Blog

  • Burun ve yüz estetiğinde 3D görüntüleme

    Burun ve yüz estetiğinde 3D görüntüleme

    Burun estetik ameliyatları öncesinde yapılan üç boyutlu görüntüleme ile olası sonuçların ön görülmesi ameliyattan beklentilerin gerçekçi olarak anlaşılmasını ve ifade edilmesini sağlıyor..

    BURUN VE YÜZ ESTETİĞİNDE 3D GÖRÜNTÜLEME
    Doç. Dr. Teoman Dal

    Burun ve yüz estetiğinde 3D görüntüleme | 1 Kişinin simasını ve ifadesini önemli ölçüde değiştirebilme potansiyeline sahip cerrahi müdahaleler olan yüz ve özellikle burun estetik ameliyatlarında en önemli başarı kriteri hastaların ameliyat sonrasındaki mutluluğu yani ameliyattan beklentilerinin karşılanmasıdır. Bu nedenle ameliyat öncesinde beklentilerin çok iyi anlaşılması ve ameliyat planının arzu edilen sonuca ulaşacak şekilde yapılabilmesi gerekir. Hastaların ameliyattan beklentilerini en doğru şekilde ifade edebilmeleri ise ancak ameliyatın olası sonuçlarını gerçekçi bir şekilde ön görebilmeleri ile mümkün olmaktadır.

    Günümüzde hızla gelişen tıbbi teknolojilerle artık ameliyat öncesinde mevcut problemler hassas bir şekilde değerlendirilebilmekte aynı zamanda burun ve yüz bölgesinde yapılacak cerrahi müdahalelerin olası sonuçları oldukça gerçekçi bir şekilde ve üç boyutlu olarak görüntülenebilmektedir.

    3D görüntüleme sistemi

    Bu amaçla geliştirilen kamera sistemleri ile farklı açılardan alınan yüksek çözünürlüklü dijital görüntüler kullanarak özel bir yazılım yardımı ile burun ve yüz bölgesinin üç boyutlu görüntüsü oluşturulduktan sonra yapılması talep edilen değişiklikler bu görüntü üzerinde uygulanmakta ve ameliyat sonrasında oluşacak görünüm gerçekçi bir şekilde ortaya konabilmektedir. Bu değerlendirme sırasında hastalar ameliyat sırasında yapılabilecek farklı müdahalelerin yüz görünümleri ve ifadeleri üzerindeki etkisini gerçeğe en yakın şekilde ön görebildiklerinden beklentilerini doğru şekilde ifade edebilme şansına sahip olmakta, doktorlar da ameliyat planlarını bu sonuca ulaşacak şekilde yapılabilmektedir.

    3D Görüntüleme yazılımı ile yapılması planlanan değişiklikler gerçekçi olarak ön görülebilmektedir.

    Burun ve yüz estetiğinde 3D görüntüleme | 2

    Ameliyat öncesi değerlendirmelerin ve fotoğraf çekimlerinin dik pozisyonda yapılmasına karşın ameliyatın yatar pozisyonda yapılması, aynı zamanda ameliyatın başlangıcında burun üzerine yapılan enjeksiyonlar ve oluşan cilt ödemi nedeni ile özellikle burun dış görünümünü etkileyen bölgelerde çıkartılacak ya da eklenecek doku miktarı hakkında ameliyat sırasında karar vermek zorlaşabilmektedir. Bu nedenle, özellikle iyileşmenin tamamlanması 6-12 ay gibi süreleri bulan estetik burun ameliyatlarında sonuçların arzu edilen şekilde gerçekleşebilmesi için ameliyat öncesindeki planlamanın dikkatli bir şekilde yapılması ve ameliyatın mümkün olduğunca bu plan doğrultusunda gerçekleştirilmesi son derece önemli olmaktadır.

    İlgili konular ;
    Revizyon Burun Estetik Ameliyatı
    Ultrasonik Yüz Gençleştirme

  • Düz karın diyeti

    Düz karın diyeti

    İçeceğiniz bu karışım ile düz bir karın artık hayal olmayacak!

    “Flat Belly”, “Belly Diet” vb. gibi değişik isimlerle anılan bu diyet programı, geçtiğimiz yıl Amerika ve İngiltere başta olmak üzere birçok ülkede de oldukça ilgi gördü ve binlerce kişi tarafından uygulandı. İşe yaradığı görülünce de bu sene daha değişik versiyonları uygulanmaya başlandı. Bu programda hedefin özellikle karın bölgesini düzleştirmek ve inceltmek olduğunu belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Ferin Batman, ayrıntıları paylaşıyor ve size özel bir karışım tarifi veriyor.

    Bu beslenme programı 1 haftalık, 4 ve 2 günlük olarak uygulanıyor. Programı uygularken aşağıda yer alan zayıflamanıza yardımcı olacak suyu düzenli olarak içmeniz gerekiyor. Bu su, vücudun asit baz dengesini düzeltiyor ve metabolizmayı hızlandırırken sindirim sisteminin de düzgün çalışmasını sağlıyor.

    Kural 1
    Program boyunca yüksek tuz içeren yiyecekler, tuzlu çeşnilerden kaçınılması gerekiyor. Tuz ve sodyum içerikli besinler ne kadar çok tüketilirse vücut o kadar çok su tutar.

    Kural 2
    Karbonhidratlar en aza indiriliyor. 1 gram karbonhidrat yanında 3 gram su ile birlikte depolanır. Eğer maraton koşmuyorsanız, aşırı karbonhidrat tüketimine vücudun ihtiyacı yoktur ve fazlası yağ olarak yapışıp kalır.

    Kural 3
    Program süresinde şekerler, yüksek karbonhidratlar, yağda kızartılan yiyecekler yenmiyor. Zeytin, fındık, avokado, yağlı tohumlar gibi besinlerle besleniliyor.

    Kural 4
    Baklagiller, karnabahar, brokoli, pırasa, soğan, lahanagiller gaz yapmayı kolaylaştırdığından tüketimi en azda olmalı. Haftada 2’yi geçmemeli.

    Kural 5
    Sakız çiğnemek karnı şişiren bir diğer nedendir. Program boyunca sakız da çiğnenmeyecek.

    Kural 6
    Program boyunca yediğiniz sebzelerin mutlaka haşlanarak pişirilmesine dikkat ediyorsunuz. Kurutulmuş ya da tatlandırılmış çiğ besinler yerine haşlanmışlar tercih edilecek.

    Kural 7
    Baharatlar serbest çünkü bunlar mide asitlerinin atılmasını sağlarlar ve metabolizmayı hızlandırırlar. Asitli içecekleri ve siyah çay ile kahveyi de bir kenara atıyorsunuz.

    Zayıflatan su tarifi

    – 7-8 bardak su,1 fincan yeşil çay, önceden demlenip hazırlanmış,
    – 1 orta boy salatalık, yıkanmış, ince dilimlenmiş 2-3 dilim doğranmış veya 1 çay kaşığı rendelenmiş taze zencefil
    – 1 limon, yıkanmış, kabuklu olarak, ince dilimlenmiş
    – 1 küçük elma, yıkanmış, kabuklu olarak dilimlenmiş
    – 5-6 sap taze nane veya 1 tutam kuru nane
    – Tarçın sevenler 1-2 kabuk tarçın ekleyebilirler.

    Tüm malzemeleri karıştırıyor ve bir gece buzdolabında dinlendirdikten sonra tüm sürahiyi ara ara içerek bir günde bitiriyorsunuz.

  • Gücün Karanlık Tarafı ve Burçlar

    Gücün Karanlık Tarafı ve Burçlar

    Gücün karanlık tarafı: Koç
    Koç çok fazla zorlayıcı talepkar bencil duygulardan bağımsız saldırgan ve sert olabilir. Huysuzluk ve sabırsızlık Koç’un en zorlandığı taraflardır ve bu onun çok fazla proje başlatıp hiç birini bitirmemesine neden olabilir. Küçük çocuklar gibi hemen memnun edilmek isterler. Koçbu dünyada ondan başkası yokmuşcasına bencil olmaya eğilimlidir.

    Koç’un en karanlık tarafı kişisel ya da sosyal boyuttan gelir. Buna ‘işşiz savaşçı’ denir. Bu durum Koç’un enerjisini harcayacak yeri olmadığında ortaya çıkar. Koç aktif olduğu zaptettiği ve bir görevi sahplendiği sürece enerji çok güzel akar. Koç işsiz kaldığı anda ölümcül olabilecek marazi durumlara sebep olabilir. Koç’un Tart kartı İmparator’dur ve yeni ufuklar fethetmeye hazır son derece güçlü bir erkeği betimler. Karttaki sorun imparatorun fethedecek yeri kalmadığında bir zorbaya dönüşmesiyle başlar.

    Gücün karanlık tarafı: Boğa
    Boğa’nın karanlık tarafı maddi hayata olan saplantıdır. Bir sabit ve bir toprak burcu olarakdurgunlaşabilir ve inatlaşabilirler ve dünyanın tüm burçları gelip ona hareket etmeleri gerektiğini söyleseler bile bunu kesinlikle reddederler. Saplantı fikirler ya da düşünce şeklinde de olabilir. Kolaylıkla yanlış yola sapmamaları için gözleri bağlanmış bir boğa veya inek gibi davranmaya başlayabilirler. Bir Boğa olan Karl Marx kendi felsefeleri konusunda saplantılıydı. Dinlerin kitlelerin afyonu iddia etmişti. Pek çok konuda haklıydı ama sonunda diğer dinler üzerinde uyuşturucu etkisi oluşturan yeni bir din yarattı komünizm. Yarattığı şey ekonomiye ve maliyeye dayalı bir dindi.

    Bir başka ünlü Boğa da Freud’dur. Her ne kadar insanlığa ilk tutarlı psikoloji sistemini kazandırmış olsa da tüm sorunlarımızın cinsellikten geldiğine dair bir takıntıya sahipti. Bu şaşırtıcı bir şey değil. Boğa her şeyden önce çok tensel bir burçtur ve zıt burcu Akrep cinselliği yönetir. Freud’un gırtlak kanserine yakalanmış olması ilginçtir. Çoğu zaman bedenimizdeki bir organı aşırı kullandığımız zaman hastalanırız. Gırtlak Boğa tarafından yönetilir ve kanser de sonuçta kontrol edilemeyen hücrelerin çoğalmasıdır. Freud’un Boğa mizacı sonucunda gırtlağı aşırı aktif hale geldi ve onu öldürdü.

