Blog

  • Vücudun ağrı haritası

    Vücudun ağrı haritası

    Akut ağrı pek çok hastalığın en erken belirtisi olduğu için ağrı çeken çok sayıda kişi zaman geçirmeden doktora başvuruyor. Bu sayede ağrının uyarıcı ve dikkate alınması gereken yönünden yararlanılmış oluyor. Dünya Ağrı Enstitüsü Vakfı CEO’su ve Türk Ağrı Derneği Başkanı Prof. Dr. Serdar Erdine, “Hangi tür ağrıların altında hangi hastalıklar yatıyor?” sorusuna yanıt verdi

    BAŞ ÇEVRESİ

    * Sinüzit: Sinüs adı verilen ve kafatasında bulunan boşlukların iltihabı, burun ve göz çevresinde şiddetli ağrıya yol açar.
    * Zona: Zona adı verilen sinir iltihaplarında yüzün tutulan sinirinde çok şiddetli ağrılar görülür. Buna en çok göz çevresinde rastlanır.
    * Nevralji: Yüze giden sinirlerin elektrik çarpması tarzındaki ağrılarıdır. Yüz yıkama, traş olma veya yemek yeme gibi durumlarda ortaya çıkar.
    * Kulak ağrısı: Dış, iç ve orta kulak yolu iltihapları şiddetli kulak ağrısına yol açar.
    * Başın üst bölümü: Beyin kanaması, hipertansiyona bağlı başağrıları, kafa içi basıncının değişmelerine bağlı ağrılar, menenjit ve ensefalit gibi merkezi sinir sistemi enfeksiyonları, beyin tümörleri başın üst bölümünde ağrı ortaya çıkaran nedenlerdir.
    * Boyunda kireçlenmeler: Boyundaki kas spazmlarına ve kireçlenmelere bağlı ağrılar başın arkasına yayılabilir.
    * Boynun arkasında uyuşukluk ve elektrik çarpması tarzında ağrı: Saçlı derinin arka bölümünün duyusunu sağlayan oksipital sinirin sıkışmalarında tek taraflı ağrı ortaya çıkabilir.

    BEL AĞRILARI

    * Bel bölgesinde akut ağrı: Bu ağrı türü en çok kas spazmlarıyla ilişkilidir. Omurga kaynaklı ağrılar da en fazla belde görülür.
    * Bel fıtığı: Bel fıtığı, kalçaya ve bacaklara yayılan şiddetli ağrıya neden olur. Belin ortasında ortaya çıkan bu ani ve çok şiddetli ağrı akla bel omurlarında çökme kırığını getirir. Özellikle kemik erimesi bulunan hastalarda bu durum sık görülür.
    * Kireçlenmeler: Kireçlenmeler, belde yer alan çeşitli eklemlerin iltihaplanması ve omurga kanalı darlıkları bel ağrısına neden olabilir.
    * Zona: Bu sorun halinde karnın aynı tarafıyla birlikte belde de ağrı oluşur.

    GÖĞÜS VE SIRT BÖLGESİ

    * Göğsün ön bölümü: Bu bölgede yer alan ağrıların en bilinen ve korkulanı kalp kaynaklı ağrılardır. Kalp damarlarının daralmasına bağlı göğüs ağrısı göğsün ön bölümünde hissedilir. Sol tarafa doğru yayılsa da genellikle yaygın olma eğilimindedir ve göğsün bütün ön duvarını kaplar.
    * Kalp kılıfı iltihabı-perikardit: Kalp damarlarında darlık dışında kalp kaynaklı başka bir ağrı da kalp zarının iltihaplanmasına bağlı olan ağrıdır.
    * Ana damarların yırtılması: Kalpten çıkan büyük damarların yırtılmalarına bağlı olan şiddetli ağrıdır.
    * Kalbe bağlı olmayan ağrılar: Kalbin dışında akciğerin akut hastalıklarında da bu bölgede ağrı görülür. Bunların en önemlileri plörezi, pnömotoraks, akciğer kanseri ve akciğer embolisidir. Göğsün ön bölümündeki diğer ağrı nedenleri, reflü hastalığına bağlı göğüs kemiği arkasında yanma, kas kaynaklı ağrılar, kaburga kemiklerinin çatlaması, kırılması ya da kireçlenmesine bağlı ağrılar ile zona ağrılarıdır.

