Blog

  • Kadınlarda cinsel isteksizlik

    Kadınlarda cinsel isteksizlik

    Cinsel istek kişinin bir partnerle ilişkiye girme arzusudur. Bununla birlikte bu arzuya, olası çekici cinsel partnere yönelik dikkatin olması, yazılı veya görsel erotik materyallere karşı ilgi, cinsel içerikli rüyalar veya fanteziler kurma, cinsel etkinlikle ilgili arzular da eşlik eder. Görme, tatma, dokunma, duyma, koklama , kişinin duygu ve düşünceleri gibi binlerce uyarı cinsel istek doğurur. Cinsel arzu fiziksel, bedensel (hormonal) problemi olmayan herkeste mevcuttur.

    Memorial Hastanesi Cinsel Sağlık Merkezi’nden kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Op. Dr. Dilek Uslu Erdoğru, kadında azalmış cinsel istek hakkında bilgi verdi ve tedavi yollarını anlattı:

    Azalmış cinsel istek bozuklukları, kadının cinselliği başlatmak ya da partnerinden gelen uyarıya cevap verecek ruh halinde olamaması durumudur.

    Cinsellikten keyif alamamak farklı nedenlere bağlı

    * Kadın cinsellikten keyif almaz, orgazm olacak kadar uyarılamazsa cinsel isteğinin düşük olacağı beklenen bir sonuçtur.
    * Bazen kadınlar kültürel, ahlaki veya dini sebeplerden ötürü cinsel dürtülerini baskılar.
    * Cinsel isteğin baskılanmasına yol açan en önemli nedenlerden biri, geçmişte kadının yaşadığı cinsel istismar veya tecavüz nedeniyle, cinsellikle beraber nahoş duyguların canlanmasıdır.
    * Kontrolünü kaybetme korkusu cinselliği baskılayan bir faktör.
    * Gebelik korkusu cinselliği baskılar. Bebek istemeyen çiftler eğer güvenli, etkin bir korunma yöntemi kullanmazlarsa bu sorun kadının cinsellikten uzaklaşmasına yol açar.
    * Yeterli derecede uyarılıp orgazm olmasına rağmen cinsel isteksizlik sorunu yaşayan kadınlar da vardır. Cinsellikten hoşlanmalarına rağmen cinsel birliktelik için istek duymazlar.

    Görev haline gelirse isteksizliğe neden olur
    Kadın istemediği halde partnerini memnun etmek için ilişkiye girerse, bundan zevk almayacaktır. Eğer kadında cinsel isteksizlik kronikleşirse, partneriyle ilişkisi mutlaka etkilenir.

    Cinsel isteksizlik kadınların yarısını etkileyen bir durum. Erişkin kadınların yüzde 43’ü cinsel isteksizlik yaşıyor ve bu nedenle kaygı duyuyor. Partnerlerinde ereksiyon yani sertleşme sorunu olan kadınların da yüzde 44’ünde cinsel istek azalması belirlenmiştir. Cinsel ilişki sırasında ağrıya neden olan vestibulodinya gibi rahatsızlıklar cinsellikten uzaklaşmaya sebep olabilir.

    Depresyon veya epilepsi tedavisinde kullanılan ilaçlar, doğum kontrol hapları libidoyu azaltır.
    Alkolün fazla tüketilmesi, cinsel istek üzerine olumsuz etkiye sahip.

    Cinsel organ ve üreme organlarına yapılan cerrahi girişimler sonrası kadınlarda vücut görünümünün değişmesi, üremeyle ilgili endişelerin doğması, cinsel istek bozukluklarına yol açabilir.

    Menopoz döneminde hormon seviyelerindeki düşüş, vajinal kuruluğa ve sonuç olarak cinsel ilişkide ağrıya sebep olarak ilişkiyi rahatsız hale sokar.

    Gebelik süresince ve emzirme dönemindeki hormonal değişiklikler, bu dönemdeki vücut değişiminin yarattığı olumsuz duygular, uykusuzluk ve yorgunluk, kadınlarda cinsel istek azalmasına yol açar.

    Hormon tedavileri etkili
    Menopoz sonrası cinsel fonksiyon bozukluğu olan kadınlarda androjenlerin (erkeklik hormonu) hormon destek tedavisine eklenmesiyle hayat kalitesinde ve cinsel bozuklukta anlamlı iyileşme meydana gelir. Fakat testosteron türevlerinin ses kalınlaşması, erkek tipi saç dökülmesine yol açabileceği unutulmamalı.

