Blog

  • Moisture Cure – Nem Yağmuru

    Moisture Cure – Nem Yağmuru

    Kışın bu zorlu günlerinde saçlarınızın kuruluğundan mı şikayetçisiniz? O halde saçlarınıza nemini geri kazandırma zamanı geldi demektir!

    Ulaşılabilir fiyatla profesyonel bakım elde etmek isteyenlerin favorisi olan TOTAL RESULTS 6 farklı soruna 6 farklı çözüm öneriyor. Anında etki gösteren mucize ürünlerinin yardımıyla hayalinizdeki saçlara ulaşmak artık çok daha kolay.
    Moisture Nemlendirici Serisi’nin mucize ürünü Moisture Cure – NEM YAĞMURU.
    İçeriğindeki Kayısı Yağı ve Gliserin ile mavi ve beyaz katmanları çift etkili yoğun bakım sağlıyor. Kayısı Yağı içeriğiyle beyaz katman pürüzsüz ve parlak saçlar sağlarken Gliserin içerikli mavi katman yumuşak ve neme doymuş saçlar elde etmenizi sağlar. Moisture Cure – NEM YAĞMURU ile Saçlarınız o kadar yumuşak, dokunulası, göz alıcı ve canlı olacak ki çevrenizdekiler saçınıza dokunmaktan kendilerini alamayacak.

    YUMUŞAK, DOKUNULASI, GÖZ ALICI VE CANLI SAÇLAR ELDE ETMENİZİ SAĞLAYACAK NEM YAĞMURU™

    Moisture Cure – NEM YAĞMURU sayesinde kuru ve cansız saçlara nem kazandırarak canlı, parlak saçlara kavuşmak artık bir hayal olmaktan çıkıyor. Saçınızı ağırlaştırmadan nem kazandıran bu mucize üründen asla vazgeçemeyeceksiniz. Saçınızı bu mükemmel ürünün sağladığı bakım ile ödüllendirin ve hak ettiği sağlıklı görünüme kavuşmasını sağlayın.
    NEM YAĞMURU İLE SON DOKUNUŞ, MUCİZE SONUÇ!

    Moisture Cure – NEM YAĞMURU

    – PARLAK
    – DOKUNULASI
    – GÖZ ALICI
    – CANLI

    Moisture-Cure

    – Saç tellerini pürüzsüzleştirir.

    – Hafif içeriğiyle nemi saça hapseder

    – Kolay taranabilen saçlar ve durulanmayan bakım sağlar

    – Çevresel etkilere karşı koruma sağlar

     MATRIX ürünleri yalnızca yetkili MATRIX salonlarında satılmaktadır.

    Güzellik & Bakım & Kozmetikler için tıklayın …

  • Jön pişi tarifi

    Jön pişi tarifi

    Bu tarif benim için profiterol ile hamurun en güzel hallerinden biri olan lokmanın arasında bir lezzet. Muhallebi kıvamındaki sosa bandırılmış pişi ve bu enfes ikiliğe eşlik eden Antep fıstığı bu tatlının tadını bambaşka bir boyuta götürüyor.

    Kreması için sütün 1,5 bardağını sos tenceresine alın. İçine 4 çorba kaşığı pudra şekeri ve 1 çorba kaşığı vanilya şekeri ekleyip, iyice karıştırarak kısık ateşte kaynamaya bırakın. Vanilya şekeri nasıl yapılıyor diye merak ediyorsanız, web sitesindeki tarifler arasından bulabilirsiniz. Ayrı bir kaseye 2 yumurtanın sarısını dikkatlice ayırarak ilave edin. Üzerine 1’er tepeleme tatlı kaşığı un ve mısır nişastası koyun ve çırpma teli ile homojen olana kadar karıştırın. Süt kaynayınca yumurtalar birden sütün sıcaklığı ile kesilmesin diye yavaş yavaş bir kepçe ile yumurta karışımına ekleyin ve hemen karıştırın. Bu şekilde sütün yarısını yumurtalara alıştırıp, ekledikten sonra, tekrar tencereye alıp kısık ateşte 1-2 dakika kaynatın. Sürekli karıştırmaya özen gösterin, sos yavaş yavaş kıvamını alacak. Ben hamur parçalarını iyice kaplayabilsin diye kremasını çok katılaştırmak istemediğimden kalan ½ bardak sütü de tencereye ekliyorum ve sosu biraz daha sulandırıyorum. Bekleyen sosa artık pişileri yapıp ekleyebilirsiniz.

    ½ ekmeklik hamura, ½ çay bardağı kadar ayçiçek yağı ekleyin ve hamurun uzayan elastik dokusunu açmak için hamuru karıştırarak, yağın tüm gözeneklere girmesini sağlayın. Hamurdan ceviz büyüklüğünde toplar koparıp, doğrudan ısıtılmış tavaya koyun. 1-2 dakika sonra maşa ile çevirin. Hamurların etrafı çıtır parlak kahverengi olacak, içleri de yumuşacık kalacak. Bence bu haliyle lokma ve profiterol hamuruna göz kırpıyorlar. Hem de çok pratik bir şekilde hazırlanabiliyor. Son olarak 5 çorba kaşığı boziçi yeşil renginin daha güzel çıkması için havanda döverek sosa ilave edin. Pişileri de sosa ekleyip artık servis etmek için hazır hale getirebilirsiniz. Küçük kaselere ya da bardaklara koyup, üzerine de biraz daha boziç ekleyerek ikram edebilirsiniz.

