Blog

  • Güllaç Tarifi

    Güllaç Tarifi

    Güllaç Tarifi –  Güllaç nasıl yapılır ? Güllaç malzemeleri – Güllaç yapılışı …


    Malzemeler

    10-11 güllaç yufkası
    2,5 litre süt
    750 gram toz şeker
    1 paket şekerli vanilin
    nar taneleri
    dövülmüş ceviz veya antep fıstığı

    Tarif

    Süt ve şekeri kaynatın.
    Vanilini ekleyip ılıtın.
    Bir güllaç yaprağını parlak kısmı yukarı gelecek şekilde tepsiye serin.
    üzerine bir kepçe ılınmış sütten gezdirin.
    Diğer yaprağı bunun üzerine koyup tekrar süt gezdirin.
    Bu işlemi tüm yapraklar bitene kadar tekrarlayın.
    Kalan sütü en üstteki yaprağın üzerine dökün. (süt fazla gelir diye merak etmeyin, yapraklar çok fazla süt çekiyor) tepsiyi buzdolabında 1,5 saat bekletin.
    Servisten önce üzerini nar taneleri ve dövülmüş ceviz (veya antepfıstığı) ile süsleyin.

  • Evimi nasıl daha geniş gösteririm?

    Evimi nasıl daha geniş gösteririm?

    Mimar Hüray-Kağan Erk çifti, 60 metrekarelik evlerini geniş göstermenin püf noktalarını House Beautiful dergisinin yeni sayısına anlattı. İşte, küçük bir mekanı geniş göstermenin incelikleri….