    Östrojen tedavisi lokal yolla vajinaya krem veya vajinal fitil formunda, sistemik olaraksa hap, flaster veya jel formlarında verilebilir. Sistemik östrojen verilen hastaların, kardiyak rahatsızlıklar ve meme kanseri açısından daha sıkı takipte olmaları gerekir. Rahimleri duran menopoz hastalarında östrojenlere ilave olarak progesteron tedavisi de endometriyum kanserini önlemek amacıyla verilmeli.”

    Dokunma egzersizleri faydalı oluyor
    Şeker, hipertansiyon ve koroner kalp hastalığı gibi kronik rahatsızlıkların düzenli diyet ve egzersizle kontrol altında tutulması, fazla kiloların verilmesi kişinin yaşam kalitesini ve genel sağlık durumu iyileştirir, cinsel isteği artırır.

    Kendi bedenini tanımayan, kendini sevmeyen bir kişinin cinsellikten zevk alması veya cinsel olarak istekli olması mümkün değil. Cinsel isteksizliği olan kadının öncelikle kendi vücudunu ve cinsel organlarını tanımasına yönelik egzersizlerle cinselliğini keşfetmesi önemli. Bundan sonraki aşamaysa nelerden hoşlandığını veya hoşlanmadığını eşiyle paylaşarak cinsel yaşamlarında iyileşmeyi sağlamak. Tedavide çiftelere verilen dokunma egzersizleri de duygulanımı ve cinselliği artırır. Kişinin haftada üç kez cinselliği düşünmesi, fanteziler kurarak cinsel ilgisinin artması sağlanırken, partneriyle yaşadığı güzel deneyimleri hatırlaması, cinselliğini yaşama arzusu uyandırır.

  • Lambaları doğru asmak

    Lambaları doğru asmak

    En iyisi siz lambaları tavana sabitlerken dübeller ve vidalı kancalar kullanın. Önemli: Oda tavanları genellikle sert betondandır ve buralarda delici kullanmalısınız. Bunun dışında sağlam dayanağın sağlam olmasına dikkat edin ve gözünüze toz kaçmaması için koruyucu gözlük kullanın.

    1
    Önemli: Delme işlemine başlamadan önce sigortanın kapalı olduğundan ve delme bölgesinden elektrik kablosu geçmediğinden (metal tarama cihazı ile) emin olun.
    2
    Artık delebilirsiniz. Burada dübeller için doğru delme çapına dikkat edin.
    3
    Dübeli yerleştirin, çekiçle sabitleyin, vidalı kancaları takın ve lambayı asın.
    4
    Lambanın bağlanması: Kontrol kalemi ile kablolarda elektrik olup olmadığını kontrol edin. Elektrik hattındaki kablolar (kural olarak iki veya üç) farklı renklerde olurlar. Siyah (bazen kahverengi) kablo “L” ile işaretlenmiştir. Dış hat elektriği şebekeden lambaya ulaştırır. Mavi, nötr “N” kablodur ve elektriğin lambadan şebekeye geri dönmesini sağlar. Yeşil-sarı kablo (her zaman olmayabilir) topraklama “PE” kablosudur. Şimdi siyah kabloyu siyahla mavi kabloyu da maviyle bağlayın. Yeşil-sarı topraklama kablosu için PE-soketi noktası yoksa bu kabloyu soketle temas etmeyecek şekilde yerleştirin. Kabloların sokette sabitlenmiş olduğunu kontrol edin.
    5
    Fonksiyon testi: Sigortayı açın – lamba yanmalı.

  • Kış Diyeti

    Kış Diyeti

    Kış Diyeti Nedir?

    Yaz geldiğinde vermek istediğimiz kiloları veremediysek kış bize bir alternatif sunuyor. Zayıflamak için yaptığımız yaptığımız diyetler bir işe yaramadıysa kış diyeti ile vermek istediğiniz kilolarınızı verebilirsiniz. Yazın girmediğiniz bikinilerinizi atmayın. Diğer yaza saklayın. Çünkü kışın kilolarınızı verecek, yaza formda gireceksiniz. Bir haftada yaklaşık 3 kilo vereceğinizi söyleyen bu diyette neler yiyeceğimiz ise diyet listesinde.