    ½ adet normal ekmek hamur
    Zeytinyağı

    Kreması için;
    2 bardak süt
    2 adet yumurta sarısı
    1 çorba kaşığı vanilya şekeri
    4 çorba kaşığı pudra şekeri
    1 tepeleme tatlı kaşığı un
    1 tepeleme tatlı kaşığı mısır nişastası
    5 çorba kaşığı çekilmiş boziç (Antep fıstığı)

  • Geleceğiniz hakkında iyimser misiniz?

    Geleceğiniz hakkında iyimser misiniz?

    İyi düşünmek, olumsuz düşünceleri savmak ve duygularınızla deneyimleriniz sayesinde baş etmek… Tüm bunları yaparken, geleceğiniz konusunda ne kadar iyimser olduğunuzu ölçmeye ne dersiniz?

    1- Bir iş arkadaşınız size bir aile partisi için çok heyecanlandığını söyledi, ne düşünürsünüz?
    ★ Benimle böyle heyecanlı şeyleri paylaşması çok hoş.
    ● Neyi kanıtladığını sanıyor?
    ▲ Bu akşam bizim de bir akşam yemeğimiz var! İyi ki söyledin.
    ■ Bana bunları niye anlatıyor, ben onların hiçbirini tanımıyorum…

    2- Çalıştığınız şirketin pek de kolay olmayan bir lokasyonuna transfer olduğunuzu öğrendiniz. Ne dersiniz?
    ▲ Bu gidişle işten ayrılacağım.
    ● Bu çok saçma bir fikir, olduğum yerde iyiyim.
    ■ Bu çok ilginç bir değişiklik olabilir.
    ★ Ofisimi yeniden organize ederim!

    3- Boş bir akşamınız var; siz:
    ★ İşten erken çıkıp partnerinizle buluşursunuz.
    ● Sessiz bir akşam olması için plan yaparsınız.
    ■ Hemen bir arkadaşınızla program yaparsınız.
    ▲ Boş bir vaktiniz olduğu için mutlu olur, epeydir beklediğiniz dinlenme fırsatını değerlendirirsiniz.

    4- Bir arkadaşınızın randevusu var ve o çok gergin, ne yaparsınız?
    ★ Rahatlaması için mekan değişikliğine ikna edersiniz.
    ● Hiç ümitlendirmezsiniz çünkü zaten her zamanki gibi sıradan bir randevu olacak.
    ▲ Onu son dakikaya kadar rahatlatmaya çalışırsınız.
    ■ Ondan daha fazla heyecanlanırsınız.

    5- Doktorunuza gittiniz, tam içeri girerken sizin gibi henüz gelen birileri olduğunu gördünüz ve içeride bir boş sandalye var:
    ● Bu kadar insan burada ne yapıyor diye merak edersiniz.
    ★ Oturacak bir yer olduğuna çok sevinirsiniz.
    ▲ Çok beklememeyi umut edersiniz.
    ■ Ayrılır, sonra gelecek şekilde randevu alırsınız.

    6- Tam da özel bir randevunuz varken, çok uzun zamandır görmediğiniz bir arkadaşınız buluşmak için sizi aradı. Siz:
    ● Niye daha önce haber vermediğini merak edersiniz.
    ▲ Önce biriyle görüşüp sonra diğeri için zaman kazanıp kazanamayacağınızı hesap edersiniz.
    ■ “Harika sürpriz!” dersiniz.
    ★ Uzun zaman sonra görüşeceğiniz için heyecanlanırsınız.

    7- Ailenizi akşam yemeğine davet ettiniz ve anneniz yemekten hemen sonra bulaşıkları yıkamaya başladı. Siz:
    ▲ Ona kendinizin yapabileceğini anlatırsınız.
    ● Asıl sorun, neyin nereye konacağını bilmiyor olması diye düşünürsünüz.
    ★ Bir taraftan konuşurken siz de kurulamaya yardım edersiniz.
    Annenizin mutfağa girmesine ve bulaşıkları yıkamasına izin verirsiniz.

    8- Günün en güzel anı hangisiydi?
    ● Bu sabah, alarm çalmadan hemen önce.
    ▲ Bu akşam, eve geldiğinizde.
    ★ Önemli bir görüşmede, iş yerinde.
    ■ İş için kısa bir seyahatiniz olacağının size bildirildiği an.

    9- Partnerinizle tanışmanızın yıldönümü. Siz:
    ■ Kutlama için bir şeyler organize edersiniz.
    ▲ Gerçekten böyle bir şey isteyip istemeyeceğinizi düşünürsünüz.
    ★ Planladığınız akşamı dört gözle beklersiniz.
    ● Partnerinizin unutacağını düşünürsünüz.

    10- Bir arkadaşınız kır evinde vakit geçirmek için sizi davet ediyor. Siz:
    ■ Kibarca şehirde olmayacağınız için sıkılacağınızı söylersiniz.
    ★ Memnuniyetle kabul edersiniz.
    ▲ Huzursuzluğunuzu saklayarak kabul edersiniz.
    ● Bir bahane bulup reddedersiniz.

    11- Arkadaşlarınız hakkında genel olarak ne düşünüyorsunuz?
    ★ Hepsini seviyorsunuz.
    ● Sizi anlamadıklarını düşünüyorsunuz.
    ■ Aynı moddasınız.
    ▲ Onlar sizin hakkınızda gerçekten ne düşündüklerini hiçbir zaman söylemezler.

