Collezione Elbise 2012 Modelleri Galerimizde …
Collezione Elbiseler
Collezione Elbise 2012 Modelleri Galerimizde …
Collezione Elbiseler
Ağrılı Cinsel İlişki
Ağrılı Cinsel İlişki neden olur
Ağrılı Cinsel İlişki nasıl tedavi edilir…
Cinsel ilişki esnasında ağrı ortaya çıkması disparoni adını alır. Ağrının nedeni organik bir rahatsızlık olabileceği gibi, psikolojik de olabilir. Bunun ayrımı ise komple bir jinekolojikmuayene ile yapılır.
Disparoni eğer ilk cinsel ilişki deneyiminden beri varsa birincil, sonradan ortaya çıkmışsa ikincil adını alır. Bu ayrım muhtemel nedenlerin ortaya konması açısından önemlidir.
Yüzeyel disparoni vajina girişinde, derin disparoni ise penisin girmesiyle birlikte vajinanın derinlerinde ortaya çıkan ağrıdır ve bu ayrım da tanıaçısından önemlidir. Derin disparonide ağrı alt karın bölgesinde yaygın olarak hissedilir.
Kadınların yaklaşık %15?i hayatlarının bir döneminde böyle bir ağrıyla karşı karşıya kalırlar. Ancak %1-2?sinde ise ağrı tedavi gerektirecek kadar şiddetlidir. Bazı kadınlar bu ağrıyı daha çok genital bölgede basınç, yırtılma veya yanma hissi olarak tarif ederler.
Neden olur?
Disparoni nedenleri incelenirken aşağıdan yukarı doğru (vajina girişinden iç genital organlara doğru) bir ayrım yapmak konunun daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunacaktır.
Vajina girişine bağlı nedenler: yüzeyel disparoni nedenidirler.
Kızlık zarıyla ilgili sorunlar: Kızlık zarının yapısal olarak sert olması
Menopoza bağlı atrofi: Menopoz döneminde dokular esnekliklerini yitirdiklerinden cinsel ilişki tahrişe ve ağrıya neden olabilir.
Yeterince hazır olunmadan ilişkide bulunma ve buna bağlı tahriş
Epizyotomi nedbeleri: özellikle zor doğumlardan sonra fazla sayıda dikiş gerektiğinde ve/veya epizyotomi iyileşmesi esnasında enfeksiyon meydana geldiğinde dikiş yerleri sıklıkla nedbe bırakarak iyileşir ve bu nedbeler ilişkide ağrı duyulmasına neden olur.
Enfeksiyonlar: Herpes Simpleks enfeksiyonları (genital uçuk) hem ilişkide hem de ilişki olmayan döneminde ağrı yapar.
Vajinaya bağlı nedenler:
Enfeksiyonlar: vajinit bazı durumlarda ağrıya neden olabilir.
Kitle ve tümörler: vajinada kitle nadir görülür. Büyük kitleler ağrı ve beraberinde kanamaya neden olabilirler.
Yeterince hazır olunmadan ilişkide bulunma ve buna bağlı tahriş
Rektosel (vajina arka duvarı sarkması), uterus sarkması ve sistosel (vajina ön duvarı sarkması): gerilmeye bağlı ağrı nedeni olabilirler.
Yabancı cisimlere karşı gelişen allerjik cevap
Vajina kubbesinde cerrahi veya radyoterapiye bağlı değişiklikler
Doğumsal anomaliler: nadir görülürler
Pelvik yapılara ait nedenler
(iç genital organlara bağlı nedenler): Bu durumlarda derin disparoni ortaya çıkar.
(iç genital organlara bağlı nedenler): Bu durumlarda derin disparoni ortaya çıkar.
Pelvik iltihabi durumlar: pelvik enfeksiyonlar hem akut dönemde hem de iyileştikten sonraki dönemde ilişkide ağrı nedeni olabilirler.
Endometriozis: endometriozis genital bölgedeki organlarda yapışıklıklara neden olan bir durumdur. Bu yapışıklıklar ilişki esnasında gerilmeye ve ağrıya neden olabilirler.