    SIRT BÖLGESİ

    * Kas spazmı: Akciğer hastalıkları bu bölgede de ağrıya neden olabilir. Ancak sırt ağrılarının en sık görülme nedenleri akut kas spazmlarıdır.
    * Kireçlenmeler ve sırt fıtığı: Omurga hastalıkları (sırt omurlarında fıtıklaşma, skolyoz ve kifoz gibi omurga eğrilikleri veya omurganın sırt bölümünde kireçlenme) da önemli sırt ağrısı nedenidir.
    * Zona: Akut sırt ağrısına yol açabilir.
    * Safrakesesi hastalıkları: Ağrı sırtın sağına yayılabilir.

    KARIN BÖLGESİ

    * Apandisit: İncebağırsak hastalıkları ve apandisit (erken dönemde) bu bölgede ağrıya neden olur.
    * Boğulmuş göbek fıtığı: Bu sorunun varlığında göbek çevresinde ağrı hissedilir.
    * Üst orta bölge: Bu bölgenin ağrıları genellikle mide, onikiparmak bağırsağı, pankreasın iltihabi hastalıkları ve kanserleri ile ilgilidir. Safrakesesi taşı, tümörü ve iltihabında ağrı bu bölgeye yayılabilir. Diyafram fıtığında da karnın üst orta bölümünde ağrı meydana gelebilir.
    * Üst sol bölge: Bazen mide, dalak, pankreas ve kalınbağırsakla ilgili hastalıklarda ağrı görülebilir. Özellikle travma sonrasında karnın bu bölümünde meydana gelen ağrı dalak yırtılmasını akla getirir.
    * Üst sağ bölge: Safrakesesi taşları, iltihapları ve kanserleri, bu bölgedeki ağrının ilk akla gelen nedenleridir. Karaciğer hastalıkları, özellikle karaciğerin çok fazla büyümesine ve kapsülünün gerilmesine bağlı olarak ağrıya neden olabilir. Bazen pankreas veya onikiparmak bağırsağından kaynaklanan hastalıklar da karnın sağ üst bölgesinde ağrıya yol açar.
    * Alt orta bölge: Bu bölgede ağrı, kalınbağırsak iltihaplarına, kadınlarda idrar yolu enfeksiyonları ya da üreme organları ile ilgili hastalıklara bağlı olabilir. Bu bölgenin sık görülen ağrılı bir hastalığı da spastik kolondur.
    * Alt sol bölge: Son bağırsaktan kaynaklanan problemler sıklıkla bu bölgede ağrıya yol açar. Divertikülit adı verilen özel bir kalınbağırsak iltihabı ile Crohn hastalığı bu ağrılara yol açan örnekler arasındadır.
    * Alt sağ bölge: Kalınbağırsak hastalıklarında bu bölgede de ağrı görülür. Apandisit ağrısının, başlangıç döneminin ardından karnın sağ alt bölümüne yayıldığı unutulmamalıdır.
    *Tüm karın bölgelerinde ağrı: Karnın tümünde yaygın akut ağrı en çok; spastik kolonda, bağırsak tıkanmaları veya delinmelerinde, karın zarı iltihabında (peritonit), ailesel Akdeniz ateşi hastalığında ve karın içi kanamalarda görülür.

    HT

  • Bambi sonbahar kış ürünleri

    Bambi sonbahar kış ürünleri

    Bambi sonbahar kış ürünleri galerimizde sizlerle…

    Bambi sonbahar kış

  • Gerçeğe yakın T-Shirt Modelleri

    Gerçeğe yakın T-Shirt Modelleri

    Gerçeğe yakın T-Shirt Modelleri galerimizde sizlerle…

    Gerçeğe yakın T-Shirt Modelleri

    themountain.com

  • Kurban Bayramınız Kutlu Olsun

    Kurban Bayramınız Kutlu Olsun

    Bayramlar için  hazırlıklar  farklı boyutta .Bayram kavramı  insanlarda  gün geçtikçe değişiyor.  Bayramları herkes  tatil olarak görmeye başladı denilebilir.