    1. Odanızı daha yüksek ve ferah göstermek için ışığı yansıtan renkleri tercih edin. Duvar ve tavana aynı rengi uygularsanız tavan olduğundan daha yüksek görünür.
    2. Dar bir odayı daha geniş göstermek için yer döşemesinde nötr renkler ve tek tip malzeme kullanın. Çizgili bir halıyı odanın enine sermek, metrekareyi daha geniş gösterir. Halıların, mobilya boyutlarından daha büyük olmasına da dikkat edilmeli.
    3. Odanızın boyutlarını geri plana atmak için dikkati üzerine çekecek bir odak noktası oluşturabilirsiniz. Bunun için, odanızın bir duvarına zıtlık yapacak bir renk uygulayabilir ya da televizyon ünitesi kullanabilirsiniz.
    4. Geniş alanları kaplayan desenli aksesuarlardan kaçının. Bunun yerine daha küçük alanlarda desen kullanın. Mesela, krem tonlarındaki bir kanepeyi desenli yastıklarla tamamlayın.
    5. Uyumak ve çalışmak için yeterli alanınız yoksa, katlanan paravanları tercih edin. Yatak olabilen kanepeler, küçük mekanlar için ideal mobilyalardır.
    6. Dar bir odada birçok parçayı aynı mekana sıkıştırmak yerine, köşe koltuğu gibi mobilyalar kullanın. Odanızın uzun duvarı önüne yerleştireceğiniz bir kanepeye, orta sehpanın altına itilebilen minik puflar gibi portatif parçalar eşlik edebilir.
    7. Yüksek mobilyalar dikkati alçak tavana çektiği için, onları duvarınızın renk tonlarında boyayarak kamufle edebilirsiniz.
    8. Bir mekanı canlı ve ışıltılı göstermek için beyaz, krem ve açık sarı tonlarını seçin.
    9. Farklı ve cesur tonlar kullanmak istiyorsanız, bunları tek bir duvarda uygulayın.
    10. Kırmızı küçük mekanlar için zor bir renktir. Odanızın ferahlığını bozmadan bu rengi uygulamak istiyorsanız, kırmızıyı sadece aksesuarlarda kullanın.
    11. Uzun ve dar bir odanın bitimindeki duvarı daha koyu bir tonda boyayarak, gözü mekanın içine çekebilir ve odanın kareye yakın algılanmasını sağlayabilirsiniz.
    12. Uzun ve dar dolaplar seçin. Fazla yer kaplayan kollu sandalyeler yerine daha küçük olanları tercih edin.
    13. Mutfakta kullanacağınız boy dolapları mekanın düşey yüzeylerini değerlendirir.
    14. Camlı ve raflı büyük bir mutfak dolabı yerine kullanım alanı geniş, düz hatlıları seçin.
    15. Ayakla yükseltilmiş mobilyaların altında kalan yüzeyleri bir an için görmek, mekanın daha hacimli algılanmasını sağlar.
    16. Göz hizasındaki bölgeleri boş bırakın. Duvara monte edilmiş ünitelerin kapı girişlerinin karşısında olmaması görüntü kirliliğini engeller.
    17. Odanın uzun duvarı önündeki uzun bir kanepe, gözün duvar boyunca gezmesini sağlar ve odayı büyük algılatır.
    18. Tavana kadar uzanan açık renkli dar dolaplar ve çok ince kulplar düşeyselliği vurgular. Alçak seviyedeki mobilyalar da yüksekliği pekiştirecektir.
    19. Boyuna çizgili desenler, mekanı yüksek gösterir. Çizgili bir halıyı mekan boyunca sererek veya alçak bir kanepeye enine çizgili yastıklar ekleyerek burayı geniş gösterebilirsiniz.
    20. Masa ve sandalyeleri duvara yaslamayın. Mobilyaları doğru şekilde yerleştirerek odanın kenarlarını ve köşelerini belirsiz hale getirebilirsiniz.
    21. Odadaki dar duvarın kapı aralığı varsa kapıyı veya pervazı duvarla aynı renge boyayın.
    22. Evinizin planı elverdiği ölçüde, cam tuğla veya buzlu camdan bölücü duvarlar ya da cam paneller kullanmak aydınlık bir mekan için idealdir.
    23. Mobilya sayınızı sadece bir ya da iki büyük ana parçaya indirgeyin. Küçük parçalar mekanı karmaşık gösterecektir.
    24. Mutfak ve banyoda kullanılan küçük yer ve duvar karoları, yüzeylerin daha büyük algılanmasını sağlar. Çünkü göz çok sayıdaki küçük karoyu, büyük bir mekanla özdeşleştirir.
    25. Yumuşak ışığı tavana yönlendirmek için, dekoratif lambalar ve duvara monte edilen aydınlatmalar kullanmayı tercih edins.
    26. Banyoda küvet yerine duşakabin tercih edin. Küçük ve penceresiz banyolarda ışık bantlarını buzlu cam panellerin veya aynanın arkasına yerleştirebilirsiniz.
    27. Dışarıya bakan pencereler, gözünüzü oda sınırlarının ötesine taşırken, saksılardaki bitkiler de ışığı kesmeden doğal sınırlar oluşturur.
    28. Kamufle edilmiş radyatörler, süpürgelikler ve resimlerin duvarlara tutturulduğu raylar, duvarla aynı renge boyayın.
    29. Krem ve kahverengi gibi renklerin uygulanması kolaydır. Evin bütününde kullanılmaya elverişli olan bu tonlar, odalar arasındaki sınırları da belirsizleştirir.
    30. Depolama için en pratik ve ekonomik malzeme kutulardır. Bunları hem düzenli bir mekan oluşturmada hem de dekoratif amaçlı kullanılabilirsiniz. Herkesin hayalinde geniş ve ferah bir ev vardır. Evin yüzölçümü bu hayale cevap vermezse, devreye bazı görsel hileler girer. Tıpkı ikisi de mimar olan Hüray-Kağan Erk çiftinin, 60 metrekarelik evlerinde yaptıkları gibi!

  • Göbek eritme önerileri

    Göbek eritme önerileri

    “Ne kadar kilo verirsem vereyim şu göbekten kurtulamıyorum” mu diyorsunuz? Evet, ideal görüntüye ulaşma yolundaki en büyük sıkıntılardan biri göbeği eritebilmek!

    Hiç bir sabah uyanıp koşuya gittiniz mi? Her zaman enerji dolu olup, her şeyi yapabileceğinizi hissettiniz mi? Bunları hissettiğiniz günler iyi günlerdir. Ama eğer yatağınızın, sabah uykusunun vazgeçilmez konforu sizi sardıysa eyvah! “Azıcık iştahım mı açıldı ne” deyip kahkaha atarak gerekli gereksiz yemeye, abur cubura mı yöneldiniz? Çok değil muhtemelen birkaç hafta sonra aynanın karşısında ya da kıyafetlerinizden birini denerken veya yemek sonrası zor nefes alışlarınızda acı gerçekleri fark edeceksiniz: Kilo aldınız! Ama kendinizi koşmak ya da yürümek için bilinçsizce sokaklara atmak da marifet değil… Aman dikkat! Neden mi?

