fazla iki avuç yemeğin verildiği diyetler Ayuverda’nın üç beden tipi olan Kapha, Vata ve Pitta’ya göre düzenleniyor.

    Buna göre Kapha beden tipine sahip olanlar, şişmanlığa en eğilimli grup kabul edilirken Vatta tipi mensupları ince yapılı olmalarıyla tanınıyor. Pitta tipi ise balık etli ve açlığa tahammülü zayıf kişiler olarak biliniyor.

    Hipnoz

    “Bu da nereden çıktı” demeyin. Eski çağlardan bu yana en etkili tedavi yöntemlerinden biri olan hipnoz, son yıllarda fazla kilolarından kurtulmak isteyenler için de kullanılıyor. Zira uzmanlar zayıflamanın da kilo almanın da beyinde başlayıp beyinde bittiği görüşündeler. Yani onlara göre asıl doyması gereken yerimiz midemiz değil beynimiz!

    Nasıl uygulanıyor?

    Bir kişinin hipnozla kilo kaybetmesinin en önemli şartı, zayıflamayı gerçekten istemesi ve hipnoza tepki vermesi. Aksi takdirde bu yöntem başarılı olamıyor. Bu gerçekleşktikten sonra verilmek istenen kiloya bağlı olarak tedavinin süresi belirlenerek seanslara başlanıyor.

    Hasta seans süresince  üç aşamadan geçiyor. İlk bölüm “gevşeme”, ikincisi “telkin” ve üçüncüsü ise “bilinçaltının etkilenmesi”. Tedavinin özü işte bu üçüncü aşamada gizli. Bilinçaltı etkilenerek organizmanın kilo almaya neden olan besinlere tepki vermesi sağlanıyor. Örneğin seans sonrasında çikolata gibi yüksek kalorili yiyecekler  yenildiğinde mide bulantısı başlıyor ve doğal olarak hasta bu yiyecekleri yiyemiyor.

    Tedavi verilmek istenen kiloya ve metobolizmasına bağlı olarak 2-5 ay arasında değişiyor.

  • Sevginin ve Renklerin Dili

    Sevginin ve Renklerin Dili

    Sevginin de dili var. Çok basit davranışlarla ilişkinizi kalıcı, mutlu ve daha huzurlu kılabilirsiniz…

    Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan sevgi dilinin sırlarını anlattı. Prof. Dr. Nevzat Tarhan ilişkiyi ayakta tutan temel duygulardan birinin sevgi olduğunu vurgularken, sevginin ifadesinde dilin büyük önem taşıdığına dikkat çekiyor. Tarhan, sevginin ifade edilişi ve algılanışının kişiden kişiye farklılık gösterdiğini çiftlerin de birbirinin sevgi dilini bilmesinin önemine değiniyor. Tarhan sevginin de bilinmesi gereken dilinin olduğunu belirtirken özellikle evliliği ayakta tutan temel duygulardan birinin sevgi olduğunu eşlerin birbirlerine sevgi duymadığı ilişkilerinin sağlıklı yürümediğini, bittiğini söylüyor, sevgi kadar ifade biçiminin de önemli olduğuna dikkat çekiyor.

    Sevginin Dilleri ve Renkleri Var

    İlişkide sevginin olması kadar onun, eşler arası iletişimde karşılıklı olarak ifade edilmesi ve her iki tarafın da bunu algılaması da önemlidir. Çünkü bütün duygular gibi sevginin de ifade edilişi ve algılanması kişilerin karakterine, kişiliğine, alışkanlıklarına, yetiştirilme tarzına, vs. bağlıdır.

    Sevginin de kişiden kişiye değişen dilleri, renkleri vardır. Sevgi insanda doğuştan vardır ama sevgi dilleri sonradan öğrenilir ve kültürlere göre değişir. Kişideki sevgi ve dillerinin tohumları küçük yaşlarda atıldığı için çocuğa sevmenin öğretilmesi gerekir.