    Eskiden Kurban bayramı dendiğinde 2 gün önceden  Kurban alınıp bayrama hazırlık yemekler  yapılırdı Bayram denildiğinde  Bayram temizliği , Bayram alışverişleri , Bayram yemekleri ,Bayram harçlıkları  akla gelirdi. Bayramın 1.günü  kurban kesildikten sonra kesilen kurbanın kavurması yapılırdı.

    Şimdi ise Kurban bayramları uzun olduğundan  direk tatile  gidenler çoğunlukta Bundan 10 sene sonra bayramların nasıl olacağı   merak konusu.

    Evinizin neşeli, sağlığınız yerinde, sevdiklerinizin yanında olduğu mutlu bayramlar geçirmeniz dileğiyle.

      Kurban Bayramınız Kutlu Olsun

    Kısa kurban bayramı mesajları 2012

    Kurban etini tüketirken nelere dikkat etmeli ?

     

     

     

  • Bayrama bomba gibi girmek ister misiniz ?

    Bayrama bomba gibi girmek ister misiniz ?

    Bayrama bomba gibi girmek ister misiniz ? İşte size kırmızı bomba tarifi !

    Malzemeler :
    – 1 orta boy pancar (Kabuğu soyulmuş)
    – 1 Narın taneleri
    – 2 küçük Amasya elması (ya da kırmızı elma)
    – 1 muz
    – 1 kalıp dolusu buz
    – 500 gr içme suyu

    Yapılışı :
    – Hepsini blender’a atın ve karıştırın.
    – Kıvamı koyu geldiyse, su ilave edebilirsiniz.
    – Çocuklara içirmek istiyorsanız, süzgeçten geçirin ve içine gerçek olduğundan emin olduğunuz baldan bir çorba kaşığı ekleyin.
    – Mümkünse içme suyunuzu ph derecesi 8’in üzerinde olanlardan seçin.

    Bu canlı içeceğinizin Size şifa olacağını düşünerek için ve ikram edin…

  • Kısa kurban bayramı mesajları 2012

    Kısa kurban bayramı mesajları 2012

    Kurban Bayramı mesajları, Bayram Kutlama mesajları, Kurban Bayramı SMS mesajları,En güzel bayram mesajları,2012 Kurban Bayramı mesajları

    Kurban Bayramı mesajları, Kurban Bayramı kutlama mesajları, Kurban Bayramı SMS mesajları

    En delice esen seher yeli, en güneşli günler, en parlak gecedir bayramlar. Yüreklerde bir esinti ve barış paylaşımına en sıcak ‘merhabadır’ bayramlar. Bayramınız kutlu, her şey gönlünüzce olsun!

    Hayır kapılarının sonuna kadar açık, kaza ve belaların bertaraf olduğu Bayramın, yaşadığınız tüm sorunları alıp götürmesi dileğiyle…

    Hayır kapılarının sonuna kadar açık, kaza ve belaların bertaraf olduğu Kurban Bayramınızın yaşadığınız tüm sorunları alıp götürmesi dileğiyle.. Bayramınız mübarek olsun, tüm dertleriniz deva bulsun!

    Bir avuç dua, bir kucak sevgi, sıcak bir mesaj kapatır mesafeleri, birleştirir gönülleri, bir sıcak gülümseme, bir ufak hediye daha da yaklaştırır bizi birbirimize. Kalbiniz nur, eviniz huzur dolsun. Bayramınız bereketli olsun!

    Tonton bir nine olduğunda, bahçendeki sallanan koltuğuna oturduğunda, eski günlerine daldığında, hatırlayacağın kadar güzel bir bayram dilerim sana.

    Bir damla ümit serpilsin yüreğine, mutluluk dolsun günlerine. Hayallerin gerçek, bayramın kutlu olsun.

    Hayat yaşamayı, vefa hatırlamayı, dostluk paylaşmayı özel günler ise hatırlanmayı bilenler için vardır. Bayramınız mübarek olsun.

    Küskünlerin barıştığı, sevenlerin kavuştuğu, yine mutlu, yine umutlu nice bayramlara…

    Evinizin neşeli, sağlığınız yerinde, sevdiklerinizin yanında olduğu mutlu bayramlar geçirmeniz dileğiyle. Bayramınız kutlu olsun.