    Başlamak zor

    Eğer kiloluyken koşu yapmayı denediyseniz, o zaman çok kısa süre içinde tıkanır ve nefes nefese kalırsınız. Egzersizin başlangıç ivmesi sakin ve vücudunuzu alıştırmaya yönelik olmalıdır. Başlangıçta amacınız egzersiz alışkanlığını hayatınıza sokmak olmalıdır. Hemen 1.5 saat hızlı tempoyla yürümek ya da koşmak değil. Yoksa her zaman kullandığınız o enerji gider ve en basit şeyleri yapmak bile enerjinizi tüketip bitirir. Bununla da yetinmeyip iskelet sisteminizde arızalara yol açar. Bu yüzden o iç sesimize olumlu cevabı vereceğimiz an geldiğinde hedefi belirlemeliyiz.

    Kilo birikimimizin vücudumuzun hangi bölgesinde olduğu oldukça önemlidir. Şayet karın bölgesinde fazla yağ varsa bilinmelidir ki karbonhidratı çok seviyoruz ve yemeklerimizi hızlı yiyoruz o halde ilk yapılacak adım hedef belirlemekle birlikte bu yanlışları düzeltmektir. Karbonhidrat yemekten vazgeçemiyorsak öğlen yemeğinde karbonhidratlı besinleri tüketmeyi ve yemek bitirme vaktimizi 20 dakikayla sınırlamayı öğrenmeliyiz yani pizza, makarna, pilav, börek mümkünse rafine edilmemiş olmalı ve bol salatayla yavaş yavaş yenmelidir. Aman salatanın yağına ve içinde patates, havuç, bezelye mısır gibi glisemik indeksi ve kaloriyi yükseltecek besinler olmamasına dikkat edin. Özellikle kilo vermek için cesaretinizi kaybetmeyin ki böylece, yeniden fiziksel aktivite yapma motivasyonunuz olsun. Abdominal bölgede çok fazla yağ bulunduğu zaman, ayakkabı bağlamak gibi basit bir olay, zor bir görev halini alır. Hatta yatağınızı toplarken yatağın üzerine doğru eğilmek bile, sizi yorgun düşürecek ve bir süreliğine oturmak isteyeceksiniz. Bu sizin için moralinizin bozulacağı değil tam tersine başladığınız yenilenme hareketinin ne kadar doğru bir karar olduğunu gösteren işaret olarak algılanmalıdır. Eğer kararlı olur ve midedeki yağlarınızın da içinde olduğu kilolarınızı verebilirseniz bütün bu işleri tekrar kolaylıkla ve hızlılıkla yapabilirsiniz. Tam motivasyonunuz bozulduğunda kendinize kilolu olup da yapamadıklarınızı hatırlatın ya da kilonuz yüzünden yapmak zorunda olduklarınızı.

    Göbek eritme diyeti için tıklayın !

    İltifat iyidir

    Kan basıncınızın olması gereken seviyede olduğu günleri hatırlıyor musunuz? Diyabetik olmadığınız için huzurla yemek aralarını geçirdiğiniz günleri… Ya aldığınız elbisenizin beden ölçüsünü? Sevdiklerinizin size iltifatlarını? Şayet vazgeçerseniz, abdominal bölgedeki yağlar değişmeyecek ve bu sonlarla her gün uğraşmak zorunda olacağız. Oysa karındaki kiloları verirseniz, bazı sağlık sorunlarını tamamıyla lehinize çevirebilirsiniz. Fiziksel aktivitenizi artırma yöntemlerinizden bir başkası da, çocuklarınızla sizden istenilen hareketi yapmanızdır. Çocuklarınız büyümüş olsa bile, çocuklarınızla yaptıklarınızı torunlarınıza da uygulayabilirsiniz.

    Çocuklar sizden onları kovalamanızı isterler, bisiklete binmek isterler, top oynamak isterler ve hatta onlarla yerlerde sürünmenizi bile isterler. Eğer çok fazla abdominal yağa sahipseniz, çocuklar bu aktiviteleri yaparken siz sadece onları uzaktan izlersiniz. Ya da kararlıysanız bu aktivitelere yeni beslenme düzeniniz ve fiziksel aktivite başlangıcınızla yavaş yavaş katılırsınız. Egzersize, hazır olmadan başlamak size yarardan çok zarar verebilir. Bunu sakın unutmayın. Bir de egzersizin yanı sıra dengeli beslenmeyi yaşam biçimi haline getirirseniz işte artık yenilmezsiniz!

