Blog

  • Hamilelik diyeti

    Hamilelik diyeti

    Ender saraç gebelikte beslenmenin oldukça önemli olduğunu ve gebelikte beslenme konusunda eski usul yöntemlerin yanı sıra bilinçli şekilde beslenmenin anne ve çocuk için oldukça önemli olduğunu belirtti.

    Gebelikte beslenmede annelerin şeker içeren hiçbir gıdaya vücudun ihtiyacı olmadığını unutulmamalıdır. Gebelik esnasında şeker tüketimi anne ve çocuk için oldukça tehlikelidir. Gebelikte şekerden uzak durulması gerekmektedir.

    Gebelikte ara öğün ; geneli itibari ile ana öğünlere verdiğimiz özeni ara öğünlere göstermeyiz. Halbuki ara öğünlerde sağlıklı beslenmek açısından ana öğün kadar önemlidir. Ara öğünler sayesinde kan şekeriniz dengelenir. Bir sonraki ana öğüne tok oturmuş olursunuz.

    Gebelikte su içmek ; su tüketimi herkes için oldukça önemlidir. Fakat hamile bayanlar içinde su tüketimi oldukça önemlidir. Su tüketimi sayesinde vücudunuzda ödemlerin olmasının önüne geçmiş olursunuz.

    Gebelikte yağlı beslenmeye dikkat ; gebelikte beslenirken yağlı besinlerden, tuz ve hamur işlerinden elinizden geldiğince uzak durun.

    Gebelikte kahvaltı ; hamilelik esnasında kesinlikle kahvaltıları atlamayın, hamilelik anında bulantılar sabahları daha yoğun olduğu için genelde bir şey yenmeden geçiştirilir. Oysaki tam tersi kahvaltıları kesinlikle atlamayın. Kahvaltılarda süt, peynir çok yağlı olmayanlardan mevsimine uygun sebze. Yazın domates, salatalık, biber, kışın maydanoz, marul, roka gibi yeşillikler ve ekmekten oluşan bir mönü tercih edin

    Hamilelikte çay yerine yeşil çay için; demir vitamini için siyah çay yerine yeşil çayı tercih edin. Çay besinlerdeki demirin emilimini engeller. Adaçayından ise kesinlikle uzak durun, uzmanların ortak görüşü adaçayı içilmesi bebeğin düşürülmesine neden olabilir.

    Hamilelikte bebeğiniz sağlığı için ;

    Yemeklere çorba gibi hafif yiyeceklerle başlayın, sebze tüketimini arttırın. Sebzeler içinde barındırdığı vitamin ve mineral deposudur, ve de kalorisi düşük olması nedeni ile rahatlıkla tüketebilirsiniz. Yemeklerde az yağlı tüketin, günde ortalama 150 gram et yeterlidir, tavuk, balık ve kırmızı eti dönüşümlü olarak tüketin, kırmızı et hamileler için oldukça gereklidir ve düzenli tüketilmesi gerekmektedir, hamur işlerinden uzak durun, tuz tüketimini elinizden geldiğince azaltın hamilelikte 2 gram tuz yeterlidir. Baharatlardan acı baharatlardan uzak durun. Kafeinli içecekler yerine yeşil çay ve sütü tercih edin.

  • MissMixy

    MissMixy

    MissMixy, şıklığı ve rahat giyimi yaşam tarzı olarak benimseyen herkes için tasarladığı ürünleriyle günlük hayatta hem stil sahibi, hem rahat olabilmeyi sağlıyor. Şıklığın rahat hali MissMixy galerimizde sizlerle…

    MissMixy

  • içi dolu parmak tatlısı

    içi dolu parmak tatlısı

    İçi dolu parmak tatlısı tarifi

    İçi dolu parmak tatlısı malzemeleri

    Hamuru için;
    – 125 gram yumuşak margarin
    – 1 adet yumurta
    – yarım çay bardağı toz şeker
    – 2 çorba kaşığı sıvı yağ
    – 1 paket vanilya
    – 1 paket kabartma tozu
    – 2 çorba kaşığı irmik
    – aldığı kadar un

    İçi için;
    – 5 adet ceviz
    – 1 çay bardağı fındık
    – 2 çorba kaşığı toz şeker
    – biraz tarçın

    Şerbeti için;
    – 2 bardak toz şeker
    – 2.5 bardak su
    – 2-3 damla limon suyu

    En üstü için; 1 su bardağı irmik

    İçi dolu parmak tatlısı hazırlanışı
    İlk önce şerbeti hazırlayın.Kaynayan şerbete limon suyunu damlatın ve ocağı kısın 10 dakika kısık ateşte yoğunlaşsın.Ocağı kapatın ve şerbeti soğumaya bırakın.