    Dostluğu, sevgiyi ve geleceği… Aşımızı, ekmeğimizi, soframızı… Hüznümüzü, acımızı, yalnızlığımızı paylaştığımız; birlik ve beraberliğimizi, kardeşlik ve dostluğumuzu en sıcak şekilde hissedeceğimiz mübarek Kurban Bayramınızı tebrik eder, mutluluklar dilerim.

    En delice esen seher yeli, en güneşli günler, en parlak gecedir bayramlar. Kurban Bayramınız kutlu, her şey gönlünüzce olsun.

    Güzellik, birlik, beraberlik dolu, her zaman bir öncekinden daha güzel ve mutlu bir Bayram diliyoruz. Büyüklerimizin ellerinden küçüklerimizin gözlerinden öpüyoruz.

    Benim ömrümde ırmaklar vardır sularında hayallerimi yüzdürdüğüm, benim ömrümde sevdiklerim vardır bayramlar ayrı geçince üzüldüğüm. Bayramınız mübarek olsun!

    Bayram sabahları, demli bir çay, su böreği, bayram şekerleri, şeker isteyen çocuklar, kurbanlık hayvanların sesleri, bir telaş bir koşturmaca. Köprü hep kalabalık, bayram programları, kolonya ikramları, bayram harçlıkları, uzun bayram tatilleri, ev gezmeleri, kısa hal hatır sormalar, el öpenlerin çok olsunlar ve daha bir dolu küçük ayrıntı. Hayatın üzerindeki ‘pause’ düğmesine dokunun… Kısa bir süre için hayatı durdurun. Mutlu bayramlar…

    Kurban Bayramınız kutlu, yüreğiniz umutlu, umutlarınız atlı, sevdanız kanatlı, mutluluğunuz katlı, sofranız tatlı, mekânınız tahtlı, ömrünüz bahtlı olsun…

    Bugün Kurban Bayramı, kurbanlar kesilecek, sevap niyetiyle etler dağıtalacakherkese.. Yürekler bir olacak gönüllere kilitlenecek. Gökler rahmet bereketiyle yağmurlar boşaltacak yeryüzüne. Bugün hepimizin yüreği şenlenip bayram sevinciyle coşacak. Kurban Bayramınız kutlu, yüreğiniz umutlu, umutlarınız atlı, sevdanız kanatlı, mutluluğunuz katlı, sofranız tatlı, mekânınız tahtlı, ömrünüz bahtlı, yuvanız bereketli olsun…

    Yüreğine damla damla umut, günlerine bin tatlı mutluluk dolsun. Sevdiklerin hep yanında olsun, yüzün ve gülün hiç solmasın. Bayramın kutlu olsun…

    Bayramlar, insanlar arasındaki karşılıklı sevgi ve saygının perçinlendiği günlerdir. Bayramlar, insanların birbirleriyle olan dargınlıklarını unuttukları, barıştıkları, kardeşçe kucaklaştıkları günlerdir. Bayramlar,milli ve dini duyguların, inançların, örf ve adetlerin uygulanıp sergilendiği, bir toplumda millet olma şuurunun şekillendiği, kuvvetlendiği günlerdir. Hep bir arada, sevgi dolu ve huzurlu nice bayramlar geçirmek dileğiyle, Bayramınız kutlu olsun!

    Her ilkbaharda gelinciklerin en güzel başlangıçları müjdelemesi gibi, bu bayramın da sana ve ailene mutluluk ve neşe getirmesini diliyorum… İyi bayramlar!

    Bir bayram gülüşü savur göklere, eski zamanlara gülücükler getirsin, öyle içten öyle samimi, gözyaşlarını bile tebessüme çevirsin. İyi bayramlar!

    Damağınızı, ruhunuzu ve çevrenizi tadlandıran, gerçekten güzel ve bereketli bir bayram dileriz.

    Kardeşliğin doğduğu, sevgilerin birleştiği, belki durgun, belki yorgun, yine de mutlu, yine de umutlu, yine de sevgi dolu nice bayramlara…

    Yüreğine damla damla umut, günlerine bin tatlı mutluluk dolsun.Sevdiklerin hep yanında olsun, yüzün ve gülün hiç solmasın Bayramın Kutlu Olsun

  • Escada Sport 2012-2013 Sonbahar Kış Koleksiyonu

    Escada Sport 2012-2013 Sonbahar Kış Koleksiyonu

    Çiçekli desenlerle rahat ve lüks karışımlarla İngiliz kır evini anımsatan sofistike bir koleksiyon Escada Sport’ta sizleri bekliyor.