    Çiftler Sevgi Dillerini Bilmeli

    Sevginin yadsınamaz önemi düşünüldüğünde çiftlerin birbirinin sevgi dilini bilmesi çok önemlidir. Mesela birçok çift fedakârlığı bir sevgi göstergesi olarak yorumlamaz. Çoğu kadın ya da erkeğin doğal bir davranış olarak gördüğü fedakârlık yapmak da bir sevgi dilidir. Mesela erkekler kadınlara hediye aldıklarında kendisinin de işine yarayacak bir hediye alma(ma)ya özen göstermeli. Çünkü evde başkasının da kullanabileceği bir hediye almak bencilliktir. Böyle bir hediye sevgiyi tam olarak ifade etmez. Erkek sadece eşinin kullanacağı bir hediye alarak hem kendinden hem de hediyenin fonksiyonelliğinden fedakârlık yaparak sevgisini gösterebilmelidir. Kadın çok istediği ama eşi pahalı bulduğu için alamadığı bir eşyadan vazgeçerek fedakârlık yapabilir. Bu bile eşlerde birbirlerini mutlu edecek bir fedakârlık ve sevgi göstergesidir.

  • Tommy Hilfiger Sonbahar-Kış 2013-2014

    Tommy Hilfiger Sonbahar-Kış 2013-2014

    Tommy Hilfiger Sonbahar-Kış 2013-2014 Defilesi Galerimizde Sizlerle… Tommy Hilfiger 2013 koleksiyonu Tommy Hilfiger 2013 modelleri – Tommy Hilfiger 2013 2014 Defilesi…

  • Bakımlı Saçlar İçin Zeytinyağı Maskesi

    Bakımlı Saçlar İçin Zeytinyağı Maskesi

    Yıpranmış saçlarınıza bakım yapmaya ne dersiniz? İşte evde kolayca hazırlayabileceğiniz zeytinyağı maskesi…

    Özellikle doğal yağların vitamin deposu olduğuna inanıyorsanız tam size göre bir maskemiz var. Kurumuş ve yıpranmış saçlarınızı zeytinyağı ile nemlendirebilirsiniz.

    Bu maskeyi haftada iki kez kullanmanız yeterli olacaktır. Eğer boyadan, fönden ve havadan yıpranmış ve kurumuş saçlarınız varsa bu zeytinyağı maskesi saçlarınıza kaybettiği nemi geri kazandıracaktır.

    Maske için ihtiyacınız olanlar streç film, saf zeytinyağı ve fırça. Eğer boya fırçasıyla süremezseniz bu işlem için ellerinizi de kullanabilirsiniz.

    Önce saçlarınızı iyice tarayın daha sonra da zeytinyağını saç diplerinize ve uçlara sürün. Streç film ile saçlarınızı ve kafanızı sarın. Yaklaşık 45 dk sonra saçlarınızı yıkayın. Bu maske saçlarınıza nem kazandırdığı gibi aynı zamanda parlak da görünmesini sağlayacaktır.

    Evde Yapılabilen Saç Doğal Bakım Kürleri için Tıklayın !

    Womenist

  • Çikolata soslu muhallebili tatlı tarifi

    Çikolata soslu muhallebili tatlı tarifi

    Çikolata soslu muhallebili tatlı tarifi…
    Malzemeler
    1 kg+1 su bardağı süt
    1 su bardağı toz şeker
    1 su bardağı un
    1 poşet toz kremşanti
    isterseniz vanilya
    1 paket tuzsuz etimek

    Sosu içn:
    1 paket hazır çikolata sosu
    1 su bardağı süt
    1 su bardağı su

    Çikolata soslu muhallebili tatlı yapılışı : Süt,un ve şeker karıştırarak muhallebi gibi pişirilir,muhallebinin biraz sıcaklığı geçince vanilya ve toz krem şanti eklenip mikserle çırpılır,ekmek lokması büyüklüğünde doğranan etimekler,muhallebiye eklenip tencerenin içinde karıştırılır,ıslatılmış kare veya yuvarlak büyük boy borcama dökülür

    Çikolata sosu, süt ve suyla birlikte pişirilir,borcamdaki etimekli muhallebinin üzerine dökülür,buzdolabında 2-3 saat dinlendirdikten sonra servis yapılır..

    Afiyet olsun…

  • İstek ve Arzularını İfade Eden Herkes Sapık veya Kötü Kadın Değildir!

    İstek ve Arzularını İfade Eden Herkes Sapık veya Kötü Kadın Değildir!

    CİSED ONURSAL BAŞKANI DR. CEM KEÇE: “MUTSUZ ÇİFTLERİN SAYISI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR!”