    Kış Diyeti Listesi

    1. Gün

    Sabah: 1 dilim kızarmış ekmek, 1 yumurta, çay ya da kahve

    Öğle: 1 kase light yoğurt, 1 salatalık, 2 grissini

    Ara öğün: 1 elma

    Akşam: 1 tabak sebze çorbası, 1 tabak kıymalı pırasa veya ıspanak, 1 adet portakal

    2. Gün

    Sabah: 1 dilim kızarmış ekmek, 3-4 dilim salam, çay ya da kahve

    Öğle: 1 haşlama tavuk budu, 1 tabak pirinç çorbası

    Ara öğün: 1 portakal

    Akşam: 1 tabak şehriye çorba, 1 tabak haşlama karnabahar

    3. Gün

    Sabah: 1 dilim kızarmış ekmek, bir kibrit kutusu beyaz peynir, 1 adet salatalık, çay ya da kahve

    Öğle: 3 ızgara köfte, 1 kase yeşil salata

    Ara öğün: 2 grissini, çay ya da kahve

    Akşam: 3 yemek kaşığı pilav, 1 ızgara biftek, bol salata (yağsız)

    4. Gün

    Sabah: 1 dilim kepek ekmek, 1 katı yumurta, 5 adet zeytin, çay ya da kahve

    Öğle: 1 kase salata (zeytinyağlı ve limonlu), 1 kase sebze çorbası, 3 kaşık pilav

    Ara öğün: 4 adet diyet bisküvi

    Akşam: 4 adet ızgara köfte, 1 tabak ıspanak, 1 kase yoğurt

    5. Gün

    Sabah: 1 dilim ekmek, bir kibrit kutusu beyaz peynir, 1 bardak portakal suyu, 1 adet domates

    Öğle: 1 haşlama tavuk budu, 3 kaşık makarna, çoban salata

    Ara öğün: 1 elma

    Akşam: 1 kase haşlama limonlu karnabahar, 1 haşlama sosis

  • Top image 2013 koleksiyonu

    Top image 2013 koleksiyonu

    Top Image koleksiyonunda, ofis hayatınızı daha şık kılacak elbiseler galerimizde sizlerle…

  • Saçların Dökülmemesi İçin Yapılması Gerekenler

    Saçların Dökülmemesi İçin Yapılması Gerekenler

    Erken dönemlerde de başlayabilen saç dökülmelerine karşı uzmanlar öncelikle genleri sorumlu tutsa da, alacağınız bazı önlemler ile bu dökülmeleri yavaşlatabilirsiniz…

    Saç dökülmesine neler yol açar?
    Her ne kadar saç dökülmesinde suçlu anne ya da babadan gelen genler ise de önlenebilen başka nedenler de var. Yetersiz beslenme, enfeksiyon, reçeteli ilaçlar, kimyasal saç ürünleri ve hatta duygusal stres de saç dökülmesine yol açabiliyor.

    Daha fazla balık tüketin
    Balık sadece protein ve minerallerle dolu değildir. Aynı zamanda balık iyi bir Omega-3 ve D vitamini kaynağıdır. Bu iki besin maddesi de kemoterapi hastalarında saç dökülmesini önlemede faydalıdır.

    Demir seviyenizi kontrol altında tutun
    Kadınlar arasında daha yaygın olan demir eksikliğine bağlı kansızlık, saç dökülmesinin bilinen nedenidir. Fakat saç dökülmesi sizin fark edebileceğinizden az olabilir. Beslenmenize kabak çekirdeği, kinoa ya da tofu gibi demir bakımından zengin yiyecekler eklerseniz, bu gıdalar saç dökülmesini önlemede yardımcı olabilir. Ancak kırmızı et ya da yumurtadan uzak duran vejetaryenler için yeterince demir almak daha zordur.

    B vitamini unutmayın
    Biyotin, B2 ve B12 vitaminleri saç gelişimi için önemlidir. B vitaminine ya da demire ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız, ilaç kullanmaya başlamadan önce doktorunuza danışın. Daha basit bir çözüm olarak ise beslenmenizi bu eksikliğe uygun olarak yapılandırabilirsiniz.