    Escada Sport 2012-2013 sonbahar kış koleksiyonu İngiliz kırsal bölgelerinden esinlenmiştir. Koleksiyonda çiçek ve ekose detaylar rustik bir görüntü sergiliyor. Koleksiyonun anahtar parçaları İngiliz tarzı binici ceketler, dantel tunik elbiseler, özel kadife takımlar ve pelerinler. Koleksiyonda yer alan bir başka tema ise “çay saati teması”. 1920 leri andıran çiçekli soft elbiseler ön planda. Renk paleti koyu ve kadınsı tonlardan oluşuyor. Ayrıca parlak metalik renkler de koleksiyonda kullanıldı.

  • Doğum Sonrası Forma Girme Rehberi

    Doğum Sonrası Forma Girme Rehberi

    Hamilelik dönemi boyunca 8 ile 12 kilo arası kilo alımının normal bir durum olduğunu belirten uzmanlar, doğum sonrası kilo vermek, spora başlamak ve sağlıklı beslenmek için yapılması gerekenler hakkında ayrıntılı bilgiler verdi. İşte doğum sonrası forma girme rehberi…

    Memorial Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Gökçe Günbey, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Remzi Aydın ve Memorial Ataşehir Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Şefika Aydın, “Doğum Sonrası Kilo Verme” hakkında merak edilen soruları yanıtladı.

    Hamilelik döneminde kilo alma oranı ne olmalıdır?

    Op. Dr. Remzi Aydın: Klasik olarak “hamilelik dönemi boyunca 8 ile 12 kilo alımı normaldir” dense de, Her kadının hamilelik öncesi kilosu, metabolizması ve risk faktörleri farklı olduğundan standart bir limit koymak doğru değildir. Her kadın için bireysel olarak hesaplanmalıdır. Örneğin gebelik öncesi 90 kg olan ve şeker hastalığı riski taşıyan bir gebe için bu 6 – 9 kg olabileceği gibi, çok zayıf hamile kalan için 15 – 17 kilo bile sorun olmayabilir.

    Doğum sonrasında hastaların kilolarıyla ilgili saplantıları oluyor mu?

    Op. Dr. Remzi Aydın: Kadınların tabii ki fiziksel görünümleri ve kiloları ile ilgili kaygıları her zaman vardır ve olmalıdır da! Bu kendi vücudunu beğenme duygusunu beraberinde getirir. Bununla beraber gebelik döneminin çok özel ve geçici bir dönem olduğu akıldan çıkarılmamalıdır ve bu dönemde klasik güzellik ölçütlerinin geçerli olamayacağı bilinmelidir. Unutulmamalıdır ki bu dönem geçicidir ve bu dönemin sonunda çifti büyük bir ödül beklemektedir!

    Doğumun hemen sonrasında zayıflamaya başlamak kadını nasıl etkiler?

    Op. Dr. Remzi Aydın: Doğumla beraber 4-6 kg arasında kilo kaybedildikten sonra, eğer doğru bir beslenme rejimi uygulanırsa düzenli bir şekilde ayda 1- 2 kg arasında verilebilir. Unutulmamalıdır ki çok az kalori almak hem loğusa sağlığı için zararlı olabilir, hem de sütün azalmasına yol açabilir.

    Annenin doğumun hemen sonrası düşük kalorili diyetler yapması doğru mudur?

    Uz. Dr. Gökçe Günbey: Yeterli ve dengeli beslenme ile anne hem kendi fizyolojik gereksinimlerini karşılamakta, hem de bebeğinin fizyolojik ve psikolojik açıdan gereksinimi olan anne sütünün yeterli miktarda üretilmesini sağlamaktadır. Bu dönemde annenin hem kendi sağlığı, hem de bebeğinin sağlığı açısından daha çok enerji, protein, vitamin ve mineral alması gerekmektedir.

    Emziren annelerin, emzirme dönemi boyunca günlük enerji gereksinimlerine en az 500 kalori ilave edilmesi gerekmektedir. Gebelik döneminde normalden fazla kilo alan ve gebelik öncesinde de fazla kilolu olan annelerin emzirme döneminde vitamin ve mineral alımına dikkat ederek ayda 2 kilo kadar zayıflamasında bir sakınca olmadığı ve bunun süt üretimini olumsuz etkilemediği bildirilmektedir.