    Çiftlerin cinsel ilişki sırasında belli etmedikleri ama akıllarında olan pek çok endişesi oluyor. Kusursuz bir cinsel birleşmeyi hayal eden çiftler sevişme sırasında, kendilerinden kaynaklanabilecek herhangi bir sebepten dolayı işlerin ters gitmesi endişesinin yanında, cinsel istek ve arzularını ifade ettiklerinde, duygularını gösterme biçimleri yanlış anlaşıldığında “sapık” veya “kötü kadın” gibi algılanmaktan korkuyorlar. Bu nedenle isteklerini ve arzularını bastırıyorlar ve zamanla birbirlerinden soğuyorlar. Bu durum aldatmalara, kavgalara, aile içi şiddete ve boşanmalara yol açabiliyor. Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistleri bastırılan ve ifade edilmeyen cinsel istek ve arzuların nelere yol açtığını ve bu durumun üstesinden gelebilmenin yollarını anlattı. İşte çarpıcı başlıklar:

    MUTSUZ ÇİFTLERİN SAYISI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR…

    Toplum kurallarının, kültürün, ahlaki değerlerin ve sosyal çevrenin, bireylerin ve çiftlerin cinsel yaşamları üzerinde büyük bir etkisi olduğunu söyleyen CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe; “Bu nedenle, hem erkeklerin hem de kadınların cinselliğe olan ilgileri değişkenlik gösteriyor. Milenyum çağında olmamıza rağmen, çocukluk dönemi baskı altında geçen, cinselliğin ya da cinsel istek ve arzuların ifade edilmesini ayıp veya günah olduğunu düşünen kadın ya da erkeklerin sayısı her geçen gün artıyor. Çünkü cinsel arzu ve isteklerin açığa çıkarılması erkekler için sapık, kadınlar için ise ahlaksız veya kötü kadın gibi algılanma korkusu nedeniyle mümkün olmuyor. Oysaki cinsel istekler, arzular ve fanteziler, çiftin ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için var ve mutlu birlikteliklerin yaşanması, çiftin birbirinden uzaklaşmaması, aldatmaların yaşanmaması, beden ve ruh bütünlüğünün korunabilmesi için oldukça önemli. Bu nedenle zihinde şekillenen cinsel isteklerin ve arzuların davranışlarla ifade edilmesinin yanında, açık bir iletişimle paylaşılması da gerekiyor.” dedi.

    SUSMAYI TERCİH EDİYORLAR…

    Cinsellikle ilgili yanlış beklentiler ve inançların kadınların cinselliğe karşı tutumunu ve cinsel davranışlarını olumsuz bir şekilde etkilediğini söyleyen CİSED Genel Başkanı Dr. Cebrail Kısa; “Kadının cinsel arzularını ve partnerinden istediklerini ifade etmesinin ahlaksızlık olduğuna inananların oranı yüzde 61‘dir. Yani toplumun önemli bir kısmı hala kadınların cinsel isteklerinin olamayacağına, cinsel yaşama aktif olarak katılım gerçekleştiremeyeceklerine, haz alan, haz veren ve paylaşan taraf olmaması gerektiğine inanıyor . Bu nedenle, kadınlar cinsel istek ve arzularını ifade ederlerse ahlaksız kadın veya kötü kadın olacaklarını ya da reddedileceklerini düşünüyorlar ve bu yüzden susmayı tercih ediyorlarEşinden uzun bir ön sevişme veya oral seks talep eden, banyoda sevişmek veya değişik pozisyonlarda seks yapmak isteyen kadınlar ahlaksız veya kötü değildir Ahlaksız veya kötü kadınlar; ahlak sahibi olmayan, dürüst davranmayan, kötü huylu, evrensel ahlak kabullenmesine karşı gelen kişilerdir. Sonuç olarak, kadınlar cinsel istek ve arzularını partneriyle paylaşamıyorlar, partnerinden isteklerini talep edemiyorlar. Bu durum çiftin cinsel yaşam alanlarının daralmasına, alınabilecek hazların yitirilmesine, kadının kendi idealini yaşayamamasına yol açıyor. Böylece çift zamanla birbirinden soğuyor, tartışmalar artıyor, aile içi şiddet yaşanıyor ve en önemlisi de aldatma oranları yükseliyor.” dedi.

    ERKEK CİNSEL İSTEK VE ARZULARINI İFADE EDERSE “SAPIK” OLMAZ!