    Stresinizi kontrol altına alın

    Herhangi bir zaman diliminde saçlarınızın yüzde 85′i büyüme, gelişme dönemindeyken yüzde 15′i de son ölüm aşamasındadır. Stresli olaylar ise saçlarınızın yüzde 30-40′ının ölmesine yol açan doğal döngüye yol açan bir şok oluşturabilir. Sonuç olarak 3 ay sonra köpeklerin tüylerini dökmesi gibi siz de saçlarınızı dökmeye başlayabilirsiniz. Bu nedenle saç kaybını önlemek için stresle mücadele etmenin yollarını arayın.

    Reçeteli ilaçların prospektüslerini okuyun
    Birçok insan kemoterapinin saç dökülmesini hızlandırdığını biliyor. Fakat reçeteli ilaçlar da saçlarınızı dökebilir. Örneğin, kan inceltici ya da psikiyatrik ilaçlar saç dökülmesini hızlandırıyor. Bu nedenle ilaçları içmeden önce prospektüslerini iyice okuyun.

    Kişisel hijyene önem verin
    Saçınızın derisini ve saçınızı temiz tutmak, saç derinizde oluşabilecek herhangi bir mantar enfeksiyonu oluşumunu engeller. Böylece saçlarınız dökülmez. Fakat saç derinizi çok fazla şampuanlamayın, çünkü bu durum saç derinizdeki sebase bezlerinin hasarına yol açabilir.

    Düzenli egzersiz yapın
    Düzenli egzersiz kelliği önlemede önemlidir. Egzersiz stresi yatıştırır ve derideki kan dolaşımını düzenler. Egzersiz yaptığınızda oluşan ter de deri üzerindeki zararlı maddelerin atılmasına yardım eder.

  • Eller İçin Yapılması Gerekenler

    Eller İçin Yapılması Gerekenler

    Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Erol Kışlaoğlu, ellerin sağlıklı, genç ve güzel görünmesini sağlayan en kolay estetik yöntemleri anlattı…

    Estetik cerrahinin sunduğu imkanlarla günümüzde kadınlar ve erkekler olduğundan daha genç görünebiliyor. Ancak en çok kullandığımız ve en kötü şartlara maruz kalan ellerimizin bakımı ve güzelliği genellikle gözümüzden kaçıyor.

    Yüzdeki yaşlanma belirtilerine müdahalenin ardından ellerin ihmal edilmesi yaşı ele veren en önemli faktörlerden biri. Prof. Dr. Erol Kışlaoğlu, son yıllarda ellerimizin genç, sağlıklı ve güzel görünmesini sağlayan basit estetik uygulamalarla ilgili şu bilgileri verdi;

    Genç ve Güzel Eller İçin Peeling Uygulayın

    Yüze uygulanan peeling, eller için de son derece başarılı bir yöntemdir. Peeling üst derinin soyulması ile derinin yenilenmesi ve gençleştirilmesidir. Peeling işlemi ile kırışıklıklar, yorgun, güneş hasarlı cilt, lekelenme gibi pek çok sorun giderilir ve cilt daha elastik hale gelir.

    Peeling uygulama maddelerinin içerisinde tercih edilen ‘Green Peel’ tamamen bitkisel ve kimyasal maddelerden arınmış olduğu için cilde zarar vermez. Orta derinlikte bir soyma yapan bu peeling, diğer türlere oranla daha çabuk iyileşerek zaman kaybını önler. 5 gün tamamlandığında cilt belirgin derecede daha genç ve parlak görünür.

    Lipofilling ile 5 Dakikada Kırışıklardan Kurtulun

    El yüzeyinde yaşlılığa bağlı doku kaybında hazır dolgu maddesi ya da lipofilling uygulamasıyla cilt altı dolgun ve sağlıklı hale getirilir. Hazır dolgu maddeleri uygulamasında cilde anestezik bir krem sürülür ve 5 dakika içinde ince bir iğneyle uygulama gerçekleştirilir.

    Kişinin özellikle karın bölgesinden alınan yağ dokusunun istenilen bölgeye enjeksiyonu olan lipofillingde ise 3-4 ay sonra yağın enjeksiyonuna bağlı dolgunluğun yanı sıra ciltte gençleşme de görülür.

    PRP ile Cilt Lekelerinden Kurtulun!