    12- Yarın sabah bir uçuşunuz var, bavulunuzu ne zaman toplarsınız?
    ■ Yarın sabah.
    ▲ Hiçbir şeyi unutmamak için hemen toplarsınız
    ★ Akşam yemeğinden önce, acele etmeden.
    ● Ne koyacağınıza havanın nasıl olduğunu bilmediğiniz için hemen karar vermezsiniz.

    13- Arkadaşınızdaki akşam yemeğinden dönüşte merdivenden iniyorsunuz. Siz:
    ★ Bu anların tadını çıkarırsınız.
    ● Hemen eğlenceli bir şeyler hatırlayıp komik bir hava yaratırsınız.
    ▲ Merdiven yerine asansör olup olmadığını sorarsınız.
    ■ Üşendiğinizden eve dönmezsiniz.

    14- Bir arkadaşınıza çok ciddi bir hastalık teşhisi konulduğunu öğrendiniz. Siz:
    ★ Gidip onu görürsünüz.
    ▲ Onun öleceğini düşünürsünüz.
    ■ Şoka girersiniz.
    ● Bu kadar bahtsız olmasına inanamazsınız.

    15- Önemli bir proje hakkında görüşlerinizi almak istiyorlar. Siz:
    ● Ekstra bir çalışma yaparsınız.
    ■ Birçok iş konusunda size bir şey sorulması hoşunuza gider.
    ★ Ötekilerin de fikirlerini alırsınız.
    ▲ Aklınızı burada kullanıp kullanamayacağınızı (ne katacağınızı) düşünürsünüz.

    Değerlendirme
    İşte skorunuzun sizin hakkınızda söyledikleri:
    ● DAİRELER ÇOĞUNLUKTAYSA:
    Mutluluk konusunda kuşkucusunuz

    Gerçek sizin için çok incitici ve acı verici. Sürekli hayal kırıklığına uğruyorsunuz. Birçok şeyin yanlış gittiğini düşünüyorsunuz. Ama ne zaman bu konuda arkadaşlarınıza yakınsanız, sürekli şikayet eden biri olduğunuzu düşünüyorlar, kısacası sizi anlamadıklarını biliyorsunuz.

    Önerimiz: Artık kendinize yarayacak doğru ve olumlu şeyleri düşünmelisiniz. Kendi hatalarınızın kurbanı olmayın, yeni bir çerçeveden hayata bakın.

    ■ KARELER ÇOĞUNLUKTAYSA:
    Mutluluk için macera arıyorsunuz

    Sizin için arkadaşlarla olmaktan daha keyifli bir şey yok! Varsa yoksa onlar… Hele birlikte yaptıklarınızı anımsamaksa büyük bir keyif. Çünkü bunca kalabalık ve etrafınızdaki hareketlilik size yaşadığınızı ve canlı olduğunuzu hatırlatıyor. Rutinden nefret ediyorsunuz ve bu olmasın diye elinizden gelen her şeyi yapıyorsunuz. Aslında siz hep düzenli bir değişimden yanasınız, bu yüzden de hayatınız çok çarpıcı görünüyor.

    Önerimiz: Mutluluğun anlamı sizin için çarpıcı olmakla eşdeğer. Bu şekilde mutlu olmak kendinizi daha büyük ve güçlü hissetmenizi sağlıyor. Ama normalde olması gereken bu mu? Mutlu olmak için sürekli bir maceraya atılmanın bir anlamı yok. Hiçbir yere gitmeden de olduğunuz sadelikle mutlu olmanız mümkün. Küçük şeylerle de keyifli olmayı, mutlu kalabilmeyi öğrenmelisiniz.

     

    ▲ ÜÇGENLER ÇOĞUNLUKTAYSA:
    Mutluluğu düşünemeyecek kadar meşgulsünüz

    Hareketleriniz şüpheli, kendinize güveniniz yok ve en önemlisi de kendinize karşı dürüst değilsiniz. Bir şeyin gelip bütün planlarınızı alt üst etmesinden çok korkuyorsunuz. Bu da mutlu olmanızı engelliyor ve daha küçük şeyleri kontrol ederek meşgul olup duruyorsunuz.

    Önerimiz: Her zaman kontrol halinde yaşayan bir organizma olduğunuz için beklenmedik olaylara karşı savunmasız kalıyorsunuz. Birçok şey için artık endişelenmekten vazgeçin, sonunda işlerin olacağına varacağını çoktan öğrenmiş olmalısınız. Rahatlayın ve olayları akışına bırakarak olacakları izleyin.

    ★ YILDIZLAR ÇOĞUNLUKTAYSA:
    Anında mutluluğu yaşıyorsunuz

    Küçük keyifleri başkalarıyla ve anında paylaşmayı çok seviyorsunuz. Günden zevk almayı ve kötü şeyleri düşünmemeyi bu sayede günü huzurlu geçirmeyi öğrenmişsiniz. Gerçeklerle her zaman yüz yüze gelmeye cesaretli olduğunuz için beklenmedik olaylar sizi yıpratmıyor ve kontrolünüzü hemen kaybetmiyorsunuz. Günün güzel yanlarının tadını çıkarırken zor taraflarının da olduğu gerçeği aklınızın bir köşesinde her zaman oluyor.

    Önerimiz: Hayatın her anından keyif almaya kendinizi şartlandırmışsınız. Ünlü psikoterapist Roger Vittoz, ister isteyelim ister reddedelim, iyi ya da kötü içimizdeki enerjinin dışarı çıkmasının daha doğru olduğunun altını çiziyor. Böylece olumlu düşüncelerinizi dünyayla paylaşarak hem insanlara hem de diğer canlılara enerjinizi verebilirsiniz. Her şeyi kendinize saklamayın, paylaşımcı olun.