    Ancak emzirmenin herhangi bir döneminde günde 1500 kaloriden daha düşük diyetler asla uygulanmamalıdır. Bu seviyenin altındaki enerji alımlarının süt üretimini bozmasının yanı sıra diğer besin ögelerinde de yetersizliğe yol açabileceği bilinmektedir.

    Annenin beslenmesi sütün kalitesini etkiler mi?

    Uz. Dr. Gökçe Günbey: Anne sütünün kalitesi annenin yediği gıdalardan direkt olarak etkilenmemekle birlikte, sütün miktarı annenin aldığı sıvı gıdalarla ilişki gösterebilmektedir. Anne sütünün % 80’den fazlası sudan oluşmaktadır. Bu nedenle süt miktarının yeterli olabilmesi için annenin günde en az 3 litre sıvı gıda alması gerekmektedir.

    Vejetaryen diyet ile beslenen annelerde protein ve bazı vitamin eksiklikleri görülebilmekte, bu eksiklikler takviye edilmediğinde bebekte de eksikliklere yol açabilmektedir. Ayrıca annenin diyetinin kalsiyumdan fakir olması durumunda, kalsiyum anne kemiğinden alınıp süt üretimine katılmaktadır. Bu durum hem anneyi, hem de bebeğin gelişimini olumsuz olarak etkilemektedir. Emzirme döneminde annenin iyot gereksinimi de normale göre artış göstermektedir. Özellikle guatr vakalarının fazla görüldüğü bölgelerde, bebekte ve annede eksiklik olmaması için iyot gereksinimi mutlaka karşılanmalıdır. Sonuç olarak diyebiliriz ki; vitamin, mineral, protein, yağ ve karbonhidratlardan oluşan yeterli ve dengeli beslenme hem anne, hem de bebek sağlığı açısından vazgeçilmezdir.

    Doğum yapan anneler fazla kilolarını ne zaman vermeye başlayabilir?

    Dyt. Şefika Aydın: Anne sütü alan çocuk ilk 3-4 ayda normal bir gelişim göstermektedir. Dört aydan sonra büyüme hızı yavaşlamaya başlamaktadır. 6. aydan sonra da ek besin verilmeye başlanmaktadır. Ülkemizde annelerin çoğunlukla çocuklarını 1,5- 2 yaşına kadar emzirdikleri bilinmektedir. Gebeliğinde fazla kilo alan anneler hamileliğin ilk 4 ayını atlattıktan sonra toparlanma dönemi sonrası diyet yapmaya başlayabilirler.

    Kiloları ne kadar sürede vermeliler?

    Dyt. Şefika Aydın: Yapılan çalışmalarda hamilelik sonrasında haftalık 0.5kg kilo kaybı annenin gereksinimlerini azaltmamakta ve süte her hangi bir etkide bulunmamaktadır. Annenin aylık vermesi uygun görülen kilo 2’dir. Toplam süreç annenin fazla kilosuna bağlıdır. Gebeliğinde 15 kilonun üzerinde alan anne ile gebelik döneminde 9-12 kg alan annenin kalan kilosunu verme süresi kişiden kişiye değişmektedir. Fakat fazla kilolarda süreci daha uzuna yaymak kiloyu korumanın en önemli adımıdır. Hızlı verilen kilo annede kas kaybına sebep olur.

    Yorgunluk, baş ağrısı, kan şekerinin düşmesi, stres, ağız kokusu kemik minerilizasyonunda azalma gibi birçok sağlık problemleri oluşturmaktadır.

    “Emzirmek” forma girmek için etkili midir?

    Op. Dr. Remzi Aydın: Emzirmek eylemi anne için yoğun bir metabolizma artışı demektir. Bu hem bebeğe verilecek sütün içindeki maddelerin kalorisi, hem de emzirme eylemi için harcanan kalori demektir. Bu kalori harcamaları tabii ki annenin forma girişini hızlandırabilir. Sadece dikkat edilecek nokta anne sütünü çoğaltabilmek için bilinçsizce kalori alışında artışa yol açmamaktır. Yoksa süt verildiği sürece forma girmek bir yana daha da fazla kilo alımına yol açılabilir.