    PRP (Platelet Rich Plazma) tedavisiyle kırışıklık ve izleri yok etmede yüz güldüren sonuçlar alındığını belirten Prof. Dr. Kışlaoğlu, trombositten zengin plazma anlamına gelen PRP yönteminde Trombositlerin doku iyileşmesinde ve kanın pıhtılaşmasında önemli rol oynadığını hatırlattı.

    Bölgeye enjekte edildiğinde, hızla iyileşme sürecini başlatarak doku yenilenmesini sağlayan bu yöntem sayesinde el yüzeyinin daha canlı ve parlak görünmesi sağlanıyor ve uygulamadan yaklaşık 3-4 hafta sonra ilk etkiler fark ediliyor.

  • Avcı böreği tarifi

    Avcı böreği tarifi

    Avcı böreği malzemeleri :
    •4 adet yufka
    •2 adet yumurta
    •1 çay bardağı sıvıyağ
    •1 çay bardağı su

    Avcı böreği iç malzemeleri :
    •250-300 gr kıyma
    •1 adet soğan
    •1 kahve fincanı (türk kahvesi) köftelik bulgur ve 1 fincan su
    •Yarım su bardağı ceviz
    •5-6 dal maydonoz
    •1 tatlı kaşığı domates salçası
    •1 tatlı kaşığı biber salçası (arzu edilirse)
    •1 yemek kaşığı tereyağı
    •1 yemek kaşığı zeytinyağı
    •Tuz, karabiber, pulbiber

    Üzeri için :
    •1 su bardağı kadar galeta unu
    •1 yumurta ve 1 çay bardağı su

    Avcı böreği tarifi :
    Böreğin içini hazırlamak için; kıymayı suyunu bırakıp çekene kadar kavurun.Daha sonra tereyağı, zeytinyağı,salça,tuz ve rendelenmiş soğanı da ilave edip bir miktar da bu şekilde kavurun. Bulguru ve suyu ilave edip kavurmaya devam edin.Son olarak cevizi ve baharatları ilave edin 1-2 dakika kavurup ocağı kapatın.

    Yumurta,sıvıyağ ve suyu bir kasede çırpın.Yufkanın tekini serin,çırpılmış yumurtalı harçtan yufkanın üzerine bir fırça yardımıyla sürün. İkinci yufkayı da diğer yufkanın üzerine serip harçtan bir miktar daha sürün.İki kat olan yufkayı 8 eşit parçaya bölün.

    İç malzemeden yufkanın geniş tarafına paylaştırıp iki ucunu içe kapatıp sarın.Diğer iki yufkayı da aynı şekilde hazırlayın.Bütün börekleri bu şekilde sarıp önce çırpılmış yumurta ve su karışımına daha sonra da galeta ununa bulayıp önceden ısıtılmış 200 derece ısıtılmış fırında üzeri kızarana kadar pişirin ve sıcak olarak servis yapın.

    Afiyet olsun…

    avcı böreği tarifi
    avcı böreği tarifi
  • Klasik Sevgili Tartışmaları

    Klasik Sevgili Tartışmaları

    Özellikle ilişkinin başlarında tartışmaya en çok sebebiyet veren bazı durumlar var.

    İşte yeni çiftlerin üzerinde en çok tartiştığı konular;

    Tuvalet Kapağı:

    Bu konudan en müzdarip olanlar genelde kadınlar. Erkeklerin tuvaleti kullandıktan sonra oturak kısmını havada bırakmaları kadınları çıldırtabiliyor.

    Tuvalet Kağıdı:

    Tuvalete en son girern biten veya bitmek üzere olan tuvalet kağıdını değiştirmemeside küçük tartışmaların en büyük sebeplerinden biri.

    Yatağın Hangi Tarafı:

    Yatağın sağ veya sol tarafı tartışması çoğunlukla yeni çiftlerde olur. Henüz sarılma ve beraber uyuma duygusu gelişmediğinden meydana gelir.Ancak kısa sürede düzene girecektir.

    Bulaşık:

    Evde beraber yenmiş harika bir yemek sonrasında bulaşıkları kimin yıkayacağı tartışması uzar gider. Yemeği kimin hazırladığının hiç bir önemi yoktur, asıl sorun bulaşıkları kimin yıkayacağıdır.