    Gücün karanlık tarafı: İkizler
    İkizler’i yöneten gezegen Tanrıların habercisi Merkür’dür. Tanrısal mesajcı olarak hem Olympus’a (Cennet) hem de Altdünya’ya (Cehennem) giriş iznine sahip tek tanrıdır. Hem safhem de kutsal şeylere saygı duymayanlar tarafından aynı derecede sevilirdi. Altdünya’nın onu kabul etmesinin nedeni onun hırsızların ve yalancıların tanrısı olmasıydı. İkizler hırsızlık ve yalanı yönetirken zıt burcu olan Yay gerçeği yönetir. Neden İkizler yalanları ve hırsızlığı yönetir? İkizler burcundaki pek çok kişi bu haberi duyunca üzülmüştür. Bunun nedeni onların tacir olmalarıdır ve tüm tacirler kar sağlamak için zam yapmak zorundadır. Zammın yüksek olması onları fiyatlar hakkında yalan söylemeye iter daha sonra da geri adım atamazlar. İkizler çok geveze olabilir iyi bir dinleyici oldukları da söylenemez. Eğer İkizler’e bir noktayı ispat etmek istiyorsanız kısa ve öz olun. Dikkatleri kısa sürede dağılır.İkizler’in farkında olması gereken bir başka şey de fazla merakın başlarını derde sokacağıdır. Araştırmacı akılları onları bilinmeyen bölgelere götürebilir ya da daha doğrusu manik depresif bir hale sokabilir ruh hallerinin ve enerjilerinin içinde sert iniş ve çıkışlar yaşayabilirler.

    Gücün Karanlık Tarafı: Yengeç
    Yengeç’in karanlık tarafı elbette ki şefkat ve besleme yetenekleriyle alakalıdır. Ben bunu Yahudi Anne sendromu olarak adlandırıyorum. Bu durum siz birini korumaya iyileştirmeye ve beslemeye çalışırken ona bağlanmanızla oluşur. Bunu aşırı korumacılık ve suçluluk duygusunun karışımının yarattığı bağımlılık olarak tarif edebiliriz. Bu karanlık tarafa bir örnek şöyle olabilirdiyelim bir hemşire hastasına aşık olur ve onun iyileşip hastaneden taburcu olmasını istemezçünkü taburcu olursa onu terk edecektir. Yengeç karşıdan karşıya geçmek istemeyen yaşlı hanımları sırf kendini iyi hissetmek için bunu yapmaya zorlamaması gerektiğini öğrenmek zorundadır.

    Yengeç’te var olan başka bir şey pasif saldırganlıktır. Tıpkı başkalarının kabuğunda yaşayan Yengeç gibi yan yan yürümeye eğilimlidirler. Neye ihtiyaçları olduğunu bize anlatmak yerinene istediklerini bize hissettirirler. Hepimiz onlar kadar ruhsal olamayız bu yüzden de ne istediklerini telepatik olarak talep etme gibi umutu-suz bir görevle baş başa bırakılırız. Ve eğer tahmin edemezsek kabuklarına çekilirler ve kendimizi kötü hissetmemize neden olurlar.

    Gücün karanlık tarafı: Aslan
    Risklerden bahsederken şimdi yapacağım şey büyük bir risktir. Aslanın gözünde çok büyük bir ihanet olarak görünecek olan Aslan’ın benzer bir karanlık tarafı olduğunu yazacağım. Ama Aslan’ın gazabından kurtulmak için elimden geleni yapacağım ve inşallah kitabın bu bölümünden sağ çıkacağım. Evet şimdiden Aslanlar için ilk önemli zorluğu görmüş oldunuz: eleştiri almak. Alice Harikalar Diyarı’ndaki Kalplerin Kraliçesi’ni hatırlayın. Tipik bir Aslan’dıher kim onun arzularını yerine getirmemeye cüret ederse şu sözünü duyuyordunuz: ‘Uçurun kellesini!’

    Aslanlar aşırı verici olma ama zor alma eğilimindedir. Beni yanlış anlamayın dikkat çekmeye bayılırlar ama kişisel konularda neye ihtiyaçları olduğunu göstermek onlar için çok zordur. Size borçlandıklarını düşünmeden sizden yardım almak onlar için kolay değildir. ‘Baba 1’ filminin ilk sahnesi bunu çok iyi ifade ediyor. Bir adam Baba’ya gelir ve yardım ister. Baba onun arzusunu yerine getirecektir ama bunun bir fiyatı vardır. İleride bir gün Don ondan karşılığını ödemesini isteyecektir. Ne olacağını ya da ne zamn isteneceğini bilemezsiniz. İşte işin bit yeniği buradadır. Bu tıpkı kraldan toprak alan bir lordungün gelip kral tarafından çağırılacağını ve istese de istemese de kral için savaşmasının talep edileceğini bilmesi gibidir. Aslan verir ama şartları vardır. Şartı sadakattir. İşte bu yüzden bir şeyleri alırken rahat hissetmez. Kendilerinin başkalarına yaptığını sizin de ona yapacağınızdan korkarlar. Sizden bir şeyler alarak kendi üzerilerinde
    güç ve kontrol sahibi olmanızdan korkarlar. Bununla başa çıkmanın tek yolu onlara koşulsuz olarak vermektirböylece davranışlarınızdan şüphe duymayacaklardır.

    Aslanlar çok çocukça davranabilirler ben merkezcil ve aşırı kontrolcülerdir. Çok öfkeli bir anında beni arayıp artık onu aramamı söyleyen bir Aslan tanıyorum. Şok geçirmiştim. Onu aramamıştım bile ama o en son sözü söyleyenen son emri veren kişi olmalıydı.

    Aslan’ın sevgiyi yönettiği doğrudur ama bazen kendileriyle birlikte olan kişiye değil de aşka aşık olma eğilimi gösterirler. Aşkla o kadar sarhoş olurlar ki onun verdiği duyguyla eşlerini unutuverirler. Eğer o eşlerden biri isenizvar olduğunuzu onlara hatırlatmanız gerekecektir.

    Diğer bir karanlık gölge de Napolyon Sendromu’dur. Bu Aslan insanlar kendilerini fizikselruhsal zihinsel ya da duygusal olarak küçük olarak algıladığında sinirlenir ve aşırı saldırgan bir tavır takınarak bunu telafi etmeye ve etrafındakileri defetmeye ya da kontrolü altına almaya çalışır. Napolyon bunu yapmayı denedi ve bir dereceye kadar başarılı oldu ta ki dünya ondan usanana ve onu küçük bir araya hapsedene kadar. Bunu engellemek için Aslanlar’ın biraz desteğe ve geri bildirime ihtiyaçları vardır.

    Gücün Karanlık Tarafı: Başak

    ‘Tırtıl kadife çiçeklerini ölçen tırtıl bana öyle geliyor ki durmalı ve görmelisin onların ne kadar güzel olduklarını’

    -Susam Sokağı

    Başaklar da tırtıllar gibi olabilirler. Sınıflandırma analiz etme ve ayırt etmeyle o kadar meşgullerdir ki çiçekleri ve hayatın onlara sunduklarını yaşamayı unuturlar. Bizler de haritamızda Başak’ın olduğu yerde aynı şeyi yapma eğilimindeyiz. İlişki evinde Başak olan bir adamın haritasını çıkarmıştım. Yorumlar sürekli onun ilişkileri üzerineydi. Sevgilisi hakkında her şeyi bilmek istediğini söyledi. Sonunda artık sabırsızlandığımda ona ‘sevgilini sınıflandırmak ve eleştirmekle o kadar meşgulsun ki onun keyfine varamıyorsun’ dedim. O sanki kelebeklere bayılan ve onlara sürekli bakabilmek için onları avlayan ve tahtalara iğneleyen birine benziyordu. Bazen bir deneyimi sınıflandırmak ona teslim olup ortasına atlayıvermekten daha kolaydır. Bize bir kontrol duygusu verir. Tırtıl Sendromu Başaklar’ın hayatlarının küçük bir bölümüne odaklanmalarına ve onunla takıntılı hale gelmelerine sebep olur. Bu yüzden bazen hayatın çok küçük bir parçası hakkında bilinmesi gereken her şeyi bilirler ama sonunda hiç bir şey bilmediklerini anlarlar. En küçük parçayı bulana kadar keser dururlar ama en küçük parçaya geldiklerinde ne aramakta olduklarını çoktan unutmuşlardır. Başak bir mükemmelliyetçi de olabilir. Bu onların hayata zum yapma ihtiyacından kaynaklanır. Eğer herhangi bir şeye zum yaparsanız elbette bir kusur bulursunuz. Başak’ın öğrenmesi gereken şey kusurların genel kusursuzluğun bir parçası olabileceğidir.

    Eleştiri de Başak için önemli bir nokta olabilir. Moralinizi bozmayı seven kaba insanlar değillerdir. Kendilerini diğerlerine yaptıklarından yüz kat daha fazla eleştirirler. Bir Başak’a ne kadar yakınsanız o kadar çok eleştiriye maruz kalırsınız. Neden? Sizin mükemmel olmanızı isterler. Ama katılıyorum ‘As good as It Gets’ filmindeki karakter gibi düzen ve alışıldık şeylere ihtiyaçları onları takıntılı ve zorlayıcı yapabilir. Örneğin iki haftada bir Spiritalk adlı bir elektronik gazete gönderirim. Ben bir Başak değilim ve bu nedenle de imla hataları vs. konusunda çok dikkatli davranmam. Benim için mesajın kendisi şeklinden önemlidir. Bir gece geç saatte Spiritalk’ı yolladığımda bir kaç imla hatası yaptım çünkü giriş bölümünde yazım ve dilbilgisi kontrolü yapmayı unuttum. Bunun korkunç bir şey olduğuna katılıyorum. Yazma ve imla konusunda ne kadar kötü olduğum hakkında hiç bir fikriniz yok. (eminim içinizdeki başak şimdiden bu kitaptaki bazı imla hatalarını bulmuştur. Özür dilerim. *** Evet yükseleni Başak olan bu okurunuz çevirmenin yaptığı bütün hataları buldu ve düzeltemediği için sinir oldu ) Metni yolladığımın ertesi sabahı ‘lütfen’ kelimesini yanlış yazdığımı söyleyen endişeli bir hanımdan bir telefon aldım. Üzgün olduğumu söyledim ama o benden bunu düzeltmemi istedi. Ona e-mail’i yolladığım için artık bunun imkansız olduğunu anlattım. Tepkisini aynen yazıyorum: ‘Aman Tanrım!’ Onun şokundan şoke olmuştum. Ona Başak olup olmadığını sordum. ‘Evet’ dedi ve telefonu kapadı.