Uterus habis veya selim tümörleri
Pelviste enfeksiyonlara, ameliyatlara veya endometriozise bağlı gelişen yapışıklıklar
Geçirilmiş pelvis kırıkları
Sindirim sistemi hastalıkları: nadiren disparoni nedenidirler.
Enflamatuar barsak hastalıkları (Crohn hastalığı-Divertikülit)
Kabızlık
Hemoroid, fistül ve fissür gibi anüs ve rektum bölgesi hastalıkları: dışkılama esnasında ve sonrasında ağrıya neden olabilecekleri gibi
yakın komşuluk nedeniyle disparoni nedeni de olabilirler.
İdrar yolu hastalıkları: Üretra veya mesaneye ait lezyonlar
Psikolojik bozukluklar: Korku, kaygı, fobik reaksiyonlar, konversiyon reaksiyonları, partnerle uyumsuzluk,
İlk ilişkinin yarattığı psikolojik travma gibi psikolojik durumlar da en önemli disparoni nedenleri arasında üst sıralarda yer alırlar.
Disparoninin (Cinsel ilişki esnasında ağrı ortaya çıkması) vajinismustan (vajina girişi kaslarının ilişki esnasında kasılması) ayırıcı tanısı mutlaka yapılmış olmalıdır.
Tedavi öncesi incelemeler
Öncelikle enfeksiyon, kitle, kanser veya kanser öncüsü lezyon açısından muayene, ultrason, vajinal kültür, papsmear, idrar kültürü gibi incelemeler yapılır.
Şüpheli durumlarda vulva ve/veya vajinaya kolposkopik inceleme yapılır ve gerekirse biyopsi alınır.
Derin disparonide laparoskopik inceleme sıklıkla gereklidir.
Tedavi
Tedavide ilk adım hastanın ve eşinin hastalığın tabiatı konusunda bilgi sahibi olmasıdır.
Organik nedenler usulüne uygun olarak ilaç ve/veya cerrahi yolla tedavi edilir.
Hastalığın psikolojik komponenti varsa bireysel ve/veya eşle beraber psikopterapi çok önemlidir ve ihmal edilmemelidir.
Bronzlaşma tutkusu kanser riskini beraberinde getiriyor. Uzmanlar sağlıklı bronzlaşma diye bir kavram olmadığına işaret ediyorlar. İşte güneşlenmenin püf noktaları…
Yaz mevsimiyle daha görünür hale gelen bronz tenli olma isteğini uzmanlar riskli bir eğilim olarak değerlendiriyorlar. Bu isteğin bağımlılığa dönüşmesi ise tıpta tanoreksiya olarak tanımlanıyor.
Uzmanlar, bu kişilerin kendilerini soluk ve renksiz saydıkları için kışın solaryumda yazın güneş altında bronzlaşma çabası içine girdiklerini ve yeterince bronzlaşmış hissetmedikleri zaman sinirli olduklarını belirtiyorlar.
Peki bronslaşmanın boyutu nedir? Ne kadarı karar ne kadarı zarar sayılmalıdır?
Bu konuyu Medical Park Bahçelievler Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Gökhan Okan anlattı:
KANSERE ZEMİN HAZIRLAR
Bronzlaşmayı tutkuya dönüştürenler tanoreksik, yani bronzluk bağımlısı heline gelmiş sayılırlar.
Tanoreksiya özellikle gençlerde görülüyor. Hemen belirtelim ki, sağlıklı bronzluk diye bir durum söz konusu olamaz! Özellikle genç yaşlarda alınan yoğun güneş ışınlarının gelecekte cilt kanserine zemin hazırlayacağını sakın unutmayın
Yaz-kış demeden sürekli bronz bir tene sahip olmak için solaryumdan çıkmayanları ve saatlerce güneşin altında yatanlar şunları unutmamalı:
• Bronzlaşma; doğal ya da suni kaynaklarla yoğun UV ışınlarına maruz kalınması sonrası deri renginin koyulaşmasıdır. Bronzlaşma sonrası, deri renginde koyulaşma yanında çiller, lekeler, benler, kılcal damar genişlemeleri ve cilt kanserlerine zemin hazırlama gibi istenmeyen etkiler de oluşmaktadır.