    Her ne kadar görünüşte erkeklerin cinsel duygularını, isteklerini ve hislerini açıkça ifade edebildiğine inanılsa da, durum hiç de göründüğü gibi olmadığına değinen CİSED Genel Başkan Yardımcısı Dr. Yasemin Yıldız; “Yapılan araştırmalara göre, erkeklerin akıllarından geçenlerle eyleme döktükleri arasında uyuşmazlık var. Türkiye’de, cinsel arzu beklentilerini dile getiremeyen, getirdiği takdirde “sapık” olarak algılanacağına inanan erkek sayısı yüzde 43oranında. Bu düşüncenin altında yüzyıllık iyi ve kötü ayrımı yatmaktadır. Özellikle kadınlar tarafından da benimsenen bu düşünce erkeklerin cinsel arzularını ifade etmesiyle sapıklık eyleminin aynı derecede tutulmasından kaynaklanıyor.Eşinden erotik masaj yapmasını isteyen, oral seks talep eden, değişik pozisyonlarda seks yapmak isteyen erkekler sapık değildirCinsel sapıklar; çocuklarla, hayvanlarla veya ölülerle seks yapma gibi cinsellik açısından aykırı eğilimleri olan kimselerdir, tavır ve davranışları normal olmayan veya geleneklerden, törelerden ayrılan, anormal kişilerdir. Yanlış inanışlar ve kadınların olumsuz tutumları nedeniyle cinsel isteklerini bastırmaya yönelen erkekler, bu tabuya aykırı bir kadın figür gördüklerinde evlilik dışı ilişkilere daha kolay yönelebiliyorlar. Mutsuz oldukları için daha kolay kavga çıkartabiliyorlar ve şiddet uygulayabiliyorlar.Bu nedenle çiftler arasında çıkan tartışmaların, cinsel soğukluğun ve aldatmaların sır gibi saklanan gerçeklerinden biri açık iletişimin olmamasıdır.” dedi.

    PARTNERİNİZE KARŞI AÇIK OLUN!

    Sağlıklı cinsel yaşamın partner ilişkisinin en önemli parçalarından birisi olduğunu söyleyen CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör; “Doğası gereği birbirinden farklı olan kadın ve erkeğin cinsel yakınlık ihtiyaçları da birbirinden farklı olabiliyor. Cinsel duygu, düşünce, istek, arzu ve talepler partnerle paylaşılması gereken en önemli bilgilerdir. Çünkü cinsellik; hayatın bir gerçeği, beden ve ruh sağlığının en temel olgularından biridir. Bu nedenle,rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatı olan cinselliğitadabilmek için çiftin her konuda olduğu gibi cinsellikte de birbirine dürüst olması, cinsel arzu ve isteklerini paylaşması gerekiyor.” dedi.

    TEKRAR FLÖRT HAVASINI YAKALAYIN!

    İlişkinin ilk çeyreğinde duyulan romantik kalp atışlarını devam ettirmenin çiftin elinde olduğunu söyleyen CİSED Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Gülüm Bacanak; “Cinsel yaşamın monotonlaşmasının önüne geçebilmek için aşk oyunlarına yer vermek gerekiyor. Aşk yaşamı hareketlendirebilmek için; birlikte duş almak, yatmadan önce seks yapmak, öpüşmek, dokunmak, fantezileri paylaşmak, birlikte aynı anda yatmak, küçük ama baştan çıkarıcı jestler yapmak (erotik masaj, seksi iç çamaşırlarıyla dans etmek, vb.), iletişimi canlı tutmak, baş başa vakit geçirmek, konuşurken sevgi sözcüklerine daha fazla yer vermek çoğunlukla yeterli olacaktır.” dedi.

    İSTEK VE ARZULARINIZI PAYLAŞIN!