    Doğumdan ne kadar sonra spora başlanabilir?

    Op. Dr. Remzi Aydın: Normal doğum sonrası eğer dikiş yoksa 1. hafta sonrası spora başlanabilir.Ama annenin yoğun bir süt üretim ve yeniden yapılanma döneminden geçtiği ve çok yorgun olabileceği düşünüldüğünde ilk haftalar, günde sadece 15 dk..kadar kısa tutulabilir ve sadece karın ve kaça eklemleri ile ilgili egzersizlerle sınırlı tutulmalıdır. Çok güncel olan “Pilates” türü egzersizlerin hafif ve zorlamasız türleri özellikle faydalı olabilir. Buradaki asıl amaç bel ve kalça etrafındaki kasların forma sokulmasıdır. Sezaryen sonrası ise egzersizlere 3. haftanın sonrası başlanılmalı,6.haftanın sonrası aerobik, kalori harcamasını hızlandıracak egzersizlerle desteklenmelidir.

    Emziren annelere beslenme açısından önerileriniz nelerdir?

    Dyt: Sefika Aydın: Emziren anneler aşağıdaki önerilerimizi dikkate almalıdırlar.

    – Doğumdan sonra bebek emzirilirken gebelik öncesi döneme göre daha fazla sıvı besin alınmalıdır. Emziklilikte su metabolizmasında artış vardır. Alınan su süt salgılanmasıyla, metabolik su ise artan yiyecek alımıyla artmaktadır. Süt miktarının değişmemesi için annenin sıvı alımını arttırmak gerekir. Günlük alınan toplam sıvı miktarı yaklaşık 3000 ml olmalıdır. Bu miktar pratik ölçüler ile 12 su bardağı su, süt, ayran, hoşaf, komposto, limonata, şerbet, meyve suları şeklinde önerilmelidir. Çay, kahve gibi içeceklerin süt verimini azalttığı bilinmektedir

    – Kalsiyum yönünden zengin olan süt, yoğurt ve peynir belirtilen miktarlarda düzenli olarak tüketilmelidir.

    – Her gün 1 adet yumurta ve 1 porsiyon etli sebze yemeği veya kuru baklagil yenilmelidir.

    – Kuru fasulye, nohut, mercimek ve bulgur karışımı yemekleri, portakal, mandalina, domates, maydanoz, yeşil biber, taze soğan gibi C vitamini yönünden zengin sebze ve meyvelerle birlikte tüketilmelidir. Bireysel özelliklere göre gaz yapıcı besinler çıkartılabilir.

    – Vitaminlerden zengin sebze ve meyveler diyette her öğün olmalıdır.

    – Salam, sosis, sucuk gibi katkı maddesi içeren diğer hazır besinler mümkün olduğu kadar tüketilmemelidir.

    – D vitamini besinlerde bulunmaz. Ancak güneş ışınlarının doğrudan cilde yansıması ile sağlanır. Bu nedenle emzikli anne güneşlenmeye özen göstermelidir.

    – Yemeklerde mutlaka iyotlu tuz kullanılmalıdır. Doğal besinlerde yeterince alınmayan iyot, ancak iyotlu tuzun kullanılması ile anne sütünden bebeğe geçer.

    – Kuru meyveler ve kuru yemişler yoğun enerjileri yanında, demir ve kalsiyum gibi minerallerden de zengindir. Ağırlık kontrolü de yapılarak bu besinler tüketilebilir.

    – Kansızlığa neden olduğundan yemeklerle birlikte çay içilmemelidir. Çayı kuşluk, ikindi gibi öğün aralarında, yani yemek yendikten 1-2 saat sonra açık olarak içilmeli, çaylara limon suyu eklenmelidir. İçecek olarak ıhlamur, nane, papatya, kuşburnu gibi bitki çayları tercih edilmelidir.

    – Hazır meyve suları, gazoz ve kolalı içecekler yerine taze sıkılmış meyve suları, ayran, limonata tercih edilmelidir.

    – Pekmez kan yapıcıdır, şeker boş enerji kaynağıdır. Şeker yerine tatlı olarak pekmez yenmesi kansızlığa karşı alınacak önlemlerden birisidir.