• İnsanların bronzlaşmaya olan merakı, bazı durumlarda bağımlılık oluşturmakta ve bu durum tıp literatüründe ‘tanoreksiya’ diye adlandırılmaktadır. Tanoreksik kişiler kendilerini soluk, renksiz olarak algılamaktadır ve bunu telafi etmek amacıyla da çok sık suni kaynaklarla bronzlaşma yoluna başvurmaktadır. Bu durum bağımlılık hali kazanmakta, kişi kendini bronz görmediği zaman sinirlilik ve ruh halinde bozukluk olmaktadır.
MUTLAKA TEDAVİ EDİLMELİ
• Tanoreksiya daha çok ergenlik yaşlarında görülmektedir. Genellikle zayıf ve sigara bağımlısı olan kişilerde daha sık rastlanır. Tanoreksik kişilerin yoğun UV maruziyetinden dolayı cilt kanseri riskleri fazladır. Tanoreksiklerin dermatoloji ve psikiyatri hekimleri ile ortak takip edilmeleri gerekir. Vücutlarındaki riski benler dermatologlar tarafından tespit edilip, gerektiğinde uzaklaştırılmalı, ayrıca kişi psikolojik destek almalıdır.
• Tanoreksiya tedavi edilmediği durumlarda, özellikle ilerlemiş vakalarda, kişi solaryuma girmediği ve kendini bronz görmediği zaman mide bulantısı ve kusma gibi sorunlar da ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle bronzlaşma bağımlılığı, bu ciddi sorunlarla sonuçlanmadan mutlaka tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlıktır.
• Melanosit dediğimiz hücreler, cildimize renk veren melanin maddesinin salgılanmasından sorumludur. Melanin maddesinin görevi, cildimizi güneşin zararlı etkisinden korumaktır. Çok yoğun güneşe maruz kalındığında, vücut buna koruyucu tepki olarak melanin üretimini hızlandırır. Bu da bronzlaşmanın sebebidir. Açık tenli kişilerde yoğun güneşe maruz kalınması sonrası ciltte kızarıklık sık görülmekte, bronzlaşma son derece nadir olmaktadır. Koyu ten yapısına sahip kişiler ise güneşte kızarmayıp, bronzlaşırlar.
SOLARYUMUN ZARARLI ETKİSİ
• Deri renginin koyulaşması, hücrelerde mevcut olan melaninin salınımının artışı ya da yeni melanin salgılanması ile gerçekleşir. Bronzlaşma aniden olabileceği gibi geç de başlayabilir. Erken bronzlaşma, koyu tenli kişilerde daha belirgindir; UVA ışınına cevap olarak hızla oluşur ve kısa sürede söner.
• Geç bronzlaşma UVB ve UVA ışınlarına temastan 48-72 saat sonra başlar. Yeni pigment oluşumu başlar; pigmentasyon kalıcıdır, haftalarca sürer, kalıcı ve derin bir bronzluğa olur.
CİLT KANSERİ ŞAKA DEĞİL!
• Solaryum cihazı suni kaynaklarla cildin bronzlaşmasını sağlar. UVA ışınları ile bu etkiyi yaratır. Güneş ışınlarının neden olduğu tüm olumsuz etkiler solaryum için de geçerlidir.
• UVA ve UVB ışınlarının cilde bronzluk kazandırma yanında çok sayıda olumsuz etkileri bulunmaktadır. UVA ışınları, cilt kanserlerinde en tehlikelisi olan malign melanom oluşmasında önemli bir etmendir. UVB ışınları erken deri yaşlanması, cilt kanseri ve benlerde değişikliğe neden olma gibi ciddi riskleri vardır.
SAĞLIKLI BRONZLUK YOKTUR!
• Bronzluk, tavsiye edilecek bir durum değildir. Sağlıklı bronzluk diye bir kavram söz konusu değildir. Bronz görüntü isteyen kişiler otobronz ürün kullanmalıdır. Özellikle ergenlik çağındaki gençlere güneşin uzun dönemdeki yan etkileri hakkında bilgi verilmelidir.