  • Yaşlara göre cinsel hayat

    Yaşlara göre cinsel hayat

    Kadınların  cinsel hayatları her yaş döneminde  farklı bir boyut kazanır. İşte kadınların her yaş dönemindeki cinsel hayatı…

    20′li Yaşlar

    Cinsellik bu yaşlarda hayatın olmazsa olmazları arasındadır. Evliliklerin gerçekleştirildiği bu dönemde cinsel ilişki yaygındır. Özellikle bu yaş grubundaki kadınlarda, eğer ailelerinde cinsellikle ilgili bir rahatlık yoksa vajinusmus, erkeklerde ise boşalma bozuklukları sık görülür.

    30′lu Yaşlar

    Bu dönem, cinsel uyarılma ve çekicilik açısından kadınların altın çağıdır. Kadınların cinsel yaşamları çok hareketlidir. Ancak genellikle bu yaşlarda çocuk sahibi olan çiftlerin cinsel yaşamları kısa bir süreliğine sekteye uğrar. Gebelik planlaması ve doğum sonrasında hem sosyal hem da hormonal bazı değişiklikler cinsel yaşamı olumsuz etkiler. Doğumun gerçekleşmesi çiftlerde genellikle ruhsal çatışmaları alevlendirir. Emzirme döneminde prolaktin hormonunun yüksek olması kadınlarda isteksizliğe yol açar. Kadınlar, hormonal değişikliklere bağlı vajina derisindeki incelemeler yüzünden cinsel birleşme sırasında ağrılar yaşayabilir. Ancak emzirme dönemi bittikten sonra prolaktinin cinsel yaşamdan yeniden zevk almaya başlar.

    40′lı yaşlar

    Orgazm sıklığında azalma olmasına karşın, kadınlar bu yaşlarda daha deneyimli olurlar. Bu da psikolojik açıdan aldıkları hazzı artırır. Erkekler ise bu yaşlarda ilk uyarılma, boşalma, orgazm sonrası yeniden uyarılmayı daha iyi kontrol etmeye başlarlar. Ancak 40′lı yaşlarını süren pek çok erkek için bu dönem panikle eş anlamlıdır. Bu dönemde hipertansiyon, damar hastalıkları, nörolojik bozukluklar, sigara, alkol gibi nedenlerle cinsellik olumsuz etkilenebilir. Özellikle ereksiyon kaybı 40 yaşındaki erkeklerin yarısında az, orta ve yoğun olmak üzere farklı şiddetlerde görülür. Bu nedenle bu yaş grubundaki erkekler, seksi hayatlarının önemli bir dönüm noktası gibi düşünürler. Bu yaşların en büyük fantezisi ise genç bir partnerle birlikte olmaktır.

    50 Yaş ve Sonrası

    50′li yaşların ortalarında kadınlar genellikle menopoza girdikleri için östrojen seviyeleri düşer, vajinal mukozaları incelir, vajinal ıslanmalarında azalmalar olur. Memelerindeki uyarılma, dikleşme azalır. Daha seyrek orgazm yaşarlar, orgazm sırasındaki doyumları kısa sürer. Ancak menopoza girmiş kadınlarda cinsel istek tamamen ortadan kaybolmaz. Erkeklerde ise yaşlanmayla birlikte cinsel istekle ilgili testesteron hormonunda kademeli bir düşüş gözlenir. Vücuttaki genel işlev azalmasının bir sonucu olarak ereksiyon kapasitesi azalır. Cinsel yanıt döngüsünde birçok evrenin süresi ve daha uzun süre ve yoğun uyarı gerekir. Ancak düzenli cinsel aktivite sürdüren erkekler yaşlanmanın tüm etkilerinden daha az zarar görürler. Araştırmalara göre, 70′li yaşlarda erkeklerin yarısı, kadınların da yüzde 20′ye yakını cinsel ilişkiye devam edebiliyor.

  • Aydınlatma ve Duvar Dekorasyonu

    Aydınlatma ve Duvar Dekorasyonu

    Başlığa bakarak duvar apliklerinden söz edeceğimi düşünenler olabilir. Oysa bu kez farklı bir duvar süslemesinden söz edeceğim. Üstelik duvarı delmek, çivi ya da dübel ile uğraşmak gerekmiyor. Duvar dekorasyonu için bu kez, kendinden desenli başlığı sayesinde duvarda çeşitli ışık ve gölge oyunları yapan bir abajur edinmeniz yeterli.

    Böyle bir görüntü elde edebilmek için her şeyden önce o özel tasarımlı abajuru bulmanız gerekiyor. Abajurun başlığı kendinden bir desen taşımalı ki duvara yukarıdaki gibi estetik bir desen yansıtabilsin. Işığı kısmen geçiren kısmen tutan bu tip tasarım abajurlar için aydınlatma ürünleri satan mağazalara danışabilirsiniz. Renkli ve transparan başlıklı abajurlarla renkli yansımalar elde etmek de mümkün.

    Bu tip aydınlatmanın dezavantajı, genellikle loş bir ortama mahkum olmanızdır. Odayı işlevsel olarak aydınlatmak istediğinizde, örneğin bir şeyler okumak istediğinizde odada mutlaka daha kuvvetli ışık kaynakları da bulunmalıdır. Odada kuvvetli bir ışık olduğunda ise abajurun gölge ve ışık oyunu görünmeyecektir.