    Hamur için olan malzemeyi bir kaba alın ve iyice yoğurun.Unu her zamanki gibi azar azar ekleyin.Ele yapışmayan bir hamur elde edeceksiniz.15 Dakika dinlendirin.Ceviz ve fındığı robottan iri bir şekilde çekin ve içine şeker ve tarçını ekleyin.Hamurdan yumurta büyüklüğünde parçalar koparın içine fındıklı cevizli harçtan koyup elinizle hamuru düzelterek köfte şekli verin.Bir tabağa az aza irmik koyun yaptığınız hamuru tabaktaki irmiğe bulayın.Yağlanmış tepsiye dizin.180 Derecelik fırında kızarana kadar pişirin.

    Tatlının ilk sıcaklığının geçmesi için 5 dakika kadar bekleyin.İyice soğumuş olan şerbeti üstlerine dökün.Tatlı iyice soğuyunca servis yapın.

  • Vajinismus Hakkındaki 10 Yaygın Mit

    Vajinismus Hakkındaki 10 Yaygın Mit

    Aşağıda vajinismus hakkındaki on yaygın mitin bir listesi yer alıyor:

    1. Vajinismusu olan kadınlar frijittir. Frijit sözcüğü, cinsel bakımdan isteksiz anlamına gelen alçaltıcı bir sözcüktür. Vajinismusu olan kadınların çoğu cinsel bakımdan isteklidir ve cinsel birleşmede bulunmayı çok ister. Seks her zaman acıtıp rahatsızlık verdiğinde, yakınlaşmayı istememeye başlamak normaldir.
    2. Vajinismus kendi kendine ortadan kalkan bir durumdur. Vajinismus kendi kendine düzelmez. Tedaviye ne kadar erken bir zamanda başlanırsa acısız cinsel birleşmeye de o kadar çabuk erişilir. Durumu kabullenmeyin. Tedavi aramadan önce onlarca yıl gereksiz yere vajinismus çekmiş olan birçok kadına yardımcı olduk.
    3. Eğer (seks yapmayı) daha çok denersek bir gün yapabileceğiz. Acı varken penisin vajinaya girdiği cinsel birleşmeye çalışmaya devam etmek vajinismusu düzeltmez, DAHA BETER bir hale getirir. Zorlamanın bir faydası olmaz. Eğer cinsel acı oluyorsa cinsel birleşmede bulunmayı bırakın ve tedavi arayın.
    4. Özel vitaminler almak, gevşemek, şarap içmek, porno videoları seyretmek ve/veya telkin teyplerini dinlemek gibi şeyler vajinismusu tedavi etmeye yardımcı olur. Bunlar kendi başlarına tedavi eden şeyler değildir. Gevşemek, meditasyon yapmak, düzenli olarak egzersiz yapmak ve sağlıklı beslenmek gibi şeyler kişinin genel sağlığı için önemli olan şeylerdir ama vajinismusu tedavi etmezler. Yetişkinler için hazırlanmış videolar ve pornografi seyretmek de vajinismusa yardımcı olmaz.
    5. Seksin can acıtıcı olması lazımdır. Seksin can acıtışı OLMAMASI lazımdır. İlk kez gerçekleşen cinsel birleşmede biraz rahatsızlık olabilir ama devam eden cinsel acı normal değildir ve tedavi edilmesi gerekir.
    6. Kocam / eşim benim için “fazla büyük.” Eşinizin penisinin sizin için fazla büyük olması olası bir neden gibi görünebilse de, vajinismusun genelde penis büyüklüğüyle bir alakası yoktur. Vajinismusta vajinal kaslar (sizin bilinçli kontrolünüz dışında) kasılır ve penisin girmesine yetecek yer kalmaz. Yetişkin kadının bedeni ne büyüklükte olursa olsun, vajina tamamen dikleşmiş bir penisin girebileceği şekilde yaratılmıştır.
    7. Vajinismusun tedavisi yoktur. Bu söz tamamen yanlıştır. Vajinismus oldukça tedavi edilebilir bir durumdur.
    8. Vajinismusun üstesinden gelmek için binlerce dolar gerekir. Vajinismus tedavisinin büyük paralar gerektirmesi gerekmez. Biz dünyanın her yerindeki kadınlara etkin ve uygun fiyatlı kaynaklar sağlıyoruz.
    9. Vajinismusu olan bütün kadınlar daha önce cinsel bakımdan suiistimal edilmiş kadınlardır. Vajinismusun birçok duygusal ve fiziksel nedeni vardır ve cinsel suiistimal de bu nedenlerden bir tanesidir. Vajinismus olan kadınların geçmişlerinde çoğu kez suiistimal yoktur.
    10. Ameliyat sorunumu giderecektir. Vajinismusu iyileştirecek bir ameliyat yoktur – tedavi başarısı kolay anlaşılır, basit bir programı izler. Epey ender durumlarda bir kadının kızlık zarı özellikle kalın ya da katı olduğunda ya da başka bir şekil bozukluğunun düzeltilmesi için küçük bir ameliyat gerekebilir ancak bu istisnai bir durumdur.
  • Mutlu Evliliğin 16 Formülü