• Bronzlaşmak isteyen kişiler için en iyi alternatif otobronz ürünlerdir. Otobronz ürünler; krem, losyon, sprey ve jel şeklinde olup güvenilirdirler. Yan etkileri yok denecek kadar azdır. Ultraviole ışını olmaksızın cilde bronz görünüm kazandırırlar. İçeriklerindeki güneş koruyucuların faktörleri düşük olduğundan, otobronz ürünlerin üzerine ayrıca güneş koruyucu sürülmesi unutulmamalıdır.
BİLİNÇSİZ GÜNEŞLENMENİN FATURASI
• GÜNEŞ YANIKLARI: Kısa sürede yoğun güneşe maruz kalma sonrasında gerçekleşir. Kızarıklık, su toplaması, ateş yüksekliği, titreme, bulantı ve kusma görülür.
• BRONZLAŞMA: Uzun dönemde yoğun güneşe maruz kalma sonrasında gelişir. Vücudun verdiği bir savunma mekanizmasıdır. Cilt renk hücreleri, korunma amacıyla renk üretir.
• ERKEN YAŞLANMA: Uzun süreli güneşe maruziyet ciltte derin çizgileşme, damarlarda genişleme, kahverengi lekelenme şeklinde görüntüye neden olur. Damarların genişlemesine, pigment hücrelerinin düzensiz çalışmasına, kollajen üretiminde azalmaya neden olur.
• CİLT KANSERLERİ: Güneşin vücudumuza vermiş olduğu zararların en tehlikelisidir. Tüm dünyada sıklığı giderek artmaktadır.
• KATARAKT: Güneş ışınları katarakt oluşumuna zemin hazırlamaktadır.
• ALERJİK REAKSİYONLAR: UV ışınları bazı kişilerde kaşıntı, kızarıklık, sulantı ile kendini belli eden alerjik reaksiyonlara neden olur. Ayrıca kullanılan kozmetikler, parfümler ve bazı ilaçlarda güneşe karşı hassasiyet yaratabilir.
• BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ BASKILAR: Deride bulunan bağışıklık sistemi hücreleri UV maruz kalma sonrasında baskılanır. Herpes (uçuk) virüsü gibi enfeksiyon hastalıklarının ortaya çıkışını kolaylaştırır. Lupus, porfiri gibi bazı rahatsızlıklar güneş ışınlarının etkisiyle aktifleşir.
GÜNEŞE KARŞI NE YAPMALI?
• UYGUN ZAMANI SEÇİN: Güneş ışınlarının en yoğun olduğu saatler olan 10:00-16:00 arasında dışarıda mümkün olduğunca bulunulmamalı.
• GÖLGEDE DURUN: Dışarıda zaman geçirileceği zaman mümkün olduğunca gölgede kalınmalı.
• GİYSİNİZ DE SPF’Lİ OLSUN: Koruyucu ve açık renkli giysiler giyilmeli, güneşten koruyucu gözlükler ve şapka takılmalı.
• DOĞRU KREM SEÇİN: Mutlaka güneş koruyucu kullanımına önem verilmeli.
• KULAĞINIZA BİLE SÜRÜN: Güneş koruyucular dışarı çıkılmadan 20 dakika önce sürülmeli. Her tarafa eşit uygulanmalı ve arada boşluk bırakılmamalı. Burun, kulaklar, yanaklar, ayak tabanları, sırt, eller ve kolların yan yüzlerine eşit oranda sürülmeli.
• BEBEKLERE ŞAPKA: Bebekler altı aylıktan küçükse güneş koruyucu kullanımından çok şapka takma, gölgede kalma gibi koruyucu önlemler alınmalı.
• YEŞİL ÇAY İÇİN: Güneşten kaynaklanan zararlı etkilerden korunmak amacıyla harici ya da sistemik antioksidan kullanımı faydalı olabilir. Vitamin C, E, selenyum, çinko, yeşil çay, silimarin ve soya isoflovanları etkili başlıca antioksidanlardır.