    Yaşam tarzınızı değiştirin

    Yaşam tarzınızda küçük birkaç değişiklik, karın yağlarınızı kaybetmenize yardımcı olarak, hayattan yeniden zevk almanızı sağlar.

    – Karbonhidratlı yiyecekleri öğlen tüketmek.

    – Yemeklerinizi yavaş yemek, 20 dakikada sofradan kalkmak.

    – Uygun porsiyonları gerektiği kadar tüketmek.

    – Yağ yakmak için, çok fazla kalori tüketmeyeceğiniz uygun bir diyete başlamak.

    – 2 dilim taze ananası ve bir bardak diet süt veya kefirle akşam mönüsünün 2 saat sonrasında tüketmek.

    – Karın bölgemize yönelik mekik gibi hareketlere yönelmek.

    – Ayrıca haftalık rutininize bir egzersiz programı da eklemeniz gerekir. Sakın bir anda günde 3 saat egzersiz yapmanız gerektiğini düşünmeyin. Eğer vücut şekliniz düzgün değilse, egzersize yavaş olarak başlamak önemlidir ve yolunuzu bu şekilde belirlerseniz kilolarınız gitmeye başlar. Haftanın 3 günü, günlük 45 dakika çalışmak fazlasıyla yeterlidir. Abdominal yağları kaybetmenizi sağlayacak gerçekçi hedefler belirleyeceğinize eminim! Haydi, gecikmeden başlayın. Karnınızı içinize çekmek yerine o karından kurtulmak daha iyi değil mi?

    Karın kaslarını germek için

    Yere sırtüstü uzanın. Bacaklarınızı bükün, ayaklarınızı kalça genişliğinde açın. Karın kaslarınızı gerin, baş ve vücudunuzun üst kısmını yükseltin. Bu pozisyonda, sırtınızın alt kısmını zemine doğru bastırın. Omuz genişliğinde kavradığınız iple birlikte kollarınızı öne doğru uzatın. Bu pozisyonda, elinizdeki iple yarım daire çizmeye çalışın. Böylece karnınız sıkılaşacak…

    Karın kasları(abdominal) için egzersizler video için tıklayın !

    Taylan Kümeli
  • Erdem Sonbahar-Kış 2013-2014

    Erdem Sonbahar-Kış 2013-2014

    Erdem Sonbahar-Kış 2013-2014 Defilesi Galerimizde sizlerle…

  • Ev dekorasyonu için altın öneriler

    Ev dekorasyonu için altın öneriler

    İşte dekorasyonunuz için öneriler:

    Aydınlık, ferahlık ve ışıltı gibi temaların peşindeyseniz, açık tonlu karolara yönelin. Beji temel alan renk şemanız doğallığı vurgulayacaksa kahve toprak tonları; romantik dokunuşlar arıyorsanız pembe, lila ve mavi tonlarını renk şemanıza ekleyin.

    Tavan yüksekliğiniz yeterli değilse, duvarın orta hizasında bordür kullanmayın. Dikdörtgen karoları boyuna kullanarak yükseklik duygusunu vurgulayın.

    Alanınız küçükse, yine küçük ölçekli karolar kullanın. Şimdilerde her boyutta karo mozaikler üretiliyor ve bu ürünler sayesinde duvarlarda asimetrik kesilmek zorunda kalan büyük karoların düzensiz görünümü engelleniyor.

    Vurgulamak istediğiniz duvarı mekanın geneli ile uyumlu ama görsel olarak farklılaşan karolarla kaplatarak dikkatleri bu zeminin üstüne çekebilirsiniz. Bu uygulamayı banyoda klozetin veya şık bir ayaklı lavabonun monte edildiği duvar boyunca yapabilirsiniz.

    Banyo ve mutfaklarda, fon ve dolaplar arasında tezatlık temasına yönelerek her iki tarafın da daha net ve güçlü bir biçimde algılanabilmesini sağlayabilirsiniz.

    Zemin karoları da tıpkı duvarlarda olduğu gibi natürel, seramik veya porselen olmak üzere çalışılır. Yaşam alanlarınızda, özellikle zeminden ısıtma sistemi uygulanmışsa, ahşap görünümlü karolar kullanarak parke sıcaklığını yaşatabilirsiniz. Bu ürünleri duvarlarda yine doğal renklerdeki karolarla kompoze ederek özgün mekanlar oluşturabilirsiniz. Metalik etkili yüzeylere sahip karolar kullanarak modern ambiyanslar yaratabilirsiniz.