    Mutlu Evliliğin 16 Formülü

    Eşinizle mutlu bir evlilik sürebilmeniz için bazı hususlara ve kurallara dikkat etmeniz gerekmektedir. Mutlu bir evliliğe sahip olmak için uygulamanız gereken kuralları makalemizden öğrenebilirsiniz…

    1) Eşinize karşı güler yüzlü olun. Onun yanında mümkün olduğu kadar neşeli ve pozitif olmaya çalışın. Unutmayın ki, hiç kimse sürekli somurtan bir eşe kimse sahip olmak istemez.

    2) Eşinize karşı her zaman özenli olun. Her zaman bakımlı görünün. Güzel kokun, temiz olun ve en güzel kıyafetleri önce kendiniz sonra eşiniz için giyin. Kendiniz ve eşiniz için iyi giyinmeyeceksiniz de kimin için giyineceksiniz!

    3) Açken, yorgunken, aşırı kızgın iken, araba kullanırken ve başkalarının yanında tartışmaya girmeyin. Çünkü kişi aç ve yorgunken daha tahammülsüz olur. Aşırı kızgın iken de daha sonra pişman olabileceği birçok şey ağızdan kaçabilmektedir. Araba kullanırken tartışma konusunda da söylenecek tek şey: Hem kendi güvenliğinizi hem başkalarının güvenliğini tehlikeye atmaya gerek yok…

    4) Romantik ortamlar yaratın, çocuklar olmadan baş başa kalmanın yollarını arayın.

    5) Eşinizin ailesi ile iyi ilişkiler kurun. Arkadaşlarıyla iyi geçinin. Yakınlarına yakın davranın. Unutmayın ki aile ve yakın çevrenin görüşleri kişinin üzerinde çok önemli bir etkiye sahiptir.

    6) Eşinize gününün nasıl geçtiğini sorun. Sıkıntı ve sorunlarını paylaşın.

    7) Özellikle sıkıntılı zamanlarında eşinizin yanında olduğunuzu ve onu her zaman desteklediğinizi hissettirin.

    8 ) Onun düşünce ve duygularına saygı gösterin. Unutmayın, herkes sizin gibi düşünmek zorunda değil. Tıpkı herkes gibi düşünmek zorunda olmadığınız gibi.

    9) Onun kendine güvenini artırmak için komplimanlar yapın. Eşiniz komplimanları başkalarından değil sizden duysun.

    10) Onunla geçirdiğiniz zamanın keyifli geçmesine özen gösterin…. Sıkıcılık ve tek düzelik evliliğin en büyük düşmanıdır bun hep aklınızda tutun.

    11) Eşinize karşı her zaman nazik ve kibar olun. Görgü kurallarına dikkat edin. Eşinizin gözünde siz bir hanımefendi (beyefendi) olun hep…

    12) İlişkinizle ve duygularınızla ilgili eşinizle konuşun. Ancak bunun dozunu iyi ayarlayın. Unutmayın ki erkekler, eşleri kendileriyle ilişkileri hakkında konuşurken “sorun mu var?” endişesi yaşarlar. Kadınlar ise konuşmaktan zevk alırlar. Bu yüzden dozajı iyi ayarlayın.