    Ancak ortama farklı bir atmosfer katmak, ambiyans yaratmak için bu uygulama son derece kullanışlı olabilir. Yemek odasında, holde, antrede, yatak odasında loş ama gözü okşayan bir süsleme için oldukça uygun görünüyor.

    Aklınızda bulunsun sadece abajur başlıklarıyla değil, duvar aplikleriyle de bu tip yansıma oyunları yapmak mümkün. Duvara asılan apliklerin özellikle gölge oyunu için tasarlanmış olanları ile evin duvarında ilginç görüntüler elde edilebilir.

    Aydınlatma ve Duvar Dekorasyonu
    Aydınlatma ve Duvar Dekorasyonu
  • Hamilelik depresyonu nedir, nasıl atlatılır?

    Hamilelik depresyonu nedir, nasıl atlatılır?

    Dr. Yavuz, hamilelik depresyonunda hem anne adayı, hem bebek için en iyi tedavi seçeneğinin TMS uygulaması olduğunu ifade etti.

    Kadınların yaklaşık yüzde 10 ile 20’si hamilelik döneminde bazı depresyon belirtileri ile mücadele ediyor. Ve bu kadınların yaklaşık olarak 4’te 1’i majör depresyon geçiriyor. REEM Nöroloji Merkezi’nden Dr. Mehmet Yavuz, hamilelik dönemi çoğu kadının başına gelen depresyon konusunda bilgi verirken şunları söyledi: “Depresyon her 4 kadından 1’inin hayatının bir döneminde etkileyen bir duygu durum bozukluğudur. Dolayısıyla bu hastalığın, hamilelik dönemindeki kadınları da yakalaması şaşırtıcı değil.”

    Hamilelik sırasında geçirilen depresyonun sıklıkla teşhis edilmediğini belirten Dr. Yavuz, “Çünkü herkes bunun hormonal değişikliklerin bir sonucu olduğunu düşünüyor. Oysa bu düşünce hem anne hem de bebeğin sağlığı açısında önemli sakıncalar doğurabilir. Depresyon hamilelik sırasında da tedavi ve kontrol edilebilen bir hastalıktır, ancak ilk adım olarak yardım ve destek aranması, hem annenin sağlığı hem de bebeğin sağlığı açısından büyük önem taşır” diye konuştu.

    Hamilelik depresyonu nedir?
    Mehmet Yavuz’un belirttiğine göre, hamilelik depresyonu ya da antepartum depresyon, normal depresyon gibi bir duygu durum bozukluğudur. Duygu durum bozuklukları, beyin kimyasındaki değişimleri içeren biyolojik rahatsızlıklardır. Hamilelik sırasındaki hormon değişimleri, beyindeki depresyon ve anskiyete ile direkt olarak bağlantısı bulunan kimyasal maddeleri etkileyebilir. Zor yaşam olayları da bu değişimleri artırarak hamilelikte depresyon yaşanmasına neden olabilir.

    Hamilelik depresyonun belirtileri nelerdir?
    Hamilelik dönemi depresyonunun belirtileri konusunda değinen Mehmet Yavuz, depresyon geçiren kadınların, aşağıda saydığı belirtilerden bazılarını, 2 hafta boyunca veya daha uzun süre yaşadıklarını hatırlattı:
    — Sürekli üzüntü hali
    — Konsantre olma güçlüğü
    — Çok az veya çok fazla uyuma
    — Genellikle haz veren aktivitelere olan ilginin kaybolması
    — Doğacak çocuğun istikbali ile alakalı karamsar düşünceler
    — Doğacak çocuğuna bakamama endişeleri
    — Ölüm, intihar veya ümitsizlik düşüncelerinin sürekli tekrarlaması
    — Anksiyete, huzursuzluk
    — Suçluluk veya değersizlik duyguları
    — Yeme alışkanlıklarında değişimler

    Hamilelik depresyonunun olası tetikleyicileri nelerdir?
    Nöroloji Uzmanı Mehmet Yavuz, hamilelik depresyonundan bahsederken, anne adaylarında bu depresyonu tetikleyici nedenlere değinmeden geçmedi:

    — İlişkilerde sorunlar, evliliğin geleceği ile ilgili kaygılar
    — Doğacak çocuğun özürlü olabilme ihtimalleri
    — İstenmeyen hamilelik durumları
    — Ailede veya kişide depresyon geçmişi
    — Daha önce yaşanan düşükler
    — Stresli yaşam olayları
    — Hamilelikte komplikasyonlar olması
    — Travmaya maruz kalmak

    Peki hamilelik depresyonu bebeğe zarar verir mi?
    Tedavi edilmeyen depresyon halinin, anne ve bebek açısından bazı zararlara neden olabileceğini belirten Dr. Mehmet Yavuz, tedavi edilmeyen depresyonun; kötü beslenme, alkol alma, sigara içme ve intihar davranışı gibi erken doğum, düşük ağırlıklı doğum ve bebekte gelişimsel sorunlara neden olabilecek davranışlara yol açabileceğini vurguladı. Sıklıkla depresif hisseden bir kadının, kendisine ve gelişmekte olan bebeğine bakmak için gerekli gücü ya da isteği bulamayacağını ifade eden Dr. Yavuz, bu durumda da bebeğin gelişiminin olumsuz etkilenebileceğine dikkat çekti.