    Başak enerjisinin çılgına döndüğü bir başka örneğe de Amerikan tarihinin başında rastlarız. Onlara Püritenler denirdi. Aslında onlar çok çalışkan ve hizmet etme konusunda çok donanımlıydılar ama hayır deme konusunu çok ciddiye almışlardı. Ve sonunda çok katılaşıpdindarlık taslamaya ve 17. yüzyıldaki Salem cadı avı gibi şeyler yapmaya başladılar.

    Gücün Karanlık Tarafı: Terazi
    Teraziler kararsızlık ve çabuk karar değiştirme konusunda kötü bir üne sahiptir . Doğru ya da yanlış. Çok Terazi gibi mi göründüm şimdi? Karar verememelerinin nedeni her seçeneğin iyi ve kötü taraflarını görebilmeleridir. Her şeyi tartarlar. Bu onların işidir ve bu yüzden Terazi burcudurlar. Avukatların da yaptığı budur. Bazen müşterilerinin suçlu olduğunu bilirler ama onu savunmak için ellerinden geleni yapmaları gerekir. Genç seksi ve inanılmaz akıllı bir avukat tanıyorum. Hırsızlık yaparken yakalanan müvekkilinin bir obez olduğunu ve suçu işlediği sırada son derece mutsuz olduğunu söyleyerek müvekkilini kurtarmıştı. Kadının hırsızlık yaptığına şüphe yoktu ama avukat onun bunu yapma nedenini dengeleyen bir uç nokta bulmayı başarmıştı.

    Teraziler çok konuşma eğilimindedir. İletişimin öncüleri oldukları için bu anlaşılabilir bir durumdur sessizken kendilerini rahat hissetmezler. Ayrıca aşırı uçlar arasında gidip gelme eğilimine de sahiptirler ve bu hayatınızın Terazi’de bulunan alanında sorunlar yaşamanıza neden olabilir. Bir denge noktası bulmaya çalışırlar ama her zaman aşırı bir uca doğru gitme ve daha sonra da bunu dengeleyebilmek için karşıt aşırı uca yönelme eğilimindedirler. Bu hayatlarının tüm yönlerini etkileyebilir.

    Terazi’nin başa çıkması gereken bir başka konu da bağımlılıktır. Bağımlılığa karşı yatkınlıkları vardır. Kendi ilgi alanlarını eşlerininki ile dengeleme konusunda zorlanırlar ve diğerini memnun etmek için kendilerininkinden fedakarlık ederler.

    Üstesinden gelmeleri gereken son şey de bizim ‘Duvardaki Ayna Kompleksi’ dediğimiz durumdur. Grimm kardeşlerin masalı Pamuk Prenses bir Terazi’dir. Bunu nereden biliyorum? Söyleyin kaç cücesi vardı? Yedi bildiniz. Üvey annesi de bir Terazi idi. Bunu nereden biliyorum? Başka kim bütün gün bir aynanın karşısında durur ve ‘Ayna ayna güzel ayna en güzel kim söyle bana’ diye sorar ki? Üvey anne krallığındaki en güzel kadın olmak için bir sürü zalimlikler yaparak kendini alçaltmıştır. Çok iyi bilinen bir Terazi sorunu yüzünden acı çekmiştirkarşılaştırma. Pek çok Terazi bu kompleksin tuzağına düşer. Kendilerini sürekli karşılaştırırlar ve bu onlara büyük acı verir. ‘Onun ne düşündüğünü düşündüğümü düşünüyor’ ya da ‘Ne hissettiğimi hissediyor?’ vs. Bir aynadan ve bir aynadan ve bir aynadan yansıyan bir aynanın görüntüsü gibi sonsuz çerçeveler kurgusu içine hapsolabilirler. Bu kurguları sürdürmek için zihinsel bir yeteneğe sahiptirler. Ama biz değiliz..

    Gücün Karanlık Tarafı: Akrep
    Bazı insanlar Akrep’in karanlık tarafının olmadığını düşünür çünkü o tamamen karanlıktır. Elbette ki bu onların yansıtmasıdır. Akrep’in başa çıkması gereken konular genellikle içseldir. Onlar çok derin insanlardır. bu yüzden de demir parmaklıklar ardına kilitlenmiş garip bilinçaltıyla birlikte pek çok zindana sahiptir. Pek çoğu bir dalgıç hastalığı olarak bilinen derin deniz dalgıçlarının yönlerini şaşırma ve neresi suyun yüzeyi neresi dibi bilememe durumundan muzdariptirler. Suyun daha açık mavi tarafı yüzeye daha yakındır. Su koyulaştıkça daha derine gidiyorsunuz demektir. Ama gerçekten çok derine daldığınızda gün ışığı size ulaşamaz ve etrafınızda sadece koyu bir mavi olur. Dalgıçlar yukarı doğru yüzdüklerini düşünebilirler ama gerçekte tam terse gidiyor olabilirler. Maalesef pek çok dalgıç bu şekilde ölmektedir. Akrep derin denizleri yönettiğinden aynı hastalığı çekebilirler. Ruhlarının bilinçaltının öylesine derinine dalarlar ki güneş ışığını kaybeder ve zengin iç dünyalarında kaybolabilirler. Bu depresyonahayalden uyanmaya ve kronik acıya neden olabilir. Bu durum paranoyak olmalarına neden olabilir. Herkesin orada onu elde etmek için bulunduğunu düşünürler. Böyle durumlarda onlara bir Beatles şarkısı olan Dear Prudence’ı söylemeyi yararlı bulurum:

    ‘Oyunun dışına çıkmayacak mısın Güneş yukarıda gökyüzü mavi çok güzel ve sen de çok güzelsin!’

    Her şeyin iyi olduğunu hatırlatılmasına ihtiyaç duyarlar. Akrepler çok sahiplenici ve kıskanç olma konusunda namlıdır. Bir kişiye ya da projeye karşı bir şeyler hissettikleri anda son derece sahiplenici olurlar. Onları bırakmaları zor olur (nihayetinde sabit burçtur).

    Üzerinde çalışmaları gereken bir başka şey de sebebi olmaksızın sokma eğilimidir. Birdenbirehiç uyarı yapmadan sokabilirler. Sizi ısırır ve zehirlerler. Bunun nedeni çok keskin bir akla sahip bir su burcu olmalarıdır; bu yüzden çok psişiktirler. Sizin bam telinizi bilirler. İdrakında olmasalar bile hissederler ve sonra da en uğursuz anda en çok acıtacak yerden sokarak bam telinizi bildiklerini hatırlatırlar. Yogi ve Akrep’in hikayesi bunu size daha iyi anlatacaktır:

    Bir yogi İndus Nehri’ nin kıyısına oturur ve meditasyon yapar. Bir akrep oradan geçerken suya düşer. Yogi umutsuz yaratığın tehlikede olduğunu hisseder ve onu çıplak eliyle sudan çıkarır. Kurtarıcısına hiç de minnettar olmayan akrep yogiyi sokar. Oradan geçen bir kadın aklı karışmış akrebin sürekli suya düştüğünü ve yoginin de her defasında onu kurtardığını görür. Yogiye gidip akrebi neden her seferinde kurtardığını sorar ne de olsa akrep ona hiç minnettarlık duymuyordur. Kendisi yücelmiş bir Akrep olan yogi şöyle yanıt verir: ‘Akrep sokar çünkü bu onun doğasında vardırben onu kurtarırım çünkü zorda olana yardım etmek de benim doğamda var.’

    Dolayısıyla gelecek sefer sokuşu hissettiğinizde yogi gibi olun ve onları affedin; nihayetinde bu onların doğasında var.

    Gücün karanlık tarafı: Yay
    Yayların nasıl bizim kahinlerimiz gerçekle bağlantımız öğretmenimiz ve vaizlerimiz olduğunu konuştuk. Bunları hepsi en iyi ve en güzel gerçeği bildiklerini sanıp da aslında bilmiyorlarsa ne olacak? Bu süreçte egoları gelişirse ne olur? İncil’de bu insanlara ‘Sahte Peygamberler’ denir. Ama bu ‘Sahte Peygamberler’ maalesef asla kendilerinin yanlış olduğunu düşünmezler. BuYay’ın çok bilinen bir sorunudur aşırı hareketli fazla nasihatli ve kendilerine adil olabilirler. Başka bir deyişle gerçeklerinin tek gerçek olduğunu ilan eden misyonerlerden ‘kutsal’ engizisyondan ya da baskıcı din öncülerinden bahsediyoruz. Aşırıya kaçtıkları zaman Yaylar kolaylıkla meşale taşıyıcılarından kendi inançlarına karşı olanları yakmak için kullandıkları çalı çırpı taşıyıcılarına dönerler.

    Yay genişlemenin olduğu kadar aşırılığın da gezegeni olan Jüpiter tarafından yönetilir. Yunan mitolojisinde Jüpiter hiç bir cinsel organla (kadınlar tanrıçalar genç erkeklerhayvanlar vs.) asla tatmin olmayan cinsel şehveti ile ünlüdür. Eminim eğer elinde olsaydı bitkilerle de cinsel ilişkiye girerdi. Bu Jüpiter tarafından yönetilen Yay’da görülebilir. İşte bu nedenle onları uzun ilişkilere sokup evcilleştirmek zordur.