    13) Özellikle başkalarının yanında eşinizi asla eleştirmeyin. Aksine başlarının yanında eşinizi övün. Ne kadınlar ne de erkekler, başkalarının yanında kendilerini eleştiren eşlerini kolay kolay affetmezler.

    14) Cinselliği bir ceza olarak kullanmayın. Yatakları ayırmak evlilik için yapılacak en büyük hatadır.

    15) İyi bir cinsel yaşam sağlayın… Mutlu evliliğin en önemli şartı iyi ve düzenli bir cinsel yaşamdır. Yapılan bir araştırmaya göre iyi bir cinsel yaşama sahip hiç bir çift boşanmamakta…

    16) Ve son olarak, mutlu olmak istiyorsanız, mutlu bir eş seçin. Ve eğer mutsuz bir eşiniz varsa, kendi mutluluğunuz için onu mutlu etmenin yollarını arayıp bulun.

    Uzm. Meral ÖZTÜRK

  • Cilt Lekelerine Limon Maskesi

    Cilt Lekelerine Limon Maskesi

    Ebru Şallı “Ebruli” programında ciltteki lekelerle savaşan doğal bir maske tarifi verdi. Yüzümüzde oluşan ve bir türlü geçmek bilmeyen inatçı cilt lekelerine çok faydalı olan bu maske ile cilt lekeleri açılır ve zamanla yok olur. Cilt lekeleri güneş yada doğum sonrası oluşan ve güzelliğimizi tehdit eden bir cilt sorunudur. Cilt lekelerinizden kurtulmak istiyorsanız bu maskeyi düzenli olarak uygulayınız.

    Malzemeler:

    * 1 yemek kaşığı limon suyu,
    * 1 yemek kaşığı buğday yağı,
    * 1 tatlı kaşığı menekşe yağı,
    * 10 dal maydanoz.

    Hazırlanışı ve Uygulanışı:

    Öncelikle maydanoz rondodan geçirilerek iyice ezilir. Sonra içerisine limon suyu ve bitki yağları ilave edilir. İyice karıştırılır ve karışım cilde masaj yaparak sürülür. 15 dakika bekletilip ılık su ile yıkanır. Bu maskeyi haftada iki gün cildinize uygulayabilirsiniz. Cildinizdeki lekelerin zamanla azaldığını ve kaybolduğunu göreceksiniz.

  • Erkekler evlenmeye nasıl ikna edilir ?

    Erkekler evlenmeye nasıl ikna edilir ?

    Sevgilimizi evliliğe nasıl ikna ederiz? Onu etrafımızda tutmayı nasıl başarırız? Şimdi okuyacaklarınız garantili bir rehber değil ama işinize yarayacak gibi duruyor.

    Kendinizi sevin: Düşünün, siz olsanız sizinle evlenir miydiniz? Eğer mutlu bir insan değilseniz sevdiğiniz adamı da mutlu edemezsiniz. Kendinizi analiz edin ve sevmediğiniz yönlerinizi değiştirin.

    İletişim: İlişkinin başında ve tabiî ki evlilikte de en önemli şey iletişimdir. İletişim sevdiklerimizle bizi bir arada tutan tek yoldur. Ona neler hissettiğinizi, olumlu ve olumsuz her şeyi anlatın.

    Doğal olun: Destekli sütyenler, saç boyaları, makyaj… Onun yanında olabildiğiniz kadar doğal olun. Çünkü beraber yaşamaya başladığınızda sizi her halinizle sevecek bir erkeğe ihtiyacınız var. Evlenmeden önce beraber kalacağınız ve sık vakit geçireceğiniz için doğal hallerinizi görmek onunda hakkı.

    Seksi olun: Cinsellik, ilişkideki tek sorun olmasa da önemli bir konudur. Romantik olun ve ona her fırsatta ilgi duyduğunuzu belli edin. Özgür, eğlenceli, güler yüzlü olun. Erkekler evliliği sadece ev arkadaşı aradıkları için istiyor değiller.

    Rolünüzü bilin: Herhangi bir ilişkinin önemli bir parçası ve vazgeçilmezi olmak iki tarafında istediği bir şey. Ama siz onunda bu konuda hemfikir olduğundan emin olun.

    Ayaklarınız yere bassın: Hayat bir roller coster gibidir. Duygusal gel-gitler yaşayabilirsiniz ama bunu ona hissettirmemelisiniz. Onun hayatında ‘Drama Queen’ olarak yer almayın. Güçlü durun ve eğer kendi başınıza başaramıyorsanız terapistinize başvurun.