    Faturalartın Takibi Ve Ödenmesi:

    Birlikte yaşayıp ortak hayatı yürütmeye başlayan çiftlerin yaygın tartışmalarından biri de faturaların takibidir. Herkes bir diğeri ödedi veya ödeyecek diye düşünerek hareket eder ve kavga başlar.

    Diş Macunu:

    Eğer ortak bir diş macunu kullanıyorsanız ortadan sıkılması, kapağın açık bırakılması gibi sorunlar ortaya çıkacaktır. Bununda yanında lavoba içine macun parçası düşmesi gibi sorunlarda olabilir.

    Ev İçin Yapılan Alışveriş:

    Ortak kullanım alanlarındaki özellikle dekorasyon değişikliğide sorun yaratabilecek bir durumdur. Çok sevdiğiniz bir koltuğun eşiniz tarafından çöpe atıldığını ve sevmediğiniz bir yenisinin geldiğini düşünsenize.

    Islak Havlular:

    Banyo sonrası havlunun yatağın üzerinde durması hem yatağın ıslanmasına hem de havlunun nem kokusu yaratmasına sebep olacaktır. Bu durumdan en çok kadınlar rahatsız olmaktadır.

    Lavobadaki Saçlar:

    Çoğunlukla kadınlar daha uzun saçlı olduğundan ve saçına yaptırdıkları işlemler sebebiyle daha çok saç dökülmesi sorunu yaşadıklarından erkeklerin buna sinirlenme ihtimali daha yüksek. Ancak erkeklerinde vücut kıllarının banyoya döküldüğünde temizlemeden çıktıkları şaşırtıcı değil.

    Televizyon Kumandası:

    Çoğunlukla erkeklerin kontrolü altında olan bir alet. Kadınların buna buldukları en iyi çözüm mutfağa küçük bir televizyon daha koymak.

  • Cinsel isteksizliğin de nedeni kalp krizi

    Cinsel isteksizliğin de nedeni kalp krizi

    Her 100 kişiden 5’inde görülen uyku apnesi tedavi edilmezse kalp krizinden inmeye, diyabetten cinsel soğukluğa birçok hastalığı tetikleyebilir.

    İSTANBUL – Uyku Apne Sendromu; geceleri uyku sırasında üst hava yollarının daralması ya da tam tıkanması nedeniyle, nefes alıp vermenin bozulması sonucunda akciğerlere yeterince hava girememesine bağlı olarak dokulara yeterli oksijen iletilememesiyle karakterize bir hastalık. Uyku sırasında apne denilen nefes durmaları kanda oksijen miktarını düşürüyor, hem sistemik, hem de pulmoner hipertansiyona neden olacak sempatik deşarja neden oluyor. Ayrıca oksidatif stres denilen, vücuttaki tüm damarlarda damar sertliği yapacak bir dizi olayın başlamasına neden oluyor.Sendrom gündüz ve gece aşırı uyku eğilimi yaparak kişinin direksiyon başında veya işyerinde uyuklamasına ve dikkat dağınıklığına yol açarak sık trafik ile iş kazaları olmasına neden oluyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Sadık Ardıç, Uyku Apne Sendromu’nun tedavi edilmediğinde yaşamı tehdit eden pek çok hastalığı da tetiklediğine dikkat çekerek, “Bu sendrom kalp krizinden inmeye, diyabetten obeziteye kadar birçok hastalığa davetiye çıkarabiliyor. Bu nedenle hastalığın tedavi edilmesi yaşamsal öneme sahip” diyor.

    ÜÇ TEMEL BELİRTİSİ VAR

    Şiddetli horlama, nefes durması, gündüz aşırı uyku hali… Doç. Dr. Sadık Ardıç, Uyku Apne Sendromu’nun en temel belirtisinin şiddetli horlama olduğuna dikkat çekiyor. Horlama daralmış hava yollarında vücudun aşırı çaba harcayarak nefes almaya çalışmasından kaynaklanıyor. Uykudan boğularak uyanma ve uykuda nefesin zaman zaman kesilmesi de diğer önemli belirtilerinden. Apneler gece boyunca onlarca kez tekrarlayabiliyor. Bu şekilde her gece birçok kez uyanan hastalar sık uyku bölünmeleri nedeniyle dinlendirici derin uyku evrelerine geçemiyor. Bunun sonucunda gündüz uyuklama hali ve çok çabuk uykuya dalma sorunundan da şikayet ediyor. Bunların yanı sıra sabahları gergin uyanma ve baş ağrıları, çabuk sinirlenme, unutkanlık, anksiyete, konsantrasyon bozukluğu ve cinsel yaşama karşı isteksiz görülebiliyor. Belirtilerden özellikle nefesin durması, horlama ve gündüz aşırı uyku hali varsa, bu durum hastada yüzde 90 olasılıkla Uyku Apnesi Sendromu olduğuna işaret ediyor. Kesin tanı ‘polisomnografi’ adı verilen uyku testi ile konuyor.