    Cinsel istek ve arzuların dile getirilmesiyle ulaşılan cinsel mutluluğun kişinin yaşam kalitesinin en önemli belirleyicilerinden birisi olduğunu söyleyen CİSED Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Kemal Özcan ; “Aşk ve cinsel yakınlık için güçlü bir cinsel özgüven gerekiyor. Özgüvenin sağlanabilmesi için çiftin isteklerini ve problemlerini ertelememesi, tabuların üzerine gitmesi, güçlü ve saydam bir bağ oluşturması, arzu ve isteklerini ya da sorunlarını karşılıklı olarak açık bir şekilde konuşmaktan çekinmemesi gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, mutlu cinsellik ancak kadın ve erkeğin karşılıklı tatminiyle mümkün oluyor. Ancak her konuda olduğu gibi cinsellikte de problemler çıkabiliyor. Önemli olan bu problemleri dile getirerek çözebilmektir. Bu nedenle, her birey, partnerine mutlubir cinsellikten beklentisinin ne olduğunu açıkça anlatmalı. Bu konuda dikkat edilmesi ve özen gösterilmesi gereken en önemli noktalar; reddedilmeyi göze alarak istek ve arzuları talep etmektalep edilen ve yerine getirilen arzu ve istekleri bir armağan gibi görmek, dünyanın en güzel armağanını almış gibi mutlu olmak ve bunu partnere göstermektir. Ayrıca yerine getirilmeyen istek ve arzular karşısında küsüp, tavır almamak ve karşı tarafı olduğu gibi kabullenebilmek de gerekiyor. Çünkü cinselliğin koşulsuz sevgi ve kabulle yaşananı makbuldür.” dedi.

  • Menopoz Kadınlığın Bitişi mi?

    Menopoz Kadınlığın Bitişi mi?

    Menopoz Kadınlığın Bitişi mi? 

    “Adetten kesilme”, “ateş basması ve gece terlemeleri”, “sinirlilik, huzursuzluk ve hiç bitmeyecekmiş gibi gelen bir süreç”…Kadınların tanımlamasıyla tüm bunlar menopoz sürecinin belirtileri beraberinde bir soruyu da getirir. Menopoz kadınlığın bitişi mi yoksa bir dönemin bitip yeni dönemin başladığı nokta mı? Bahçeci Sağlık Grubu Fulya Tüp Bebek Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aytun Aktan menopozla ilgili merak edilen noktaları açıkladı.

    Menopoz kadının hayatındaki doğal bir geçiş dönemi aslında. Yumurtalıkların görevlerini tamamlayıp, yeterli hormon üretememesi, bunun doğal sonucu olarak adetten kesilme süreci menopoz olarak tanımlanmaktadır. Bahçeci Sağlık Grubu Fulya Tüp Bebek Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aytun Aktan kimi kadınların kabusu olan menopozla ilgili merak edilen noktaları açıkladı.

    Düzenli adetlerin görülebilmesi için gerekli olan yumurtlama ve hormon salınımı yaş ilerledikçe bozulmakta ve menopozal değişiklikler de böylece yaşanmaya başlamaktadır. Ortalama menopoz yaşı 50 yaş civarlarıdır. Elbette istisnalar hayatın her yerinde olduğu gibi burada da olacak ve kadınlar bu süreci 30’lu yaşlarda erkenden yaşayabilecekleri gibi 60’lı yaşlarda da yaşayabilecektir.

    Adet görememe ne zaman menopoz olarak adlandırılır?

    Eğer gebe değilseniz, birbirini takip eden 12 ay süresince hiç adet görmediyseniz menopoza girmişsiniz demektir.

    Belirtiler ve bulgular:

    Hayatın yeni bir dönemidir menopoz. Ergenliğe geçişte yaşanılan fiziksel değişim ve ruhsal sıkıntılar nasıl yoğun yaşandıysa menopoz sürecinde de bazı zorluklar yaşanır. Bu hormonal değişimlerin kadınlara oynadığı bir oyundur aslında. Menopoz belirti ve bulguları kişiden kişiye farklılık gösterir. Kadını bu süreçte neler bekler?

    Kanama düzensizlikleri:

    Perimenopozal dönemde -ki bu süreç menopozun kendini hissettirtmeye başlamasıdır- adet miktarında azalma ve iki adet arasındaki sürede artış gözlenebilmektedir. Uzun süreli adet görememenin ardından aşırı miktarda kanama da olabilir. Adet dönemlerinizde gözlemlediğiniz bu değişiklikler yaklaşmakta olan menopozun habercisi olabilir. Tüm bu değişikliklerin nedeni yumurtalık fonksiyonlarındaki azalmadır.

    Üreme kabiliyetinde azalma

    Yumurtalıklardaki anneden kız çocuğuna aktarılan doğumsal miras ilerleyen yaşla beraber azalır ve bunun sonucunda gebe kalabilme olasılığı giderek zayıflar. Bu süreç menopozdan yıllar önce başlar. Ortalama 43 yaşından sonra kendiliğinden gebe kalma ihtimali oldukça zayıflar.