    Hamilelik depresyonu nasıl tedavi edilir?
    Dr. Yavuz, hamilelik döneminde depresyon geçirmekte olduğunu düşünen bir anne adayının, mutlaka yardım alması gerektiğini belirtti.

    Anne adayının yaşadığı semptomlar ve bunlarla mücadele konusunda doktoruna bilgi vermesi gerektiğini de kaydeden Dr. Yavuz, doktorun anne adayı ve bebeği için en sağlıklı seçeneği belirleyebileceğini ve tedavi seçeneklerini anne adayı ile konuşabileceğini ifade etti.

    Dr. Mehmet Yavuz, hamilelik depresyonu geçiren kadınlar için tedavi seçeneklerini şöyle sıraladı:
    — Destek grupları
    — Özel psikoterapi
    — İlaç tedavisi
    — TMS tedavisi

    Dr. Mehmet Yavuz, semptomların ağır olduğu durumda, doktorun acil olarak ilaç tedavisine başlamayı tercih edebileceğini belirterek, “Hamilelik sırasında kullanımının güvenli oluşu kanıtlanmış ilaçlar mevcuttur. Anne adayı ve bebeği açısından en güvenli ve en yararlı tedavi yönteminin ne olabileceği konusunda doktorunuzla konuşmalısınız” diye konuştu.

    TMS tedavisi iyi bir seçenek
    “Hamilelik esnasında antidepresan ilaçların kullanımı birçok açıdan fetus için zararlı olabilir” diyen Mehmet Yavuz, bu bakımdan eğer ilaç tedavisi olacaksa bunun iyi seçilmesi gerektiğini vurguladı. Son zamanlarda TMS tedavisinin, hamilelik depresyonunda da iyi bir seçenek durumunda olduğunu vurgulayan Yavuz, “Zira TMS uygulaması hem antidepresan etki göstermekte, hem de anneye ve karnındaki bebeğe yönelik bir yan etki göstermemektedir. Bu nedenle hamilelik depresyonunda olup ilaç kullanmak istemeyenler için, TMS iyi bir seçenek konumundadır” dedi.

    Mehmet Yavuz, son olarak şu uyarıda bulundu: “Depresyonla asla tek başınıza mücadele etmeyin. Unutmayın, bebeğinizin de sizin yardım ve tedavi görmenize ihtiyacı var.”

    Gebelik hakkında herşey için tıklayın !

  • Diyet içecekler

    Diyet içecekler

    Diyet içecekler depresyona mı yol açıyor?
    250 bin kişi üzerinde yapılan araştırmada, bu tür içecekleri sık tüketen kişilerde depresyona daha sık rastlandığı ortaya kondu…

    ABD’de yapılan kapsamlı bir araştırma, “Diyet içecek tüketimi depresyon riskini artırır mı?” tartışmasına yol açtı.

    250 bin kişi üzerinde yapılan araştırmada, bu tür içecekleri sık tüketen kişilerde depresyona daha sık rastlandığı ortaya kondu. Ancak bu bağlantının sebebi incelenmedi.

    10 yıl süren araştırmaya göre günde dört kutu gazlı diyet içeceği ya da tatlandırıcı katkılı meyve suyu içenlerde depresyon riski yaklaşık %30 artıyor.

    Buna karşılık günde dört fincan kahve tüketenlerin depresyon riski %10 azalıyor.

    Kuzey Carolina’daki Ulusal Sağlık Enstitüleri’nde görev yapan Chen, “Yaptığımız çalışma, tatlandırıcı kullanılmış diyet içeceklerden vazgeçmenin ya da bunları azaltmanın ve yerlerine tatlandırılmamış kahve içmenin depresyon riskini doğal olarak azaltabileceğini gösteriyor.” dedi. Ancak Doktor Chen bu konuda başka çalışmalar da yapılması gerektiğinin altını çizdi.

    Sebep-sonuç

    Depresyonu başka faktörlerin de tetiklemiş olması mümkün. Ayrıca ABD’de yaşayan 50-80’li yaşlardaki bir grup için geçerli olan sebepler, başka topluluklar için de geçerli olmayabilir.

    Aspartam türü düşük kalorili tatlandırıcılar üzerinde bugüne dek çok sayıda araştırma yapıldı, ayrıca gıda güvenliğinden sorumlu resmi kuruluşlar da bunlara onay verdi.

    İngiltere Besin Bilimi Derneği’nden Gaynor Bussell “Eskiden tatlandırıcılara ‘yapay’ tatlandırıcı denirdi ve bu ‘yapay’ sözcüğü de şüphe uyandırırdı. Bu yüzden kapsamlı araştırmalar yapıldı, güvenli olup olmadıkları değerlendirildi ve şu anda piyasada olan ürünlerde çok iyi sonuçlar alındı.” diyor.

    “Ancak araştırmalar devam ediyor. Bu araştırma da depresyon ile bağlantı olasılığını gündeme getirdi, sebep-sonuç ilişkisini değil.” diye konuştu.

    “Depresyondan muzdarip olan insanlar bunun tatlandırıcılı içeceklerden kaynaklandığı fikrine kapılabilir ve bu nedenle de geçmiş tüketimleri hakkında doğru bilgi veremeyebilir. Özellikle de ABD’de gazlı içeceklere ‘öcü muamelesi’ yapıldığını göz önüne alırsak. Ayrıca obez ya da diyabetik olan insanlar daha fazla ‘diyet’ içecek kullanıyor olabilir ve depresyonun sebebi de obezite ya da diyabet olabilir.”