    Aynı malzemenin farklı boyutlarda oluşturulmuş karo serileri ile kendi özgün düzenlemeniz için de hareketli yüzeyler yaratabilirsiniz.

    Üç boyutlu yüzeyleri olan karoları bir araya getirdiğinizde yakalayacağınız vurgu çok güçlü olacaktır. Bu tarz yüzeyleri kendileriyle gerek renk, gerekse doku anlamında kontrast oluşturacak objelerin gerisinde kullanın.

    Karoları alışılageldik formatlarının dışında, örneğin bir yatak başı olarak kullanmayı deneyebilirsiniz. Yatak ve komodinlerinizin gerisinde kalan duvarı cesur renk ve dokuya sahip karolarla, şık bir pano misali dekore edin. Işığın günün değişen saatlerine göre üstlerine düştüğünde kendine has görünümler yakalayan üç boyutlu karolar bu tasarımlar için ideal.

  • MS hastalığında yeni bir tedavi

    MS hastalığında yeni bir tedavi

    MS hastalığı nedir?

    MS hastalığı, diğer bir adıyla multiple skleroz, beyin ve omurilik (merkezi sinir sistemi) hastalığıdır. Bu hastalığa multiple skleroz denmesinin nedeni hastalık beyin ve omuriliğin bir çok yerinde sertleşmiş dokular oluşturur. Merkezi sinir sistemi sinirler boyunca vücudumuzun farklı yerlerinde elektriksel mesajlar gönderen bir telefon santrali gibidir. Bu mesajlar bilinçli ve bilinçsiz tüm hareketlerimizi kontrol eder. MS hastalığı da bu mesajların düzgün bir şekilde iletilmesini bozar. Sağlıklı sinir liflerinin çoğu mesajların iletilmesini kolaylaştıran miyelin denen yağlı bir madde ile çevrelenmiştir. Bu doku sinir liflerinin elektrik uyarılarını iletmelerine yardımcı olur. MS hastalığında miyelin parçalanır ve miyelinin yerini sertleşmiş dokular alır. Böylece mesajın geçişi engellenir yada sapar. Sonuçta vücut fonksiyonları kontrol edilemez hale gelir, çünkü mesajlar yanlış yere gittiği için gerektiği şekilde iletilemez.


    Hastalığın yol açtığı zararın, hastanın kendi derisiyle onarılması mümkün olabilir…

    Yeni bir araştırmaya göre şu anda tedavisi olmayan Multiple Skleroz (MS) hastalığının yol açtığı zararın hastanın kendi derisi ile onarılması mümkün olabilir.

    MS hastalığı nedeniyle sinirlerin etrafında miyelin denen yalıtıcı maddenin zarar görmesi sonucu sinirlerin uyarıları iletme kabiliyeti azalıyor ve bu da yorgunluk ve denge kaybına neden oluyor.

    Cell Stem Cell dergisinde yayınlanan araştırmanın sonuçlarına göre hayvanlar üzerinde yapılan testlerde deri hücreleri zarar gören miyelini tedavi edebiliyor. Uzmanlar bu tür tedavilere acil ihtiyaç olduğunu söylüyor.

    Elektrik kablolarının etrafındaki plastik gibi sinirler de miyelin denen bir protein ile çevrili.

    Ancak MS gibi hastalıklar sinirlerin etrafındaki miyelinin zarar görmesine neden oluyor ve elektrik uyarılarının vücuda iletilmesi zorlaşıyor.

    Kök hücre

    ABD’de bulunan Rochester Üniversitesi Tıp Merkezi’nde bir grup bilim insanı, kök hücre araştırmalarındaki ilerlemelere dayanarak miyelinin onarılmasını sağlayacak araştırmalar yürütüyor.

    Bu araştırmalarda insanların deri hücrelerinden örnekler alınarak vücutta herhangi bir hücrenin yerini alabilecek kök hücreye dönüştürülüyor.

    Bir sonraki adım ise kök hücreleri beyinde miyelini üreten hücrelerin gelişmemiş hallerine dönüştürmek.

    Araştırmacılar, bu hücreler, miyelinsiz doğan farelere enjekte edildiğinde, kayda değer bir etki gördüklerini belirtiyor.