    Oburluk da Yay için bir sorun olabilir. Bunun nedeni yine burcu yöneten Jüpiter’in yoğun enerjisidir.

    Gücün Karanlık Tarafı: Oğlak
    Oğlak mağara bodrum yeraltı tünellerini temsil ettiği için o ölçüde büyük bir gölgeye sahiptir. Bu gölgeyi biz zaten şeytan veya şeytan korkusuyla karşılaştırıyoruz. Oğlak tüm diğer burçların kolektif korkusuna sahiptir. Depolama burcudur ve sadece besini değil korkularımızı da depolar. Bireyler ve toplum olarak sahip olduğumuz tüm fobiler Oğlak’ın gölgesi olarak görülebilir. Yahudi fobisi (Yahudiler’den korkma) homofobi (homoseksüellik korkusu) toplumda var olan korku örneklerinden sadece bir kaçıdır. Tüm önyargı şekilleri (deri Oğlak’ın yönetimi altındadır) ve ırkçılık Oğlak’ın altına düşer. Oğlak insanları diğer burçlardan daha fazla ırkçı değildir ama Oğlak dediğimiz en tutucu ve gelenekçi arketip tüm bu korkuların kalıbıdır. Oğlak ayrıca bu korkulardan kurtulmamız için yardımcı enerjidir. Mizah Oğlak tarafından yönetilir. Bir grup insandan ya da bir ırktan gelen korkularımızla başa çıkmanın tek yolu korkularımıza gülebilmektir. Kahkahanın şeytanları uzaklaştırdığı ve kutsal suların aktığı yer olduğu söylenir.Örneğin; Martin Luther King hayatını ve ölümünü deri renginin gerisindekini görmemiz için adanmış bir Oğlak’tır.

    Oğlaklar bir hedefe ulaştıkları zaman durgunlaşır ve rahat bir uyuşukluğa girerler. O noktadan sonra değişim ve yeniliklere güvenemezler. Onlar ‘hiç haberin olmaması iyi haberdir’ e inanırlar. Var olan durumlara kilitlenip kalabilirler özellikle de eğer var olan konum onlar için iyi ise. Ayrıca fırsatçı da olabilirler ve hedeflerine ulaşmak için başkalarının üzerine basıp geçebilirler. ‘Sonuç amacı haklı çıkarır’ sloganına inanma eğilimdedirler. Karamsarlık Oğlak için önemli bir nokta olabilir. Hayata biraz daha fazla güvenmeliler.

    Gücün Karanlık Tarafı: Kova
    Kova klanına yapılan en büyük şikayet kişiliksiz ve duygulardan bağımsız olmalarıdır. Pek çok durumda bu doğrudur. Bazen duygusal taraflarıyla bağlantıya geçmekte zorlanırlar. Bunun nedeni çok güçlü bir grup zihniyetine sahip olmalarıdır. Ev Sahibi sendromundan muzdariptirlerherkesin kendini rahat hissetmesini isterler. Bu nedenle de birinden diğerine gidip gelerek iyi olup olmadıklarını sürekli kontrol ederler. Ev sahipliğini yaptığı toplantının sonunda hiç kimseyle gerçekten iletişim kuramadıklarından hayal kırıklığı yaşarlar. Hiç bir zaman derin bir sohbet ya da samimi zamanlar yaşamamışlardır. Bir grup içindeyken herkesi mutlu etmeye çalışırlar ve bu da her bir kişiyle sınırlı zaman geçirmek demektir.

    Kovalar hayatın dğişik bölümlerinden pek çok insan tanıdıklarından bir insan ve onun duygusal ihtiyaçları üzerine yatırım yapmak onlar için zordur. Bu olguyu günümüz modern hayatında çok görürüz.Tüzel kişilikler Kova tarafından yönetilir (bu nedenle son elli yıldır ekonomi ve dünya tüzel kişilikler tarafından ele geçirilmiştir) Örneğin telefon faturanızı fazla yazdıkları için telefon ettiğinizde gerçekten şikayet edecek kimseyi bulamazsınız. Konuşmanızın daha ilk dakikasında konuştuğunuz kişinin aslında makinedeki bir vida olduğunu fark edersiniz. Muhtemelen en düşük maaşı kazanıyorlardır ve hayatınızı kendisininkinden daha fazla zorlaştırmazsa onun hayatı çok daha zor olacaktır. Şirketler kişiliksiz oldukları ve bir yüze sahip olmadıkları için sayıca ve hacimce arttılar. Üçüncü dünya ülkelerinden getirdiği kölelere ayakkabılar yapmalarını emreden Nike şirketindeki acımasız kişinin kim olduğunu bana söyleyebilir misiniz? Onun bir ismi var mı? Hayır o bir tüzel kişiliktir. Yönetim kurulu ortaklar tüm bildiğim eğer Nike hisse senedi almışsanız bu kişinin siz olabileceğinizdir. Burası suçlanacak belli bir kralın olduğu Aslan Ülkesi değildir.

    Kovalar’ın bir sorunu da devrimdir. Pek çok kere hiç nedeni olmadan isyan çıkarmışlardır. Devrimlerinde çok saldırgan olabilirler ve bir zorbanın yerine başka bir zorbayı oturttuklarını farketmezler. Buna en iyi örnek Fransız Devrimi’dir. Devrimde kralın kafası uçuruldu ama çok geçmeden yeni bir Aslan yönetime getirildi Napolyon. Kova reform olgusunu ve sonunda kendi vatandaşlarını galeyana getiren hızlı devrimler yerine yavaş yavaş gelen devrimleri öğrenmelidir. Bu benim ‘Kurutulmuş Su Taşıyıcısı’ olarak adlandırdığım şeyle sonuçlanır. 90’lı yılların başında bir kaç arkadaşımla birlikte İsrail’deki Nagev Çölü’ndeki abuk sabuk bir partiye gitmiştim. Dans edenlerin çoğu LSD’nin ve diğerleri de uyuşturucunun etkisi altındaydı. Herkes kendi yolculuğuna çıkmıştı. Derken Kova olan bir arkadaşımı gördüm onun yolculuğu (burada demek istediğim amfetaminlerin beyninde çalışma şekli) büyük bir şişe su alıp dans edenlerin arasında koşturmak v onlara su götürmekti. Bunu LSD’nin takviyesiyle saatlerce yaptı. Onun su isteyen ve su istemeyen tanıdığı ve tanımadığı insanlara su götürmesini izledim. Kuyu ile insanlar arasında koşuşturup dururken bir şey unutmuştu. Kendisi su içmemişti. Bu tüm Kovaların ve iyilik yapanların en büyük sorunudur. Kendilerini çok önemsiz hissettikleri için enerjilerini şarj etmeyi unuturlar. Bu pek çok Kova insanında sorunlara yol açar.

    Kova’nın olduğu yer çok fazla verme buna karşın almayı unutma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu yerdir. Durunnefes alın ve deponuzu doldurun.

    Gücün karanlık tarafı: Balık
    Bağımlılık Balıklar’ın en çok acı çektikleri en önemli sorunlardan biridir. Balık tarafından yönetilen evde bu sorun sizin için de önemli bir problem olacaktır. California’nın güneyinde yüzen ve Meksika’ya geçmeye karar veren bir yunus düşünün. Yunus sıradaki kuyrukta beklemeyecektir onun pasaportu yoktur. Yani sınırları ve su sahaları kavramlarını tanımaz. Balıklar da öyledir. Duygusal kapasiteleri çok güçlü olduğu için eşlerinin enerjisinde kolaylıkla boğulabilirler ya da eşlerinin kendilerindeki enerjide boğulmalarına izin verirler. Balık’ın bağımlılığı sadece ilişkilerle sınırlı değildir diğer başka alışkanlık tipleri içinde geçerlidir. Buradaki anahtar kelime kaçıştır. Gerçeklerden kaçma eğilimindedirler ve kim onları bu yüzden suçlayabilir ki zira onlar gerçeğin aslında gerçek olmadığını gördüklerini hepimiz biliyoruz. Sorun onların bu kaçma eğilimlerinin kendilerini mahvetmenin ve sabote etmenin bir yolu olabileceğidir.

    Balıklar’ın insanların olumsuz enerjilerini emerek onlara yardım etme eğilimleri de vardır. Bu çeşit bir iyileştirme Santeria gibi Yüksek Rahibe’nin hastalığını kendi üzerine aldığı Afro-Cuban bölgelerinde çok yaygındır. Kendisinin şifa gücü olmasından ve üzerine aldığı negatif enerjilerle ne yapacağını ve kendini nasıl deşarj edeceğini bildiğinden onun için bir sorun yoktur. Öte yandan Balıklar o olumsuzluklarla ne yapacaklarını bilmezler. Bu durumda Balıklar vampirlerin en yaygın kurbanlarıdır. Drakula’nın gerçekten yaşamış olduğunu bilmiyordunuz değil mi? Evetyaşadı. Enerjik vampirler her yerdedir insanların boynundan kan emmezler ama insanların enerjilerini kuruturlar özellikle de Balıklar’ın. (Eğer birinin yanındayken özellikle kendinizi yorgun ve bitkin hissediyorsanız o bir enerji vampiri olabilirtabi bunu bazı insanlar kasıtlı olmadan yaparlar.***) Kendinizi korumak için yapabileceğiniz birkaç şey vardır. Siyah giymeyin çünkü siyah kıyafetler enerji emerler. Eğer guruların ve ruhani insanların arasındaysanız sorun yok. Değilseniz başkalarının tüm olumsuz enerjilerini üstünüze alabilirsiniz. Tuzlu su ile uzun süreli banyolar yapın. Evinizi ve ofisinizi haftada bir adaçayı yakarak temizleyin. Bir ametist taşı takın (küpe ya da kolye). Bu olumsuz enerjiyi emer ve pozitif enerji yayar.

    Kaynak : Gahl Sasson’un Işığın 12 Krallığı adlı kitabından….