    UYKU APNESİ’NİN TETİKLEDİĞİ 7 HASTALIK

    Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Sadık Ardıç, Uyku Apne Sendromu’nun tedavi edilmediğinde uzun dönemde hangi hastalıklara yol açabileceğini şöyle sıralıyor:

    1. İnme: Oksidatif stres vücuttaki tüm damarlarda sertliğin gelişmesine neden oluyor. Bunun sonucunda da beyinde yaşamı tehdit eden dolaşım bozuklukları gelişiyor. Kişi ya yaşamını yitiriyor ya da hayatına felçli olarak devam ediyor.

    2. Kalp krizi: Yapılan araştırmalar kalp krizi geçiren hastaların yüzde 35-65’inde Uyku Apne Sendromu olduğunu tespit etti. Özellikle genç yaşta hayatını kaybeden ve ‘hiçbir yaşta hastalığı yoktu’ denilen hastaların çoğunun ölüm nedeni aslında Uyku Apne Sendromu oluyor.

    3. Yüksek tansiyon: Yapılan çalışmalar Uyku Apne Sendromu olan hastaların yarısından çoğunda hipertansiyon olduğunu ortaya koydu. Hastaların kan basıncı uykuda apnelere bağlı gelişen sempatik aktivitenin artışına, kan oksijen değerinin düşmesine bağlanıyor. Bu hastaların gece ve gün boyu tansiyonları yüksek olabiliyor. Bazı hastalar ise düzenli ilaç tedavisi almalarına rağmen yüksek tansiyonlarının kontrol altına alınamadığından şikayet ediyor. Bu hastaların kontrolünün Uyku Apne Sendromu tedavisinden sonra kolaylaştığı biliniyor.

    4. Pulmoner Hipertansiyon: Akciğer damarlarında sempatik aktivite artışı ve oksidatif stres nedeniyle damar cidarında yapı bozukluğu oluşup, tansiyonunun yükselmesi durumudur. Uyku Apne Sendromu tedavisi ile düzeliyor. Ancak tedavi olmayan hastalarda, tedavisi çok zor olan nefes darlığıyla kendisini gösteriyor.

    5. Diyabet: Apne sonrası gelişen uyku parçalanmaları ve oksidatif stres bir süre sonra insulin direnci gelişmesine neden olarak diyabet gelişimini kolaylaştırıyor. Bu durum tedavi edilmezse glikoz kontrolü ve insülin direncini kötü etkiliyor ve kan şekeri düzensizliğinin daha da artarak hastalığın ağırlaşmasına neden oluyor.6. Obezite: İştahı ve doyma isteğini düzenleyen hormonların mekanizmasının bozulmasına yol açarak obeziteye neden oluyor. Bu hormonların oranları değiştiğinde kişide önlenemez bir iştah artışı ortaya çıkıyor. Ayrıca gece uyku bölünmesi de kilo artışını kolaylaştıran bir başka önemli faktörü oluşturuyor.

    7. Erkeklerde empotans, kadınlarda cinsel isteksizlik: Libido kaybına neden olarak aynı zamanda cinsel yaşamı da olumsuz etkiliyor. Örneğin erkeklerde empotansa (iktidarsızlık) neden olurken, kadınlarda ise cinsel isteksizlik ve orgazm güçlüğüne yol açabiliyor. Uyku apnesinin cinsel ilişkide sorun yaratmasının diğer bir önemli nedeni, hastaların uykuya eğilimleri nedeniyle cinsel ilişkiyi sürdürememeleri.