    Ateş basması, gece terlemeleri

    Bu kâbusun başkahramanı östrojensizliktir. Östrojen seviyesindeki düşüşle birlikte kan damarlarında ani genişleme ve sonucunda da ateş basmaları olmaktadır. Bu menopoz dönemini “ağır” geçirenlerin başlıca şikâyetidir. Ateş basması göğüsten başlayarak, omuzlara, boyna ve yüze yayılır. Bu sırada terlenebilinir, terleme sonucunda titreme, üşüme ve yorgunluk hissedilebilir. Ateş basmalarının şiddeti, süresi bireysel olarak farklılıklar gösterebilir. Menopoz sonrasında tüm kadınların %80’inde görülürken, 5 yıl sonra %20 civarında sebat eder. Bu şikâyetler sıklıkla 30 saniye ile birkaç dakika arasında sürmektedir. Menopoz sürecinde hiç ateş basması yaşanmayabileceği gibi her saat, gece ve gündüz bu şikâyetler olabilir. Sıklıkla bir yıl içersinde şiddeti azalarak geçen bu şikâyet, kadınların %20 sinde beş yıl ve daha fazla sürebilir.

    Ürogenital sistemdeki değişiklikler

    Azalan östrojenin size yaptıkları bu kadarla kalmaz diğer belirgin değişiklikleri vajen ve idrar yollarında hissedilir. Vajen dokusunda incelme, kuruluk ve sonucunda bakteriyel enfeksiyonlarda artış, yanma hissi ve ilişkiye girmekte güçlük başlıca şikâyetlerdir. Benzer şekilde idrar torbasının kapasitesi azalır, sık idrara çıkma isteği veya idrar kaçırma şikâyeti ortaya çıkabilir. Bu dönemde idrar yolu enfeksiyonlarında da artış izlenir.

    Fiziksel değişiklikler

    Perimenopozal dönemde tüm kadınlar 2,5–3 kg kadar kilo alabilirler. Menopoz sonrasında vücuttaki yağ dağılımı değişir. Kalçadaki yağ oranı azalır, göbek ve belde yağlanma başlar. Göğüsler dolgunluğunu kaybeder, saçlar incelir ve seyrekleşir, ciltteki kırışıklıklar belirginleşmeye başlar. Çene, dudak üstü, göğüs ve karında istenmeyen tüylenmeler oluşabilir. Östrojen ve progesteronun kaybı iskelet sisteminde de osteoporoza ve uzun dönemde de kırık riskinde artış ve boyda kısalmaya yol açabilir.

    Duygudurumu ve algılama değişiklikleri

    Deneyim ve kariyerin en üst noktaya ulaştığı yaşlarda menopozal bulgular üretkenliği engelleyebilir. Ateş basmaları, gece terlemeleri ve uykusuzluk; gün içinde dikkat eksikliğine, huzursuzluğa ve duygusal dalgalanmalara yerini bırakabilir. Çalışma yaşamında ise ateş basmaları ve uykusuzluk sonucunda dikkat ve algılama eksikliği iş verimini düşürebilir.

    Menopozal şikâyetler özellikle bazı kadınlarda daha belirgin olabilmektedir. Yumurtalıkları herhangi bir nedene ameliyatla çıkartılmış olan kadınlarda perimenopozal geçiş dönemi olmadığı ve hormon kaybı ani olduğu için ateş basması, gece terlemesi gibi şikâyetler kısa sürede başlar ve daha şiddetli olabilir. Yine kanser nedeniyle kemoterapi ya da radyoterapi almış olan kadınlarda, yumurtalık fonksiyonlarını bozuyorsa tedavi süresince geçici olarak bu şikayetler olabilir.

    Doktora ne zaman başvurmalıyım?

    Üreme çağında kanamalarla ilgili problemler (aşırı kanama, düzensiz kanama, adet görmeme) yaşanıyorsa,

    Adet miktarında azalma varsa,

    Adet görmenize rağmen menopozal şikâyetleriniz varsa

    Yaşam stilinizden memnun değilseniz ve menopozal geçiş sırsında ortaya çıkacak problemleri en aza indirmek istiyorsanız, mutlaka doktorunuza başvurmalısınız.