Dekoratif sabunlar
Birbirinden şık sabunlar
Sabun yapımına başlamak istiyorsanız, son derece şık ve pratik projeler sunan Linda Orton’un “Soapmaking For The First Time” isimli kitabını edinmenizi öneririz. Orton, anlaşılması kolay bir dille kaleme aldığı eserinde basit kalıp kullanımından güzellik sabunlarının reçetelerine kadar birçok ilginç konuyu sizlerin ilgisine sunuyor
Kendi sabunlarınızı tasarlayın
Hazır sabun kalıplarını benmari şeklinde eritin. Ancak, bu işlem sırasında asla ocağın başından ayrılmayın ve çocuklar ile evcil hayvanları çalışma alanınızdan uzak tutun. Bu uygulamayı mikrodalga fırında da gerçekleştirebilirsiniz. Bunun için sabunları önce yüksek ısıda 40 saniye, daha sonra ise 10’ar saniye aralıklarla ısıtıp sıvı hale getirin. Erittiğiniz sabunu plastik kalıplara dökmeden önce 1-2 dk bekletirseniz kalıba da zarar vermemiş olursunuz. Bekleme sırasında bıçağın ucuyla gıda boyası katarak karışımı renklendirebilirsiniz. Aynı zamanda su bazlı parfümleri de çalışmanıza ilave edebilirsiniz. Çalışmanızı kalıptan kolay çıkarabilmek için kalıbınızı önceden ayçiçekyağıyla yağlayın. Sabununuzun çabuk soğumasını istiyorsanız buzdolabında 2-3 dk tutabilirsiniz. Ancak buzdolabında daha uzun kalmamasına dikkat edin, aksi halde yüzeyde çatlaklar oluşabilir. Sabunun rengini opaklaştırmak için süt tozu kullanabilirsiniz.
Son olaraksa sabunun içine çiçek, boncuk, deniz kabuğu ya da kahve çekirdekleri katarak çalışmanızı dekoratif hale dönüştürebilirsiniz. Kullandığınız ham malzemenin hijyeninden ve üretim koşullarından emin olmadıkça sabunları yalnızca dekoratif amaçlı kullanmanızı öneririz.
Rengarenk formlar
Malzemeler: Gliserinli sabun kalıbı (200-300 gr’lık bir kalıp), şapşak, derin bir tencere, ayçiçekyağı, toz gıda boyası, su bazlı koku, plastik (lateks) kalıp, süsleme için dekoratif malzemeler (Tüm malzemeler aktarlardan ya da hobi marketlerden sağlanabilir)
Hazırlanışı: Sabun kalıbını şapşak içine koyup, içinde kaynar su bulunan tencerenin içine daldırarak benmari usulü eritin. Daha sonra tamamıyla eriyen sabunu, 1 -2 dakika beklelin ve hafifçe serinlemesini sağlayın. Bu arada dilerseniz malzemenize az miktarda (1 fiske) toz gıda boyası ve su bazlı parfüm katabilirsiniz. Karışımı, yarısını dolduracak biçimde içi yağlanmış kalıba dökün. Daha sonra seçtiğiniz süs objesini de kalıba yerleştirin ve bir dakika bekleyin. Kalan karışımı kalıba döküp 10 dakika daha bekleyin. Kalıbı 2-3 dakika buzdolabına koyun ve son olarak elle pres yaparak sabunu çıkartın.
İlgili konular ;
– Dekoratif sabun yapımı
– Banyolarınız için raf ve dekorasyon fikirleri
– Banyo Dekorasyonu
Burçlara Göre Çikolata Zevkleri
– Egzotik tatları tercih eden Koçlar ‘zencefilli’ çikolata
– Damak zevkine düşkün Boğalar çıtır çikolata ‘krokanlı’
– Değişik tatlar arayan İkizler ‘kestaneli bitter truffle’
– Evcil Yengeçler gevrekli ve üzümlü ile fındıklı çikolata
– Kalite düşkünü Aslanlar ‘bitter’
– Alkolden hoşlanan Başaklar ‘viski – konyak aromalı’
– Tatlı sever Teraziler ‘beyaz’
– Damak zevkinde de tutkulu olan Akrepler ‘portakallı sütlü’
– Yenilik meraklısı Yaylar ‘beyaz truffle’
– İç dolgusu seven Kovalar ‘konyaklı, fındıklı’
– Mükemmeliyetçi Oğlaklar ‘kahveli bitter’
– Âşıkken çikolatayla avunan Balık da ‘karamelli ve sütlü’ çikolata seviyor.