    Aceleci olmayın: Erkekler genellikle kadını tanımak için acele etmezler. Ona hiçbir şey için baskı yapmayın. Evlilik süreci kendi hızında meydana gelir ve ne kadar acele ettirirseniz erkek konudan o kadar uzaklaşır. En iyisi ilk bir sene evlilik hakkında konuşmamanız.

    Flörtleşmeye devam edin: Ne kadar zaman geçerse geçsin onunla flörtleşmeye devam edin. Onda uyandırdığınız heyecanı kaybettirmezseniz sizi sonsuza kadar beraber olmak istediği biri olacak görecektir.

    Kendinize güvenin: Kendinizden emin olur ve her şeyle mücadele edebilecek yapınızı belli ederseniz onun dikkatini çekersiniz. Erkekler, kendine güvenen kadınlara saygı duyarlar ve kendilerini ayrıcalıklı hissederler.

    İltifat etmekten kaçınmayın: Fırsat buldukça ona tatlı sözler söyleyin, dudaklarına yumuşak bir öpücük bırakın, durup dururken beline sarılın. Aklından çıkarmasına izin vermeyin.

    Gururunu okşayın: Kötü zamanlarınızda onu azarlamayın. İşten çıkarılmışsa bile onu övün. Ona elinden gelenin en iyisini yaptığını söyleyin.

    Eğlenin: Sinirli ve agresif bir tarza bürüneceğinize mizahi tarafınızı ön plana çıkarın. Negatif olmaktan kaçının.

    Gülümseyin: Yaşadığınız ve onunla beraber olduğunuz için mutlu olduğunuzu gülümsemenizden anlayacaktır. Erkekler gülümseyen kadınları çekici bulurlar. Duygularınızın yüzünüze yansıması onu eritecek ve tüm kuşkularından arındıracaktır.

    Mütevazı olun: Bu kendini önemsemeyen insan demek değildir. Egolarınızı bir kenara bırakın.

    Ciddi bir tartışma içine girerseniz: Sesinizi yükseltmeyin. Fırsat buldukça onunla ne kadar mutlu olduğunuzu ve aslında sorun istemediğinizi ifade edin.

  • Kadınlar Bu Haberi Mutlaka Okuyun

    Kadınlar Bu Haberi Mutlaka Okuyun

    Vazgeçemediğiniz bazı şeylerden vazgeçmek zorunda kalabilirsiniz…

    Vücut ağırlığının %15’inden fazla ağırlık kaldıranlar,  bel ve boyun fıtığı tehdidiyle karşı karşıya!

    21. Yüzyıl insanın en çok karşılaştığı sorunlardan biri olan bel ve boyun fıtıklarının günümüz koşullarında daha çok hareketsiz yaşam, iş hayatı gereği daha çok oturmak zorunda kalmak, artan depresyon, psikososyal faktörler ve obezite kaynaklı olduğu biliniyor.

    Duruş bozuklukları ve mesleğe bağlı pozisyon hatalarının sebep olduğu bel ve boyun fıtıklarının yanında tehlike oluşturan başka unsurlarda gündeme geliyor. Yakınmalar ve fizik tedavi başvuruları gösteriyor ki, ev hanımları ve çocuklu bayanlarda büyük risk altında.

    KOL ÇANTALARI POTANSİYEL TEHLİKE!
    Uzman Dr. Ali Şahabettinoğlu, kadınların günlük yaşamda 3-5 yaşlarında ki çocuklarını uzun süre veya yanlış şekilde kucaklarında taşımalarının bel ve boyunlarına gereksiz yük binmesine neden olarak, fıtık için potansiyel tehlike oluşturduğunu belirtiyor.