    Emzirmenin Yararları Nelerdir ?

  • Şiddet gören kadın, artık tek tuşa basarak yardım isteyecek

    Şiddet gören kadın, artık tek tuşa basarak yardım isteyecek

    Şiddet gören kadınların polise ulaşmasını sağlayacak “panik butonu” Bursa’da tanıtıldı. Bakan Fatma Şahin, “Asıl hedefimiz butona ihtiyaç olmamasıdır” dedi

    Kadına yönelik şiddetle mücadelede “panik butonu” dönemi başladı. Şiddet mağduru kadınların polisten anında yardım isteyebilmesini sağlayacak panik butonlarının ilk uygulaması, dün itibariyle Bursa’da hayata geçirildi. Tamamen yerli imkânlarla üretilen panik butonuna ilk basan kişi de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin oldu. Bakan Şahin’in butona tıklaması ile ALO 155 hattıyla irtibata geçildi. Tüm finansmanı AVEA tarafından karşılanan “panik buton”larını ilk etapta 50 kadının takması planlanıyor. Sayı, yeni butonların gelmesi ile iki hafta içerisinde 250’ye çıkacak. Bursa ve Adana’da yapılacak pilot çalışmada iki farklı boyutta buton denecek ve butonların hangisinin daha iyi sinyal çektiğine bakılacak. Panik butonu uygulamasının takibi ise Şiddeti İzleme ve Önleme Merkezleri (ŞÖNİM) aracılığıyla yapılacak. ŞÖNİM bünyesinde mağdurlara psikolojik, ekonomik yardım ile iş bulma olanakları da sağlanacak. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve AVEA’nın ortaklığında başlatılan “güvenlik butonu projesi” dün Bursa’da kamuoyuna tanıtıldı. Toplantıya Aile Bakanı Şahin, AVEA CEO’su Erkan Akdemir ve Bursa Valisi Şahabettin Harput katıldı.

    ERKEKLER DE BAŞVURDU
    Bakan Şahin yaptığı konuşmada, kadın, erkek şiddet gören ve hakkında hakimler tarafından teknik takip sistemi ile korunmasına karar verilen kişilerin bu sistemi kullanacağını aktardı. Şahin, “Amacımız canın kurtarılması. Butonların özellikle psikolojik açıdan caydırıcı olacağını düşünüyoruz. Asıl hedefimiz bu butona ihtiyaç olmaması. Sevgi, vicdan, merhamet, hoşgörü butonuna basacağız. Biz asıl bu butonlara basmamakta direnenlerle mücadele edeceğiz” dedi. Bakan Şahin, Bursa’da 25 erkeğin de “şiddet gördükleri” gerekçesiyle Emniyet Müdürlüğü’ne başvurduğunu açıkladı. Şahin, mağdur olan erkeklerin de şiddet yasasından faydalanabildiğine dikkat çekti. Bakan, Bursa genelinde şiddet gören 900’e yakın kadının yasa kapsamında koruma altına alındığını da sözlerine ekledi. AVEA CEO’su Erkan Akdemir ise sistemin tamamen yerli kaynaklardan geliştirildiğine dikkat çekerek, “AVEA kadınlarımızın cebinde bir koruyucu kalkan görevi görecek” dedi.

    6 SANİYEDE POLİSLE İRTİBAT KURACAK
    – Mağdur, buton üzerindeki tuşa bastığında Alo155’e çağrı gidecek.
    – Sadece çağrı değil, SMS ile konum bildirme ve kısa mesaj da gönderilebilecek. Ayrıca sesli görüşme olanağı da bulunacak.
    – Çağrı 6 saniye içinde 155 hattı görevlisine ulaşacak.
    – Kadınlar merkeze çağrı bıraktığında polis çağrının geldiği bölgeye gönderilecek. Bakanlık, buton takmasına karar verilen tüm kadınlara eğitim verecek. Eğitimlerde butonların “çocuklardan uzak tutulması gerektiği”, “jammer bulunan alanlar, asansör bulunan yerlerde çekmeyebileceği” de anlatılacak.

     

    Tepki Sizsiniz!

  • Gusto Ceket Modelleri 2012 – 2013

    Gusto Ceket Modelleri 2012 – 2013

    Gusto Ceket 2012 Modelleri Galerimizde Sizlerle…