İlgili Konular ;
– Burcuna Göre Gelinliğini Seç
– En Kolay ve En Zor Evlenen Burçlar
– Bütün Burçların Genel Özellikleri
– Kredi Kartı Kullanımında Burçların Etkisi
– Burçlar ve Yalan
– Burçların Kadınları Nasıl Aşık Olur
Elmalı Tatlı Tarifi
Malzemeler
– 4 adet elma
– Yarım su bardağı tozşeker
– 1 tatlı kaşığı tarçın
– 1 çay bardağı fındık içi
Hamuru için:
– 1 paket margarin
– 2 adet yumurta
– 1 çay bardağı tozşeker
– Yarım su bardağı yoğurt
– 1 paket kabartma tozu
– Üç buçuk su bardağı un
Şerbeti için:
– 4 su bardağı su
– 3 su bardağı tozşeker
– 1 tatlı kaşığı limon suyu
Üzeri için:
– Hindistancevizi
Elmalı Tatlı Yapılışı
ELMALARIN kabuklarını soyarak rendeleyin. Tozşeker ve tarçını ilave edin. Elmalar suyunu bırakıp çekene dek pişirin. Ocaktan alarak üzerine fındık içi serpin. Soğumaya bırakın. Hamuru hazırlamak için, margarini eritip soğutun. Yumurtaları içine ilave edin. Tozşeker, yoğurt ve kabartma tozunu ekleyip karıştırın. Üzerine azar azar unu ilave edin. Poğaça hamuru kıvamına gelene dek yoğurun. Hamurdan cevizden biraz irice bezeler kopartın. Yarım santim kalınlığında açın. Çay bardağı ile bezelerden yuvarlaklar kesin. Yuvarlak bezelerden bir tanesini tezgaha yerleştirin. Ortasına elmalı içten yerleştirin. Üzerine başka bir yuvarlak beze kapatın. Kenarlarını çatalın ucuyla bastırın. Tüm bezelere aynı işlemi uygulayın. Fırın tepsisini yağlı kağıtla kaplayın. Bezeleri fırın tepsisine yerleştirip kenara alın. Şerbeti hazırlamak için su, tozşeker ve limon suyunu kaynatın. Kaynayan şerbeti ocaktan alarak soğumaya bırakın. Kenara aldığınız bezeleri fırına verin. Bezeler altın rengini alana dek pişirin. Çıkardığınızda soğuk şerbete atıp 5 dakika bekletin. Süzgeç yardımıyla şerbetten aldığınız bezeleri servis tabağına yerleştirin. Üzerine hindistancevizi serperek servis yapın.
KULLANILACAK MALZEMELER
– 1 çay kaşığı hindistan cevizi yağı
– 1 çay kaşığı saf badem yağı
– 1 tatlı kaşığı kakao yağı
– 3-4 damla saf E vitamini yağı
– 1-2 saf nane özü damlası
– 3-4 damla çikolata
UYGULANIŞI
Dudak Bakımı Tüm malzemeleri ısıya dayanıklı küçük bir kaseye boşaltın ve sıkça karıştırın. Kaseye su gelmemesine dikkat edin ve 3-5 dakika sonra kaseyi sudan çıkarın. Karışım donmadan küçük kapaklı bir kaba boşaltın ve 1-2 saatte soğumasını bekleyin. Çantanızda saklayabilirsiniz fakat çok sıcakta eriyeceğini unutmayın. Evde olduğunuzda buzdolabında muhafaza edin.
İlgili Konular ;
– Dudak Dolgusu yaptıran var mı?
– Dudak bakımı önerileri
– Luscious Lips Dudak Pompası
– Dudaklardan Kişilik Testi Yapın