    Dr. Şahabettinoğlu, kucakta çocuk taşımanın yanı sıra kadınların kullandıkları kol çantalarını kimi zaman valiz gibi doldurarak, uzun süre omuzlarında taşımalarının ve hatta alışveriş çantalarını ağırlık gözetmeksizin tek taraflı taşımaları da bu anlamda tehlike oluşturduğuna değiniyor. Toplam vücut ağırlığın %15’inden fazla ağırlık kaldırmak bel ve boyun fıtığına davetiye çıkarmak anlamına gelir. Örnek vermek gerekirse kilosu 60 olan bir bayan 9 kilogramın üstünde yük kaldırdığında ve taşıma süresi uzadığında hem bel hem de boyun fıtığı için adaydır. Bursa Maniplasyon Merkezinden Uzman Dr. Ali Şahabettinoğlu ‘taşınan yük ilk etapda yakınmaya yol açmasa bile, süre arttıkça yükün ağırlaşmasıyla kişi farkında olmadan boyun fıtığı için zemin hazırlar’ diyor.
    Bel ve boyun fıtıklarının % 98 – 99‘nun ameliyatsız tedavisinin mümkün olduğunu belirten Uzman Dr. Ali Şahabettinoğlu, sadece % 1-2 hastada ameliyat gerektiğini, bel ve boyun fıtıklarında başta maniplasyon, yani elle tedavi olmak üzere fizik tedavilerin oldukça başarılı olduğunu vurguluyor.  Maniplasyonda, yani elle tedavi de başarı oranının %98’ler de olduğunu, hafif vakalarda 2 – 3, ileri vakalarda 8 – 10 seans uygulama yapılmasının gerekliliğine dikkat çekiyor.

    AMELİYAT NE ZAMAN GEREKİR?
    Boyun fıtığında da el ve kollarda ilerleyen güç kaybı varsa, ya da ağrı ve uyuşmaları ameliyatsız tedavilere 2 – 3 ay cevap vermemiş ise ameliyat gerekecektir. Sadece bel-boyun ağrısı veya kol-bacak uyuşması olan hastalarda % 98 başarı oranı ile ameliyatsız olarak bel ve boyun fıtıkları tedavi edilebiliyor.
    Fıtık her ne kadar tedavi edilebilen bir durum olsa da, alınabilecek önlemlerle potansiyel tehlikenin önüne geçmek atılacak ilk adım olmalı.
    Bunun için;

    * Uzun süre ağır yük taşımaktan kaçınmak,

    * Çocuklar 10-12 kilo ağırlığın üzerinde ise mümkün olduğunca kucakta taşımamak, zorunlu taşımalarda ise 1 – 2 dakikayı geçmemek,

    * Alışveriş çantalarının 2 – 3 kilo ağırlığın üstünde olması durumunda taşımamak veya iki kolda eşit miktarda bölerek yük taşımak.

    * Günlük kullanılan kol çantalarında zaruri ihtiyaçlar dışında fazla yükten kaçınmak.

    * Tüm bu taşıma işlemleri sırasında ağırlığı kavramak için doğru pozisyonda eğilmek ve kalkmak (Doğru kaldırma tekniği, kaldırılacak yükü belden eğilerek değil, dizlerden çömelerek yükü bacaklara vermek sureti ile mümkün olduğunca eğilmeden tutup kaldırmak şeklindedir ).

    * Kucağımızda çocuk varken,  çorba karıştırmak ya da telefonla konuşmak gibi farklı aktiviteleri aynı anda yapmaktan kaçınmak gerekir.

    Ayrıca düzenli ve bilinçli spor yapmak da alınabilecek önlemler arasında. Uzman Dr. Ali Şahabettinoğlu, ‘Tedaviden sonra bel ve boyun fıtıklarının tekrar ortaya çıkmaması için hastalara, bel ve boyun egzersizlerini, duruş, oturuş, kaldırış, yürüyüş, çalışma şekli tavsiyelerini, yanı sıra mutlaka aşırı stresten, kronik zihinsel ve duygusal yüklenmelerden kendilerini korumalarını gerekirse psikolojik yardım almalarını öneriyoruz’ diyor.

  • Gebelik diyeti

    Gebelik diyeti

    “Artık çift canlısın bol yemen gerekir” cümlesi gebelik yaşamış kadınlar için tanıdık. Eş dostun artan ikramları, gebenin canı çeker diye her besinin tattırılması, bebeğin gelişiminden tereddüt edildiği için büyüyen porsiyonlar daha gebeliğin ilk aylarından itibaren anne adaylarını yoruyor.