    Dr Steven Goldman BBC’ye yaptığı açıklamada “miyelinin sinir sistemi aracılığıyla üretildiğini” ve araştırmada kullanılan bazı farelerin “normal yaşam süresine” sahip olduklarını söyledi.

    Dr Steven Goldman “MS hastalığında sinir liflerinin yok olmadığını, amacın bunların yeniden miyelin ile kaplanmasını sağlamak olduğunu” belirtti.

    Ancak MS hastalarının bağışıklık sistemi miyeline saldırmaya devam edecek. Bu nedenle bu tedavinin bağışıklık sistemini kontrol altına almaya çalışan diğer tedaviler ile birlikte uygulanması ya da birçok kez tekrar edilmesi gerekiyor.

    Dr Steven Goldman , bu konudaki çalışmaların devam ettiğini ancak “kötümser olmak için bir neden olmadığını” söyledi.

    Birkaç yıl içinde bu tedavinin insanlar üzerine uygulanmaya başlanması mümkün olabilir.

     

  • Kağıt kebabı tarifi

    Kağıt kebabı tarifi

    Malzemeler;
    – 600g kuşbaşı dana eti (kuzu eti de kullanabilirsiniz)
    – 2 adet orta boy havuç
    – 2 adet orta boy patates
    – 2 adet domates
    – 1 su bardağı bezelye(ben konserve bezelye kullandım)
    – 1 yemek kaşığı domates salçası
    – Yarım çay bardağın kadar sıvı yağ
    – Bir kase arpacık soğan (20 tane kadar)
    – 1 çay kaşığı karabiber
    – 1 tatlı kaşığı kekik
    – Tuz
    Hazırlanışı;
    Sıvı yağı tencerede kızdırın, soyup temizlemiş olduğunuz soğanları ve kuşbaşı doğranmış etleri tencereye alın. Etler suyunu salıp rengi tamamen değişene kadar kavurun. Tencerenin kapağını kapatabilirsiniz. 4-5 dakika kadar kavrulsunlar. Daha sonra salçayı ve 1 su bardağı sıcak suyu ilave edin. Güzelce karıştırdıktan sonra tencerenin kapağını kapatarak pişirmeye devam edin. Etler yumuşayana kadar yaklaşık 8-9 dk yemeğiniz pişsin.

    Bu arada patatesleri ve kabuğu soyulmuş domatesleri küp küp doğrayın, havuçları da minik küpler halinde doğrayın. Yumuşamış etlere patates, domates ve havuç eklenerek karıştırılır. Sebzeler yumuşayana tencerenin kapağı kapalı bir şekilde pişirmeye devam edin.

    Patates yumuşamaya başladığında yıkayıp suyunu süzdüğünüz bezelyeyi, karabiber, kekik ve tuzu ekleyip 3-4 dk daha kaynatın. Yemeği ocaktan alın.

    Yaklaşık 35cmx30cm boyutundaki yağlı kağıtlara birer kişilik porsiyonlar koyarak, fotoğraftaki gibi katlayın. Önce uzun kenarları üst üste getirin ardından kıs kenarları katlayın. kat yerleri alta gelecek şekilde tepsiye yerleştirin. Yağlı kağıtların üzerine bir fırça ile su sürerek 190 derecede ısıttığınız fırında 20-25dk kadar tutun.

    Afiyet olsun..

    Kağıt kebabı için hangi tür et kullanılmalı? Kağıt kebabının daha aromalı olması için ne tür malzemeler kullanabilirsiniz? Kağıt kebabının fırında dağılmaması için kağıt nasıl sarılmalı? İzleyin, kağıt kebabı nasıl yapılır, uzmanından öğrenin. Hangi malzemeler gerekir? Et ne büyüklükte kesilmiş olmalı? Sebzeler ne büyüklükte, nasıl doğranmış olmalı? Kebabın içi nasıl bir kapta, hangi ateşte pişirilir? Et ne zaman atılır? Sebzeler hangi sırayla atılır? Yaklaşık kaç dakika pişirmeli? İç malzemesi kağıda sarılmadan önce kıvamı nasıl olmalı, sulu mu susuz mu olmalı? Kağıt kebabı için kağıtlar nasıl, ne büyüklükte hazırlanır? Kağıt kebabının iç malzemesi kağıtlara ne ölçüde paylaştırılır? Kağıt nasıl katlanır? Malzemenin dağılmaması için katlarken neye dikkat etmeli? Kağıtlanan iç malzemesi fırında hangi ısıda, ne kadar süre pişirilmeli? Piştiğini nasıl anlarız? Pişen kebaplara nasıl şekil verilir, kağıdın ağzı nasıl açılır? Tabak nasıl süslenir, hangi garnitürle servis edilebilir?