    “Kilo vermeye çalışanların ve diyabet hastalarının beslenmesinde kalorisi düşük tatlandırıcılar yararlı bir rol oynayabilir. Bu insanlara ‘diyet içecek yerine daha fazla kahve tüketin’ demek de faydalı olmayacaktır.”

    BBC

  • Hazır Giyim 2013 Modelleri

    Hazır Giyim 2013 Modelleri

    Badgley Mischka Bahar 2013 Hazır Giyim Koleksiyonu – Hazır Giyim 2013 Modelleri

     

  • Dumanlı göz makyajı nasıl yapılır?

    Dumanlı göz makyajı nasıl yapılır?

    Dumanlı (smokey eyes) göz makyajı nasıl yapılır?

    1. Gözkapağına yağsız baz
    Fardan önce göz kapağınıza “primer” denen yağsız bir baz sürmelisiniz. Böylece gün içinde göz kapaklarınızın yağlanıp, farın bozulmasını baştan engellemiş olacaksınız.

    2. Göz kalemi uygulaması
    Kaleminizi üst göz kapağınızın ortasından başlayarak, kalınca bir çizgi halinde göz bitimine doğru çekin. Eğer mücevher tonlarında bir göz makyajı istiyorsanız, mürdüm, lacivert veya koyu yeşil bir göz kalemi kullanın.

    Dumanlı göz makyajı için eyeliner kullanmayın. Göz kalemi gerekli yerlerde dağıtılıp, buğulu bir ifade vermek için çok uygun bir seçimdir.

    3. Dağıt ve yay!
    İşte esas noktaya geldik! Bir aplikatör ile göz kalemini uçlardan hafifçe dışarı doğru dağıtın. Birkaç ufak aplikatör darbesi yeterlidir. Abartıp, tüm göz kalemini yaymayın.

    4. Alt kirpikleri boyuyoruz
    Daha önce kullandığınız kalemle gözlerinizin içine çizgi çekin. Sürme de kullanabilirsiniz. Sonra kullanacağınız far ile alt kirpik diplerinizi boyayın. Kalın bir şekilde farı uygulayabilirsiniz. Kalem kesin çizgiler yaratacağından, far uygulamak dumanlı bir görünüm için daha uygundur.

    5. Son dokunuşlar
    Farla işiniz henüz bitmedi. Üst göz kapağınızın kalemi yaydığınız yerlerine farla küçük dokunuşlar yapın. Hatta göz pınarlarınıza doğru çok hafifçe farı sürün.

    6. Rimel ve bitti!
    Hacim veren bir maskara ile kirpiklerinizi bolca rimelleyin. İşte bitti bile!

    Adım adım dumanlı göz makyajı için tıklayın !

    Son olarak mascara ile kirpiklerinizi boyayarak buğulu göz makyajınızı tamamlayın.

    [youtube id=”5DU-S_n8FP8″ width=”600″ height=”350″]

    Dumanlı göz makyajı nasıl yapılır?
    Dumanlı göz makyajı nasıl yapılır?

    Dumanlı Göz Makyaj Örnekleri

  • Sağlıklı Saçlara Nasıl Sahip Olunur?

    Sağlıklı Saçlara Nasıl Sahip Olunur?

    Güzel bir portrenin en önemli öğelerinden biri olan saçlar, aynı zamanda kış aylarında soğuk hava, yağmur ve kar gibi dış etkenlerden de çok çabuk etkilenmektedir. Dermatoloji Uzmanı Dr. Tuğba Türe, “Saç sağlığının korunması için yapılması gerekenler” hakkında bilgi verdi…

    Sağlıklı saçlar kadın erkek herkes için çok önemlidir. Saçtaki kırılmalar, matlaşma ve pullanmalar, çevresel faktörlere, beslenme alışkanlıklarına ve yanlış uygulamalara bağlı olarak gelişebilir. Saçlara gerekli özen gösterildiğinde sağlıklı saçlara kavuşmak mümkündür.

    Sağlıklı beslenme sağlıklı saçların altın kuralı

    Öncelikle saçların kökünden beslendiği unutulmamalıdır. Dışarıdan uygulanan ürünler saçlara sağlık getirmez. Saçlar için gerekli olan vitamin ve mineraller ancak kan yolu ile saç köklerini besleyebilir. Demir, çinko, vitamin B12, folik asit ve biotinden zengin beslenmek saç sağlığı için gereklidir. (Kırmızı et, yumurta beyazı, kurubaklagiller…)

    Dengeli ve düzenli beslenmek, antioksidan yiyecekleri( sebze, meyve vb..) gerektiği kadar tüketmek, düzenli uyku ve stresten uzak durmak saç sağlığı için önemlidir. Dermatoloji uzmanına danışmadan saç sağlığı için önerilen ilaçların kullanılması doğru değildir.

    Saç boyası ve jöle saçların zayıflamasına, kırılmasına ve matlaşmasına neden olabilir…

    Saç boyası, renk açıcılar, jöle, köpük, sprey gibi kozmetik ürünlerin bilinçsiz kullanımı saçlara zarar verebilir. Saç şekillendirici ürünler sık kullanımda ve saçtan temizlenmediğinde saçta kalıntı oluşturarak saç tellerinde zayıflama ve kırılmalara neden olabilirler.

    Her gün yıkamak saça zarar verir

    Saçlar gün aşırı ve ılık su ile yıkanmalıdır. Ayrıca ikisi bir arada ürünler yerine şampuan ve saç kreminin ayrı ayrı uygulanması daha doğru olacaktır. Saç kreminin saç uçlarına sürülmesi yeterlidir.