    İlgili Konular ;
    Bütün Burçların Genel Özellikleri
    Aşık Burçların Karakterleri
    Burçlar Nelere Kafayı Takar
    Fazla kilolarınızdan ‘burcunuza göre’ beslenerek kurtulun!
    İsme göre fal

  • Günlük hayatta işinize yarayacak güzellik sırları

    Günlük hayatta işinize yarayacak güzellik sırları

    Cilt

    Cilt yüzeyindeki siyah noktacıklar ya da tüm diğer tahrişler için hiç bebeğinizin kremini kullandınız mı? İnanılmaz etkili olduğunu göreceksiniz. Küçük yaralar daha çabuk iyileşiyor. Eğer kremin üzerine bir de bal döküp tüm gece cildinizde bekletirseniz ertesi sabah kendinizi tanıyamayacaksınız. Unutmayın her şeyden önce bu tip sorunları tedavi etmekte yarar var.

    Haftada en az bir kez yüzünüze ve vücudunuza maske uygulamalısınız. En sevdiğiniz şarkıyı açın, bacaklarınızı rahatça uzatın ve maskenin etkisini göstermesini bekleyin. Nem yoğunluklu maskeler ve ya kollojenli onarıcı maskeler bu konudaki en iyileri.

    Pişmemiş bir adet patatesi soyun ve küçük küçük doğrayarak bir çatalla ezin. Elde ettiğiniz yoğunluğu yüzünüzün her tarafına sürün ve 20 dakika bekletin. Daha sonra ılık suyla yıkayın. Bu uygulamayı haftada bir ya da iki kez yapıyorsanız ancak etkili olur. Göz altındaki torbalanmalar için oldukça rahatlatıcı bir bakım, etkisini kısa sürede göreceksiniz.

    Günün ilk ışıklarını sağlıklı bir ciltle karşılamak için yüzünüzü yıkadıktan sonra kokulu losyonlarla ve buz parçaları ile nemlendirin. Çiçek kokuları tüm duyularınızı harekete geçirecektir. Nemli temizleme pamuğunu parmaklarınızla yumuşakça tüm yüzünüzde gezdirin. Pamuğun diğer tarafını makyajdan sonra yine yüzünüzde hafifçe gezdirmek makyajınızı transparan ve doğal bir hale getirir.

    Saç

    Kuaföre gitmeye vaktiniz yok ya da istediğiniz saate randevu alamıyorsunuz…. O zaman alın elinize makası. Durun, durun. Sadece kırık uçlardan kurtulmak için önerimiz… Uzun saçlarınızı ensenizde atkuyruğu olarak toplayın. Bir parmak genişliğinde tutamlara ayırın, uçlarını kıvırın ve 1 –2 cm. kesin. Hem doğal bir görünüm elde edersiniz, hem de bir sonraki kuaför randevunuza kadar içiniz rahat eder. Unutmayın istediğiniz modeli elde edemezseniz dahi, saçlarınız bu sayede daha bakımlı görünecektir.

    Evde saçlarınıza saç maskesi uygulamak istiyorsunuz ama yok. Ne yapacaksınız? İnce bir tabaka Nivea kremi saçlarınıza hafifçe yedirin Baş derisine ve saç köklerine kadar değil elbette. Ve birkaç saat boyunca ya da tüm bir gece etkisini göstermesini bekleyin. Daha sonra bebe şampuanıyla iyice yıkayın ve sıcak suyla durulayın veya en pratiği badem yağı, susam yağı ve zeytinyağından elde edilen bir karışımı saçınızda 3 saat bekletin. Daha sonra saçınızı iyice yıkayın.

    Yeni sezonun gözde saç modelleri arasında yerini alan topuzlar saçlar çok temiz olmadığı zaman kalıcılığını daha iyi koruyabiliyor. Çünkü temiz tutamlar elden kayıyor, tokalanması zor oluyor ve tokalar sürekli açılıyor. Peki ne yapmalı? Saç fırçası üzerine bir miktar saç spreyi sıkın ve saçları topuz yapmadan önce tarayın.

    Vücut

    Evde peeling de mi yok? Krema ya da yoğurdu 2 yemek kaşığı tuzla karıştırın ve duş öncesi cildinize sürün. Etkisini göreceksiniz. Doğadaki tuz ve şeker partiküllerinde doğal peeling maddeleri olduğunu unutmayın.

    Çok seyahat ediyorsunuz, evinizi, yatağınızı özlüyorsunuz. O zaman kaldığınız otelde hem odanıza hem yatağa bir kaç damla kullandığınız parfümden sıkmayı deneyebilirsiniz.

    Karnınızı hamilelik çizgilerinden korumak istiyorsanız jojoba yağına birkaç damla lavanta esansı damlatın. Elde ettiğiniz karışımı dairesel hareketlerle cildinize yedirin. Kozmetik markaların arasında hem çatlakların oluşumunu etkileyecek, hem de oluşmuş çatlakları azaltacak birkaç marka bulmanız da mümkün.

    Ayaklar

    Tüm gün ayakta durdunuz gece de yine aynı hareketliliğe nasıl dayanacaksınız? Nane içerikli ayak losyonları iyi bir gece geçirmenize yardımcı olabilir. Peeling özelliği taşıyan kremler da size bu konuda yardımcı olabilir.

    Biz kadınların vazgeçemediği alışkanlıklardan biri de yüksek topuklar. Bakımlı ayakların sırrı ise geceden kalın bir tabaka vazelin sürüp, çorap giyip uyumak. Kozmetik ürünlerdeki ayak nemlendiriciler ise başka bir kurtarıcınız.

    Her kadının güzelliğini korumak amacıyla uyguladığı kişisel sırları ya da vazgeçemediği ürünler vardır. İşte zaman zaman hepimizin yaptığı, kolay uygulanabilecek, hayatın içinden güzellik önerileri.

    Pratik güzellik yöntemleri sayesinde çok fazla zaman harcamadan çok bakımlı görünmeniz mümkün. Dr. Melisa Eczacıbaşı sizler için anlattı.

    Makyaj

    Koyu renkli rujların modası henüz geçmedi ama hepimiz çantamızda bir de parlatıcı taşır olduk. Evden çıkarken ağır makyaj yapmayı sevmeyenlerdenseniz dudaklarınıza bir parlatıcı sürebilirsiniz. Emin olun size çok doğal ve zinde bir görüntü sağlayacaktır.

    Transparan ama altın ve gümüş pırıltılı farları çok yönlü kullanmanız mümkün. Parmağınızla kolaylıkla uygulayabileceğiniz farlar göz makyajının üzerine aydınlık vermek amacıyla da kullanılıyor. Ya da allık fırçası yardımıyla pırıltılı bir dekolte ve omuz bölgesi elde edebilirsiniz.

    Eğer hafta sonu göz makyajınızı maskarayla tamamlamak istemiyorsanız, kirpik kıvırıcılar hem bakışları canlandırır, hem de gözleri belirginleştirir. Unutmayın maskara kullandığınız zaman kirpiklere zarar vermesin diye göz temizleyicilerle makyajınızı iyice çıkartmanız gerekir.

    Transparan pudra çoğumuz için mükemmel bir makyaj sabitleyicisi. Bu ürün ışığı yansıtarak, cilde aydınlık bir görüntü veriyor. Üstelik her zaman için pudra kullanmak cildi yaptığı koruyucu etkisinden dolayı yararlı.

  • “Bu Akşam Başım Ağrıyor Yatak Efsanesi” Yoksa Gerçek Mi?

    “Bu Akşam Başım Ağrıyor Yatak Efsanesi” Yoksa Gerçek Mi?

    CİSED ONURSAL BAŞKANI DR. CEM KEÇE: “SEKSÜEL BAŞ AĞRILARI HAYATI TEHDİT EDEBİLİYOR!”

    Baş ağrıları insanlığın en büyük problemlerinden biridir. Her insan hayatının bir döneminde şiddetli baş ağrısı yaşar. Her 360 baş ağrısından biri seksten kaynaklanabiliyor. “Bu akşam başım ağrıyor!” sözünü daha çok kadınların cinsel ilişkiye girmek istemedikleri zamanlarda söyledikleri varsayılsa bile, bunun doğru olmadığı ortaya çıktı. Yapılan araştırmalar kadınlar gibi erkeklerin de cinsel ilişki öncesinde, cinsel ilişki yaşarken veya sonrasında baş ağrıları olabiliyor. Ayrıca cinsel aktiviteler sırasında yaşanan baş ağrıları sağlık açısından çok tehlikeli bir durumun habercisi olabiliyor. Ancak cinsel ilişki sırasında oluşan baş ağrıları çok dikkate alınmıyor, hatta bunun için doktora başvuranların sayısı oldukça düşük. Oysa cinsel aktiviteler sırasında aniden ortaya çıkan şiddetli bir baş ağrısı, beyinde bir kanamanın işareti olarak gündeme gelebiliyor, bu ağrılar cinsel ilişkiden sonra geçmeyip günlerce sürebiliyor, devamında beyin felcine hatta ölüme bile yol açabiliyor. Nadir görülen ama merak edilen seksüel baş ağrılarıyla ilgili sorulara yanıtlar Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistlerinden geldi…

    “BU AKŞAM BAŞIM AĞRIYOR YATAK EFSANESİ” YOKSA GERÇEK Mİ?

    CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe, cinsel ilişki öncesinde, boşalma anında veya sonrasında ortaya çıkan baş ağrılarının tehlikeli bir durumun işareti olabileceğini, hatta ölüme bile sebebiyet verebileceğini söyledi. Cinsel birleşme sırasında nadir de olsa şiddetli bir baş ağrısının oluşabileceğini belirten Dr. Keçe; “Özellikle boşalma sırasında aniden ortaya çıkan şiddetli baş ağrıları beyinde bir damar balonlaşması ya da damar yumaklaşmasının yırtılmasına işaret edebiliyor. Seksüel baş ağrısı olarak isimlendirilen bu durum, beyin kanaması ve ani ölüm riskinin ilk haberci olabileceğinden, mutlaka nörolojik olarak araştırılma yapılması için bir hekime başvurulması gerekiyor.” dedi. Kendisinde veya ailesinden birinde migren hastalığı olanlarda seksüel baş ağrılarının daha çok görülebileceğine dikkati çeken Dr. Keçe; “Erkeklerde üç kat daha fazla görülen seksüel baş ağrıları herkeste olabilir ama en sık yirmili yaşlar ve 35-45 yaşları arasında görülüyor. Hatta mastürbasyon bile seksüel baş ağrılarına yol açabiliyor. Bu nedenle ‘bu akşam başım ağrıyor yatak efsanesi’ bazıları için gerçek olabiliyor.” diye konuştu.