    Bunun ardından  alınan fazla kilolar sadece dış görünümü etkilemekte kalmıyor, hem annenin hem de bebeğin sağlığını olumsuz etkiliyor. Her bir dönemi ayrı ayrı önemli olan gebelik sürecinde sağlıklı beslenmek aslında çok da zor değil. İşte size bu dönemi daha sağlıklı geçirebilmeniz için önerilerim:

    Gebelik toplamda 3 farklı süreçten oluşan bir dönem. Ortalama 40 hafta süren bu süreci 3’er aylara böldüğümüzde ilk, orta ve son 3 ay olmak üzere ayrılıyor. İşte bu dönemler içinde biraz sıkıntılı, biraz yorucu, biraz eğlenceli ve keyifli birçok olay yaşanıyor.

    İLK 3 AY: VÜCUDUNUZ BEBEĞE ALIŞIYOR

    Yeni bir canlıyı dünyaya getirmek için değişen bedeniniz size fazlasıyla sinyal veriyor. 4.6. haftalar arasında mide bulantıları, bu dönemin sonuna kadar süren kabızlık şikayeti, uykusuzluk, yorgunluk ve aynı zamanda anne olmanın getirdiği heyecan. Kısacası karmaşık bir 3 ay. İşin psikolojik yükünü bir kenara bırakırsak, biyoloji ile ilgilenirsek içinizde bir canlı var ve büyüyor. Ne yapalım? Bol bol beslenelim mi? Cevabımız hayır. Daha nohut büyüklüğündeki fetus( anne karnındaki bebek) sizden fazla enerji istemiyor. Sizden istediği biraz dengeli beslenmeniz. Ortalama olarak ideal beden ağırlığı ile gebe kalmış bir anne adayının, gebeliğinin ilk 3 ayında günlük olarak 1600-1800kkal enerji ile beslenmesi yeterli oluyor. Mutlaka güne kahvaltı ile başlamak, 3 saatten daha uzun süre aç kalmamak, sindirim sistemini rahatlatan, salata, yoğurt, makarna, balık gibi besinlere yer vermek temel prensip. Bu dönemde anne adaylarının canını sıkan yerli yersiz mide bulantılarının çözümü ise yine beslenmede. Sabah bulantıları için yataktan kalkmadan tüketilen 1 parça ekmek kabuğu veya 1/3 paket çubuk kraker veya galetalar mide içindeki sıvıyı emerek mide bulantısına iyi geliyor. Gün içinde oluşan mide bulantıları için ise daha katı besinlerle beslenme bir çözüm yolu. Makarna, tavuk, köfte, susuz sebze yemekleri, ekşimsi meyveler ise mide bulantılarına en iyi gelen besinler.

    Gebeliğin ilk 3 ayında bebeğin sinir sistemi oluşmaya başlarken, kalbi de uzun yıllarca kan pompalamaya hazırlanıyor. Bu dönemde hem omega-3 diye bilinen balık yağları hem de patates, havuç, muzda yer alan potasyum ön plana çıkıyor. Kabızlık şikayetini daha da artırmamak adına haftada 1-2 defa muz tüketimi, yemeklerin içine az da olsa patatesin, havucun ilave edilmesi bebeğimizin gelişimini olumlu etkiliyor.

    İKİNCİ 3 AY: GEBELİĞİN EN KEYİFLİ GÜNLERİ

    Çoğu anne adayının sık sık gezdiği, seyahat ettiği, rahatça yemek yiyebildiği kısacası gebeliğin keyfini çıkardığı aylardır bu aylar. Artık vücut bebeğe alışmıştır. Büyüyen rahim, mideyi, bağırsakları kısacası tüm organları hafifçe iteleyerek kendine güzelce yer açmıştır. İçinde bebek mutlu mutlu yaşıyordur. Tabi bebeğin bu mutluluğu anneye de yansır. Artık mide bulantıları kesilmiş, bağırsak hareketleri normale dönmüştür.12. hafta itibari ile tat almaya başlayan bebeğimiz artık annesi ile aynı tabaktan yemek yemeğe başlamıştır. Bebeğimizin yavaş yavaş büyümeye başlaması gün içinde anne adayının alması gereken enerji ihtiyacını da bir nebze artırmıştır. Ama hala “çift canlı” gibi iki katı yemek yemeye ihtiyaç yoktur. Bu dönem boyunca ortalama 1700-1900kkal enerji ile günlük beslenmesini sürdürmesi gereken anne adaylarının dikkat etmesi gereken belli başlı noktalar vardır. Yavaş yavaş süt ürünleri ve et, tavuk, balık, yumurta gibi proteinli besinler önem kazanmaya başlamıştır. Gün içinde mutlaka yeterli düzeyde protein tüketimi yapılmalıdır. Belki kırmızı et, tavuk ve balıketinin hiç tüketilmediği günler olacaktır fakat özellikle bu günlerde peynirlerden, yoğurt, süt ve yumurtadan protein ihtiyacı karşılanmalıdır.  Haşlayarak, sahanda, omlet şeklinde veya her hangi bir yemeğin içinde yumurtayı günlük olarak tüketmek, bedenin protein ihtiyacına oldukça başarılı bir destek olacaktır. Günde 2 bardak süt, 1 kase yoğurt, 2 dilim peynir tüketimi ile kalsiyum ihtiyacının karşılanması ise annenin kemik ve diş sağlığı için son derece önemlidir. Gebeliğin ilerlemesi, karın içi basıncın artması, hormonal değişikliklerin de etkisi ile anne adaylarında yüksek tansiyon görülme riski bu dönemlerde artar. Sadece buna önlem amaçlı günlük tuz ve zeytin, turşu gibi tuz içeriği yüksek salamura besinlerin tüketimi sınırlandırılmalıdır.