    Sıcak fön kullanmayın

    Saçların kaba ve sert bir biçimde taranması saçları yıpratabilir. Eğer kuru ve zor taranan saçlara sahipseniz durulanmayan bakım ürünlerini kullanarak saçlarınızı koruyabilirsiniz. Ayrıca saçlar kurutulurken ve şekillendirirken çok sıcak uygulamalardan kaçınılmalıdır.

    Saçınızı sıkı toplamayın

    Özellikle alın bölgesinde bant şeklinde görülen saç dökülmelerinin en sık sebebi sıkı toplanmış saçlardır. Bu tarz uygulamalar, zaman içerisinde kıl köklerinin zarar görmesine ve saç kayıplarına neden olabilir.

    Saçınızın sağlıklı olması için yapabilecekleriniz:

    – Günlük olarak pahalı olmayan bir Vitamin alın.

    – Saçınızı fazla taramayın. Sadece gerektiğinde şekil vermek için tarayın.

    – Kaliteli bir tarak ya da fırça kullanın. Keskin metal ya da plastik uçlar saçlarınızın uçlarının kırılmasına neden olur.

    – Kaliteli saç ürünleri kullanın. Çoğu alışveriş merkezlerinde satılan şampuan ve saç ürünleri aslında birçok kötü kimyasal maddeyi içlerinde bulunduruyor. Mesela ‘ammonium laurel sulfate’ , ya da silikon içeren ürünler saçınızı kurutarak daha kolay kırılmasına neden olabiliyor. İçlerinde birçok koruyucu madde bulunduğunu iddia eden bu ürünler saçınız için aslında en büyük tehlikeyi oluşturuyor.

    – Saçınızı sıkı bantlarla toplamayın. Bırakın rahat kalsın. Bu tür toplama şekilleri de kırılmalara neden oluyor.

    Sıcak yağ tedavisi

    Kurumuş ve yıpranmış saçları en iyi canlandırma yöntemi zeytinyağı tedavisidir. Saçlarınıza parlaklık vermek ve beslemek için 2 çorba kaşığı zeytinyağını ısıtın. Bunu yavaş yavaş tüm saç derinize yedirin. Sıcak suda ıslattığınız bir havluyu sıktıktan sonra bir türban gibi başınıza sarın. Havlu soğurken bu işlemi iki veya üç defa tekrarlayarak, başın yağı iyice emmesini sağlayın. Sonra saçlarınızı yıkayarak, iyice durulayın. Bu bakım türü, özellikle çabuk kırılan saçlar için çok yararlıdır.

    Hintyağı tedavisi

    Yarım çay fincanı hintyağını ısıttıktan sonra baş derinizi ovarak saçınızın yağı emmesini sağlayın. Yavaş yavaş tarayacağınız saçlarınızı kaynar suya batırırıp sıktığınız havluyla sarın. Bu işlemi yaptıktan sonra yarım saat kadar bekleyip şampuanla yıkayın. Bu tedavi, fazla ince, çabuk kırılan, kuru saçlara iyi gelir.

    Zeytinyağı ve bal tedavisi

    Yarım çay fincanı yeşil zeytinyağıyla bir çay fincanı süzme balı karıştırın. Bu sıvıyı iyice sallayıp çalkalayın ve bir kaç gün dinlenmeye bırakın. Daha sonra bu karışımı baş derinize ovarak ve tarayarak yedirin. Ancak bu işlemi yaparken tarağın dişlerinin baş derinize batmamasına özen gösterin. Başınıza bir naylon torba geçirerek, başın sıcaklığını muhafaza etmeyi sağlayın. Karışımı başınızda yarım saat beklettikten sonra, saçlarınızı bol suyla durulayın. Bu işlem, koyu renk saçların ışıltılı bir hal alıp parlamasını sağlar.

    Protein tedavisi

    Yumurta ile yapılacak protein tedavisi hemen hemen her tür saç için uygundur. İki yumurtayı çırpın ve içine yavaş yavaş bir çorba kaşığı zeytinyağı, bir çorba kaşığı gliserin, bir çorba kaşığı sirke (mümkünse elma sirkesi) ilave edin. Saçınızı bir kez şampuanladıktan sonra saçlarınıza bu karışımı sürüp 15-20 dakika bekleyin. Saçlarınızı iyice duruladıktan sonra saçlarınızın çok kısa sürede canlandığını fark edeceksiniz.

    Kakao yağı tedavisi

    Koyu renk saçlı kişilerin uygulayabileceği bir başka bakım yöntemi ise aşağıda anlatılan bu karışımdır. İçinde su kaynayan genişçe bir tencerenin içine daha küçük bir kabı oturtun. Yarım çay fincanı ayçiçeği yağını, 1 çorba kaşığı kakao yağını, 1 çorba kaşığı susuz lanolini bu ikinci kabın içinde eritin. Bütün bu yağlar eriyince, kabı kaynar suyun içinden alın ve karışımı iyice çırpın. Bu karışımdan 1 çorba kaşığı kadarını alarak buna 1 çorba kaşığı su katın, iyice karıştırın. Bu sıvıyı ovarak başınıza sürün ve bu durumda 15 dakika ile yarım saat arasında bekleyin. Ardından saçınızı yıkayıp durulayın. Bu tedavi koyu renk saçlara yeni bir canlılık ve parlaklık verir.