    “TEDAVİDE BASINÇLI HAVA AVANTAJLI”

    Doç. Dr. Sadık Ardıç, Uyku Apnesi Sendromu’nda hangi tedavi yönteminin uygulanacağına hastalığa yol açan nedenler ve sorunun şiddeti göz önüne alınarak karar verildiğini söylüyor. Ardıç, Uyku Apnesi Sendromu için günümüzde birçok tedavi seçeneği olduğunu belirterek şu bilgileri veriyor:

    “Tedavi, tıkanıklığa yol açan nedenin ortadan kaldırılmasıyla sağlanıyor. Örneğin hasta eğer kiloluysa uzman eşliğinde diyet yaparak ideal kiloya ulaşması isteniyor. Ameliyat dışı yöntemler arasında en etkili tedavi ise burundan basınçla hava üfleyen ve hastanın yatarken yüzüne taktığı maske aracılığıyla etkili olan CPAP-BiPAP (devamlı pozitif basınçlı hava) cihazıdır. CPAP daralan hava yollarında basınçlı hava girmesini sağlayarak, kullanıldığı süre boyunca uyku Apne Sendromu’nu tedavi edebiliyor. Üst solunum yollarında tıkanıklığa neden olan daralmalar varsa, bunlar da operasyonla düzeltilebiliyor. Örneğin ileri derecede burun tıkanıklığı yapan burun etleri, radyofrekans yöntemiyle küçültülerek burundaki tıkanıklık ortadan kaldırılabiliyor.

  • Tavan LED Aydınlatma Örnekleri

    Tavan LED Aydınlatma Örnekleri

    Led aydınlatma nedir ve dekorasyonda nasıl kullanılmalıdır?
    Ampul’ün bulunmasından bu yana, insanoğlu farklı tasarımlar kullanarak mekanları ışıklandırmaya ve dekorasyonda fark yaratmaya çalışmıştır. Dekorasyonda son moda olan ışıklandırma sistemi LED’ler, hem neşeli hem de sonsuz alternatifleri ile tasarımcıların gözdesidir. Dekorasyonda çok faydalı olduğu kadar, çevre ile dost olması ayrı bir avantaj yaratmaktadır.
    LED aydınlatma sayesinde, bir evde çok büyük farklar yaratabilir ve yepyeni bir dekorasyon oluşturabilirsiniz. LED aydınlatma ile salonunuzda, her gün farklı renk duvarlar yapabildiğinizi biliyor muydunuz? 16 milyon renge sahip olan LED aydınlatmada, duvarlarınızı beyaza boyuyor ve uygulanan aparatlar ile duvarda, her akşam farklı bir renk ahengi içinde yemek yiyebiliyorsunuz. LED ışık, bir bilgisayar aparatına bağlanıyor ve siz hiç yorulmadan duvar renklerini değiştiriyor. Banyolarda, en büyük sorun olan aynaya gölgenizin vurması, LED’ler sayesinde artık sorun olmaktan çıkıyor. Yatak odalarında LED ışığın derecesi ayarlanabildiğinden, kitap okurken güçlü uyurken en düşük düzeye alınabiliyor. Hatta, tavana vereceğiniz yıldızlar ile Samanyolu içinde uyuyabilirsiniz. Duvarlardaki tablolara ve aynalara LED’li spotlar yönlendirebilirsiniz. Çünkü LED, ışığının vurduğu alanı ısıtmaz yani ısı kaynağı değildir. Bu nedenle hiçbir eşyaya zarar vermez.
    LED’ler, piyasada düşük voltajla çalışan adaptörleri ile satılmaktadır. 500 metrekarelik bir alana, LED uygulaması bir gün sürmektedir. Böyle alanlarda elektrikçi desteği almak gereklidir. Renkleri ile fiyatları da değişmektedir. Bilgisayarlı teknoloji kurdurmak isterseniz, LED’lere vereceğiniz ücretin yaklaşık %20 si işçilik olarak tutmaktadır. Ortalama olarak, 100 bin saat çalışma ömürleri vardır. Diğer ışık kaynaklarından en büyük farkı, LED’ler yaydığı ışığı tek bir yöne vermektedir. İçlerinde bulunan çipler 1 mm x 1mm olduğundan, en küçük alanlarda iğne başı kadar da kullanılabiliyor. Son teknoloji LED’ler ise, mum ışığı efekti verenlerdir. İç ve dış mekanda, farklı atmosfer yaratmak isteyenlere duyurulur.