    Ellerime Sağlık

  • Cilt kırışıklıkları ve damarsal cilt sorunları

    Cilt kırışıklıkları ve damarsal cilt sorunları

    Cilt kırışıklıkları ve damarsal cilt sorunları yaz aylarında daha çok fark ediliyor. Ancak bu problemlerin hiçbiri yaz aylarında tedavi edilemez. Bu sorunların tedavisinin kış aylarında yapılması çok daha sağlıklı sonuçlar veriyor. Liv HOSPITAL Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Gonca Gökdemir daha sağlıklı, parlak ve pürüzsüz bir cilde sahip olmak için kış aylarında yapılması gereken tedavileri anlattı.

    Cilt lekelerine elveda!

    Cilt lekeleri farklı nedenlere bağlı oluşabilir. Gebelik dönemi, bazı ilaçların kullanımı, aşırı güneşe maruz kalma, solaryum, bazı hormonal hastalıklar ve genetik faktörlere bağlı cilt lekelenmeleri görülür. Leke tedavisinde önemli olan renk değişikliğine neden olan hücrelerin ciltteki derinliğidir. Cildin üst kısımlarında oluşan lekeler daha koyu renktedir, tedavileri daha kolaydır. Derin lekeler daha açık renktedir ve tedavileri daha zordur. Leke tedavilerinde kimyasal soyma işlemleri ve fraksiyonel lazer tedavileri uygulanır. Bu tedaviler cildi güneşe karşı daha hassas duruma getirir. Ayrıca güneş, lekelenmenin en önemli nedenleri arasındadır. Bu yüzden bu tedaviler mutlaka kış aylarında yapılmalıdır.

    Her yaşın sorunu; akne

    Akne, derideki yağ bezlerindeki yağ üretiminin artması ve iltihaplanması sonucu ortaya çıkar. En sık ergenlik döneminde görülmekle birlikte her yaşta akne sorunu yaşanabilir. Erişkin yaşlarda ciltle uyumlu olmayan kozmetik maddelerin kullanılması, bazı ilaçlar ve hormonal hastalıklar akne oluşumuna neden olabilir. Akne tedavisinde haricen kullanılan kremler içinde bulunan retinoik asit, benzoil peroksit, tetrasiklin gibi maddeler yaz aylarında kullanılamaz. Eğer kullanılırsa ciltte lekelenmelere neden olabilir. Akne tedavisinde etkili olan ve ağızdan alınan bazı antibiyotikler ve A vitamini ilaçları güneşe karşı hassasiyeti artırır. Ayrıca bu ilaçlar cildin kurumasına neden olur. Bu durumu önlemek için önerilen kremlerin yaz aylarında kullanılması hastalar için konforlu değildir. Çünkü yaz aylarında terleme ile bu kremlerin etkisi kısa zamanda geçer.

    PRP’yle akne izlerine veda edin!

    Akne zamanında tedavi edilmediğinde bazı cilt tiplerinde iz oluşumuna neden olur. Bu izler kişilerin görünümlerini önemli ölçüde etkilemekte ve sosyal ortamdan izolasyonuna yol açar. Akne izlerinin tedavisinde en önemli nokta doğru dermatolojik muayenedir. Dikkatli bir muayene ile akne izlerinin değerlendirilmesi yapılmalı ve tedavi stratejisi buna göre belirlenmelidir. Akne izleri tedavisinde en sık kullanılan yöntemler kimyasal soyma, fraksiyonel lazer uygulamaları, PRP (trombositten zengin plazma), dermaroller uygulaması , dolgu injeksiyonlarıdır. Bu tedavilerin çoğu cildi güneşe karşı hassaslaştırdığı ve güneşle lekelenmeye yol açabileceği için yaz aylarında uygulanmamalıdır.