    PARTNERE KARŞI HİSSEDİLEN YOĞUN ÖFKE BAŞ AĞRISINA YOL AÇABİLİYOR!

    Cinsel ilişki sırasında kalp hızı ve tansiyonun arttığını ve buna bağlı olarak baş ağrılarının meydana gelebileceğini söyleyen CİSED Genel Başkanı Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Cebrail Kısa;“Baş ağrıları, öksürük, eksersiz ve cinsel ilişki ile tetiklenip başlayabiliyor, bunlar bir tür efora bağlı baş ağrılarıdır. Eğer kişi partnerine karşı isteksizlik yaşıyorsa ya da ona öfkeli veya kırgınsa stresli olur, stres de baş ağrısını tetikleyebilir ve cinsel ilişki tam bir kâbusa dönüşebilir, bunlar da strese bağlı baş ağrılarıdır. Migrendeki gibi aşırı stres, uykusuzluk, hava değişimi gibi olaylar baş ağrılarını tetikleyebilir. Bu nedenle migreni olanlarda veya gerilim baş ağrısı çekenlerde seksüel baş ağrıları daha sık görülebiliyor. Cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde kullanılan ilaçların, doğum kontrol haplarının ve soğuk algınlığı ilaçlarının yan etkisi olarak baş ağrıları ortaya çıkabiliyor. Ayrıca bu tip baş ağrılarının cinsel ilişki sırasında harcanan efor ile bir ilgisi olmuyor.” dedi.

    ACİL DEĞERLENDİRME VE TEDAVİ GEREKTİĞİ NASIL ANLAŞILIYOR?

    Cinsel ilişkiye bağlı baş ağrılarının iki tipi olduğunu ifade eden CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör; “Altta yatan bir beyin hastalığı bulunmayan ve iyi huylu seksüel baş ağrıları adını verdiğimiz ilk tip, kalıcı bir hastalık yapmıyor ve hayati bir tehlike yaratmıyor. Kadın ve erkeği etkileyebilmekle birlikte, migrenin aksine erkeklerde daha sık görülebiliyor. 20-40 yaşları arasında yani cinsel aktifliğin yoğun olduğu yaşlarda ortaya çıkabiliyor. Cinsel aktivite ve heyecan arttıkça ağrısı yoğunlaşan iyi huylu seksüel baş ağrıları, boşalma veya orgazm öncesinde veya sırasında baş ve ensede, her iki tarafta birden olabiliyor. Mastürbasyon ile de başlayabiliyor. Birkaç dakika sürebildiği gibi saatleri de bulabiliyor. Çok rahatsız edici olabiliyor ve genellikle cinsel ilişkiyi sınırlıyor veya sonlandırabiliyor. Ağrıyı yaşayanlar, yine olabilecek endişesiyle cinsel ilişkiden kaçabiliyorlar. Ağrı başlayınca boşalmadan önce ilişkinin sonlandırılması ağrıyı kesilebiliyor. Bu tip baş ağrılarının kasların kasılmasından veya damarların genişlemesinden dolayı olduğu düşünülüyor. İkinci tip olan cinsel ilişki sırasında ilk kez ortaya çıkan seksüel baş ağrılarını hastalar hayatlarında yaşadıkları en kötü baş ağrısı olarak tanımlıyorlar. Bu nedenle aksi gösterilene kadar ciddi bir acil durum olarak değerlendiriliyor. Çünkü bu tip baş ağrıları genellikle anormal bir damarın yırtılması sonucu akut bir beyin kanamasına bağlı olabiliyor, hayatı tehdit edebiliyor, acil değerlendirme ve tedavi gerektirebiliyor.” dedi.

    NE YAPMAK GEREKİYOR?

    Seksüel baş ağrılarında bilinçlenmek ve gerektiğinde tıbbi yardım aramak için bir hekime başvurmak gerektiğini söyleyen CİSED Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Kemal Özcan; “Hekimler önce hastayı dinliyor, sonra muayene ediyor, şüphe uyandıracak bir durum varsa tomografik inceleme yapıyor ve sonuçlara göre uygun bir tedavi planlanıyor. Muayenenin ve incelemelerin normal olması, hayati riski ortadan kaldırıyor, fakat ağrının rahatsız edici ve cinselliği sınırlandırıcı etkisi devam edebiliyor. Hatta ağrının yaşanması ve bu nedenle cinsel ilişkilerin sınırlandırılması, oldukça önemli ilişkisel sorunlara yol açabiliyor. Bu nedenle her ne olursa olsun bir tedavi gerekiyor. Seksüel baş ağrıları genellikle kendi kendine geçiyor. Ancak baş ağrısı uzadığında basit ağrı kesiciler almak gerekebiliyor. Eğer baş ağrısı sık ve rahatsız edici oluyorsa ilişki öncesinde baş ağrısını önleyici ilaçlar (Beta blokerler, kalsiyum kanal blokerleri ve antienflamatuar ilaçlar, vb.) kullanılabiliyor. Sadece ensede veya başın arkasında ağrı oluyorsa, boyun kaslarını gevşetecek hareketler veya masaj işe yarayabiliyor. Cinsel faaliyeti ve seksüel heyecanı yavaş yavaş arttırmak da faydalı olabiliyor. Yorgun ve stresli dönemlerde, rahatsız pozisyonlarda veya kısa aralarla birden fazla kez ilişkiye girildiğinde seksüel baş ağrıları daha kolay ortaya çıkabildiği için, bu durumlardan kaçınmak gerekiyor, bazen birkaç hafta cinsel ilişkiden kaçınmak gerekebiliyor. Hatta seksüel baş ağrılarında stresi azaltmak, kilo vermek, eksersiz yapmak ve cinsel ilişkide daha pasif bir rol üstlenmek, ilişki sırasında her zaman uygulanan duruşu veya pozisyonu değiştirmek ve aynı gün ekstra cinsel aktiviteden veya aktivitelerden kaçınmak faydalı olabiliyor.” dedi.

  • Askı Modelleri

    Askı Modelleri

    Farklı tasarımlardan hoşlananlar için ilginç askı modelleri…

    İlgili Konular ;
    Evinize yeni bir pencere açın
    Sehpa 2012 Modelleri
    Eski Kapılar
    Renkli Mutfak Dekorasyonu
    Hızlı ve çarpıcı etki: Duvar kağıdı
    Kitap Okuma Köşeleri
    Yatak Odası Dekorasyonu için ipuçları

  • Arnavut Böreği

    Arnavut Böreği

    Hamur malzemeleri:

    – su (arzuya göre süt+su karışımı)
    – 1 kilogram un
    – tuz

    Peynirli İç Harcı:

    – isteğe göre doğranmış maydanoz
    – 350 gram peynir, ezilmiş
    – 1 adet yumurta
    – yarım su bardağı yoğurt

    Kıymalı İç Harcı:

    – 250-300 gram kıyma
    – 2-3 yemek kaşığı zeytinyağı
    – 3 adet orta boy kuru soğan
    – yarım demet maydanoz
    – 1 çay kaşığı pul biber
    – 1 tatlı kaşığı karabiber
    – 1 tatlı kaşığı tuz

    Ayrıca:

    – 1 su bardağı sıvıyağ
    – nişasta

    Hazırlanışı:

    – 1 kilogram undan 2 parmak ayırın.
    – Ayırdığınız unun üstüne göz kararı nişasta ilave edip bir tarafa alın. Kalan un, tuz ve su ekleyip çok yumuşak olmayacak bir hamur yoğurun.
    – Yoğurduğunuz hamuru 30 dakika dinlendirin. Hamuru rulo şekline getirip ikiye atırın.Ayırdığınız yarımları on beşer bezeye bölün.
    – İlk 15′li alıp koyun. (en üste gelen hamura yağ sürülmeyecek) Bu grubu daha geniş bir tabağa alıp buzdolabına koyun. – Diğer 15 bezeyi de aynı şekilde uygulayın.
    – İlk açtığınız hamuru buzdolabından çıkartın. Merdane yardımı ile tek yufka şekline gelecek ve tepsinizden daha büyük olacak biçimde açın. Tepsiyi yağlayıp. Yufkayı dışa taşacak biçimde tepsinin içinde hafif büzerek yerleştirin. (büzmezseniz ince olabilir) İç malzemeyi karıştırıp yufkanın üstüne serin. Buzdolabındaki öbür yufka grubunu da tekrar tepsiden büyük olacak biçimde açın.
    – Karşılıklıyanlarını katlayıp bohça yapıp tepsiye alın. Tepsinin içinde bohçayı açıp tekrar büzerek tepsiye yayın. Alt kısımdaki yufkanın yanlarını üste kapatın.
    – Böreği kesin.
    – Bardakta olan yarıdan biraz az sıvı yağı üstüne gezdirip elinizle yayın. Önceden ısıtılan190C fırında pişirin.

    Not:
    – Bezeleri bir gün önceden pasta tabağı gibi açıp buzdolabına koyup.
    – Böylece ertesi gün açıp pişirmeniz dahakolay olacaktır.
    – Kıymalı iç ile yapacaksanız: Kıymayı yağ ile tavaya alıp suyunu çekene dek kavurun.
    – İnce, ince doğradığınız kuru soğanı ilave edip soğanlar ölene dek ağzı açık biçimde kavurmayı sürdürün.
    – Soğanlar ölünce kalan malzemeleri ilave edip soğumaya bırakın.