    SON 3 AY: SAĞLIKLI BİR DOĞUMA HAZIRLANIYORUZ

    Zaman zaman fazla büyüyen karınlar anne adaylarını sıkıntıya soksa da bu dönemin en önemli konusu artık doğumun yaklaşmasıdır. Önemli bir eşik olan 32. haftayı atlatan anne ve bebek fizyolojik olarak kendini doğuma hazırlamaya başlar. Besinler ise bu süreçte yine en yakın dostlardır. Karın içinin iyice genişlemesi hem mideye, hem de akciğerlere basıncın artması, dönem dönem yemek yemekle ilgili sıkıntılar yaşatabilir. Günlük olarak ortalama 1800-2000kkal enerji ile beslenmesi gereken anne adayı artık gerçekten sık sık ve az az beslenmelidir. Uzun süreli açlıklar hem kan şekeri dengesinde olumsuz sonuçlar doğurur hem de karnını doyurmak isteyen anne, fazla besin tüketimine bağlı mide problemi yaşayabilir. Bu sebeple sindirimi kolay, yağ içeriği az, ufak porsiyonlarda besinler seçilmelidir. ½ kase çorba, 1 tabak etli sebze yemeği veya 2 adet etli dolma ve yoğurt gibi bir menü öğlen veya akşam öğünü için uygun bir alternatiftir. Özellikle bebeğin beyin gelişiminde bir pik noktasının yaşandığı bu aylarda balık yağı olarak geçen omega-3’lerin değeri bir kez daha gündeme gelir. Anne adayı mutlaka balık tüketmeli, haftalık balık tüketimi 400g’ı bulmalıdır. Bu dönemde anne adayını takip eden doktorunda tavsiyesi ile balık yağı takviyesine de başlanabilir. Artan su ihtiyacı da gün içinde tüketilen sıvı besinler ve su ile mutlaka karşılanmalıdır. Gün içinde2 litresu tüketimi gereksinimleri karşılamaya yetecektir.

    Ortalama 40. haftada gebelik sonlanır ve kitabın başkahramanları olan anne ve bebek için başka serüvenler başlar. Tüm anne adaylarının sağlıklı bir gebelik geçirmeliği dileğiyle…

    40 hafta boyunca anne adayının kilo takibi yapması da son derece önemlidir. İşte gebelik süresinde olması gereken ağırlık artışları;

      • Eğer anne adayı gebe kaldığında zayıf ise gebelik sürecinde15 kgağırlık kazanabilir. Fakat15 kgüst sınır olmalıdır.
      • Anne adayı ideal beden ağırlığı ile gebe kaldıysa gebelikte kazanması gereken kilo 10-12 kg‘da sabitlenmelidir.
      •  Anne adayı ideal beden ağırlığının üzerinde gebe kaldıysa  7 kgile10 kgarasında kilo kazanımı ile gebelik sonlandırılmalıdır.

     

    Diyetisyen Başak Kefeli

  • Aire Barcelona 2013 Gelinlik Modelleri

    Aire Barcelona 2013 Gelinlik Modelleri

    Gelinlik modelleri ile sizlere Aire Barcelona 2013 gelinlik modelleri koleksiyonuna bakmanızı öneriyorum.

    aire barcelona 2013 gelinlik modelleri
    aire barcelona 2013 gelinlik modelleri