    Mezoterapiyle gençleşin

    Ciltte yaşla birlikte oluşan kırışıklıklar, lekelenmeler, cilt renginde matlaşma gibi problemlerin tedavisinde pek çok yöntem kullanılır. Cilt gençleştirme için uygulanan botoks ve dolgu injeksiyonları her mevsimde yapılabilir. Cildin mat rengini gidermek için uygulanan vitamin uygulamaları mezoterapi şeklinde yapılır. Mezoterapi cilde parlaklık ve canlı bir görünüm verir. Mezoterapi uygulamaları da her mevsimde yapılabilir. Cilt gençleştirmek için yapılan kimyasal soyma, fraksiyonel lazer ve dermaroller tedavileri kış aylarında yapılmalıdır. PRP tedavisi, cilt gençleştirmek için son yıllarda geliştirilen bir yöntemdir. Cildin yaş ile birlikte hasara uğramış yapıların onarılmasını sağlar ve cildin daha gergin ve parlak görünümüne neden olmaktadır. PRP tedavisi her mevsimde uygulanabilir.

    Pürüzsüz bacaklar için lazer tedavisi

    Bacaklarda deri yüzeyinde görülen ince damarlanmaların tedavisi lazer uygulamaları ile kolayca giderilir. Bu damarlanmalar genetik faktörlere veya cildin derin kısımlarında bulunan varislere bağlı oluşur. Lazer uygulama öncesi derin damarların durumunun araştırılması için ultrason ile inceleme yapılmalıdır. Lazer uygulaması sonrasında, uygulama bölgelerinde kahverengi renk değişikliği ve sonraki dönemlerde kabuklanma oluşur. Bu dönemde güneşten korunma çok önemlidir, çünkü güneşe bağlı lekelenmeler olabilir.

    Lekeler, Çiller ve Cilt Rengi Sorunları için tıklayın !

  • Donna Karan Sonbahar-Kış 2013-2014

    Donna Karan Sonbahar-Kış 2013-2014

    Donna Karan Sonbahar-Kış 2013-2014 Defilesi Galerimizde sizlerle… Donna Karan 2013 – 2014 Defilesi Modelleri Koleksiyonu …

  • Kavga Ederken Kontrolü Bırakmayın

    Kavga Ederken Kontrolü Bırakmayın

    Uzmanlar, ilişkinin tuzu biberi olan kavga esnasında tartışmaların kontrolden çıkmasını engellemek için bazı ayrıntılara dikkat etmek gerektiğini belirtiyor. İşte Alman ilişki terapisti Hans Jellouschek’in önerileri…

    Kavga her ilişkide mutlaka yaşanır. Ancak sürekli kavga etmek veya kavgaların gereğinden fazla büyütülmesi, ilişkiye ciddi zarar verebilir, hatta bitmesine bile neden olabilir.

    Uzmanlara göre ilişkide kavgalar genelde yanlış anlamalardan kaynaklanıyor. Alman ilişki terapisti Hans Jellouschek’e göre kavgaların kontrolden çıkmasını engellemek için dikkat edilmesi gereken sekiz nokta bulunuyor:

    Güç

    Asla karşınızdakini aşağılayarak, değersizleştirerek güçlü olan taraf haline gelmeye çalışmayın. İlişkide iki tarafın da sözü aynı oranda geçmeli.

    Saldırganlık

    Eğer bir şeye kızgınsanız bunu iğnelemeler ya da yapmacık bir nezaketle anlatmayın, derdinizi doğrudan sözlerle dile getirin.

    Ötekinin hataları

    Partnerinizin yaptığı bir şeye sinir oluyorsanız, bunun sizinle ilgili olabileceğini düşünün. Belki partnerinizin yaptığı o davranışı kendiniz de yapmak isteyip gerçekleştiremediğiniz için sinir oluyorsunuzdur.

    Suçlamayın

    Karşınızdakinden bir şey talep ettiğinizde, ancak onu olduğu gibi kabul ettiğinizi ve saygı duyduğunuzu hissettirdiğinizde başarılı olursunuz.

    Sen yerine ben

    Cümlelere ’sen’ ile değil ‘ben’ ile başlayın. Karşınızdakini suçlamak yerine, hissettiklerinizi ve düşündüklerinizi aktarmaya çalışın.

    Öğütler

    Talep gelmediği sürece karşınızdakine “Sen de şöyle yapmasaydın” gibi öğütler vermekten kaçının. Bazen bu tarz ‘bilmişlikler’ kavga çıkmasına neden olabiliyor.

    Genellemeler

    ‘Asla’, ‘hiçbir zaman’ gibi kelimeler kullanmaktan kaçının.

    Kıyas

    Partnerinizle ilgili kıyaslamalar yapmayın.