    Arnavut Böreği
    Kolay Arnavut Böreği Nasıl Yapılır
  • Diş eti çekilmesinin nedenleri

    Diş eti çekilmesinin nedenleri

    Diş eti dokusunun normal sınırı olan mine-sement birleşiminden başka bir deyişle kron-kök sınırından apikal yöne, yani diş köküne doğru sıyrılmasına diş eti çekilmesi ya da tıp dilinde diş eti atrofisi denir. Dişeti çekilmesinin birçok nedeni vardır ve önlem alınmadığı zaman diş kayıplarına neden olmaktadır.

    Diş eti çekilmesinin sebepleri nelerdir?
    – Yaşlanma,
    – Yanlış diş fırçalama,
    – Diş taşları ve bakteri plağı,
    – Diş arkı (diş dizisi) üzerindeki diş veya dişlerin, diş arkı dışında yer almaları ve çarpık, düzensiz, rotasyona uğramış (dönmüş) olmaları,
    – Diş eti iltihabı veya periodontitis sonucunda diş eti kenarında meydana gelen iltihaplı ve dejeneratif değişimler,

    – Periodontal cepler ve büyümüş diş etlerinin ortadan kaldırılması amacıyla yapılan bazı diş eti operasyonları sonrasında,
    – Okluzal travmalar (yüksek ya da hatalı yapılmış kron, köprü, dolgulu dişlerde ve bruksizm denen diş sıkma ve gıcırdatma vakalarında,
    – Dudak, yanak kas bağlantılarının diş etlerine yakın olmaları,
    – Dişler arasına gereksiz ve çok fazla kürdan, toplu iğne vb. cisimler sokulup kurcalanması, diş etinin tahriş ve tahrip edilmesi.
    Söz konusu bu nedenler arasında çok önemli yer tutan diş taşları ve bakteri plağı (diş yüzeyine yapışan, gözle görülmeyen, gıda artıkları ve bakterilerin birlikte oluşturduğu yapışkan bir tabaka) detartraj da denen diş taşı temizliği veya gerekiyorsa diş eti altında, daha derinde bulunan diş taşları ve oluşumların uzaklaştırılması amacıyla yapılan subgingival küretaj işlemiyle temizlenmelidir.
    Dişeti seviyesindeki ya da üzerindeki görünür diş taşları çeşitli görevleri ve biçimleri olan el aletleri ya da ultrasonik cihazlar ile temizlenir. Daha derinlerdeki, diş eti altındaki, kök yüzeyindeki gözle görülmeyen diş taşları, granülasyon dokusu (bozulmuş, hastalıklı nedbe dokuları) ve nekrotik (ölü) sement dokusunun ortadan kaldırılması ve temizliği işlemine de subgingival küretaj denir ve dişe, küretaj yapılan bölgeye ve dişin yüzeyine uygun farklı şekil, büyüklük ve amaçtaki ‘küret’ denen el aletleri yardımıyla yapılır.

    Dişlerimizi beyazlatmak için sert fırçalamayalım!
    Dişlerinizin renginden, şeklinden ve boyutundan memnun musunuz ?
    Gülümsemeniz özgüveninizdir
    Dişhekimliğinde Lazer Kullanımı ve Dişeti Hastalıkları

  • Türk astrolojisine göre burcunuz

    Türk astrolojisine göre burcunuz

    – TORUK (21 Mart-31 Mart) İrade sahibi, gururlu, şerefli, iyi yüreklidir.
    İyi bir yöneticidir,biraz hayalci, birazda küfürbazdır

    – HIMMIY (1 Nisan-10 Nisan) İyimser, idealist, romantik,yaratıcıdır.

    – HUTTUS (11 Nisan-20 Nisan): Hassas, mantıklı, dürüst, kıskanç ve irade
    sahibidir.

    – HUNTA (21 Nisan-30 Nisan): İnatçı, zevk sahibi, kırılgan ve duygusaldır.

    – ÇOLPANCI (1 Mayıs-10 Mayıs): Duygu tutsağıdır. Çocuk ruhlu temiz kalpli ve
    sadıktır.

    – KÖLKÖL (11 Mayıs-21 Mayıs): Enerji dolu, aşkta şahane, kahraman yapılı ve
    iktidarcıdır.

    – ÇAMAY (22 Mayıs-31 Mayıs): Mantıklı, temiz ahlaklı, idealist,fikirde
    önder, yeteneklidir.

    – KÜYLÜ (1 Haziran-10 Haziran): Düzeni sever. Güç sembolüdür.İhaneti kabul
    etmez.

    – KUŞMUŞ (11 Haziran-21 Haziran) Mantıklı, parlak, iyimser,eleştirici,şen ve
    şanslıdır.

    – SEZGEK (22 Haziran-30 Haziran) Mızmız, tatlı dilli, içine
    kapanık,inatçı,yetenekli,şendir.

    – KUŞDÜGER (1 Temmuz-11 Temmuz) Duyguları mantığından üstündür.Yemeği sever;
    sanata ve
    siyasete yeteneklidir.

    – GONDARAY (12 Temmuz-22 Temmuz) İyi bir hafızaya sahiptir, bilge ve
    dehadır, his dünyası
    zengindir; dürüst ve hoşgörülüdür.

    – ÖTGÜR (23 Temmuz-31 Temmuz) Zeki, gururlu, çekicidir. Maddi problemlerini
    büyütür.

    – KÜSÜMMÜ (1 Ağustos-12 Ağustos) Dedikoduyu, işte önder ve bir numara olmayı
    sever.

    – KÜNLÜ (13 Ağustos-23 Ağustos) Duygusal, gururlu ve aşkta
    önderdir.Psikolojiye meraklıdır.

    – SINÇIMA (24 Ağustos-1 Eylül) Şerefli, dürüst, insancıl, yaratıcı,zeki ve
    otoriterdir.

    – ATÇAK (2 Eylül-13 Eylül) İyimserdir ama depresyona da müsaittir.Gururlu ve
    hassastır.

    – KILLI (14 Eylül-23 Eylül) Otoriter, gururlu, sabit fikirli, süper zekalı
    ve insancıldır.

    – CANAKKI (24 Eylül-3 Ekim) Sorumluluk taşır. Yetersizlik kompleksi vardır.
    Gösterişi sever.

    – BAN (4 Ekim-12 Ekim) Duygusaldır, zor işte arkaya bakmaz. Aşk tutsağıdır.

    – CEMİŞ (13 Ekim-23 Ekim) Altıncı hissi kuvvetlidir. Uygun zamanı seçmekte
    üstüne yoktur.

    – BATIK (24 Ekim-1 Kasım) Çift karakterli, cesur, gaddar, önderdir.Mükemmel
    arkadaştır.

    – HIRTLI (2 Kasım-12 Kasım) Çabuk karar verir ve kararlarını bozmaz.Suç
    komplekslidir.

    – TUTAMIŞ (13 Kasım-22 Kasım) Dinci, idealist, değişkendir. Mistik konulara
    meraklıdır.

    – USLU (23 Kasım-2 Aralık) Objektiftir. Hoşgörülü, gözlemci,otoriter bir
    yapısı vardır.

    – KUTAS (3 Aralık-12 Aralık) Mistik, sabit fikirli ve kıskançtır.Anlaşılamaz
    huylara sahiptir.

    – TUSANAK (13 Aralık-21 Aralık) Güçlü bir karakteri vardır.İktidarcıdır.Emir
    vermeyi sever.

    – TUTAR (22 Aralık-1 Ocak) Dürüst. ketum.zor durumlardan kolayca çıkar. Sık
    küser.arkadaşı cok
    ama dost dedigi azdır. Aile onun icin herseydir

    – BEÇEL (2 Ocak-12 Ocak) Karamsardır. Dışı ve içi farklıdır. Kötülüğün
    karşısında zayıftır.

    – PIRSIUAY (13 Ocak-20 Ocak) Geniş bir mantığa sahiptir. Uzun yaşar.Şan
    sever.

    – BALAUZ (21 Ocak-1 Şubat): Mantıklı, gaddar, önder ve dehadır.Bilim adamı
    olabilir.

    – CANTAY (2 Şubat-10 Şubat) Titiz, mantıklı, zekidir. Astronomiyle
    ilgilidir.

    – ERGÜR (11 Şubat-18 Şubat) Aşkta hayalcidir. Önder fikirleri vardır.
    Psikolojisi hassastır.

    – SÖNEGEY (19 Şubat-28/29 Şubat) Dengesizdir. Çekici, gizemli,kurnaz, nazik
    ama serttir.

    – CANNAN (1 Mart- 9 Mart): İyi yürekli, tatlı dilli, zarif ve hüzünlüdür.
    Başkalarına baskı yapabilir. Mistik ve pratik hayat arasında bocalar.

    – ŞATIK (10 Mart-20 Mart) Sanatkar, özgür, depresif ve şehvet
    düşkünüdür.Rahatsız bir ruha
    sahiptir. Sinir hastalıklarına yakalanabilir.

    Burçlar, Tarot ve Astroloji

  • Kadınların Yedi Ölümcül Seks Günahı

    Kadınların Yedi Ölümcül Seks Günahı

    CİSED KADINLARIN YEDİ ÖLÜMCÜL SEKS GÜNAHINI AÇIKLADI!

    CİSED ONURSAL BAŞKANI DR. CEM KEÇE: “İNSAN, DOĞASI GEREĞİ İLİŞKİLERİNDE ‘ÖLÜMCÜL GÜNAHLAR’ ADINI VERDİĞİMİZ ‘HATALAR’ YAPAR!”

    İnsanlığın varoluşundan beri en çok kafa yorulan olgulardan biri de kadın-erkek ilişkileridir. İnsan, doğası gereği ilişkilerinde “ölümcül günahlar” adını verdiğimiz “hatalar” yapar. Açık olmak gerekirse herkes hata yapar ama (arkasında) bir yerde bunları yapmaması gerektiğini söyleyecek birilerinin de olmasını ister. Çünkü ilişkileri çürüten şeyler vardır ve insan mükemmel bir canlı değildir. Diğer yandan, kadın ve erkek iki ayrı dünyaya sahiptir ve (birleşerek) bazen tehlikeli bir karışım ortaya çıkartırlar. Bu karışım ister istemez ilişkilerdeki ölümcül günahları meydana çıkarır. Seks hayatında kesinlikle yapılmaması gereken şeyler var. Cinsel Sağlık Enstitü Derneği (CİSED) cinsel terapistleri, her ilişkinin zamanla yıpranıp yıkılmasına yol açan ve kadınların yaptığı çok önemli hataları açıklıyor…

    KUTSAL ANNEYİ OYNAMAK!

    CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe ; “Annelik, tartışmasız kutsal bir olgudur. Bugün hangi topluma bakarsanız bakın, annelik kimliğinin getirdiği bir aseksüellik vardır. Ancak kadınların bu kimliği yatak odalarının kapısına asmaları gerekiyor. Çünkü onlar, eşleri için evlenmeden önce âşık oldukları ve arzuladıkları kadınlardır ve bu bakış açısı evliliğin en sağlam temelini oluşturur. Kadınlar annelik kimliği ile sevgili kimliğini birbirine karıştırdıklarında, evliliğin temeline balyozla vurmuş gibi olurlar. Bu nedenle kadınların, evlilik hayatında önce kadın sonra anne olmaları gerekir. Kadınlık anneliğin içinde yok olmamalıdır.” diye konuştu.

    ORGAZM TAKLİDİ YAPMAK!

    CİSED Genel Başkanı Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Cebrail Kısa; “Her şeyden önce bilinmesi gereken şudur; her cinsel ilişkinin sonunda orgazm olma zorunluluğu yoktur. Kadınların, bu tür cinsel mitleri yani hurafeleri bir kenara bırakmaları gerekir.Üstüne üstlük orgazm taklidi yapmak, erkeklerin tamamı tarafından reddedilen ve istenmeyen bir tutumdur. Kadınlar böyle yaptıklarında, erkeklerin kendine olan saygısını kaybetmesini engelleyerek, onlara iyilik yaptıklarını düşünürler. Belki erkekler ilk anda orgazm taklidini fark etmeyebilir ama daha sonra öğrendiklerinde kısır bir döngü içine girerler ve sürekli olarak partnerlerinin orgazm taklidi yapıp yapmadıklarını düşünmeye başlarlar. Bu durum erkeklerde başaramama korkusu adını verdiğimiz performans anksiyetesine neden olabilir.” dedi ve ekledi, “Kadınlar orgazm taklidi yapmak yerine dürüst olmalıdır. Çünkü samimiyet ve dürüstlük ilişkiler için can simididir. Ayrıca cinsellik salt orgazmlardan meydana gelen ve mutlaka orgazmla sonuçlanması gereken bir süreç değildir”.Cinselliğin sonunda çiftin cebinde kalması gerekenlerin, duygusal paylaşımların ve haz dolu anlarının bolluğu olduğunu söyleyen Dr. Kısa; başta göze alınmayan küçük hayal kırıklıklarının, daha sonra çok derin hayal kırıklıklarına yol açabileceğini ve çifti geri dönülmez bir noktaya taşıyabileceğini belirtti.

    İLİŞKİDEKİ GİZEM VE TUTKU İÇİN ÇABALAMAMAK!

    CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe; “Bir kadının yaptığı en büyük hatalardan biri kocası ya da erkek arkadaşına en yakın kız arkadaşıymış, ‘kankasıymış’ gibi muamele yapmasıdır. Birçok kadın ilişki süresi uzayınca, erkekle her şeyini paylaşmaya başlar. Oysa kadının da erkeğinden ayrı bir dünyası olması gerekir. Kız arkadaşlarla konuşulan birtakım kadınsı konuların partnerle paylaşılmaması gerekir. Kadınların ve erkeklerin kendilerine has gizemleri olmalıdır. Gizem, tutkuyu besler tutku da cinselliğin devamlılığını sağlar. İrade ve yargıları aşan güçlü bir coşku, istek, amaç ve ihtiras olarak tanımlanan tutku; bir insanın istemesine, duymasına ve düşünmesine egemen olan güçlü bir eğilimdir, uzun süreli, kalıcı ve güçlü bir duygulanımdır. Kadınlar ilişkilerindeki gizem ve tutku için çabalamadıklarında, çiftin zamanla cinsel beklentileri azalabilir ve ilişkiler istenmeyen bir noktaya sürüklenebilir.” dedi ve ekledi, “Bu nedenle, çiftin birbirine olan arzusunun karşılıklı olarak devam edebilmesi için kadına has mahremiyetin partnerle paylaşılmaması gerekir.”

    ERKEĞİN EROTİZMİNİ AŞAĞILAMAK!

    CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör ; “Kadınlar romantizmi erkekler ise erotizmi sever, neredeyse bu evrensel bir kuraldır. Erotizm çoğu zaman aşk oyunlarını, erotik filmleri veya pornoyu kapsar. Öncelikle kadınların bu durumu kabullenmeleri gerekir. Kadınlar partnerlerinin erotizmini yargılamak veya aşağılamak yerine, anlamaya, paylaşmaya ve eşlik etmeye çalışmalıdır. Erotizmi konuşulabilir bir konu olarak görmek ve gerektiğinde partnerlerinin erotik film izleme tekliflerine önyargısız yaklaşmak, yatak odalarına renk getirebilir. Ayrıca cinsel ilişki sırasında sessiz kalmamak gerekir. Çünkü erkekler doğaları gereği daha fazla cinsel uyarım alabilmek için erotik sesler duymaya ve davranışlar görmeye ihtiyaç duyarlar. Kadınlar hissettiklerini daha çok hissettirebilmek için duygularını dile dökmeli, gerektiğinde inlemeli, çığlık atmalı ve bedensel duyumlarını dışa vurmalıdır. ” diye belirtti.

    KENDİ BEDENİNDE KUSUR BULMAK!

    CİSED Genel Başkanı Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Cebrail Kısa; “Kadınların kendilerini sevmeleri ve beğenmeleri, cinsel yaşamlarında hem kendi hem de partnerlerinin tatmini için hayati önem taşır. Çünkü kendini sevmeyen bir başkasını gerçekten sevemez, kendine değer vermeyen gerçekten bir başkasına değer veremez. Kısa ya da uzun, şişman ya da çok zayıf fark etmez, her kadın güzeldir. Bu nedenle kadınlar gerektiğinde gündüz veya açık ışıkta partnerleri ile birlikte olmalı, evde mahrem yerlerde iç çamaşırlarıyla dolaşmalı ve ilk önce kendi bedenleriyle flört etmelidir. Ayrıca her insan beğenilmek, adam yerine konmak ve önemsenmek ister, kendine saygı duyulmasını bekler. Partnerinin sadece davranışlarına değil kendine bakmasını ve özen göstermesini ister. Akşam partnerinin güzel kıyafetlerle kendini karşılamasını, güzel kokmasını ve küçük sürprizler hazırlamasını hayal eder. Bu nedenle kadınların partnerlerine özenli davranması, kendilerine ve ilişkilerine verdikleri değerin bir göstergesidir.” diye belirtti.

    SEKSİ BİR AMAÇ İÇİN KULLANMAK!

    Cinselliğin, rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatı olduğunu belirtenCİSED Genel Başkan Yardımcısı Uz. Dr. Yasemin Yıldız; ” Cinsellikte kadının ve erkeğin bedenlerini birbirlerine bir armağan olarak sunmaları gerekir. Cinselliği ruhun ve bedenin paylaşılması dışında, kişisel bir amaç veya bir şeyler elde etmek için kullanmak ilişkinin kalitesini bozacaktır. Ayrıca cinsellikle günlük hayatın birtakım kazanımlarını birbirinden ayrı tutmak gerekir. Yatakta elde edilebilen en büyük kazanç partner ile paylaşılan hazlar ve güzel anlar olmalıdır. Çünkü cinsellikle daha fazla sevgi veya gelecek garantisi elde etmeye çalışmak, o ilişkinin masumiyetini bozacaktır.” dedi.

    PENİS BOYUNU TAKINTI YAPMAK!

    Geçmişten bugüne kadar, çok yanlış bir şekilde, penis boyu erkekliğin bir göstergesi olarak algılanıp, takıntıya dönüştüğünü ve birçok çiftin hayatını çekilmez bir hale getirdiğini belirten CİSED Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Kemal Özcan; “Oysa çiftlerin cinsel hayatlarını daha doyurucu yaşayabilmeleri için penis boyundan daha ziyade birbirine güvenmeleri, dokunmanın verdiği hazza odaklanmaları, samimi ve açık konuşabilmeleri, koşulsuz birbirini sevmeleri, saygı duymaları ve birbirlerine şefkat göstermeleri daha önemlidir. Çünkü penisin boyu değil işlevi önemlidir. Sanıldığının aksine penis boyuyla cinsel performans arasında doğrudan bir ilişki bulunmaz.Penisin en önemli işlevi kadının gebe kalmasını sağlamaktır, diğer işlevi ise cinsellik içgüdüsünü tatmin etmektir. Bu iki işlevin yerine getirilebilmesi sperm sayısı ve işlevlerinin yeterli olmasına, boşalmanın denetim altına alınabilmesine, ereksiyonun gerekli zamanlarda devreye girmesine ve yeterli süre sürdürülebilmesine bağlıdır.” dedi ve şöyle devam etti; “Ayrıca vajina ortalama 10 cm uzunluğunda olan boru şeklinde bir organdır. Vajinanın en çok haz alınan bölümü, dışarıya yakın üçte birlik kısmıdır. Yapılan çalışmalar, girişteki bu 3-4 cm’lik kısım ile klitoris arasında sinirsel bağlantılar olduğunu göstermiştir. Bu nedenle, kadınlarda cinsel haz merkezi vajina değil klitoristirKlitorisin uyarılabilmesi için penisin çok uzun olmasına gerek yoktur. Kadınların mastürbasyon ile keşfettikleri “direkt klitoral boşalma” yanında, sonradan öğrendikleri “vajinal boşalma”, “dolaylı klitoral boşalma” olarak adlandırılır. “Vajinal orgazm” ise vajinal boşalmaya yol açan direkt klitoral temasların yanısıra kadının beyninde başlayan ve tüm bedeni kaplayan bir olaydı. Diğer bir değişle, bedensel boşalmaya ruhsal boşalmanın eklenmesidir”.